Başbakan Erdoğan'dan dershane açıklaması

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan St. Petersburg 'a hareketinden önce gündeme ilişkin konuştu. Dershane tartışmalarına değinen Başbakan Erdoğan, konu hakkında atılan gazete manşetlerini de değerlendirdi.

Başbakan Erdoğan'dan dershane açıklaması
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2010'da kurulan Türkiye-Rusya Üst Düzey İşbirliği Konseyi'nin (ÜDİK) dördüncü toplantısı için Rusya'ya gitti.

Başbakan, yolculuğu öncesi Esenboğa Havaalanı'nda gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Erdoğan, bir gazetecinin, bugün Başbakanlık Merkez Bina yakınında yakalanan kişiyle ilgili sorusu üzerine, bilinenden çok farklı bir şey olmadığını söyledi.

Başbakan Erdoğan, 'Burada görünen arkadaş, polislerimizin de kendisinden şüphelenmesi üzerine yapmış oldukları uyarıya aynen kendisi uydu. Ama bir yerlerle bağlantısı var mı, yok mu? Şu anda güvenlik teşkilatımız araştıracaktır, soruşturacaktır. Onun neticesinde de düşünüyorum ki kararı ilgili yargı birimi verecektir' diye konuştu.

'Son dönemde etrafınızdaki güvenlik çemberinin arttırıldığını görüyoruz. Acaba bir tehdit noktasında ya da ihbarlar var mı?' sorusuna Erdoğan, şu yanıtı verdi:

'Benim için çok farklı bir şey olduğnu hissetmiyorum. Başbakanlığımdan bu yana nasıl başladıysak o şekilde devam ediyoruz. Tabii güvenlik teşkilatının görevi şüphesiz ki bu ülkeyi yönetenlerin güvenliği noktasında almaları gereken tedbirleri kendileri alırlar. Biz onlara çok da fazla müdahalede bulunmayız.

Çünkü o işi onlar daha iyi bilirler. Nerede, nasıl tedbir alacaklarını daha iyi bilirler ve çok çok aşırı, beni de rahatsız eden şeyler olduğunda zaten ilgili birim başkanına söylemek suretiyle de bu noktada o işi biraz daha azaltmalarını zaman zaman istediğim de olmuştur, olur. Ama işin asıl yetkilisi, sorumlusu onlar olduğu için de biz kendilerine herhangi bir müdahale de bulunmayız.'

Başbakan, dershaneler ve yerel seçimler hakkındaki sorulara da cevap verdi. Başbakan Erdoğan, dershane teartışmaları hakkında şunları söyledi:

DERSHANELERİ KAPATMA TARTIŞMASI

''Benim Hocaefendi ile bu konuya yönelik bir görüşmem olmadı ancak ilgili medya içerisindeki ve dışındaki arkadaşlarla görüşme talebinde bulunan birçok arkadaşla görüşmelerimiz oldu.

'BUNU DEVLETLE, HÜKÜMETLE KAVGAYA DÖNÜŞTÜRMEK NİYE?
Dershaneler konusu Hüseyin Çelik'in Milli Eğitim bakanlığından beri başlattığımız bir anlayıştır. Devletin okulları hiçbir şey vermiyor mu? Yeni bir dönüşüm oluyor, gelin yeni okullar kurun. Bunu devletle hükümetle bir kavgaya dönüştürmek niye? Çözümü ürettik, ortaya koyduk.

(Bir gazetede yayımlanan haber üzerine) 'Biz ne suç işledik ki kapatılıyoruz' bir yaklaşımla sunuyorlar. Ben bu başlığı da iyi düşünülerek atılmış bir başlık olarak görmüyorum. Biz sağlıkta bir dönüşüm yaptık, biz şehircilik, bayındırlıkta bir dönüşüm yaptık. Yapmasaydık hala gecekonduların olduğu bir ülkede yaşıyor olurduk. Biz sistemde Türkiye'de bir değişim yaptık. Göreve geldiğimizde 35 bakandan oluşan bir devlet anlayışı vardı. Biz bunu 28'e düşürdük.

80'li 90'lı yıllardaki zihniyetle mi devam edeceğiz? Demişiz ki dershanecilikten okullaşmaya dönüşelim. Bu, belli bir gruba yönelik bir adım değildir, bir zihniyet, anlayış değişimidir. Adeta 'başarının arkasında dershaneler var' ifadesini asla kabul etmiyorum. Kabul edersek bu şu anlama gelir; bütün okulları kapatın, bu işi dershanelerle götürün.


Gelin dershaneler yerine okullar kurun diyorum ve bu konuda size her türlü teşviği verelim diyorum. Öğretmen fazlası varsa verin o öğretmenleri, onları devletin okullarına tayin edelim. Milli Eğitim Bakanlığımız bu konuyla ilgili çalışmalarını yapıyor. Şimdi de inşallah son eksik gördüğümüz bazı yerlerdeki çalışmalardan sonra adımımızı atmış olacağız.

