Görme Engelli Öğretmen Azmi İle Öğrencilerine Örnek Oluyor
Antalya'da doğuştan görme engelli tarih öğretmeni Fulya Yalçın, azmi ile öğrencilerine örnek oluyor.
Üniversite öğrenimi boyunca ağabeyinin eşinin kitapları kasetlere okuduğunu ve o kasetleri dinleyerek ders çalıştığını belirten Fulya öğretmen, "Öğrencilerim nasıl başardığımı soruyor. 'Siz bunu yapabiliyorsanız, bizim de başarmamız gerekiyor' diyorlar" dedi
Doğuştan görme engelli olan 33 yaşındaki Fulya Yalçın, ilk ve ortaokulu Gaziantep Görme Engelliler Okulu’nda tamamladıktan sonra İzmir 9 Eylül Üniversitesi Tarih Bölümü’nü ikincilikle bitirdi. Önce memur olan Yalçın, ardından öğretmenliğe geçiş yaptı. Antalya Karatay Anadolu Lisesi’nde tarih öğretmenliği yapan Fulya Yalçın'ın en büyük destekçileri ise öğrencileri ve öğretmen arkadaşları. Hayalinin hep tarih öğretmeni olmak olduğunu anlatan Yalçın, "9 Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Tarih Öğretmenliği Bölümü’nü ikinci olarak bitirdim. Öğretmen olmaya lise yıllarımda karar verdim. Ben tarih öğretmenliğini seviyordum. İnsanlara bir şeyler öğretebilmek, onların yararına bir şeyler yapabilmek benim hedefimdi" dedi.
Doğuştan görme engelli olduğunu ve yüzde 5 oranında gördüğünü belirten Yalçın, "Doğuştan yüzde 5 oranında görüyorum. İlk ve ortaokulu Gaziantep Görme Engelliler Okulu'nda okudum. Lise ve üniversite yıllarımda zorluklar yaşadım, çünkü teknoloji çok gelişmiş değildi. Ağabeyimin eşi kasetlere bütün kitapları okuyordu. İzmir’den kitaplarımı gönderiyordum, yengem kasetlere okuyordu. Onları tekrar bana gönderiyordu. Ben o kasetleri dinleyerek çalışıyordum. Hedefim belliydi. Öğretmen olmayı çok istiyordum. Yararlı olan bir şeyler yapabilmek istiyordum. Bunun için de böyle bir misyon yüklenmem gerekiyordu" diye konuştu
Yazı ve evrak konularında sıkıntı yaşadığını anlatan Yalçın, öğrencilerinin kendisine öğretmen olmayı nasıl başardığını sorduklarını ifade ederek, "Yazı ve evrak işlerinde sıkıntılar oluyor. O konuda da eşim yardımcı oluyor. Eşim sayesinde sıkıntı yaşamıyorum. Okulda ise öğrenciler bir süre sonra bana alışıyor. En yaramaz çocuk bile bana saygılı davranıyor. Beni üzecek sıkıntı oluşturmuyorlar. Merak edip soranlar var, 'Nasıl başardınız?', 'Nasıl ders çalışıyordunuz?' diyorlar. Ben de onlara sürekli, 'Önünüze bir hedef koyun. Bu hedefe ulaşmak için adım adım basamakları çıkın. Ama başta hedefinizi koyun. İstedikten sonra birçok şey başarılabilir' diyorum. Örnekler veriyorum kendimle ilgili. Onların da hoşuna gidiyor. 'Siz bunu yapabiliyorsanız, bizim de bunları yapmamız gerekiyor' diyorlar. Öğrencilerle iletişimim çok iyi, anlaşabiliyoruz" şeklinde konuştu.
“ÖĞRETMEN OLMAYI HEP VİRGÜLLERLE KAÇIRDIM”
Öğretmen olmayı çocukluğundan bu yana istediğini anlatan Fulya öğretmen, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İdealimdi öğretmen olmak. Ama KPSS’de normal insanlar, yani görebilen insanlar aynı şartlarda sınava giriyorduk. O yüzden ben hep virgüllerle atanamadım. 81-82 aldım ve hep virgüllerle atanamamıştım. Daha sonra Akdeniz Üniversitesi’nde memuriyete başladım. Orada memur olarak görev yaptım. Arkadaşlarım hep bana 'Senin yerin burası olmamalı. Mesleğini yapmalısın' diyorlardı. Babam vefat etti, babam çok istiyordu beni öğretmen olarak görmeyi. Sonra kurumlar arası geçiş imkanı olunca engelli öğretmen alımı oldu. Ben de başvurumu yaptım o şekilde oldu."
