Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Mekke'de

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, bu yıl hac ibadetinin diğer yıllara göre nispeten buruk geçtiğini ifade ederek, "İslam coğrafyasında olup bitenlerin, dökülen kan ve gözyaşının Müslümanlar üzerinde oluşturduğu üzüntünün hacda hissedildiğini görüyoruz" dedi.


Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Mekke'deki Hac Organizasyon Merkezi'nde değerlendirme toplantısı düzenledi.

Diyanet'in bu yılki hac organizasyonuna ilişkin bilgi veren Görmez, Kabe'deki inşaat çalışmaları nedeniyle getirilen yüzde 20 kota indirimi yüzünden bu yıl nisbeten daha sakin, daha dingin bir hac dönemi yaşandığını söyledi.

Kabe'de her zaman yer bulunamadığını, cuma namazında cemaatin bir kilometre uzadığını hatırlatan Görmez, geçen yıllara göre bu yıl haccın daha sakin geçtiğini ifade etti.

Kabe'de yapılan çalışmaların gelecek yıllarda hac ibadetinin daha rahat yapılmasına imkan sağlayacağını düşündüğünü dile getiren Görmez, önceden aynı anda 50 bin kişinin tavaf yapabildiğini, proje tamamlandıktan sonra 180 bin kişinin aynı anda tavaf yapabileceğini, tavaf alanını 3 katına çıkardığı için ileride nisbeten daha fazla hacının ibadet edeceği bir mekana dönüşeceğini belirtti.

Kabe'deki mekan sorununun sadece tavaf alanının genişletmekle çözülecek bir sorun olmadığını vurgulayan Görmez, "Müslümanların ekonomik imkanları arttıkça hac ve umre talebi artıyor. Bugün kotalar kalkarsa, o takdirde yıllık 20 milyon insan bu ibadete talip olacak. Sadece Türkiye'de 1 milyon 400 bin vatandaşın gözyaşları içerisinde bunu beklediğini biliyoruz. Bütün dünyadan bunun hacca büyük bir talep var. Bugünkü imkanlar bu talebe imkan vermede sınırlı olduğunu görüyoruz" diye konuştu.

-"Bu yıl hac nispeten buruk geçiyor"-

"Bu yıl hac ibadeti diğer yıllara göre nispeten buruk geçiyor" diyen Görmez, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İslam coğrafyasında olup bitenlerin, dökülen kan ve gözyaşının Müslamünlar üzerinde oluşturduğu üzüntünün hissedildiğini görüyoruz. Buna rağmen dilleri, renkleri, ırkları, mezhepleri, coğrafyaları farklı milyonlarca Müslümanın burada varlığı bir umut. Farklı dillerden insanların dualarını birleştirmeleri, başka dünyalarda kavga sebebi olan hususların birlik potası içinde erimiş olması, ümitvar olmamızı sağlıyor."

Bugün hac ibadetinin karşı karşı kaldığı tehlikeler olduğu uyarısını yapan Görmez, "Birincisi, hac ibadetine talep arttıkça, organizasyonlar daha modernize oldukça, imkanlar arttıkça haccın manevi ruhununun azalmaya başladığını müşahade ediyoruz. Bu bütün ibateler için söz konusu. Hac ibadeti için de gerçekten büyük bir tehlikedir. Hac ibadeti bir anlamlar ve semboller ibadetidir. Bunları kaybedip şekle bağlı bir seyahata dönüştüğünde bütün müminler için tehlike çanları çalmaya başlamıştır" diye konuştu.

Haccın iç içe geçmiş beş yolculuk olduğunu ifade eden Görmez, bunları, "kişinin kendi dünyasına yaptığı yolculuk, ahirete yapılan yolculuk, Müslüman kardeşlerine yaptığı yolculuk, tarihe yapılan yoluculuk ve Allah'ın evine yapılan yoluculuk" olarak sıraladı.

