Başbakan Yardımcısı Arınç, Bursa'da Açıklaması

Arınç, bir otelde düzenlenen "KOSGEB KOBİ Bursa ve Girişimcilik Ödülleri" etkinliğinde yaptığı konuşmada, Bursa'nın 10 yıl öncesine göre ihracatını neredeyse 4,5-5 misli artırdığını, ileriye ait hedeflerin daha fazla olduğunu söyledi.

Türkiye'yi yükselten her adımda Bursa'nın izinin görüldüğünü belirten Arınç, "Bursa dendiği zaman girişimcileri, üretimi, üretim kapasitesini ihracatı yeni alanlarda faaliyet göstermeyi, yüksek teknolojiyi izleyen uzay sektöründe sanayide ve savunmada yeni adımlar attığımızı görüyoruz. Allah nazarlardan saklasın bunlar çok iyi gelişmeler" diye konuştu.

Arınç, son 3 ay içerisinde İstanbul'da 4 finans zirvesinin toplandığını, davet üzerine bu toplantılara zaman zaman katıldığını dile getirerek, şunları söyledi:

"Ekonomiyi çok fazla bilmem. Bu işin sorumluları var, götürenler var. Ama ben daha çok politik, siyasi yönü üzerinde durdum. Türkiye'de adım gibi bildiğim tek şey var; siyasi istikrar olursa ekonomik istikrar da oluyor. Siyasi istikrarda bozulma olursa ekonomik krizler de yaşanabiliyor. Siyam ikizleri gibi; ikisi birbirini tetikleyen, olmazsa olmazı. Şu ana kadar yaşadığımız tüm krizler iç kaynaklıydı ve siyasi krizlere bağlıydı. 2008'de dış kaynaklı bir ekonomik kriz oldu. Türkiye bundan çok az etkilendi. Çünkü istikrarımız güçlüydü. Aldığımız tedbirlerde Sayın Başbakanın ifadesiyle; teğet geçmesi bir yana aynı zamanda pek çok krizi de fırsata çevirmiş olduk. Hamdolsun işsizlik oranlarında tek haneli rakamlara indik."

Türk insanının, önündeki engeller kaldırıldığında, sadece yol açıldığında, "hadi bakalım aslanım yürü" dendiğinde neler yapabileceğinin çok iyi bilindiğini ifade eden Arınç, "Bir genç kız ve erkek kardeşin yazılım konusunda neler başardığını zannediyorum herkes gördü. Yazılım çok önemli" dedi.

Meclis Başkanlığı döneminde ziyaret için Hindistan'a gittiğini anlatan Arınç, şöyle devam etti:

"1,5 milyar nüfuslu bir ülke ve halkının yüzde 70'i fakir. Yeni Delhi'de biraz ayakta durabiliyorsunuz ama Old Delhi denilen yere ise sağ giren canlı çıkmaz. Her yerde fakirlik var, yoksulluk var. Yol üzerinde kemikleri birbirine geçmiş ölü ya da diri yatan insanlar var. Kemikleri fırlamış sokaklarda dolaşan inekler var. 'Bu 1,5 milyarlık nüfus nasıl kalkınacak, ülke nasıl para kazanacak' diye düşünmüşler, taşınmışlar. O zamanlar ismini hatırlamıyorum cumhurbaşkanlarını ziyarete gitmiştim. O da dedi ki; 'biz düşündük taşındık, bu kadar insanı mutlu etmemiz mümkün değil. Bir sektörden başlamalıyız, o da bilişim sektörü. Hindistan'a en uygun bunu gördük' dediler. Sonra beni alıp bungalov vadisine götürdüler. Bir helikopter pisti yapmışlar orada, onun üzerinde çalışıyorlar. 'Yazılım ve bilişim konusunda en ucuza üretim yapan Hintli firmalardır' dediler. Hedefleri her sene bu sektörden 5 milyar dolar para kazanmak. Bunu giderek 10 milyar, 20 milyar dolara çıkarmak istediklerini ifade etmişlerdi. Şimdi herkesin evinde bilgisayar var ama önemli olan yazılımını, programını hazırlayabilmek. Çok şükür bizim insanımız gayret ettiği zaman her şeyi başarabiliyor. KOBİ'lere desteğimiz öyle ahım şahım değil. Yani bir tulumbaya su koyarsınız ya elinizi kolunuzu kaldırırsınız, su akmaya başlar. Buna 'can suyu mu' diyelim yoksa 'destek mi' diyelim? Bizim KOSGEB'in yaptığı bankalar aracılığıyla bu can suyunu temin etmektir. Bugünlerde gazetelere baktığımız zaman ekonomi sayfalarında KOSGEB'e destek sağlamak için bankalar birbiriyle yarışıyor. Aslında açık rekabete açmamızı istedi başkan. Yani bütün bankalar eşit ölçüde bu yarışa girerse KOSGEB ve KOSGEB'den kredi alanlar bundan daha fazla istifade edecek. Onu da düşünürüz. Ama bugün bütün gazetelerde KOSGEB ve girişimcilerin başarıları üzerine yazılar var. Hepsini tebrik ediyorum."

Arınç, konuşmasının ardından dereceye girenlere ödüllerini verdi.