Manisa İl Kültür ve Turizm Müdürü Erdinç Karaköse Açıklaması
Turgay Duyar - Osmanlı İmparatorluğu'nun tahtına varis olan şehzadelerin yetiştiği Manisa'da, 1403 yılında 2. Murat tarafından yaptırılan ve dönemin en büyük eseri olan Saray-ı Amire'den günümüze sadece adı kaldı.
Sultan III. Mehmet'ten sonra şehzadelerin İstanbul dışında eğitimi yasaklanınca kaderine terk edilen, Kurtuluş Savaşı sırasında ahşap kısımları tamamen yanan Saray-ı Amire'nin bir maketi, şehir merkezine beş yıl kadar önce Osmanlı İmparatorluğu dönemi nakkaşlarından Osman'ın minyatürüne dayanarak yapılabildi.
Manisa Valiliği önderliğinde başlatılan çalışmalarla bugün Saray-ı Amire'nin yeniden gün yüzüne çıkarılması hedefleniyor.
Manisa İl Kültür ve Turizm Müdürü Erdinç Karaköse, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Saray-ı Amire'nin Osmanlı Kenti döneminden bugüne ulaşamamış çok önemli bir eser olduğunu belirterek, ''Bugün sadece Fatih Sultan Mehmet zamanında yaptırılan Fatih Kulesi mevcut. Onun dışındaki kalıntılar maalesef günümüze ulaşamamıştır'' dedi.
Saray-ı Amire'yi gün yüzüne çıkarmak amacıyla çalışmaların başlatıldığını belirten Karaköse, ''Osmanlı İmparatorluğu'nun en önemli Sancak Beyliklerinden bir tanesi olan Manisa'da Saruhan Sancağı'nda yaptırılan 52 dönümlük arazi üzerinde şehzadelerin yaşamlarını sürdürdükleri ve ailelerini barındırdıkları tarihi bir mekan. Maalesef bunun izleri bugün toprak altında'' diye konuştu.
Valiliğin önderliğinde Saray-ı Amire'yi yeniden Manisa'ya kazandırmak amacıyla çalışmalara başladıklarını belirten Karaköse, Saray-ı Amire'nin Topkapı Sarayı'ndan sonra Osmanlı'nın Anadolu'da yaptırdığı en önemli tarihi mekan olduğunu vurguladı.
Saray-ı Amire'nin bugün Hükümet Konağı olarak bilinen Vilayet binasının alt tarafında kalan Fatih Parkı ve çevresinde konuşlandırıldığını dile getiren Karaköse, Saray-ı Amire'nin bulunduğu alanın büyük bir bölümünün bugün park olduğunu, kalıntıların ise mevcut olduğunu söyledi.
Karaköse, şöyle konuştu:
''Manisa'nın Şehzadeler Kenti kimliğini yeniden kazanmasında katkı sağlayacağına inandığımız bu yapıların yeniden yerlerini tespit etmek ve ardından ayağa kaldırarak Saray-ı Amire'yi tekrar yaşatmak istiyoruz. 1403 yılında 2. Murat tarafından yaptırılan ve Fatih Sultan Mehmet tarafından genişletilerek 52 dönümlük alana yayılmış içerisinde özel mekanları olan, şehzadelerin eğitim ve yaşamlarını sürdürdüğü saray kompleksi... Maalesef bu yapılardan günümüze sadece Fatih Kulesi olarak bilinen kule yapısı ulaşmış durumda. Önümüzdeki yıllarda inşallah Saray-ı Amire'nin belirli mekanlarını ayağa kaldırarak, tekrar konservasyonla Manisa'yı Şehzadeler Kenti kimliğine kavuşturmayı amaçlıyoruz.''