-"Keşke o tarihin bütün izlerini görebilme imkanına sahip olsaydık"

Haccın Hz. Adem ve Hz. İbrahim'den başlayıp peygamberimiz Hz. Muhammed'le zirve yapan muhteşem tarihe bir yolculuk olduğunu belirten Görmez, "Keşke o tarihin bütün izlerini görebilme imkanına sahip olsaydık. Keşke bu topraklar bir tarihsizleştirme uygulamasıyla karşı karşıya kalmasaydı. O büyük peygamberlerin, sahabilerin mekanlarını görebilme, düşünebilme imkanına sahip olsaydık. Bugün birkaç mekan hariç neredeyse Hz İbrahim'le başlayan, Hz. Peygamberimizle süreklilik kazanan tarihin izlerini büyük oranda görme imkanına maalesef sahip değiliz. Bu da bizi üzen hususlardan bir tanesidir" şeklinde konuştu.

Bahsedilen 5 yolculuk hakkıyla yerine getirilmezse daha tehlikeli altıncı bir yolculukla karşılaşılacağına dikkati çeken Görmez, onun da Suudi Arabistan yolculuğu olacağını söyledi.

Görmez, "Onun için talepler, imkanlar arttıkça, mekanlar lüks hale geldikçe özellikle hac ibadetinin o büyük ruhunun zayıfladığını görüyoruz" dedi.

Haccın zayıflayan diğer bir yönünün de insanları bireyselleşme olduğunu ifade eden Görmez, "Bu da ikinci büyük tehlikedir. Hac, herkesin kendi dünyasına daldığı, hiçkimseyle konuşmadığı bir ibadet olarak tasavvur edilemez ama bugün dünyada seküler hayatın insanı içine ittiği bireysellik girdabından kurtulamadığımızı burada da görüyoruz" ifadesini kullandı.

-70 bin Türk hacı adayı kutsal topraklarda

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın hac organizasyonuna ilişkin bilgiler de veren Görmez, Avrupa'dan gelenlerle birlikte 70 bin Türk hacı adayının kutsal topraklarda olduğunu bildirdi.

Diyanet'in 1979'dan beri hac organizasyonu düzenlediğini ifade eden Görmez, o günden bugüne bazı eksikliklerle dünyada parmakla gösterilen organizasyonlar bir tanesi olduğunu söyledi.

Yaklaşık 4 bin görevliyle adeta hacı adayları için seferber olduklarını belirten Görmez, "Hacılar için Allah'ın misafirleri ifadesi kullanılır. Allah'ın misafirlerine hizmeti şeref bilen bir anlayışla hizmet ediyoruz. Müzdelife'den Mina'ya 1-2 kilometre bazı hacılarımızı sırtlayıp taşıyan gizli kahramanlarımız var" dedi.

Arafat'la ilgili bütün hazırlıkların yapıldığını belirten Görmez, Arafat'ta bir günlük hastane kurulduğunu, yollarda herhangi bir hacı kaldığında nasıl intikal edeceğinin, kayıpların nasıl bulunacağının belirlendiğini, 140 kişinin ellerinde bayraklarla Türk hacı adaylarına yol göstereceğini belirtti.

-18 hacı adayı hayatını kaybetti

Kadın hacı adaylarının da bu yıl nispeten daha düzenli, kimseyi rahatsız etmeden bir hac yaptığını ifade eden Görmez, "Her yerde şikayetçi olduğumuz erkek egemen anlayışın tavafta dahi önce çıktığını görüyoruz. Organizasyonumuz içerisindeki her kafilede yer alan kadın din görevlisi kardeşlerimizin önemli hizmetler ettiğine şahit oluyoruz" dedi.

Türk hacı adaylarının hala yaşlarının yüksek olduğunu ifade eden Görmez, şimdiye kadar 18 hacı adayının hayatını kaybettiğini bildirdi.

