'kadına Şiddet, Toplumun Eğitim Seviyesinin Yükseltilmesi İle Azalabilir'

Tekirdağ Çorlu Özel Şifa Hastanesi Psikoloğu Ceyda Dülgar, özel veya toplumsal hayatta kadına fiziksel, cinsel ve psikolojik olarak zarar veren, inciten, maddi ve manevi özgürlüğünü kısıtlayan her türlü davranışı kadına şiddet olarak adlandırdı.

'kadına Şiddet, Toplumun Eğitim Seviyesinin Yükseltilmesi İle Azalabilir'
Kadına şiddet uygulayan kişiliklerin geçmişte kendilerinin de büyük oranda şiddete maruz kalmış kişiler olabileceğini kaydeden Dülgar, kadına şiddetin toplumun eğitim seviyesinin yükseltilmesi ile azaltılabileceğini söyledi.

Kadına yönelik şiddetin en çok eşleri tarafından uygulandığı belirten Dülgar, ‘’Şiddet uygulayan bu kişilerin, çocukluk dönemlerinde şiddet gördüyse veya şiddete maruz kaldıysalar yetişkinlik dönemlerinde bu kişilerin şiddet uygulayan bir yetişkin olma olasılıkları yüksektir. Çocukluğunda ailesinde veya çevresinde şiddet uygulandığına da tanık olan kişinin, ilerideki davranışlarını etkilemektedir ve ileriki hayatında çevresine karşı şiddet gösterme olasılığı artmaktadır. Kadına uygulanan şiddeti fiziksel şiddet (itmek, tokatlamak, dövmek, işkenceye maruz bırakmak gibi davranışlar); sözlü şiddet (korkutma, tehdit, cezalandırma gibi davranışlar gösterilmesi); duygusal şiddet (sevgi, saygı, onay gibi duygusal desteğin verilmemesi ve küçümsenmesi); cinsel şiddet (aldatmak, kadına cinsel bir nesne olarak davranmak, tecavüz) olarak tanımlayabiliriz.’’ dedi.

Eşler arasındaki iletişim ve uyum problemlerinin, kadına şiddet olarak yansıdığını vurgulayan Dülgar, sözlerine şöyle devam etti: ‘’Erkeklerin kadınlara yönelik şiddet uygulamasının psikolojik nedenleri olarak eşler arasında iletişim problemlerinin olması ve uyum problemleri yaşamaları en büyük etkenler arasındadır. Eşler arasında kıskançlık, aşırı alkol kullanımı, çocukken şiddete maruz kalmaları, kişilik ve psikiyatrik bozukluğu olan kişiler, saldırgan kişilik özellikleri gösteren ve benlik saygısı azalmış kişiler kadına şiddet uygulama olasılıkları yüksek olan kişilerdir. Yapılan bir araştırmaya göre şiddet eğilimli erkeklerin özellikleri, çocukluk yaşamlarında şiddet görmesi, şiddete maruz kalması, kişilik bozukluğu tanısı konulmuş veya benlik saygısı az olan şahıslardır. Karşısındaki kişi ile iletişim kurmakta zorlanan, empati yeteneği zayıf olup, ilişkilerinde hayatındaki insanın hayatını kısıtlayacak derecede kıskançtırlar. Madde, alkol bağımlılığı olan kişilerde şiddet gösterme olasılıkları daha yüksektir.’’ Kadınları şiddete karşı korumanın en önemli yolunun eğitim olduğunu dile getiren Dülgar, ‘’Kadınları şiddete karşı korumak için eğitim seviyesinin yükseltilmesi, eğitime daha fazla önem verilmesi ve toplumsal yaşamda ortaya çıkabilecek sorunları gidermek için de hukuksal korunma yollarına (ceza hukuku, medeni hukuk, aile korunması dair kanunlarda düzenlenmeler) daha fazla önem verilmesi gereklidir. Şiddet oranı eğitim düzeyi arttıkça azalsa da bu erkek, doktor, avukat, mühendis, işçi, öğretmen yani her meslekten olabilir. Şiddet gösterme eğilimi ile eğitim seviyeleri ters orantılıdır. Kişilerin eğitim seviyeleri artıkça şiddet gösterme davranışları da azalır. Şiddet eğiliminin azalması sadece eğitime dayalı değildir. Bunun yanında fiziksel, psikolojik etkenler de rol oynamaktadır.’’ ifadelerini kullandı .