'İstanbul Açıklaması

Nasdaq OMX Başkan Yardımcısı Meyer Sandy Frucher, Borsa İstanbul'la işbirliklerinin yalnızca Türkiye'ye değil, bölge ülkelerine de katkı sağlayacağını belirtti.


Borsa İstanbul tarafından düzenlenen "İstanbul: Bölgesel Merkez, Küresel Aktör Forumu" kapsamında gerçekleştirilen "Uluslararası Finans Merkezi Olarak İstanbul" başlıklı oturumda konuşan Frucher, Borsa İstanbul'la Nasdaq arasındaki işbirliğinin sadece teknoloji tedarikini kapsamadığını kaydetti.

Bu fırsatın peşini iki yıldır kovaladıklarını anlatan Frucher, "Türkiye son derece gelişmekte olan bir ülke. Teknolojik altyapı itici güç. Bina yapmak ayrı, akıllı bina yapmak ayrı bir şey. Akıllı bina yaparsanız, akıllı insanlar da gelirler. Bu nedenle alt yapının küresel piyasalarla bağlantılı olması lazım. Sermaye çekmek istiyorsanız bunu başarmanın yolu onlara kar edebilecekleri ortamı sunmak" ifadelerini kullandı.

Borsa İstanbul'u izlerken, dünyanın başka yerinde, Nasdaq'da dahi yapılmamış projelerin denendiğini gördüklerini aktaran Frucher, yapılan çalışmaların İstanbul'u bölgesel bir finans merkezi haline getirebileceğine inandıklarını dile getirdi. Frucher, şunları söyledi:

"Borsa İstanbul ile Nasdaq arasındaki stratejik ortaklık anlaşmasının sadece Türkiye'yle sınırlı kalmayacağını, bölgedeki finans sistemine de katkı sağlayacağını düşünüyoruz."

-"Orta ölçekli bir borsa olmak bazen avantaj"

Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü İbrahim Turhan ise hem Türkiye'de, hem de çevre ülkelerde Borsa İstanbul açısından büyük fırsatlar olduğunu anlattı.

Türkiye'deki bin büyük firmadan yalnızca 127'sinin borsada listelendiğini anımsatan Turhan, bu şirketlerin sermaye piyasalarına dahil olması için gayret ettiklerini ve bu anlamda çok büyük fırsatlar gördüklerini ifade etti.

Bölgesel fırsata da Kazakistan'dan bir örnekle açıklık getiren Turhan, şunları söyledi:

"Kazakistan'a baktığınızda firmalar, az sayıda olmalarına rağmen kendi iç piyasaları açısından çok büyükler. Büyük piyasalara gittiklerinde ise ihmal edilecekler. İstanbul ikisinin ortasında. Orta ölçekli bir borsa olmak bazen avantaj."

İstanbul'un bölgesel finans merkezi olabilmesi için likiditeye, likiditenin merkezileşmesine ihtiyaç olduğunu belirten Turhan, "Likiditenin merkezileşmesine ihtiyaç var. Sermaye piyasalarına baktığınızda gelişmekte olan piyasalara nazaran 6'ıncı, 7'inci sırada duruyoruz. Toplam piyasalarda 4'üncü sırada duruyoruz. Eğer piyasaların parçalanmasına izin verirseniz, konsanstrasyonu kaybedersiniz. Bu yüzden bütün tarafları ikna ettik ve bir araya getirdik. Herkes için kazan-kazan ortamı oluşturduğunuz zaman insanlar fırsatları kullanırlar"

-"Bölgesel merkez hedefi daha gerçekçi"

Dünya Bankası Finansal Sistemler ve Küresel Uygulamalar Müdürü Abayomi A. Alawode, dünyada birçok şehrin finansal merkez olmak istediğini ve bu durumun bir moda halini aldığını ifade etti.

Dünyanın önemli finans merkezlerinin oluşumunu örnek gösteren Alawode, "Finans merkezi olmak kısa koşu değildir, bir maratondur. Büyük para merkezlerinin oluşumuna bakarsanız çok uzun zaman aldı. Bu, çok çaba gerektirecek ve sürekli çaba gerektirecek bir şey" diye konuştu.

İstanbul'un finans merkezi olma iddiasındaki diğer şehirlerden farklılaştığına dikkati çeken Alawode, şunları kaydetti:

"Siz 'bölgesel merkez' olmak istediğinizi söylüyorsunuz. Bu diğerlerinden farklı. Çoğu uluslararası merkez olmak istediklerini söylüyor. Bence bu önemli. Birden uluslararası merkez olma iddiasıyla ortaya çıkmak yerine kademeli olarak geçiş yapmak daha gerçekçi."

İstanbul'un coğrafi konumunun da bir avantaj olduğunu ama finans merkezi olma yolunda atılması gereken bazı adımların bulunduğunu anlatan Alawode, "Birincisi iç finansal sisteminizi geliştirmeniz gerekiyor. Şu anda bankacılık ağır basıyor, sigorta daha sınırlı. Daha fazla şirketin borsada olması lazım ve bunun için çaba var" diye konuştu.

-"Türkiye ideal bir ekonomi yarattı"

IFSB Genel Sekreteri Jaseem Ahmed, İslami finansın, bölgesel finans merkezi olma yolunda gayret gösteren Türkiye için çok önemli bir avantaj olduğunu söyledi.

Ahmed, Türkiye'nin İslami finans alanında yaptığı hukuki çalışmaların çok dikkati çekici olduğunu vurguladı.

İslami finans konusunda benzer adım atan ülke sayısının çok az olduğunu anımsatan Ahmed, "Türkiye bunu yaparak kendisi için çok ideal bir ekonomi yarattı" ifadesini kullandı.

IIFM Üst Yöneticisi Ijlal Ahmed Alvi de İslami finansal araçların geliştirilmesi noktasında çıkarılan mevzuatın uygulamasını görmek gerektiğini dile getirdi.

Kaynak: AA