Kutsal topraklarta vefat edenlerden birinin trafik kazası, diğer bütün vefatların kalp krizi ve kalp yetmezliğinden kaynaklandığına dikkati çeken Görmez, "Vefat eden bütün hacılarımızın yakınlarına ulaştım, başsağlığı diledim. Ben onları teselli etmek için aramıştım, onlar bizi tesselli etti. Bu bizim milletimizin yüreğindeki Kabe aşkının bir göstergesidir. Pek çok kişinin, yakınlarının vefatıyla buralarla bir gönül bağının oluştuğunu iletmesi dolayısıyla çok mutlu oldum" diye konuştu.

-1 milyon 370 bin kişi hac için bekliyor

Türkiye'de yıllardır müracat edip hac ibadetinin hasretiyle kavrulan insanlar bulunduğunu vurgulayan Görmez, müracaatını yapıp halen bekleyenlerin sayısının 1 milyon 370 bin olduğunu belirtti.

Anadolu'yu ziyaretleri sırasında kendisine yöneltilen "Bana ne zaman sıra gelecek?" sorusuna cevap bulamadığını vurgulayan Görmez, yüzde 20 kota indirimi nedeniyle bu sene haccı çıkıp da gelemeyen 14 bin 800 hacı adayı ile 7 yıl üst üste müracaat edip de çıkmayanlara daha önce vaatte bulunduklarını hatırlattı.

Bu sene gelmesi gerekip de gelemeyen 14 bin 800 hacı adayını gelecek yıl kuraya tabi tutmadan hacca getireceklerini yineleyen Görmez, şunları söyledi:

"Daha önce vadettiğimiz ikinci bir grup var. 7 yıl üst üste müracaat edip 8. yıla intikal eden hacı adaylarının tamamını kuraya tabi tutmadan buraya getireceğimiz vadetmiştik. Kota indirimi olmasaydı bu vadimizi tamamiyle yerine getirmiş olacaktık. 7 yıl üst üste müracaat edenlerin sayısı 76 bin 140 ancak bunun üzerine bir de 14 bin 800 getiremediklerimizi ilave oldu. Bütün imkanlarımızı seferber ederek gelecek yıl, eğer herhangi bir yeni kota indirimi olmazsa ve biraz daha artırma imkanına sahip olursak, hem bu sene gelmesi gerekenleri hem de üst üste müracaat edenleri getiririz diye umut ediyoruz. Olmazsa geri kalan kısmını da bir sonraki seneye kurasız getirmeyi planlıyoruz."

- Hayvan hakları ve çevre sağlığına vurgu

Kurban ibadetinin kişiyi Allah'a yakınlaştıran bir ibadet olduğunu vurgulayan Görmez, "Bunu yaparken bizi rabbimizden uazaklaştıracak hareketlerden kaçınmalıyız. Hayvana eziyet edildiği, insan sağlığına, çevre sağlığına, temizliğe uyulmadığ zaman rabbimizden uzaklaşmaya vesile olur" diye konuştu.

Zaman zaman kurban kesimi sırasında yanlış uygulamalar olduğuna işaret dene Görmez, hayvan haklarını literatüre sokanların Müslümanlar olduğunu, bu yüzden hayvan haklarına riayet edilmesi gerektiğini belirtti.

Kanuni Sultan Süleyman ile şeyhülislamı arasında karınca konusunda geçen hadiseyi hatırlatan Görmez, şöyle konuştu:

"Biz böyle bir medeniyetin çocuklarıyız. Onun için hayvanlara merhamet bizim dinimizin emridir. Bizi üzen şu dünyada hergün ibadet gayesi olmadan sadece beeslenmek için milyonlarca hayvan kesilirken ses çıkarmayanların bu rutinin içerisinde sadece Kurban Bayramı'nda ibadet kastıyla kesilen hayvanın etini fakirlere dağıtmak amacıya kesmesini tartışma konusu yapmak doğru değildir."