-Sarayın maketi yapıldı-
Osmanlı İmparatorluğu dönemi nakkaşlarından Osman tarafından yapılan minyatüre dayanarak Saray-ı Amire'nin maketinin yapıldığını anımsatan Karaköse, ''Bire bir ölçülendirmesi Nakkaş Osman'ın minyatüründe mevcuttur. Manisa bu eseri yeniden kazandığında Şehzadeler Kenti kimliğini bütün ihtişamıyla ortaya koymuş olacak. Şimdi bununla ilgili bir ön araştırmaları ve daha sonrasında yapıların röleve yer temel tespitlerinin ardından planlama dahilinde mekan ayağa kaldırılacak. Bununla ilgili çalışma başlatıldı'' dedi.
Karaköse, Manisa'da 2. Murat, Fatih Sultan Mehmet, Kanuni Sultan Süleyman, 2. Mustafa ve 3. Selim gibi Osmanlı'nın önemli padişahlarının şehzadelik yaptıklarını, Sancak Beyliği'nde bulunduklarını sözlerine ekledi.
-Saray-ı Amire-
Bugünkü Fatih Parkı ve Kızılay binasının bulunduğu alanda yer alan saray, Sultan II. Murat tarafından inşa ettirilmiş, Fatih Sultan Mehmet tarafından genişlettirilmiştir.
Vakfiyesinde Hicri 849'da yapıldığı belirtilen saray hakkında Evliya Çelebi ve Katip Çelebi Seyahatnamelerinde bilgi verilmektedir.
Ayrıca III. Mehmet döneminin ünlü nakkaşı Hasan Paşa'nın Topkapı Sarayı Müzesi'nde A. 3592 envanter numarası ile kayıtlı ''Şemailname-i Al-i Osman'' adlı eserinde Saray-ı Amire'nin bir minyatürü bulunmaktadır.
Sultan III. Mehmet'ten sonra şehzadelerin İstanbul dışında eğitimi yasaklanınca Manisa Sarayı kaderine terk edilmiş ve 18. yüzyıla kadar küçük onarımlarla ayakta tutulmaya çalışılmıştır.
Kurtuluş Savaşı sırasında sarayın ahşap kısımları tamamen yanmıştır. Günümüze ulaşan kare planlı kısmı taş ve tuğladan yapılmış bir kulenin üstü sıvanıp üç katlı bir apartman haline getirilmiştir. Bu bina halen Kızılay Derneği'nin merkezi olarak kullanılmaktadır.
Yayıncı: Şükran Yücel
Kaynak: AA
Manisa Valiliği önderliğinde başlatılan çalışmalarla bugün Saray-ı Amire'nin yeniden gün yüzüne çıkarılması hedefleniyor.
Manisa İl Kültür ve Turizm Müdürü Erdinç Karaköse, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Saray-ı Amire'nin Osmanlı Kenti döneminden bugüne ulaşamamış çok önemli bir eser olduğunu belirterek, ''Bugün sadece Fatih Sultan Mehmet zamanında yaptırılan Fatih Kulesi mevcut. Onun dışındaki kalıntılar maalesef günümüze ulaşamamıştır'' dedi.
Saray-ı Amire'yi gün yüzüne çıkarmak amacıyla çalışmaların başlatıldığını belirten Karaköse, ''Osmanlı İmparatorluğu'nun en önemli Sancak Beyliklerinden bir tanesi olan Manisa'da Saruhan Sancağı'nda yaptırılan 52 dönümlük arazi üzerinde şehzadelerin yaşamlarını sürdürdükleri ve ailelerini barındırdıkları tarihi bir mekan. Maalesef bunun izleri bugün toprak altında'' diye konuştu.
Valiliğin önderliğinde Saray-ı Amire'yi yeniden Manisa'ya kazandırmak amacıyla çalışmalara başladıklarını belirten Karaköse, Saray-ı Amire'nin Topkapı Sarayı'ndan sonra Osmanlı'nın Anadolu'da yaptırdığı en önemli tarihi mekan olduğunu vurguladı.
