Saçan'ın Yardımcısı Ergenekon Davasında Dinlendi
Ergenekon Davası'nda tutuksuz sanık Adil Serdar Saçan'ın İstanbul Organize Şube Müdürü olduğu dönemde yardımcılığını yapan emniyet amiri Ahmet İhtiyaroğlu, tanık sıfatıyla ifade verdi.
2000 yılının sonunda birileri tarafından düğmeye basıldığını ve Peker hakkında ortaya iddialar atılmaya başlandığını belirten İhtiyaroğlu, "Peker'in işlediği eylemlerin Veli Küçük tarafından korunduğu iddiası vardı. Ama bunu delillendiremiyorduk." dedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'de görülen Ergenekon davasının 236. duruşmasında, tutuksuz sanık Adil Serdar Saçan'ın İstanbul Organize Şube Müdürü olduğu dönemde yardımcılığını yapan emniyet amiri Ahmet İhtiyaroğlu tanık sıfatıyla ifade verdi. Saçan'ın talebi üzerine dinlenen İhtiyaroğlu, Ergenekon soruşturması kapsamında savcılık tarafından hakkında inceleme başlatıldığını, ancak takipsizlik kararı verildiğini söyledi.
Organize şubede görev yaptığı dönemde sayısız ihbarların geldiğini belirten İhtiyaroğlu, Ergenekon davasının da sanıkları arasında yer alan Veli Küçük ile Sedat Peker arasındaki ilişkinin bilindiğini ancak ispatlanamadığını söyledi.
Üye hakim Hakim Çalmuk'un "Nasıl bir bağ? Sevgi bağı mı?" şeklindeki sorusu üzerine İhtiyaroğlu, örgütsel bir bağ olduğunu söyledi.
2000 yılı sonunda birileri tarafından düğmeye basıldığını ve Peker hakkında ortaya bazı iddialar atılmaya başlandığını belirten İhtiyaroğlu, "Peker'in Veli Küçük tarafından korunduğu yönünde çok çalışma yaptık. Peker, ilişkilerinin dostluktan olduğunu söylerdi. Ama yer altındaki, üçüncü şahısların telefon konuşmalarına yansıyanlara göre Peker'in korunduğu şeklindedir. Peker'in işlediği eylemlerin Veli Küçük tarafından korunduğu iddiası vardı. Ama bunu delillendiremiyorduk." şeklinde konuştu.
Sorular üzerine tanık İhtiyaroğlu, "Beş yıla yakın örgütlü suçlar alanında çalıştım. Modern polisliği biz getirdik. Bu şekildeki fezlekeleri, ilk biz kullandık. Sorgu ve tahkikatta iyi olduğumu söylerler. Benim hafızam çok iyidir. Allah vergisi bir sorgulama yeteneğim var." diye cevap verdi.
İhtiyaroğu, 2001 yılında Tuncay Güney'in change oto şüphesiyle gözaltına alınmasının ardından gelişen sürece değinerek, "2001 yılında il dışında görevdeyken o dönemin şube müdürü Adil Serdar Saçan beni arayarak merkeze çağırdı. Tuncay Güney Asayiş Şube'de, gözaltındaymış, Veli Küçük'ün adından söz etmiş. 'Siz beni gözaltına alamazsınız, o araba Veli Küçük'e gidecekti' diyordu. Ergenekon'dan söz etmiş, 'Ergenekon'un lideri Veli Küçük, beni buradan alır. O araba Veli Küçük'e gidecekti' şeklinde konuşuyormuş. O dönemde İstihbarat Şube'de bu konularla ilgili çalışıyormuş. İstihbaratın adamları asayişin nezaretinde Güney ile yatmışlar. Operasyon yanabilir mantığıyla Güney'i nezarette susturmuşlar. İstihbarattan Hakan Ünsal Yalçın, 1 yıldır Güney'i takip ettiklerini söyledi. " diye konuştu.
İfadesinin bu kısmında Güney'in pasif 'Gay' olduğunu belirten İhtiyaroğlu, "Onun ilişki görüntüleri dahi yapılan aramalarda ele geçirilmişti. İstihbarat Şube polislerinin operasyon yetkisi yoktur. Bu nedenle dosya organize şubeye verildi.
Saçan, Güney'in sorgusuna benim girmemi istedi. Güney'e, kafasında bir kurgu varsa, dağıtması, rahatlaması için önce hayat hikayesini anlattırdım. Güney 'Ergenekon'dan söz etti. Soyadı Ergenekon olan bir albayın kurduğunu, kendi soyadını verdiğini, Veli Küçük'ün de buna bağlı olduğunu söyledi.
Konteynerlerle Irak'a silah getirdiğini, Barzani'ye, Talabani'ye ve PKK'ya verdiğini, silahların 'Ergenekon'a ait olduğunu söyledi. " dedi.
Güney'in Susurluk kazasını Veli Küçük'ün yaptırdığını ve Sabancı suikastini anlattığını belirten İhtiyaroğlu, "Her şeyi ve kendisini de anlatıyordu. Bu suçlu psikolojisine aykırıydı. Sabancı cinayetiyle ilgili anlattıkları dikkatimi çekti. Doğru söylemediği anlaşıldı. Abdullah Çatlı'dan söz etmişti. Ben Haluk Kırcı'nın sorgusunu yaptım. Kırcı'ya açık bir şekilde Çatlı'nın yaşayıp yaşamadığını sordum. 'Öldü ağabey' dedi.
Cesedini gören kimse yok deyince, 'Ben gördüm' dedi.
