Kayıp Yakınlarının Eylemi 250. Haftasında
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları tarafından ‘Kayıplar bulunsun, failler yargılansın’ sloganıyla düzenlenen eylem, 250. haftasına girdi.
İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınlarının ‘Kayıplar bulunsun, failler yargılansın’ sloganıyla her hafta düzenlediği oturma eylemi, 250. haftasında Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde devam etti. Oturma eylemine İHD üye ve yöneticilerinin yanı sıra İHD Genel Başkan Yardımcısı Serdar Çelebi, Barış Anneleri İnisiyatifi, MEYA-DER, KESK’e bağlı sendikaların temsilcileri ve kayıp yakınları katıldı.
İHD Diyarbakır Şube Yöneticisi Av. Rehşan Bataray Saman, İHD olarak bugün 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü vesilesiyle kadınlara yönelik şiddet raporunu açıkladıklarını söyledi.
Saman, “Maalesef kadınlar her alanda mağdur edilmeye ve şiddete maruz kalmaya devam ediyorlar. Bu alanda da oturanlara baktığımızda yine en çok kadınlar olduğunu görüyoruz. Şunu çok iyi biliyoruz ki, savaşın en büyük mağduru kadınlar ve çocuklardır” diye konuştu.
Üç gün önce 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü olduğunu hatırlatan Saman, “Son günlerde özellikle katledilen çocuklara yönelik dosyalar gündemde. Uğur Kaymaz, Mehmet Uytun, Ceylan Önkol ve daha birçok çocuk, bu savaş döneminde mağdur oldular ve mağdur olmaya devam ediyorlar. Nasıl ki kadına yönelik şiddette yargının cezasızlık politikası etkili oluyorsa çocuklara yönelik ihlallerde de maalesef güvenlik güçlerinin yargı organlarınca korunması çocukların ölümünün devam etmesine neden oluyor. Son dönemde bazı faili meçhul dosyaların açıldığı söyleniyor. Oysa ki, yargı mercileri ve hükümet, bazı askeri komutanları yargıladığını iddia ederek işin içinden çıkmaya çalışmaktadırlar. Bu yargı süreci, sadece savcıların inisiyatif alarak yürüteceği bir süreç değildir. Siyasal iktidarın bu konuda irade göstererek ciddiyetle yaklaşarak elinde var olan bilgi ve belgeleri savcılara ulaştırmalıdır. Bazı savcılar yürüttükleri soruşturmalara ilişkin devletten bilgi talebinde bulunduğunda bu talepleri yerine getirilmemektedir. Şunu çok iyi biliyoruz ki, devlet arşivlerini açarsa bu konularda çok ilerleme sağlanacaktır. Yine bu tespit edilemeyen sorumlular dışında devletin yüksek organlarında yer alan sorumlular var. O dönemde cumhurbaşkanlığı, başbakanlık, içişleri bakanlığı yapan, bu olayların içerisinde bire bir yer alan devlet yetkilileri var ve bunlar şimdi çok rahat bir şekilde evlerinde oturuyorlar. Bunlarla ilgili yargı süreci başlaması için hükümetin irade göstermesi çok önemli. Bunlar yargılanmadan bu olaylar tamamen açığa çıkmaz ve gerçek bir yüzleşme gerçekleşmez” iddialarında bulundu.
Grup, oturma eyleminin ardından sessizce dağıldı.