Hsyk Hukuki Müzakere Toplantısı

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından Nevşehir’de düzenlenen Hukuki Müzakere Toplantısı'nda konuşan HSYK 1. Daire Üyesi Teoman Gökçe, yargıya olan güven sorununun, uygulama birliğindeki sıkıntılardan kaynaklandığını söyledi.


Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından düzenlenen Hukuki Müzakere Toplantısı Nevşehir’de gerçekleştiriliyor. 29 Kasım-1 Aralık tarihleri arasında Kapadokya Dedeman Otel’de yapılacak olan toplantıya; HSYK Üyesi Teoman Gökçe, Yargıtay Üyeleri Muharrem Karayol, Nuri Güleç, Eyüp Sarıcalar, HSYK Genel Sekreter Yardımcısı Neslihan Ekinci, Yargıtay Cumhuriyet Savcısı İrfan Saz, HSYK, Yargıtay ve Adalet Akademisinden Tetkik Hakimleri, Nevşehir Cumhuriyet Başsavcısı Osman Nuri Güler, Nevşehir Baro Başkanı Fahri Korucu ve Türkiye’nin çeşitli il ve ilçelerinden gelen 70 hakim ve cumhuriyet savcısı katılıyor.

Hakim ve savcıların bir araya gelerek bilgi ve tecrübe paylaşımında bulunmaları, yüksek mahkeme üyeleri ve tetkik hakimlerinin tartışmalı konularda müzakerelerde bulunmaları ve uygulama birliğinin sağlanması yönünde adım atılması amacıyla düzenlenen toplantının açılışında konuşan Nevşehir Cumhuriyet Başsavcısı Osman Nuri Güler, şu ifadeleri kullandı:
“Ülkemizde AB uyum sürecinde temel yasalarımızda yapılan değişiklikler, kamuoyunda yargı paketi olarak bilinen ve pek çok yasalarda değişimi öngören düzenlemeler ve bu düzenlemelerin uygulama aşamasına geçişinden sonra hem savcılıklardan hem de mahkemelerden verilen kararlarda uygulama birliğini sağlamak adına yargının ilgili tüm kuruluşlarının bir araya geldiği, karşılıklı iletişime dayalı bir mekanizmanın kurulması zorunlu hale geldi. HSYK’nın yaptığı çalışmalarla taşrada çalışan hakim ve savcılar, Yargıtay üyeleri, akademisyenler, baro temsilcileri ve pek çok kurumun temsilcilerinin bir araya gelip hukuki müzakere toplantılarında sorunlara çözüm aramaları bu ihtiyacı karşılamak adına atılan en büyük adım olmuştur.”
Yargıtay Üyesi Eyüp Sarıcalar ise, yargının daha etkin ve verimli bir şekilde çalışabilmesini temin etmek amacıyla Yargıtay ile HSYK’nın çeşitli çalışmalar yürüttüğünü ifade etti.

Bunlar içerisinde en çok önem verilen çalışma olan Hukuki Müzakereler Projesi'nde temel amacın yargı hizmetlerinde kalite ve güveni artırmak, yargının tüm kurumlarının iş birliği içerisinde çalışmasını sağlamak, hakim ve savcıların karar işlemlerinde ortaya çıkan farklı işlemleri ortadan kaldırmak ve tüm bunların sonucu olarak içtihat hukukunun gelişmesini sağlamak olduğunu belirten Sarıcalar, “İlki 2012 yılında yapılan bu toplantıların güzel sonuçları görülmeye başlanınca bu toplantıların devamı yönünde Yargıtayca en üst seviyede destek verilmiştir. Bu destek kapsamında 29 Yargıtay üyesi, 53 tetkik hakimi ve 7 Cumhuriyet savcısı bu toplantılara katılmıştır. Bu projenin yürütülmesinin yargı camiasına katkı sağlayacağından şüphemiz yoktur” diye konuştu.

“HAKİM VE SAVCILAR SÜREKLİ KENDİLERİNİ GELİŞTİRMELİ”
HSYK 1. Daire Üyesi Teoman Gökçe ise, hukukun sosyal, kültürel, ekonomik ve teknolojik gelişmelere uyum sağlaması ve kendi gelişimini sağlaması için hukuk uygulayıcısı olan hakim ve savcıların mutlaka buna paralel olarak kendisini geliştirmesi, bu bilgi, birikim ve tecrübe kazanımlarını sağlaması gerektiğini vurguladı. Bu gerçeğin farkında olan HSYK’nın mesaisinin ve bütçesinin çok büyük bir bölümünü bu bilgi birikimini, tecrübe kazanımını sağlamaya sarf ettiğini söyleyen Gökçe,
“Bu bağlamda 2013 yılında meslektaşlarımızdan da gelen talepler değerlendirilerek hukukun spesitifik alanlarında 65 ayrı konuda eğitim faaliyeti planlaması yaptı. Bu planlamanın gereği olarak da 5 bin 500’e varan bir meslektaş grubumuzun eğitim alması tasarlanmış ve bu güne kadar da 4 bin 500 rakamına ulaşılmıştır. Diğer taraftan kurumuzda 2014 yılı için eğitim faaliyeti çalışmaları başlatılmış ve bu amaçla da hangi alanlarda eğitime ihtiyaç duyulduğu meslektaşlarımıza sorulmuştur. 2014 yılında yapılacak olan programa da tüm meslektaşlarımızın katkılarını bekliyoruz” şeklinde konuştu.

