Kişiye Özel Koku
Uzun yıllardır "koku" sektöründe olan Bihter Türkan Ergül, insanların yaşam tarzı ve uyku düzeninden gözlük kullanımına, yeme-içme alışkanlıklarından topuklu ayakkabı giyip giymemesine kadar pek çok özelliğini dikkate alarak, kişiye özel kokular üretiyor.
Kokunun tarihi M.Ö. 6 binli yıllara kadar dayanırken, "kişiye özel koku"ya olan ilginin geçmişi de neredeyse aynı tarihe kadar uzanıyor. Zaman içinde parfüm, kişiye özel kokunun önüne geçmiş olsa da, her dönemde, kendisine has bir kokuya sahip olmak isteyen insanların sayısı da azımsanamayacak kadar fazla. İstanbul'da yaşayan Bihter Türkan Ergül de, kendi kokusunu arayan insanlara yardımcı olmaya çalışıyor.
1978'de Bulgaristan'da dünyaya geldiğini ve kokuya ilgisini daha 6 yaşındayken annesinin fark ettiğini belirten Ergül, şöyle devam etti:
"Misafirliğe gittimiz bir evde, içtiğim sudaki odun kokusunu fark edip, bunu anneme söyleyince kendisinden azar işittim. Sonrasında kokuyla ilgili şikayetlerim artınca, ailem beni doktora götürdü. Doktor ise bunun bir hastalık olmadığını, kokuya duyarlılığımın fazla olduğunu söyledi.
Önceleri kokularla ilgim hobi düzeyindeydi. Uzun yıllar sosyolog olarak kariyerimi sürdürdüm. Sonrasında koku üzerine yurt içinde ve yurt dışında bir dizi eğitim alarak, profesyonel olarak bu sektöre girdim."
- "Topuklu ayakkabı bayanlarda ten salgısını etkiliyor"
Ergül, kokunun kalıcılığını belirleyen faktörlerin başında, kişisel alışkanlıkların ve yaşam tarzının geldiğini vurgulayarak, şunları söyledi:
"Kokunun kişide duruşunu değiştiren en önemli özellik yeme içme alışkanlığıdır. Uyku düzeni, ten salgısı, hormonal denge gibi faktörleri göz önünde bulundurarak, bir formül hazırlıyorum. Formülü hazırlarken mesela kişinin eti, baharatı, suyu ve süt ürünlerini ne kadar tükettiği önemli. Gözlük kullanılması hatta topuklu ayakkabı giyilmesi bile çok önemli. Topuklu ayakkabı bayanlarda ten salgısı etkiliyor. Bunları belirledikten sonra tenimizin taşıyabileceği çiçek, baharat ve meyve formüllerinden bir karışım oluşturuyorum. Bu formülü oluşturmak 3 yada 4 günümü alıyor. Nasıl ki bir terziye diktirdiğimiz elbise için provaya gidiyorsak, kokuyu da prova etmemiz gerekiyor. Kokuyu, son halini verdikten sonra kişiye teslim ediyoruz. Bunun en güzel tarafı ise, kişi kendi istediği adı kokuya verebiliyor."
- "İş başvurusunda koku tercihi önemli"
Ergül, sabah uyandıktan sonra ilk saatlerin, burnun en hassas olduğu dönem olduğunu belirterek, "İşe giderken koku sürülmemeli. Sabahın erken saatlerinde, insanların koku sürünüp toplu taşıma araçlarına binmeleri, migren, baş ağrısı gibi hastalıkları tetikler. Kokuyu sabahları mesela saat 09.00'dan sonra sürmek en uygunudur. Gündüz narenciye kokularını, akşam baharatlı kokuları tercih edebiliriz" diye konuştu.
Kokunun iş başvurularındaki etkisine de dikkati çeken Ergül, iş görüşmelerinde vanilyalı ve tarçınlı kokulardan kaçınmak gerektiğini vurgulayarak, bayanların duru kokuları, erkeklerin ise sedir ve sandaldan elde edilmiş kokular kullanması tavsiyesinde bulundu.
- "Padişahlar da kokularıyla kendisini yaşatmak istemiş"
Kokunun Osmanlı İmparatorluğu döneminde bir çok alanda kullanıldığını ifade eden Ergül, şunları kaydetti:
"Kokuyu en efektif kullanan medeniyetlerden biri Osmanlı İmparatorluğu olmuştur. Örneğin Kabe örtüsü yollanırken, her padişah kendise ait özel kokusuyla gönderiyor. Her padişah kokusuyla kendisini yaşatmak istemiş. Osmanlı'da koku yapan kişilere 'nevhani' denirdi ve en iyi nevhaniler Süleymaniye Medresesi'nde yetişirdi. Cuma günleri Osmanlı'da siyasi zekayı temsil eden misk-i amber kullanılırdı. Osmanlı, kokuyu hem psikolojik hemd e fiziki rahatsızlıklarda tıbben kullanmıştır. Edirne'de Yavuz Sultan Selim zamanında yapılan ve dünyada ilk ruh ve sinir hastalıkları hastanesi kabul edilen II. Beyazıt Külliyesi'nde tedavi, müzik ve kokuyla yapılırdı. Irak makamında çalınan müziğin yanında rezine ve biberiye kokuları kullanılırdı. Irak makamı ve bu kokular karabasana iyi gelirdi. Raks makamıyla da papatya ve ıhlamur kullanılırdı. O dönemde Avrupa'da ruh ve sinir hastaları 'içine Şeytan girdi' denilerek yakılırken, Osmanlı bu insanları koku ve müzikle tedavi etmiştir."
Osmanlı arşivlerinde saltanat kokuları üzerine önemli araştırmalar yaptığını da anlatan Ergül, "Mesela II. Abdülhamit, mimoza kokusundan çok hoşlanırdı. Kişisel eşyaları halen mimoza kokmaktadır. Bunun yanı sıra Kanuni Sultan Süleyman, Hürrem Sultan gibi Osmanlı tarihinin önemli şahsiyetlerinin hangi kokulardan hoşlanabileceğine dair araştırmalar yaptım ve bu doğrultuda kokular hazırladım" ifadelerini kullandı.
- "Cumhurbaşkanı Gül ve eşine koku yapmak istiyorum"
Müşterileri arasında iş ve sanat dünyasından bir çok ünlü simanın bulunduğu kaydeden Ergül, "ABD Başkanı Barack Obama'nın eşi için de bir koku yaptım. Güzel yorumlar aldım. Bundan sonra Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül ve eşi Hayrünisa Gül'e koku tasarlamak istiyorum" diye konuştu.
- "Erkeklerden talep daha fazla"
Müşterilerinin önemli bir kısmının erkek olduğuna dikkati çeken Ergül, "Türk erkekleri romantik. Sevgililerine, eşlerine, nişanlılarına, annelerine ve kız kardeşlerine alıyorlar. Evlilik teklifleri için bizden koku hazırlamamızı istiyorlar" dedi.
Ergül, kişiye özel kokulara herkesin ulaşabilmesi için, fiyatlarını makul seviyede tutmaya çalıştıklarını sözlerine ekledi.
Ergül, AA Muhabiri Kenan Irtak için de, kişisel bilgilerini aldıktan sonra özel bir parfüm hazırladı. Ihlamur Kasrı'nda kurulan laboratuvarda hazırlanan kokunun son testlerini gerçekleştiren Ergül, kokuyu Irtak'ın beğenisine sundu.