Çomü Laboratuvarlarında Zeytin Zararlılarıyla Mücadele Kapsamında Türkiye'nin İlk Transgenik Zeytin Sineği Geliştirildi
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Ziraat Fakültesi laboratuvarlarında, zeytin zararlılarıyla mücadele kapsamında Türkiye'nin ilk transgenik zeytin sineği geliştirildi.
ÇOMÜ Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hanife Genç, yaptığı açıklamada, laboratuvarda kitle halinde üretilen zeytin sineği kolonisine, fluorescens protein ile işaretlenen gen sistemini, mikro enjeksiyon yöntemiyle aktararak, Türkiye'nin ilk transgenik zeytin sineğini geliştirdiklerini söyledi.
Bu çalışmanın, kimyasal mücadeleye karşı alternatif mücadele olanaklarını yaratmak amacıyla kullanılma potansiyeline sahip olduğunu belirten Genç, zeytinin en önemli zararlısının ''zeytin sineği'' olduğu düşüncesiyle başladıkları çalışmalarda, zararlının doğada yılın sadece 3 ayında yoğun olarak görüldüğünü bildirdi.
Zeytin bitkisinin fenolojisine uygun olarak, meyve döneminde zararlı olan zeytin sineğinin, zeytin tanesinin sofralık değerinin azalmasına ve zeytinyağının asidinin artmasına neden olduğunu ifade eden Genç, dünyada zeytin zararlılarına karşı her yıl 3 milyon ton ilaç kullanıldığına dikkati çekti.
Genç, Türkiye'de ise 1,5 milyon ton olan zeytin üretimine karşılık, 30 bin ton ilaç kullanıldığını belirterek, ''Bu doğrultuda zeytin zararlısına karşı çözüm bulabilmek için zeytin bahçelerinde, zeytin sineğinin yoğun olarak görüldüğü sadece 3-4 ay değil, tüm yıl boyunca çalışma yapabilecek ortamın oluşturulması gerektiği düşüncesiyle bir DPT projesi hazırladık'' dedi.
-''Bu çalışma Türkiye'de ilk''-
Doç. Dr. Hanife Genç, yaptıkları çalışmanın Türkiye'de ilk olduğunu söyledi.
Türkiye'de, zeytin zararlılarıyla çalışan başka araştırmacıların bulunduğunu, ancak çalışmaların çoğunlukla arazide, zeytin bahçelerinde gerçekleştirildiğini vurgulayan Genç, bu durumda zeytin tanesinde beslenen zararlı olan zeytin sineği için yalnızca 3-4 ay çalışmanın sürdürülebildiğine işaret etti.
Genç, zeytinin hasat edildikten sonra besin bulunmaması ve iklim koşullarından dolayı zeytin sineğini doğada görmenin mümkün olmadığını belirterek, bu anlamda yapay besin ortamıyla zeytin sineğini yıl boyunca ve aralıksız üretebildiklerini bildirdi.
Böylece bitki fenolojisine bağlı kalmadan zeytin sineğiyle devamlı laboratuvarda çalışılabilme imkanı sağlandığını bildiren Genç, şöyle konuştu:
''Çiftçiler yaptıkları ilaçlamaların etkili olmadığından şikayet ediyorlardı. Bu sorundan yola çıkarak, TÜBİTAK tarafından desteklenen, Yunanistan ile ortak uluslararası bir proje gerçekleştirdik. Bu kapsamda, zeytin sineklerinin ilaçlara karşı dayanıklı olup olmadığını, moleküler yöntemlerle belirlemeye çalıştık. Çanakkale ve çevresinden toplanan zeytin sineklerinin asetilkolin esteraz geninde nokta mutasyon geliştirerek, organik fosforlu ilaçlara karşı dayanıklılık geliştirdiğini tespit ettik. Ülkemizde ilk kez zeytin sineğinin organik fosforlu ilaçlara karşı geliştirdiği dayanıklılık ve dayanıklılığın yoğunluk durumu, genotipik düzeyde bu proje kapsamında ortaya konuldu.''
-''Dünyada zararlı böceklerle ilgili çok çalışma var''-
Doç. Dr. Genç, dünyada artık zararlı böceklerle mücadelede genetik transformasyon uygulamalarını içeren önemli çalışmaların yapıldığını söyledi.
Genç, ''Burada amaç, daha önceleri radyasyon uygulamalarıyla steril hale getirilerek doğaya salınan, erkek bireylerle çiftleşen dişilerin bıraktıkları yumurtaların açılmayarak, popülasyonun azaltılması uygulamalarının, genetik transformasyonla böcek yumurtalarına farklı öldürücü genlerin aktarılmasıyla yapılmasıdır'' dedi.
Türkiye'de bilimsel çalışmalara sağlanan desteklerle bu tür projelerin yapılabilmesi gerektiğini ifade eden Genç, ''Bu doğrultuda laboratuvarda kitle halinde üretilen zeytin sineği kolonisine, fluorescens protein ile işaretlenen gen sistemi, mikro enjeksiyon yöntemiyle aktarılarak, transgenik zeytin sineği oluşturuldu'' diye konuştu.
Genç, şunları kaydetti:
''TÜBİTAK tarafından desteklenen uluslararası katılımlı proje kapsamında gerçekleştirilen çalışmayla tarımsal zararlılarla mücadelede yeni bir yaklaşım olarak ülkemizde ilk kez 2008 yılında, zeytin sineğine genetik transformasyon gerçekleştirilerek, ilk transgenik böcek elde edildi. Zeytin sineği, model bir böcek olarak ele alındığında, diğer benzer tarımsal zararlılarla mücadelede yeni yöntemlerin geliştirilmesine ön ayak olacağını umuyoruz. Bunlar Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar olduğu için bu konudaki çalışmalar için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın izni gerekiyor.''