İstemenin önemine dikkat çeken Yalçın, "İstedikten sonra birçok zorluklara rağmen başarılabiliyor. Biz başarmak için elimizden geleni yapıyoruz ama insanlar da biraz duyarlı olsunlar. Bir takım şeyleri zorlaştırmak yerine kolaylaştırsınlar. Çünkü biz zaten hayatta birtakım zorluklar yaşıyoruz" diye konuştu.
“YÜREĞİNİ ORTAYA KOYARSAN GERİSİ GELİR”
Daha fazla engelli öğretmenin olmasını isteyen Fulya Yalçın, engelli öğretmenlerin de normal insanlar gibi her şeyi başarabileceklerini belirterek, "Böyle bir ayrımın olmasını istemiyorum. Engelli öğretmen bunu nasıl yapacak. Bunu gayet rahat yapabilir. Çünkü burada önemli olan yüreğini ortaya koyabilmek. Yüreğini koyduktan sonra zaten gerisi geliyor. Beyin gücü, yürek gücü ikisi birleştikten sonra böyle bir ayrımın olmaması gerektiğine inanıyorum ben. Dışarıdaki insanlar bana 'Bu işi nasıl yapacaksın? Zorlanmayacak mısın?' dediler. Mutlaka zorlanacaksın. Öğrencilerimden bu göreve başladığımdan bu yana bir sıkıntı yaşamadım. Velilerle de bir sıkıntı yaşamadım. Hatta öğrenciler benden bahsediyormuş ailelerine. Onlar da bana selam gönderiyorlar" şeklinde konuştu.
Bütün meslektaşlarıyla arasının iyi olduğunu ifade eden Fulya Yalçın, sözlerini şöyle tamamladı:
"Meslektaşlarımla aramda bir sıkıntı yok. Onlarla aram gayet iyi. Yeri geldiğinde bana çok fazla yardımcı oluyorlar. Onlarla iletişimim çok iyi. Öğretmenlik kutsal bir meslek. Bütün öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü'nü kutluyorum."
Kaynak: İHA
Doğuştan görme engelli olan 33 yaşındaki Fulya Yalçın, ilk ve ortaokulu Gaziantep Görme Engelliler Okulu’nda tamamladıktan sonra İzmir 9 Eylül Üniversitesi Tarih Bölümü’nü ikincilikle bitirdi. Önce memur olan Yalçın, ardından öğretmenliğe geçiş yaptı. Antalya Karatay Anadolu Lisesi’nde tarih öğretmenliği yapan Fulya Yalçın'ın en büyük destekçileri ise öğrencileri ve öğretmen arkadaşları. Hayalinin hep tarih öğretmeni olmak olduğunu anlatan Yalçın, "9 Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Tarih Öğretmenliği Bölümü’nü ikinci olarak bitirdim. Öğretmen olmaya lise yıllarımda karar verdim. Ben tarih öğretmenliğini seviyordum. İnsanlara bir şeyler öğretebilmek, onların yararına bir şeyler yapabilmek benim hedefimdi" dedi.
