Başbakan Erdoğan, İzmir'de

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, başörtülü milletvekili tartışmalarına ilişkin, "Biz bir şeye inanıyoruz, Parlamento'da İçtüzükte buna mani hiçbir şey yok ve bu kardeşlerimiz, bu konudaki kararlarıyla ilgili olarak, buna herkesin de saygı duyması gerek. Bunlar, 657'ye tabi memur da değil. Bunlar, millet tarafından seçilmiş, milletin Parlamento'daki temsilcisidir. Dolayısıyla onların böyle bir tasarrufuna müdahale etmek bir defa Parlamento'ya da saygısızlıktır, inançlara da saygısızlıktır" dedi.


Erdoğan, partisinin İzmir İl Başkanlığı tarafından düzenlenen yemekteki konuşmasında, AK Parti'nin İstanbul'da gerçekleştirdiği hizmetlerden bahsetti. "Şimdi tabii İzmir'de de inanıyorum bir zihinsel dönüşümün belediyecilikte gereği, bunun yapılması lazım" diyen Erdoğan, "İzmir'in bu hali pür melalini söyledikçe bakıyorsunuz birileri hemen çıkıyor, 'cumhuriyet, bayrak, şehitlerimiz' gibi ortak değerlerimiz gibi ortak değerlerimizi istismar etmek suretiyle beceriksizliğin üzerini örtüyorlar" değerlendirmesini yaptı.

İzmir'in bayraklarla donatıldığını gördüğünü ve bu durumdan çok memnun olduğunu dile getiren Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Temenni ediyorum ki o bayrağın ruhuna hep birlikte nüfuz edelim, o ruhu kavrayalım, mesele o. Cumhuriyetçi olmak bu şehri geri kalmışlığa mahkum etmek midir? Bu mudur bunların cumhuriyetçilikten anladığı? Cumhuriyetçi olmak, bu ülkenin Başbakanına küfretmek midir? Hakaret etmek midir? Afedersiniz, çok enteresan ben İstanbul'da Başbakanlık Ofisi'ne gelirken, oradaki Beşiktaş İskelesinden, Kadıköy'den gelen vatandaşlarımız geçiyor, orada her türlü tabii giyim içerisinde olanlar var. Tasvip ederim, etmem ayrı mesele. Ama hepsine saygı duyduğumu söylüyorum. Çok enteresan, diyor ki 'oradan geçen bayanları dikizliyor.' Böyle bir ahlak dışı yaklaşım olabilir mi? Böyle bir ifade olabilir mi? Ben ne söylüyorum, o ne söylüyor."

-"Bir defa ifadene dikkat et. Ben temennimi söylüyorum..."

Ahlakın izmihlalinin felaket bir şey olduğunu dile getiren Başbakan Erdoğan, AK Parti iktidarının "Ahlak üzerinde biz bu ülkemizi yükselteceğiz" demesinin altında bunun yattığını söyledi.

Muhafazarlık anlayışlarının altında da aynı şeyin yattığını vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:

"Bunun için bu işin üzerinde hassasiyetle durmamazı gerekiyor. Şu anda attığımız adımlarda dikkat edin, diyor ki bu çok tehlikeli bir şey 'Üç çocuk istiyor'. 'Kadın vücudu üzerinden siyaset yapıyor' diyor. Bir defa ifadene dikkat et. Ben temennimi söylüyorum. Bu ülkede yıllarca doğum kontrolü yapıldı. Yıllarca bu ülkede malesef adeta kısırlaştırmaya vesile olacak haplarla evlere girildi. Bunları yürüten STK'lar oldu bu ülkede. Bizim nüfusumuzun gençliği en büyük sermayemizdir. Bu genç nüfusumuzu yaşlandırmak için ellerinden geleni yaptılar. Ben ülkenin Başbakanı olarak, sorumluluk mevkiinde bir insan olarak, arzum şu; 2040 yılında o yıllarda yaşlanmış bir Türkiye, yaşlanmış bir Türk milleti istemiyorum, genç dinamik bir millet istiyorum ve bunun için de ben temennimi söylüyorum ve bu temennimi her yerde işliyorum. Ömrüm el verdikçe bunu işlerim. Niye? Çünkü Türkiye'nin genç nüfusa ihtiyacı var, şu anda yüzde 65, otuz yaşın altında. Bizim bu genç, dinamik nüfusu korumamız lazım. Unutmayın en büyük sermaye insandır. Bakın, ekonomide emek, sermaye falan, bunları söylerler. İnsan, insan. İnsan varsa sermaye var, üretim var, yatırım var... İnsan yoksa bunların hiç biri yok. Bu bakımdan çok önemli."