Muhabir: Fikriye Susam Uyar
Yayıncı: Doğan Sarıtaş
Kaynak: AA
Bu çalışmanın, kimyasal mücadeleye karşı alternatif mücadele olanaklarını yaratmak amacıyla kullanılma potansiyeline sahip olduğunu belirten Genç, zeytinin en önemli zararlısının ''zeytin sineği'' olduğu düşüncesiyle başladıkları çalışmalarda, zararlının doğada yılın sadece 3 ayında yoğun olarak görüldüğünü bildirdi.
Zeytin bitkisinin fenolojisine uygun olarak, meyve döneminde zararlı olan zeytin sineğinin, zeytin tanesinin sofralık değerinin azalmasına ve zeytinyağının asidinin artmasına neden olduğunu ifade eden Genç, dünyada zeytin zararlılarına karşı her yıl 3 milyon ton ilaç kullanıldığına dikkati çekti.
Genç, Türkiye'de ise 1,5 milyon ton olan zeytin üretimine karşılık, 30 bin ton ilaç kullanıldığını belirterek, ''Bu doğrultuda zeytin zararlısına karşı çözüm bulabilmek için zeytin bahçelerinde, zeytin sineğinin yoğun olarak görüldüğü sadece 3-4 ay değil, tüm yıl boyunca çalışma yapabilecek ortamın oluşturulması gerektiği düşüncesiyle bir DPT projesi hazırladık'' dedi.
-''Bu çalışma Türkiye'de ilk''-
Doç. Dr. Hanife Genç, yaptıkları çalışmanın Türkiye'de ilk olduğunu söyledi.
Türkiye'de, zeytin zararlılarıyla çalışan başka araştırmacıların bulunduğunu, ancak çalışmaların çoğunlukla arazide, zeytin bahçelerinde gerçekleştirildiğini vurgulayan Genç, bu durumda zeytin tanesinde beslenen zararlı olan zeytin sineği için yalnızca 3-4 ay çalışmanın sürdürülebildiğine işaret etti.
Genç, zeytinin hasat edildikten sonra besin bulunmaması ve iklim koşullarından dolayı zeytin sineğini doğada görmenin mümkün olmadığını belirterek, bu anlamda yapay besin ortamıyla zeytin sineğini yıl boyunca ve aralıksız üretebildiklerini bildirdi.
Böylece bitki fenolojisine bağlı kalmadan zeytin sineğiyle devamlı laboratuvarda çalışılabilme imkanı sağlandığını bildiren Genç, şöyle konuştu:
''Çiftçiler yaptıkları ilaçlamaların etkili olmadığından şikayet ediyorlardı. Bu sorundan yola çıkarak, TÜBİTAK tarafından desteklenen, Yunanistan ile ortak uluslararası bir proje gerçekleştirdik. Bu kapsamda, zeytin sineklerinin ilaçlara karşı dayanıklı olup olmadığını, moleküler yöntemlerle belirlemeye çalıştık. Çanakkale ve çevresinden toplanan zeytin sineklerinin asetilkolin esteraz geninde nokta mutasyon geliştirerek, organik fosforlu ilaçlara karşı dayanıklılık geliştirdiğini tespit ettik. Ülkemizde ilk kez zeytin sineğinin organik fosforlu ilaçlara karşı geliştirdiği dayanıklılık ve dayanıklılığın yoğunluk durumu, genotipik düzeyde bu proje kapsamında ortaya konuldu.''
-''Dünyada zararlı böceklerle ilgili çok çalışma var''-
Doç. Dr. Genç, dünyada artık zararlı böceklerle mücadelede genetik transformasyon uygulamalarını içeren önemli çalışmaların yapıldığını söyledi.
Genç, ''Burada amaç, daha önceleri radyasyon uygulamalarıyla steril hale getirilerek doğaya salınan, erkek bireylerle çiftleşen dişilerin bıraktıkları yumurtaların açılmayarak, popülasyonun azaltılması uygulamalarının, genetik transformasyonla böcek yumurtalarına farklı öldürücü genlerin aktarılmasıyla yapılmasıdır'' dedi.
Türkiye'de bilimsel çalışmalara sağlanan desteklerle bu tür projelerin yapılabilmesi gerektiğini ifade eden Genç, ''Bu doğrultuda laboratuvarda kitle halinde üretilen zeytin sineği kolonisine, fluorescens protein ile işaretlenen gen sistemi, mikro enjeksiyon yöntemiyle aktarılarak, transgenik zeytin sineği oluşturuldu'' diye konuştu.
Genç, şunları kaydetti:
''TÜBİTAK tarafından desteklenen uluslararası katılımlı proje kapsamında gerçekleştirilen çalışmayla tarımsal zararlılarla mücadelede yeni bir yaklaşım olarak ülkemizde ilk kez 2008 yılında, zeytin sineğine genetik transformasyon gerçekleştirilerek, ilk transgenik böcek elde edildi. Zeytin sineği, model bir böcek olarak ele alındığında, diğer benzer tarımsal zararlılarla mücadelede yeni yöntemlerin geliştirilmesine ön ayak olacağını umuyoruz. Bunlar Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar olduğu için bu konudaki çalışmalar için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın izni gerekiyor.''
Muhabir: Fikriye Susam Uyar
Yayıncı: Doğan Sarıtaş