Çatlı'nın kafası arabanın tavanına çarpmış" ifadelerini kullandı.Kendisine yöneltilen sorular üzerine istihbarat şubenin çalışma şeklini anlatan İhtiyaroğlu, "İstihbarat telefon konuşmalarında duyduğu şeyleri olmuş kabul eder. Suç olmuş mu, olmamış mı bakmaz. Soruşturma yapma yetkileri yoktur" diye konuştu.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'de görülen Ergenekon davasının 236. duruşmasında, tutuksuz sanık Adil Serdar Saçan'ın İstanbul Organize Şube Müdürü olduğu dönemde yardımcılığını yapan emniyet amiri Ahmet İhtiyaroğlu tanık sıfatıyla ifade verdi. Saçan'ın talebi üzerine dinlenen İhtiyaroğlu, Ergenekon soruşturması kapsamında savcılık tarafından hakkında inceleme başlatıldığını, ancak takipsizlik kararı verildiğini söyledi.
Organize şubede görev yaptığı dönemde sayısız ihbarların geldiğini belirten İhtiyaroğlu, Ergenekon davasının da sanıkları arasında yer alan Veli Küçük ile Sedat Peker arasındaki ilişkinin bilindiğini ancak ispatlanamadığını söyledi.
Üye hakim Hakim Çalmuk'un "Nasıl bir bağ? Sevgi bağı mı?" şeklindeki sorusu üzerine İhtiyaroğlu, örgütsel bir bağ olduğunu söyledi.
2000 yılı sonunda birileri tarafından düğmeye basıldığını ve Peker hakkında ortaya bazı iddialar atılmaya başlandığını belirten İhtiyaroğlu, "Peker'in Veli Küçük tarafından korunduğu yönünde çok çalışma yaptık. Peker, ilişkilerinin dostluktan olduğunu söylerdi. Ama yer altındaki, üçüncü şahısların telefon konuşmalarına yansıyanlara göre Peker'in korunduğu şeklindedir. Peker'in işlediği eylemlerin Veli Küçük tarafından korunduğu iddiası vardı. Ama bunu delillendiremiyorduk." şeklinde konuştu.
Sorular üzerine tanık İhtiyaroğlu, "Beş yıla yakın örgütlü suçlar alanında çalıştım. Modern polisliği biz getirdik. Bu şekildeki fezlekeleri, ilk biz kullandık. Sorgu ve tahkikatta iyi olduğumu söylerler. Benim hafızam çok iyidir. Allah vergisi bir sorgulama yeteneğim var." diye cevap verdi.
İhtiyaroğu, 2001 yılında Tuncay Güney'in change oto şüphesiyle gözaltına alınmasının ardından gelişen sürece değinerek, "2001 yılında il dışında görevdeyken o dönemin şube müdürü Adil Serdar Saçan beni arayarak merkeze çağırdı. Tuncay Güney Asayiş Şube'de, gözaltındaymış, Veli Küçük'ün adından söz etmiş. 'Siz beni gözaltına alamazsınız, o araba Veli Küçük'e gidecekti' diyordu. Ergenekon'dan söz etmiş, 'Ergenekon'un lideri Veli Küçük, beni buradan alır. O araba Veli Küçük'e gidecekti' şeklinde konuşuyormuş. O dönemde İstihbarat Şube'de bu konularla ilgili çalışıyormuş. İstihbaratın adamları asayişin nezaretinde Güney ile yatmışlar. Operasyon yanabilir mantığıyla Güney'i nezarette susturmuşlar. İstihbarattan Hakan Ünsal Yalçın, 1 yıldır Güney'i takip ettiklerini söyledi. " diye konuştu.
İfadesinin bu kısmında Güney'in pasif 'Gay' olduğunu belirten İhtiyaroğlu, "Onun ilişki görüntüleri dahi yapılan aramalarda ele geçirilmişti. İstihbarat Şube polislerinin operasyon yetkisi yoktur. Bu nedenle dosya organize şubeye verildi.
Saçan, Güney'in sorgusuna benim girmemi istedi. Güney'e, kafasında bir kurgu varsa, dağıtması, rahatlaması için önce hayat hikayesini anlattırdım. Güney 'Ergenekon'dan söz etti. Soyadı Ergenekon olan bir albayın kurduğunu, kendi soyadını verdiğini, Veli Küçük'ün de buna bağlı olduğunu söyledi.
Konteynerlerle Irak'a silah getirdiğini, Barzani'ye, Talabani'ye ve PKK'ya verdiğini, silahların 'Ergenekon'a ait olduğunu söyledi. " dedi.
Güney'in Susurluk kazasını Veli Küçük'ün yaptırdığını ve Sabancı suikastini anlattığını belirten İhtiyaroğlu, "Her şeyi ve kendisini de anlatıyordu. Bu suçlu psikolojisine aykırıydı. Sabancı cinayetiyle ilgili anlattıkları dikkatimi çekti. Doğru söylemediği anlaşıldı. Abdullah Çatlı'dan söz etmişti. Ben Haluk Kırcı'nın sorgusunu yaptım. Kırcı'ya açık bir şekilde Çatlı'nın yaşayıp yaşamadığını sordum. 'Öldü ağabey' dedi.
Cesedini gören kimse yok deyince, 'Ben gördüm' dedi.
Çatlı'nın kafası arabanın tavanına çarpmış" ifadelerini kullandı.Kendisine yöneltilen sorular üzerine istihbarat şubenin çalışma şeklini anlatan İhtiyaroğlu, "İstihbarat telefon konuşmalarında duyduğu şeyleri olmuş kabul eder. Suç olmuş mu, olmamış mı bakmaz. Soruşturma yapma yetkileri yoktur" diye konuştu.