Saray-ı Amire'nin bugün Hükümet Konağı olarak bilinen Vilayet binasının alt tarafında kalan Fatih Parkı ve çevresinde konuşlandırıldığını dile getiren Karaköse, Saray-ı Amire'nin bulunduğu alanın büyük bir bölümünün bugün park olduğunu, kalıntıların ise mevcut olduğunu söyledi.
Karaköse, şöyle konuştu:
''Manisa'nın Şehzadeler Kenti kimliğini yeniden kazanmasında katkı sağlayacağına inandığımız bu yapıların yeniden yerlerini tespit etmek ve ardından ayağa kaldırarak Saray-ı Amire'yi tekrar yaşatmak istiyoruz. 1403 yılında 2. Murat tarafından yaptırılan ve Fatih Sultan Mehmet tarafından genişletilerek 52 dönümlük alana yayılmış içerisinde özel mekanları olan, şehzadelerin eğitim ve yaşamlarını sürdürdüğü saray kompleksi... Maalesef bu yapılardan günümüze sadece Fatih Kulesi olarak bilinen kule yapısı ulaşmış durumda. Önümüzdeki yıllarda inşallah Saray-ı Amire'nin belirli mekanlarını ayağa kaldırarak, tekrar konservasyonla Manisa'yı Şehzadeler Kenti kimliğine kavuşturmayı amaçlıyoruz.''
-Sarayın maketi yapıldı-
Osmanlı İmparatorluğu dönemi nakkaşlarından Osman tarafından yapılan minyatüre dayanarak Saray-ı Amire'nin maketinin yapıldığını anımsatan Karaköse, ''Bire bir ölçülendirmesi Nakkaş Osman'ın minyatüründe mevcuttur. Manisa bu eseri yeniden kazandığında Şehzadeler Kenti kimliğini bütün ihtişamıyla ortaya koymuş olacak. Şimdi bununla ilgili bir ön araştırmaları ve daha sonrasında yapıların röleve yer temel tespitlerinin ardından planlama dahilinde mekan ayağa kaldırılacak. Bununla ilgili çalışma başlatıldı'' dedi.
Karaköse, Manisa'da 2. Murat, Fatih Sultan Mehmet, Kanuni Sultan Süleyman, 2. Mustafa ve 3. Selim gibi Osmanlı'nın önemli padişahlarının şehzadelik yaptıklarını, Sancak Beyliği'nde bulunduklarını sözlerine ekledi.
-Saray-ı Amire-
Bugünkü Fatih Parkı ve Kızılay binasının bulunduğu alanda yer alan saray, Sultan II. Murat tarafından inşa ettirilmiş, Fatih Sultan Mehmet tarafından genişlettirilmiştir.
Vakfiyesinde Hicri 849'da yapıldığı belirtilen saray hakkında Evliya Çelebi ve Katip Çelebi Seyahatnamelerinde bilgi verilmektedir.
Ayrıca III. Mehmet döneminin ünlü nakkaşı Hasan Paşa'nın Topkapı Sarayı Müzesi'nde A. 3592 envanter numarası ile kayıtlı ''Şemailname-i Al-i Osman'' adlı eserinde Saray-ı Amire'nin bir minyatürü bulunmaktadır.
Sultan III. Mehmet'ten sonra şehzadelerin İstanbul dışında eğitimi yasaklanınca Manisa Sarayı kaderine terk edilmiş ve 18. yüzyıla kadar küçük onarımlarla ayakta tutulmaya çalışılmıştır.
Kurtuluş Savaşı sırasında sarayın ahşap kısımları tamamen yanmıştır. Günümüze ulaşan kare planlı kısmı taş ve tuğladan yapılmış bir kulenin üstü sıvanıp üç katlı bir apartman haline getirilmiştir. Bu bina halen Kızılay Derneği'nin merkezi olarak kullanılmaktadır.
Yayıncı: Şükran Yücel