- Gazetecilerin sorularını yanıtladı

Gazetecilerin soralırın da yanıtlayan Görmez, Kabe'deki çalışmalar bittikten sonra kotalarda artırım olup olmayacağı yönündeki soru üzerine, kısa vadede bunun mümkün olmadığını ancak uzun ve orta vadede olabileceeğini söyledi.

Hacca İslam ülkelerinden sürekli talep arttığına dikkati çeken Görmez, bazı ülkelerin kotayı kullanamadığını, Çin'deki Müslümanların bu hakkını yeni kullanmaya başladığına işart etti.

Mekke ve Medine'de daha önce 60-70 yıllarda kürsüler oluşturularak Türk hacı dayalarına konuşmalar yapıldığını hatırlatan Görmez, bu yöndeki taleplerini Suudi Arabistan makamlarına ilettiklerini, istenen isimlerin de bildirildiğini ancak bu seneye yetişmediğini, gelecek yıl hem Mescid-i Haram hem de Mescid-i Nebevi de bunun başlayacağını ümit ettiğini söyledi.

Kabe'de okunun hutbelerin başka dillere çevrilmesi konusunda da çalışma olduğunu ifade eden Görmez, Sultanahmet Camisi'ndekine benzer bir uygulamanın hayata geçirilmesinin düşünüldüğünü ancak buna henüz şahit olmadıklarını kaydetti.

Arafat'taki vakfe duasının farklı dillerde yayınlanmasına ilişkin de Görmez, TRT Arapça ve İngilizce bir kanalda duanın altyazıyla verilmesi için çalışma başlatıldığını belirtti.

- Ağır hastalara helikopterle vakfe yaptırılacak

Diyanet'in Mekke ve Medine'deki hastanelerinde şu anda yatan hasta sayısının 45 olduğunu açıklayan Görmez, bunlardan 42'sini ambulanslarla Arafat'a çıkaracaklarını, diğer 3 kişiye de helikopterle Arafat Vakfesi yaptıracaklarını vurguladı.

Türk hacı adaylarının gittikçe gençleştiğini belirten Görmez, bu yılki hacı adaylarının yaş ortalaasının 56 olduğunu kaydetti.

Müracaatta yaş sınırı olup olmadığına ilişkin soru üzerine Görmez, "Hac için maddi imkan ve sağlığın yerinde olması gerekiyor. Ben burada iki ayağı kesik hacıyla bile tanıştım. Bizden saklamış, buna engel olamıyoruz" dedi.

Daha önce sağlık raporu uygulaması olduğunu belirten Görmez, bugüne kadar gelemez diye bir rapora rastlamadıklarını belirtti.

Görmez, "Gelmeden önce hiç yürüyemeyen hacılarımız Kabe'de nasıl yürüyorlar, tavaf ediyorlar, say yapıyorlar, Hira'ya, Sevr'e çıkıyorlar, bunun izahı zor. Bu bir aşk" diye konuştu.

- "Buraya hayat bulmaya gelinir, ölmeye değil"

Kutsal topraklarda vefat edenlerin Türkiye'ye gönderilip gönderilemeyeceğine ilişkin soruya karşılık da Görmez, "Buraya hayat bulmaya gelinir, ölmeye değil. Gelince emr-i hak vaki olduğunda yapılacak birşey yok. Aile talep ettiği zaman Türkiye'ye alınabilir ama şu ana kadar örneği yok" dedi.

Mekke ve Medine'deki, Sevr ve Hıra mağaraları gibi mekanların çevresindeki kirliliğin hatırlatılması üzerine de Görmez, Arafat'ta bu yıl bütün çadırlara çöp torbası bırakılacağını, örnek olsun diye çöplerin bu poşetlere konulup toplanacağını belirtti, diğer yerlerde de bu anlayışın hayata geçirilebileceğini kaydetti.

Kaynak: AA