8 Eylül Dünya Fizyoterapistler Günü
Bilecik Devlet Hastanesi'nde görevli fizyoterapistler Ayşenur Eskici ve Ahu Zileli, fizyoterapistlik mesleği hakkında bilgi verdi.
Bilecik Devlet Hastanesi Başhekimliği'nden 8 Eylül Dünya Fizyoterapistler Günü dolayısıyla yapılan yazılı açıklamaya göre, Eskici, fizyoterapistlerin sağlıklı kişilerde sağlığın korunması ve geliştirilmesini sağlamanın yanı sıra kişinin eski durumuna dönmesi ve iyileşmesine destek verdiğini bildirdi.
Fizyoterapistlik branşının sağlıkta güzel sonuçlar sağladığını belirten Eskici, şöyle devam etti:
''Fizyoterapistlerin, felç geçirmiş birisinin yeniden yürümesi, beli ağrıyan bir kişinin eskisi gibi hareket edebilir hale gelmesi, yaşlanmakta olan bir kişinin kas ve kemik sağlığının korunması, sakatlanan bir sporcunun sahalara geri dönmesi ya da engelli bir çocuğun oturmayı, yürümeyi öğrenmesi gibi birçok hedefi vardır. Fizyoterapistler 7'den 70'e bütün yaş grupları ve pek çok hastalık için tedavi seçenekleri sunabilir. Fizyoterapistler, üniversite eğitimleri sırasında anatomi, fizyoloji, nöroloji, ortopedi, beyin sinir cerrahisi, kadın hastalıkları ve doğum histoloji, patoloji, dahiliye, farmakoloji gibi temel tıp bilimlerinin çoğunu alır.''
Zileli de Türkiye'de yaklaşık 7 bine yakın fizyoterapist bulunduğu bilgisini vererek, bu sayının 2020 yılına kadar 15 bine ulaşmasının hedeflendiğini duyurdu.
Dünyada 100 yılı aşkın süredir fizyoterapistlerin var olduğuna ve bu mesleğin Türkiye'deki geçmişinin 50 yıl öncesine uzandığına işaret eden Zileli, şunları kaydetti:
''Fizyoterapistlik bölümü bel, boyun, sırt, kalça, diz, omuz gibi vücudun farklı bölümlerini ilgilendiren ağrılı sorunların tedavisini üstlenir. Ayrıca, spor sakatlıklarının tedavisi ve önlenmesi, romatizmal hastalıklarda yaşam kalitesinin artırılması veya sürdürülmesi, omurga ve eklem cerrahileri ile yaralanma sonrası oluşan hareket kısıtlılıkları ve ağrıların yanı sıra trafik kazaları sonrası görülen kısmi ya da tam felç durumlarında fizyoterapistlerden hizmet alınabilir.''
Muhabir: Mehmet Candikmen
Yayıncı: Sedat Gök
Kaynak: AA
Fizyoterapistlik branşının sağlıkta güzel sonuçlar sağladığını belirten Eskici, şöyle devam etti:
''Fizyoterapistlerin, felç geçirmiş birisinin yeniden yürümesi, beli ağrıyan bir kişinin eskisi gibi hareket edebilir hale gelmesi, yaşlanmakta olan bir kişinin kas ve kemik sağlığının korunması, sakatlanan bir sporcunun sahalara geri dönmesi ya da engelli bir çocuğun oturmayı, yürümeyi öğrenmesi gibi birçok hedefi vardır. Fizyoterapistler 7'den 70'e bütün yaş grupları ve pek çok hastalık için tedavi seçenekleri sunabilir. Fizyoterapistler, üniversite eğitimleri sırasında anatomi, fizyoloji, nöroloji, ortopedi, beyin sinir cerrahisi, kadın hastalıkları ve doğum histoloji, patoloji, dahiliye, farmakoloji gibi temel tıp bilimlerinin çoğunu alır.''
Zileli de Türkiye'de yaklaşık 7 bine yakın fizyoterapist bulunduğu bilgisini vererek, bu sayının 2020 yılına kadar 15 bine ulaşmasının hedeflendiğini duyurdu.
Dünyada 100 yılı aşkın süredir fizyoterapistlerin var olduğuna ve bu mesleğin Türkiye'deki geçmişinin 50 yıl öncesine uzandığına işaret eden Zileli, şunları kaydetti:
''Fizyoterapistlik bölümü bel, boyun, sırt, kalça, diz, omuz gibi vücudun farklı bölümlerini ilgilendiren ağrılı sorunların tedavisini üstlenir. Ayrıca, spor sakatlıklarının tedavisi ve önlenmesi, romatizmal hastalıklarda yaşam kalitesinin artırılması veya sürdürülmesi, omurga ve eklem cerrahileri ile yaralanma sonrası oluşan hareket kısıtlılıkları ve ağrıların yanı sıra trafik kazaları sonrası görülen kısmi ya da tam felç durumlarında fizyoterapistlerden hizmet alınabilir.''
Muhabir: Mehmet Candikmen
Yayıncı: Sedat Gök