'21. Yüzyılın Üç 'b'si Açıklaması

Bilecik Şey Edebali Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Azmi Özcan, yeryüzünde 30 milyon civarında canlı türünün bulunduğunu bunun ancak yaklaşık 2 milyonunun tanımlanabildiğini söyledi.


Prof. Dr. Özcan, üniversitenin Konferans Salonu'nda düzenlenen "21. Yüzyılın Üç 'B'si: Biyoteknoloji, Biyolojik Çeşitlilik ve Biyogüvenlik" konulu panelde, üniversitelerin toplumu ilgilendiren konularda toplumu önceden uyarı vazifelerini yaptığını ve gerekli tedbirleri aldığını kaydetti.

Binlerce yıldır kültürden süzülen ve hayatın anlamını aktaran bilmenin, hakim, güç ve iktidar olduğunu hatırlatan bir özelliğinin bulunduğunu ifade eden Özcan, şöyle konuştu:

"Bilmek hakim olmak demektir. Biz, bizi çevreleyen şartları, hayatımızı kuşatan sınırları mutlaka bilmek durumundayız. Zamana, mekana ve mekanın içindekilere hakim olanlar dünyaya hakim oluyorlar. Bu hakim olanlar iyiler olursa dünyaya iyiler hakim oluyor, kötüler hakim olursa dünyaya da kötüler hakim oluyor. Bilgiye kötüler hakim olursa dünyaya kötülük egemen oluyor. Her yıl 150 tür kayboluyor. Yeryüzünde 30 milyon civarında canlı türü var ancak bunların yaklaşık 2 milyonu tanınıyor. Bu da bizim bilimsel açıdan ne kadar geride olduğumuzu gösteriyor. Daha onları tanıyamadan her yıl 150 tür yok oluyor."

- "İnsan sağlığı her şeyden önemli"

Orman ve Su İşleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mustafa Eldemir de bazı konuların ortak çalışılması gereken hususlar olduğunu belirterek, "Bu milletin sağlığı, hakikaten her şeyin üzerindedir. İnsan sağlığının olmadığı bir yerde başka bir şeyden bahsetmek lüzumsuzdur" dedi.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarımsal Araştırma Politikalar Genel Müdür Yardımcısı Dr. Ali Osman Sarı ise Türkiye'nin biyoçeşitlilik açısından zengin olduğunu, bunun da coğrafyasından kaynaklandığını söyledi.

Bakanlığın son yıllarda biyoçeşitlilik üzerine hem korumak hem de sürdürülebilir kullanmak adına birçok yatırımlarda bulunduğunu anlatan Sarı, "Ülkemizde 2 bin 500 dekar alanda ilk milli botanik bahçesinin temeli atılacak ve kurulmaya başlanmış olacak. Biyoçeşitliliğimiz bu kadar zengin, dünyada da biyoçeşitlilikten sonra klasik yöntemleriyle kullanımından sonra biyoteknoloji gelişmeye başladı.

Biyoteknoloji bize, klasik yöntemlerle yapamayacağımız işleri yapmamızı sağladı" diye konuştu.

Panelde, Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Korkut ve Bitki Islahçıları Alt Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Dr. Vehbi Eser, "Genetik ve biyoteknolojideki gelişmelerin biyolojik çeşitlilik ve genetik kaynakların kullanımında sağladığı yeni imkanlar", Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü Uzmanı Arzu Ünal, Ulusal Gıda Referans Laboratuarı Müdürü Berrin Şenöz ve Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. İsmail Poyraz, "Ulusal biyogüvenlik mevzuatının uygulama ve yönetiminde karşılaşılan sorunlar", Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Biyoteknoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Biyogüvenlik ve Biyoekonomi Derneği Başkanı Prof. Dr. Nazif Kolankaya, "Biyoekonomi", Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Korkut, Bitki Islahçıları Alt Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Dr. Vehbi Eser ve Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü Şube Müdür Vekili Ergül Terzioğlu da "Biyoçeşitliliğin genetik kaynakların sürdürülebilir korunması ile ilgili ulusal düzenleme ve uygulamalar" konularında konuşma yaptı.

Panel sonunda, Prof. Dr. Özcan, katılımcılara üniversitenin ambleminin bulunduğu tabak hediye etti.

Kaynak: AA