'22 İLİMİZİN BÜYÜKŞEHİR ADAYINI BELİRLEDİK'
Başbakan Erdoğan, 'Adaylarınızı önümüzdeki haftadan itibaren açıklamaya başlayacağınızı söylediniz. Önümüzdeki haftadan itibaren bir kabine revizyonu bekleyelim mi?' sorusuna, şu yanıtı verdi:

'Adayları, önümüzdeki haftadan itibaren açıklamaya başlayacağız ama kabine revizyonu meselesinde nihai kararımızı verdiğimiz andan itibaren, olması gereken arkadaşlarımız varsa o zaman bu kararı vereceğiz. Çünkü biz, diğer siyasi partiler gibi hemen masa üstünde 'Şunu şuraya, şunu şuraya' diyemiyoruz. Temayüllerimizi yaptık. Sıkıntılı olduğunu gördüğümüz yerlerde kamuoyu araştırmalarını yapıyoruz ve tüm bakan ve milletvekili arkadaşlarımın hepsinin kanaatlerini sorduk ve bu kanaatleri aldık. Bu kanaatlerin dışında 30 büyükşehirimizde bu süreci işletecek olan büyükşehir belediye başkanlarımızla il başkanlarımızla oradaki ilçe başkanlarımızla ayrıca final görüşmeleri yapacağız. Ondan sonra da nihai kararımızı verip inşallah bunları peyder pey önümüzdeki haftadan itibaren açıklamaya başlayacağız. Şu ana kadar 22 ilimizin büyükşehir adayını belirledik. 8 tanesi henüz belirlenmedi. 11 ilimizi şu anda belirledik, diğerlerinin bir taraftan kamuoyu araştırması yapılanlar var, bir taraftan henüz inceleyemediğimiz illerimiz var. İnşallah pazartesi günü onların da çalışmalarını yapacağız. Böylece hedefimiz çok kısa zamanda bunları bitirip açıklamak.'

'NİHAT HATİPOĞLU İLE DİYARBAKIR'I KONUŞTUK'

Erdoğan, Nihat Hatipoğlu'nun isminin Diyarbakır Büyükşehir Belediye başkan adaylığı için geçtiği ifade edilince, şunları söyledi:

'Nihat Hatipoğlu ile ilgili görüşmemiz özellikle Diyarbakır üzerindeki kanaatlerini almak oldu. Saygın olan Hatipoğlu Hocamızın, bir Diyarbakırlı olması hasabiyle ailenin oradaki konumu itibarıyla düşüncelerine aldık. Kendilerinin bizden böyle bir adaylık kabul etmesi bizim için çok çok güzel olur, isabetli olur ama bulunduğu makam bu işe müsaade etmediği için bizim ısrarımız bu konuda olamazdı. Onun için de kendisinden bulunduğu şu makamda istifade etmeyi bizler de arkadaşlarım da hep birlikte istiyoruz. Gelişi daha çok Diyarbakırı konuşmak oldu, cumartesi, pazar günlerini konuşmak oldu ve onları birlikte bir değerlendirdik.'


'MURSİ'NİN DURUŞUNU ALKIŞLIYORUM'

Yarın, Adeviye katliamının 100. günü olduğu hatırlatılarak, Mısır'da gelinen son noktayı nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Erdoğan, bu ülkedeki gelişmelerin bir insanlık dramı olduğunu ifade etti. 100 gün önce Mısır'da 2 bin 600 kişinin katledildiğini, 7 bin kişinin yaralandığını belirten Erdoğan, o tarihten bu yana 3 bin 510 kişinin Mısır'da şehit edildiğini, 20 bin 559 kişinin yaralandığını ve 2 bin 144 siyasi tutuklu bulunduğunu aktardı.

Erdoğan, şöyle devam etti:

'Tabii bunu darbeci yönetim, darbe hükümeti, şu anda, kendisini temize çıkaracak bir adım olarak çok farklı şeylerle neymiş, Sayın Mursi başarısızmış. 70 yıl Mısır'ı başarısızlığa mahkum edenleri temize çıkarıyorlar ve 70 yıl başarısızlığa mahkum edenler burada kendilerine yeni yeni kılıflar uyduruyorlar. Eğer bu başarısızlık belli kamuoyu gruplarının, şunun bunun yapmış olduğu araştırmalarsa şu anda Hollande Hükümeti, Fransa'da yapılan son araştırmalarda başarı oranı düştü yüzde 15. Şimdi, Fransa ordusu Hollande'a darbe mi yapacak? 'Sen başarısızsın, in aşağıya' bunu mu diyecek? Yoksa demokrasinin gereği olarak seçim zamanını bekleyip, seçimde halk Hollande'a 'Yürü' derse yürüyecek, 'İn' derse Sarkozy nasıl indiyse o da inecek. Aynı şey bizim için de geçerli. Bizim de şu anda kamuoyu araştırmalarımız gayet iyi fakat bu 2015'te yapılacak seçimde daha az mı olur, daha çok mu olur, bunu biz şu anda bilemeyiz. Bunu kim gösterecek? Bunu milletimiz sandıkta gösterecek. Eğer 'Yürü' derse AK Parti yürüyecek, 'Hayır, yeter artık' derse AK Parti bunu saygıyla karşılayacak, kime 'Yürü' demişse onlara devredip, onlar bunu alıp yürütecek. demokrasi budur fakat Mısır'da bu olaya bu şekilde yaklaşanlar, demokrasiden nasibini almamış olanlardır. Eğer demokrasiye saygısı olanlar olsa, milletin egemenliğine saygısı olanlar olsa bir defa burada Mursi'ye yapılan bu hareketin karşısına onların hepsinin dikilmesi gerekirdi ama dikilmediler. Ben, Sayın Mursi'nin yargı karşısındaki tutumunu alkışlıyorum, ona saygı duyuyorum, onu yargılayanlara benim saygım yok. Oradaki tavrı, duruşu, söylemleri, hepsi gerçek bir demokratın, gerçek bir özgürlük mücadelesi veren insanın duruşudur. Bundan dolayı bana göre saygındır.'