-"Beceriksizim ama cumhuriyetçiyim, mantık bu"

Halkı çöpe, kirli suya, kirli havaya mahkum etmenin cumhuriyetçilik olamayacağını yineleyen Başbakan Erdoğan, "Söyledikleri ne? Tabii kendi dünyalarında bunu söylüyorlar. 'Beceriksizim ama cumhuriyetçiyim', mantık bu" dedi.

İktidar partisinin mensupları olarak, MHP, CHP ve BDP seçmeninin içine düştüğü bu zor durumu iyi analiz etmek ve üzerine samimi bir şekilde gitmek zorunda olduklarını vurgulayan Başbakan Erdoğan, dün Marmaray'ı açarken Ankara, İstanbul ve İzmir'de sokaklara yönlendirilen, polisle çatışmaya yönlendirilen küçük kitlenin içlerini sızlattığını söyledi.

Erdoğan, "Biz bir tarafta büyük bir coşku, büyük bir heyecan yaşarken ülkemiz adına büyük bir gururu yaşarken, bazılarının bunu uzaktan adeta bir yabancı gibi gizli bir hayranlık ve hınçla seyretmesi bizi gerçekten rahatsız etti. Tekrar ediyorum, bu içler acısı manzaranın mimarı iktidar değildir, AK Parti değildir. Hatta muhalefet partilerinin tabanları da değildir. Bu içler acısı manzaranın mimarı, istismar siyaseti yapan, muhalefet partileridir, bu partilerin yöneticileridir" diye konuştu.

-"Hem rozeti takarsın hem otobüsten atarsın"-

Anamuhalefet partisinin bir temsilcisinin, bazı milletvekillerinin başörtüsü açıklamalarından rahatsız olarak, "Bu bir siyasi simgedir" dediğini anımsatan Başbakan Erdoğan, "Başörtüsü nasıl siyasi simge olabilir. Başörtüsü şu anda bizim dinimizin gereklerinden bir tanesidir. Fakat cehalet çok kötü bir şey. Yani dinimizin böyle bir emrinin olduğunu bilmeyecek kadar cahil ve bu adam milletvekili oluyor ve bu adam geliyor parlamentonun kürsüsünde veyahut da kendi partisinin genel merkezinde bunu söyleyebiliyor" dedi.

Kendilerinin "bu ülkede başı örtülü olan da örtüsüz olan da bunların hepsi bizim kardeşimiz" dediğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Başını örtüyor, lütfen saygı duy. Başı açık, lütfen saygı duy. El ele omuz omuza bu insanlar, bu toplumun içinde beraber yürüsünler. Kimsenin özgürlük alanına müdahale etmiyor. Kendi özgürlük alanında, inanç özgürlüğünü yaşasın. Kendi özgürlük alanı içerisinde eğitim, öğretim özgürlüğünü yaşasın. Devletin, kamunun kendisine vermesi gereken hakları başı açık olan kardeşim de başı örtülü olan kardeşim de bu ülkede kullanabilsin. Atılan adımlar bunun için. Bakıyorsun yeri geliyor, çarşaf giymiş bir kardeşimize geliyor, CHP'nin rozetini takıyorlar. Yaşadık değil mi bunları geçen seçimde? Ama bir grup da geliyor, bakıyorsun otobüsten atıveriyor. Yaşadık. İşte istismar budur. Hem rozeti takarsın hem otobüsten atarsın. İstismar bu. Ama AK Parti'de böyle bir şey söz konusu değil. Biz, insanımızı olduğu gibi kabul ediyoruz ve olduğu gibi kendilerine de saygı duyuyoruz. Şu anda burada kalkıp da CHP yönetimi, bu insanları çıkartıp konuştururken, 'arkasında durmam' diyemiyor, 'dururum' da diyemiyor. Niye? Yarına hazırlık yapıyor, bakalım tepki nasıl olacak. Biz bir şeye inanıyoruz, Parlamento'da İçtüzük'te buna mani hiçbir şey yok ve bu kardeşlerimiz, bu konudaki kararlarıyla ilgili olarak, buna herkesin de saygı duyması gerek. Bunlar, 657'ye tabi memur da değil. Bunlar, millet tarafından seçilmiş, milletin Parlamento'daki temsilcisidir. Dolayısıyla onların böyle bir tasarrufuna müdahale etmek bir defa Parlamento'ya da saygısızlıktır, inançlara da saygısızlıktır."

"Biz, teşkilat olarak, Parlamento'daki grubumuz olarak bu kardeşlerimizin orada teline zarar asla getirmeyiz" diyen Erdoğan, "Gereği neyse bunu yaparız. Kaldı ki ben, CHP Grubu'nun da bu ifadelerle aynı şekilde davranmayacağına inanıyorum ve Parlamento'daki bu arkadaşlarına da aldıkları karar sebebiyle saygı duyacaklarına inanıyorum" ifadesini kullandı.

Kaynak: AA