“BATILILARA GÖRE VATANDAŞIN YARGIYA KARŞI GÜVEN SORUNU VAR”
Bunun dışında kurulun toplumda adalete olan güveni daha üst seviyelere çıkarmak amacıyla yargı kurumları arasındaki uygulama birliğini sağlamaya yönelik olarak başlattığı ve teşkilatın ve hukukun diğer paydaşları tarafından da çok kabul gören Hukuki Müzakereler Toplantısı Projesi’nin yürürlüğe konulduğunu ifade eden Gökçe, ilk defa çalışmaları 2011 yılında başlanılan ve 2012 yılında yapılmaya başlanılan Hukuki Müzakere Toplantılarının güz ve yaz döneminde iki ayrı kategoride gerçekleştirildiğini ve ilki 2012 yılının güz programı olarak yapılan toplantılara 700 kişinin katıldığını kaydetti.

2013 yılında katılımların daha da arttığını belirten Gökçe, “Bugün itibarıyla 13 ayrı yerde planladığımız bu toplantılara bin 100 meslektaşımız iştirak etmekte. Bu programın sonuncusu da bu hafta Nevşehir’de ve Malatya’da gerçekleştirilmekte. Biz bu programlarla uygulama birliğini sağlamak ve toplumun yargıya olan güvenini artırmak istiyoruz. Hukuki Müzakere Toplantılarının konsepti, diğer sipesitifik alanlarda yapılan eğitim faaliyetlerinden farklı. Bu programlarda karşılıklı müzakereye dayanan yine belli konularda meslektaşlarımızın görüşlerine başvuruluyor. Bu görüşler raporlanarak son günde meslektaşlarımız ile paylaşılıyor ve daha sonra kurulumuzun sitesinde toplantıya katılamayan meslektaşlarımızın bilgisine sunuluyor. Gelen yoğun talep üzerine 2014 yılının bahar mevsiminde bu programlara devam edeceğiz” dedi.

2000’li yılların başından itibaren yargı alanında Türkiye’de çok güzel gelişmelerin yaşandığını ve bu gelişmelerin kendilerini mennun ettiğini vurgulayan Gökçe, bir taraftan daha çağdaş, daha demokratik yasalar yürürlüğe sokulurken, diğer taraftan adliyelerin ve cezaevlerinin altyapı sorunları halledilerek teknolojik gelişmelere paralel olarak yeni UYAP gibi kazanımların sağlandığını söyledi.

Buna paralel olarak bu binaların içerisinde hizmet veren hakim ve savcıların da mutlaka çağın gereksinimlerine paralel olarak bu bilgi, tecrübeyi kazanması gerektiğini kaydeden Gökçe, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yani halkımıza, insanımıza, vatandaşımıza hak ettiği kaliteli, nitelikli ve hızlı adalet hizmetini sunmamız gerekiyor. Bu anlamda yapacağımız bu eğitim faaliyetlerinin buna büyük katkı sağlayacağına inancım tam. Aksi takdirde bina, teçhizat olarak güzel imkanlar fakat vatandaşın arzu ettiği nitelikte bir adalet hizmeti sunamazsak hakikaten yargının bir alanı eksik kalacaktır. Bunu mutlaka bizim başarmamız gerekiyor. Biz bir camiayız biz bir aileyiz bunu kendi içerimizde de mutlaka görüşmemiz gerekiyor. Gerçekten yargı ile sorununu en alt seviyeye indirgemiş ülkelerde şunu görmekteyiz; vatandaşın yargıya güveni yüksek. Bu güven tam da bu toplantıların amacı olan uygulama birliğini gerçekleştirme ile sağlanıyor. Batılıların bizim ülkemiz ile tespiti şu; 'Sizin hakim ve savcılarınız bizimkilerden gerçekten çok çalışıyor. Bu tartışılamaz bir gerçek. Başka ülkelerde cumartesi ve pazar günü adliyeye gidip çalışan meslektaş göremezsiniz ama buna rağmen güven konusunda problemler var. Bunun en büyük nedenlerinden biri uygulama birliğindeki sıkıntılar.Yani aynı eylemden dolayı A şehrindeki bir mahkemeden verilen karar farklı, B şehrinde verilen karar farklı' diyorlar. Bu, kısmen yargıtayımızda da olabiliyor. Bırakın farklı şehirleri aynı şehirdeki 1. Asliye Hukuk Mahkememizde verilen karar farklı, 2. Asliye Hukuk Mahkememizden verilen karar farklı. Bunun neden böyle olduğunu sorduğumuzda, 'Yargı bağımsızlığı var. Hakim kendi vicdanına göre karar veriyor' deniliyor. Bunun vatandaşta uyandırdığı etki ise, 'Yargının ne olacağı belli değil' oluyor. Peki bu başarılamayacak bir husus mu? Tabii ki hayır. Belki ülkemizin bugüne kadar en büyük eksikliklerden biri buydu. Bu şekilde müzakere ortamında hem yüksek yargımızı hem ilk dereceden arkadaşlarımız bir araya getirilememişti. Şimdi bunu başarmaya çalışıyoruz. Bu anlamda ciddi uygulama birliğine katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Bu sağlanırsa, uygulama birliği ortaya konulursa vatandaşın yargıya güven anlamında sıkıntısı da büyük oranda giderilmiş olacak.”
Kaynak: İHA