Bakan Kılıç, 2013-2014 Sezonu Ünilig Tanıtım Toplantısına Katıldı

Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, iyi doping zaman içinde öldürür, kötü doping her an öldürür ama tüm dopingler ölümcül olduğunu söyledi.


Bakan Kılıç, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nda Üniversiteler Spor Ligi-Ünilig 2013-2014 sezonu tanıtım toplantısına katıldı.

Toplantıda konuşan Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç,
Vücut geliştirme sporcumuzun ölümü ile üzerinde adı bile yazmayan, içerisinde prospektüsü bile bulunmayan ilacı kullandığı ifade edildiğini hatırlatarak, "Üzerinde adı bile yazmayan, içerisinde prospektüsü bile bulunmayan bir ilacı bir sporcunun kullanması Türk Spor Federasyonlarının ayıbıdır, eksiğidir. Bir sporcu, federasyon bünyesinde sportif eğitimlerine devam ediyor ama üzerinde adı yazmayan, içerisinde prospektüsü bulunmayan bir ilacı da aynı zamanda kullanabiliyorsa bu ayıp antrenöründen federasyon başkanına kadar o silsile içindeki bütün spor yöneticilerinin müşterek ayıbıdır” dedi.


Bakan Kılıç, son günlerde Türk sporu ile üzücü gelişmeler duymaya devam ettiklerini belirterek açıklamasına şöyle devam etti:
"Yasaklı maddeler listesi ki ürünlerin kullanılması bunlardan bir tanesi. Halk arasında ki ifadesiyle doping. Oysa dopinge karşı sıfır tolerans anlayışımızı ortaya koyduk. Öyle ki olimpik bir yönü bulunmamak ile birlikte Kırkpınar müsabakalarında bile aylar öncesinden doping kontrollerini yapan bir spor yönetim anlayışı sergiliyoruz. Sıfır tolerans anlayışımız bundan sonra da devam edecektir. Bu görevi aldığımız günden itibaren söylediğimiz şudur. Doping zehirdir. İyi doping zaman içinde öldürür, kötü doping her an öldürür. Ama tüm dopingler ölümcüldür. Tüm dopingler öldürmese bile süründürür. Ya beyin iflas eder, ya ciğer iflas eder, ya böbrek iflas eder ama sporcunun spor hayatı mutlak suretle iflas eder. Bugün artık doping kontrollerinden kaçmanın imkanı yok. Bir takım açıklamalar duyuyoruz. Bunlar gerçekçi açıklamalar değil. Yüksek ödülleri kazanabilmek için sporcuların doping yapmak dışında seçeneği yok. Bunlar doğru değil. Çünkü dopingli olarak kazanılan her madalya ve ödülün nihai olarak döneceği yer madalya için madalyayı veren adrestir, ödül için de ödülü veren adrestir. Artık kaçmak mümkün değil.”
Olimpiyatlardan çok yüksek performans sergileyen ülkelerin yaptığı neyse bugün Türkiye’de aynı metodu bilimsel yöntemlerle Türk sporuna kazandırmak için harekete geçtiklerini ifade eden Kılıç, Devleti olabildiğince kenara çekmeye, üniversiteleri, bilim dünyasını olabildiğince işin içine dahil etmeye gayret ettiklerini söyledi.

Son geliştirilen projenin Hacettepe Üniversitesi ile birlikte Spor Enstitüsü projesi olduğunu sözlerine ekleyen Kılıç, "Japonya, Fransa, Almanya ve Amerika’da var olan neyse, birkaç adım daha iyisini yapmak üzere harekete geçtik. Beytepe kampüsünde bu projeyi gerçekleştireceğiz ve proje için yaklaşık 200 milyon liralık harcamayı göze almış bulunuyoruz” ifadelerini kullandı.

Hacettepe Üniversitesi'nde Türkiye Doping Kontrol Merkezi Kuruluşunu tamamladıklarını ve şuan test amaçlı numune alımlarına başladıklarını sözlerine ekleyen Bakan Kılıç şunları söyledi:
“Bir doping numunesinin bize maliyeti tam 400 Euro'dur. Buna rağmen yüksek sıklıklarla numuneleri almaya devam ediyoruz. Çünkü şuan bu kontroller Türkiye dışında yapılıyor. Akdeniz oyunlarında ki numunelerin de tamamı maalesef Türkiye Dışında incelendi. Sporu bilimsel zemine oturtarak yolumuza devam ediyoruz. Spor alanlarında uyarıcı levhaların asılması ve bilgilendirmesi yapılmalıdır. Sporcular tek tek bulunmalı, sporculara tek tek ulaşılmalı ve yasaklı maddeler ile uyarılar kendilerine yapılmalıdır. Vücut geliştirme sporcumuzun ölümü ile üzerinde adı bile yazmayan, içerisinde prospektüsü bile bulunmayan ilacı kullandığı ifade edildi. Üzerinde adı bile yazmayan, içerisinde prospektüsü bile bulunmayan bir ilacı bir sporcunun kullanması Türk Spor Federasyonlarının ayıbıdır, eksiğidir. Bir sporcu, federasyon bünyesinde sportif eğitimlerine devam ediyor ama üzerinde adı yazmayan, içerisinde prospektüsü bulunmayan bir ilacı da aynı zamanda kullanabiliyorsa bu ayıp antrenöründen federasyon başkanına kadar o silsile içindeki bütün spor yöneticilerinin müşterek ayıbıdır."
Kaynak: İHA