Türkiye Barolar Birliği Başkanı Feyzioğlu Açıklaması

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, "Anayasa sürecinin sonlandırılmış olması, ne kadar yanlış başladığının da ispatıdır" dedi.


Feyzioğlu, bir restoranda düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin daha demokratik ve daha özgür olmak adına yeni anayasa yapması gerektiğini söyledi.

Yüzde 3 seçim barajıyla bütün siyasi partilerin temsil gücüne sahip bir şekilde parlamentoya girebilmesi ve her siyasi görüşün parlamentoda yer alabilmesi gerektiğini belirten Feyzioğlu, "Anayasa sürecinin sonlandırılmış olması, ne kadar yanlış başladığının da ispatıdır. İlk günden beri biz Türkiye Barolar Birliğinin yeni yönetimi olarak, sağlıklı bir anayasa müzakere süreci yürütebilmek için 'Yüzde 10 seçim barajını Türkiye'nin demokratikleşmesi adına yüzde 3'e çekin derhal' dedik" diye konuştu.

Feyzioğlu, basın emekçilerinin örgütlenme ve gerçekten basın mensubu kadrosuyla çalışabilme hakkının da teslim edilmesi gerektiğini vurguladı. Basın mensuplarının, temizlik şirketi veya turizm limited şirketi mensupları olarak değil, gazete kadrosunda çalışabilmeleri gerektiğini aktaran Feyzioğlu, "Bütün bunlar sağlanmadan, medyada kanallar farklı düşüncelere açılmadan bir anayasa hamlesi zaten sonuçsuz kalacaktı" dedi.

Ankara'daki Öğretmenler Günü kutlamasında yaşananlara da değinen Feyzioğlu, olayların çağdaşlıkla bağdaşmadığını belirterek, polisin müdahale yöntemlerini eleştirdi.

Feyzioğlu, toplantı ve gösteri yürüyüşünün, düşünce açıklamanın bir yolu olduğunu ve şiddete başvurmayan, silahsız, şiddetsiz toplantı ve gösterilerin hiçbir şekilde dağıtılamayacağını, önceden izne de tabi olmadığını söyledi.

Isparta'daki bir okulda kız ve erkek öğrencilerin yemek saatlerinin ayrıldığı iddiasını da eleştiren Feyzioğlu, bunun milli eğitimle bağdaşır bir tarafı olmadığını ifade etti.

- Kadına yönelik şiddet

Feyzioğlu, son 10 yılda şiddetin yüzde bin 500 arttığı bir ülkede Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü'nün kutlandığını öne süren Feyzioğlu, "Kadını özgürleştirmek, kadına ekonomik, sosyal gücünü vermekle olur. 81 ilin sadece bir valisi kadındır. 5 bin 500 yüksek kamu bürokratının sadece 500'ü kadındır. Rektör sayısına bakın, milletvekili sayısına bakın. Dolayısıyla kadına toplumda nasıl bir yer biçildiğini siz de göreceksiniz" dedi.

Feyzioğlu, merkezine insanı, insanın özgürlüklerini koymayan hiçbir yaklaşımın Türkiye'de bir insan hakkı meselesi olan Kürt meselesini çözemeyeceğini iddia etti.

İnsan haklarını, hukukun üstünlüğünü, demokrasiyi koşulsuz savunmanın Kürt meselesinin çözümü için ön koşul olduğunu aktaran Feyzioğlu, "KDP lideri Barzani'nin Türkiye'ye davet edilmesi, sadece açılımda BDP-PKK yerine Barzani ve KDP'nin ikame edilmesinden ibaret bir iç politika hamlesidir. Meseleyi yine mezhepsel boyutta yürütülen bir dış ve iç politika içerisinde ele alan bir yaklaşımın ürünüdür" dedi.

Feyzioğlu, bir gazetecinin, "Son zamanlarda dershanelerle ilgili tartışmalar var. O konudaki düşünceniz nedir? şeklindeki sorusuna, "Dershaneler açılımı ya da dershane girişimi" denilen girişimin, eğitim politikasının ihtiyaçlarının dışında bir cemaatle siyasi partinin kavgasının yansıması olduğunu savundu.

Türkiye'de çocukların niçin dershanelere gittiğinin düşünülmesi gerektiğini vurgulayan Feyzioğlu, dershanelerin bir sonuç olduğunu, bu sonucu gidermek için eğitimin kalitesinin nasıl düzeltileceğini konuşarak bir yol bulmak gerektiğini kaydetti.

Kaynak: AA