Doğuştan görme engelli olduğunu ve yüzde 5 oranında gördüğünü belirten Yalçın, "Doğuştan yüzde 5 oranında görüyorum. İlk ve ortaokulu Gaziantep Görme Engelliler Okulu'nda okudum. Lise ve üniversite yıllarımda zorluklar yaşadım, çünkü teknoloji çok gelişmiş değildi. Ağabeyimin eşi kasetlere bütün kitapları okuyordu. İzmir’den kitaplarımı gönderiyordum, yengem kasetlere okuyordu. Onları tekrar bana gönderiyordu. Ben o kasetleri dinleyerek çalışıyordum. Hedefim belliydi. Öğretmen olmayı çok istiyordum. Yararlı olan bir şeyler yapabilmek istiyordum. Bunun için de böyle bir misyon yüklenmem gerekiyordu" diye konuştu
Yazı ve evrak konularında sıkıntı yaşadığını anlatan Yalçın, öğrencilerinin kendisine öğretmen olmayı nasıl başardığını sorduklarını ifade ederek, "Yazı ve evrak işlerinde sıkıntılar oluyor. O konuda da eşim yardımcı oluyor. Eşim sayesinde sıkıntı yaşamıyorum. Okulda ise öğrenciler bir süre sonra bana alışıyor. En yaramaz çocuk bile bana saygılı davranıyor. Beni üzecek sıkıntı oluşturmuyorlar. Merak edip soranlar var, 'Nasıl başardınız?', 'Nasıl ders çalışıyordunuz?' diyorlar. Ben de onlara sürekli, 'Önünüze bir hedef koyun. Bu hedefe ulaşmak için adım adım basamakları çıkın. Ama başta hedefinizi koyun. İstedikten sonra birçok şey başarılabilir' diyorum. Örnekler veriyorum kendimle ilgili. Onların da hoşuna gidiyor. 'Siz bunu yapabiliyorsanız, bizim de bunları yapmamız gerekiyor' diyorlar. Öğrencilerle iletişimim çok iyi, anlaşabiliyoruz" şeklinde konuştu.
“ÖĞRETMEN OLMAYI HEP VİRGÜLLERLE KAÇIRDIM”
Öğretmen olmayı çocukluğundan bu yana istediğini anlatan Fulya öğretmen, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İdealimdi öğretmen olmak. Ama KPSS’de normal insanlar, yani görebilen insanlar aynı şartlarda sınava giriyorduk. O yüzden ben hep virgüllerle atanamadım. 81-82 aldım ve hep virgüllerle atanamamıştım. Daha sonra Akdeniz Üniversitesi’nde memuriyete başladım. Orada memur olarak görev yaptım. Arkadaşlarım hep bana 'Senin yerin burası olmamalı. Mesleğini yapmalısın' diyorlardı. Babam vefat etti, babam çok istiyordu beni öğretmen olarak görmeyi. Sonra kurumlar arası geçiş imkanı olunca engelli öğretmen alımı oldu. Ben de başvurumu yaptım o şekilde oldu."
İstemenin önemine dikkat çeken Yalçın, "İstedikten sonra birçok zorluklara rağmen başarılabiliyor. Biz başarmak için elimizden geleni yapıyoruz ama insanlar da biraz duyarlı olsunlar. Bir takım şeyleri zorlaştırmak yerine kolaylaştırsınlar. Çünkü biz zaten hayatta birtakım zorluklar yaşıyoruz" diye konuştu.
“YÜREĞİNİ ORTAYA KOYARSAN GERİSİ GELİR”
Daha fazla engelli öğretmenin olmasını isteyen Fulya Yalçın, engelli öğretmenlerin de normal insanlar gibi her şeyi başarabileceklerini belirterek, "Böyle bir ayrımın olmasını istemiyorum. Engelli öğretmen bunu nasıl yapacak. Bunu gayet rahat yapabilir. Çünkü burada önemli olan yüreğini ortaya koyabilmek. Yüreğini koyduktan sonra zaten gerisi geliyor. Beyin gücü, yürek gücü ikisi birleştikten sonra böyle bir ayrımın olmaması gerektiğine inanıyorum ben. Dışarıdaki insanlar bana 'Bu işi nasıl yapacaksın? Zorlanmayacak mısın?' dediler. Mutlaka zorlanacaksın. Öğrencilerimden bu göreve başladığımdan bu yana bir sıkıntı yaşamadım. Velilerle de bir sıkıntı yaşamadım. Hatta öğrenciler benden bahsediyormuş ailelerine. Onlar da bana selam gönderiyorlar" şeklinde konuştu.
Bütün meslektaşlarıyla arasının iyi olduğunu ifade eden Fulya Yalçın, sözlerini şöyle tamamladı:
"Meslektaşlarımla aramda bir sıkıntı yok. Onlarla aram gayet iyi. Yeri geldiğinde bana çok fazla yardımcı oluyorlar. Onlarla iletişimim çok iyi. Öğretmenlik kutsal bir meslek. Bütün öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü'nü kutluyorum."