Ali Kırca: Diyarbakır'dan Gelen Görüntüler, Birand'ın Özlediği Manzaraydı

Tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden gazeteci Mehmet Ali Birand’ın meslektaşları ve sevenleri büyük üzüntü yaşadı.

Hastaneye akın eden Birand’ın meslektaşları gazeteci arkadaşlarını kaybetmenin üzüntüsünü yaşadı. Gazeteci Ali Kırca, bugün Diyarbakır’dan gelen manzaranın Birand’ın barış için özlediği tabloyu sergilediğini belirterek, “Hepimizin başı sağ olsun, Türkiye Cumhuriyeti’nin kaybı. Mehmet Ali Birand Türkiye’nin gazeteciliğinde, haberciliğinde bir dönümdür, bir kavşak noktasıdır. Bunu bütün Türkiye biliyor zaten, onun için onu çok arayacağız ve özleyeceğiz." dedi.

37 yıllık bir dostunu kaybettiğini kaydeden Kırca, "Ekran macerasına da biz aslında birlikte başladık 1982 yılında. Herkes bizim rakip kanallarda, farklı haber kanallarında görmüştür ve biz Birand’la hiçbir zaman o duygular içerisinde olmadık. Arkadaşlığımızı, dostluğumuzu ve mesleki dayanışmamızı sürdürdük. Birbirimize danışarak hatta izin günlerimizi bile birlikte kararlaştırdık. O dostluğumuzu hiç yitirmedik. Onun ötesinde o özel dünyaları, duyguları paylaştığım çok değerli bir arkadaşım, onu yitirmenin acısı içerisindeyim. Bizim kuşaktan pek kimse kalmadı. Onu Türkiye çok özleyecek ama ben çok özlüyorum ve özleyeceğim. Bir de bir şey var bugün Diyarbakır’da barış için yapıldığı söylenen ve o amaca da hizmet eden yürüyüş vardı. Cenaze töreni vardı, gösteri vardı. Birand yıllarca terörün bitmesi, kanın durması, barış için yazdı çizdi programlar yaptı. O bugün derin bir uykudayken Diyarbakır’dan gelen görüntüler, onun özlediği tabloyu yansıtıyordu. Sadece o değil Türkiye’de 1980'den sonra darbeler nedeniyle demokrasinin sekteye uğradığı o zamanlarda televizyon yoluyla tabuları yıkarak birlikte başladığımız 32. günde önemli bir işlev üstlendi. O yüzden Türk demokrasisi de Mehmet Ali Birand’a çok şey borçlu. Sevgili arkadaşımı çok özleyeceğim, herkesin başı sağ olsun.” şeklinde konuştu.

Gazeteci Cengiz Çandar ise,40 yıllık arkadaşını kaybetmenin acısını yaşadığını söyledi.

"Kendimde değilim açıkçası, gerçi sabah burada mucize beklentisi içerisindeydik." diyen Çandar sözlerini şöyle sürdürdü: "Durumunun umutsuz olduğunu biliyorduk ama dediğim gibi bir mucize beklentisiydi. Haberi aldıktan sonra her şey film şeridi gibi uzun yıllar yaklaşık 40 sene gözümün önünden geçti. Ve sanki hiç olmayacakmış gibi bizi yaşamaya alıştırmıştı. Daha ağır kanser ameliyatı geçirdikten sonra, 1 buçuk yıl önce bile o nedenle öleceğine hiçbir zaman inanmadığını söyleyip giderek, daha enerjik bir hayat sürmeye başladı.

Hayata o kadar tutkun biriydi ki sanki hiç böyle bir şey olmayacakmış gibi dediğim gibi bizi onunla beraber yaşamaya alıştırdığı için hayatın yoksullaştığını son bir saattir hissediyorum. Bütün ülkenin hayatı çok yoksullaşacak gibi. "