Satışlarını Artıran Aile Şirketleri, Orta Vadede İstikrarlı Büyüme Bekliyor

Türkiye’deki aile şirketlerinin yüzde 81’i, geçtiğimiz yıl çok iyi bir performans sergileyerek satışlarını artırdı.

Önümüzdeki 5 yıl içinde de aynı performansı göstererek istikrarlı büyümenin devam etmesini bekliyor. Türkiye’deki tüm aile şirketleri büyüme tahmin ediyor ve bunu başarabileceklerine inanıyor. İşlerin kötü gideceğini öngörenlerin oranı ise yüzde 2. Pricewaterhouse (PwC) Türkiye Aile Şirketi Hizmetleri Direktörü Mehmet Karakurt, İzmir’de düzenlenen Aile Şirketleri Konferansı’nda, 2012 Küresel Aile Şirketleri Araştırması’nın Türkiye sonuçlarını açıkladı.

Dünyada 30’dan fazla ülkede bin 952 şirket yöneticisi, Türkiye’de ise 99 aile şirketinin katıldığı araştırmaya göre, Türkiye’deki aile şirketlerinin yüzde 71’i 1. ve 2. nesil tarafından yönetiliyor. Araştırmaya katılan Türk aile şirketlerinin yüzde 68’i, ekonomik istikrarın sağlanmasında önemli bir role sahip olduklarına ve krizde dalgakıran görevi üstlendiklerine inanıyor. İstihdam sağlamada önemli bir rol oynadıklarını düşünen aile şirketleri, hızlı karar alma ve zor zamanlarda kuralları esnetebilme becerilerini, rekabette ayırt edici bir avantaj olarak görüyor. Şirketlerin yüzde 69’u kendisini girişimci olarak görüyor. Yüzde 54’lük bir kısmı ise daha fazla risk üstlenmeye hazırlıklı olduğu görüşünde. Katılımcıların yüzde 81’i sosyal sorumluluk gibi toplumsal girişimlerin aile şirketleri için önemli olduğu konusunda hemfikir. Aile şirketlerini diğerlerinden ayıran özellikler ise daha kısa sürede karar alabilmeleri, uzun vadeli düşünebilme ve geniş bakış açısına sahip olabilmeleri, bir sonraki kuşağa yönetimi devredebilme yeteneklerinin gelişmiş olması, kültürel değerlere daha sahip çıkmaları olarak sıralanıyor. Aile şirketlerinin karşılaştığı en temel sorun ise yetenekli personel sıkıntısı. İnsan kaynağının ardından karlılık, finans kaynaklarının ulaşabilirliği, şirketin yeniden organize olması, nakit akımı ve hammadde sorunları geliyor. Türk aile şirketlerinin yüzde 41’i işlerin sonraki kuşağa devredilmesinin sorunlara yol açacağı konusunda endişelere sahipken, yüzde 30’u, aile içi anlaşmazlık ihtimalini doğal bir sonuç olarak görüyor. Şirketlerin yüzde 81’i, yetenekli personelin elde tutulması konusunda endişeli. Önümüzdeki beş yıl içinde oluşacak temel zorlukların başında ise kilit kadronun devamlılığını sağlamak, sürekli yeniliğe ihtiyaç, genel ekonomik durum, fiyat rekabeti geliyor. Yenilikçiliğe büyük önem veren aile şirketlerinde, halefiyet sürecinin yönetimi, hayati öneme sahip ve kilit bir konu olma özelliği taşıyor. Türk aile şirketlerin yaklaşık üçte biri gelecek nesle şirket sahipliğini devrediyor ancak şirket yönetimi devretmeyi planlamıyor. Araştırmaya göre, Türkiye’de devlet, aile şirketlerinin ekonomi için öneminin birçok ülkeye oranla daha çok bilincinde. Aile şirketlerinin yüzde 21’i, ‘devlet bizim önemimizi biliyor’ diyor. Şirketler, satışlarının yüzde 33’ünü yurt dışı pazarlarına yaparken, bunu, önümüzdeki 5 yıl içerisinde yüzde 40’a yükselmesini bekliyor. Türk aile şirketleri, ihracat alanındaki en büyük sorunlarını ise döviz kurları olarak ifade ediyor.