Mhp Grup Başkanvekili Şandır Osmaniye’de
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Grup Başkanvekili ve İçel Milletvekili Mehmet Şandır, Osmaniye’de Suriyeli Türkmenlerin kaldığı çadır kenti ziyaret etti.
Şandır, Osmaniye Belediye Başkanı Kadir Kara, MHP Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve MHP İl Başkanı Fahri Kuyulu ile birlikte Cevdetiye beldesinde bulunan Suriyeli Türkmenlerin barındığı çadır kenti ziyaret etti. Şandır, ziyaretinde çadır kentten sorumlu Vali Yardımcısı ve Toprakkale Kaymakamı Murat Uzunparmak'tan bilgi aldı. Burada kalan Suriyeli Türkmen akrabalarını ve çadır kentteki diğer misafirleri ziyaret ederek sorunlarını dinlemek üzere Osmaniye’ye geldiğini belirten Şandır, Suriyeli misafirlerin ülkelerindeki iç karışıklıkların sona ermesine kadar Türkiye'nin misafiri olduklarını söyledi.
Şandır, "Bu kampta bulunanlar benim akrabalarım. Suriye’nin Lazkiye bölgesinden ülkemize sığınan Türkmen kardeşlerimiz. Bunlar devletimizin ve milletimizin misafirleridirler. Onlarla her şeyi paylaşarak, ülkeleri huzura kavuşuncaya kadar misafirimiz olacaklardır. Birçok sorunların olduğunu biliyoruz ama devletimiz bu sorunların aşılması için her gayreti, her fedakarlığı yaparak bu sorunları aşmaya çalışıyor. Ümit ederim ki yakın zamanda Suriye istikrara ve huzura kavuşur ve can güvenliği sağlanır. Bu insanlar kendi köylerine, evlerine sağsalim geri dönerler. Geri dönünceye kadar onlar bizim misafirimizdir. Onlara hizmetin en iyisini sunmak, ülke olarak ve devlet olarak bizim görevimizdir. Bunun yapıldığını da görüyorum ve yerinde de izleyeceğim. Çadırları gezerek sorunları, talepleri bizzat ziyaretlerde bulunarak dinleyeceğim" dedi.
Suriye’deki iç karışıklığı da değerlendiren Şandır, şunları söyledi: “Bugün Suriye’de iç savaş yaşanmaktadır. Kardeş kardeşi öldürmekte ve kan akmaktadır. Türkiye olarak bu dost ve kardeş ülkenin, milletin iç savaşını durdurma noktasında ne yapılması gerekiyorsa onun yapılmasını talep ediyoruz. Türkiye bu konuda yoğun bir gayret göstermiştir. Ancak küresel projelerin uygulanmasına engel olunamamıştır. Sonuçta bugün sebebi ne olursa olsun, sonucu Müslüman kıyımına dönüşen, bir iç savaşa dönüşen bir olay yaşanmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve hükümeti bu savaşı ve akan kanı durdurmak için çarpışan taraflar arasında arabuluculuk yapmak gibi bir sorumluluğu vardır. Bizim hükümetten de talebimiz budur. Bu kan durmalıdır. Bu kardeş kavgası, kardeş savaşı durmalıdır. Bunun Suriye’de kalacağını da kimse beklememelidir. Bunun komşu ülkelere sıçrayacağını baştan beri söylemekteyiz. Çünkü Suriye’deki rejim-muhalif kavgası, bugün kardeş kavgasına dönmüştür. Yarın bu kardeş kavgası mezhep temelli bir din savaşına dönüşecektir. Bunun Ortadoğu’yu bir yangın yerine çevireceğinden kimse endişe etmesin. Mutlaka bu savaş durdurulmalı, bu savaşın bir bölgesel savaşa, hatta bir küresel savaşa döndürülmesinin önü kesilmelidir.” Ülkedeki terör olaylarına da değinen Şandır, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve Başbakan Erdoğan’ı eleştirdi.
Şandır, “Sayın Bülent Arınç’ın, Sayın Başbakan’ın, AKP hükümetinin bölücü terör örgütü ile mücadelede kafası karışıktır. Mücadele mi edelim, müzakere mi edelim tereddüdü, bölücü terörü azdırmakta ve bölücü terör Türkiye’ye saldırmaktadır. 15 günde 56 şehit verdik. Türkiye bugün bir adı konmamış savaşın, gayri nizami bir harbin içinde kan kaybetmektedir. Bu savaşın adını koymamız lazım. Türkiye’ye ve Türk milletine karşı yapılan bu hayasızca saldırıyı durdurmak için Türkiye ne gerekiyorsa onu yapmalıdır. Bu noktada MHP olarak biz, sıkıyönetim veya olağanüstü hal ilanını bir anayasal çözüm olarak öneriyoruz. Hükümete ve Türkiye’ye bunu öneriyoruz. Çünkü bölücü terör, gündüzün saat 12’sinde devlet karayollarında seyreden silahsız ve savunmasız askeri konvoya bile saldırmaya cüret gösteriyorsa, bunun adı artık terör saldırısı değil, Türkiye’ye karşı bir takım güçlerin taşeronu olan bölücü terör örgütü tarafından bir savaş saldırısıdır. Bunu durdurabilmek için Türkiye ne yapılması gerekiyorsa onu yapmalı. Bunun anayasal ve hukuki dayanağı da vardır. Bunun için sıkıyönetim mi ilan edilecek, olağanüstü hal bölgesi mi ilan edilecek bölgede ama bölücü terör örgütünün Türkiye’ye saldırmasını mutlaka durdurmamız lazım. Bu noktada sorumluluk siyasi iktidara aittir. 2002 yılının 12 ayında 6 şehit veren Türkiye, bugün 15 günde 56 şehit verir duruma gelmiştir” şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
Şandır, "Bu kampta bulunanlar benim akrabalarım. Suriye’nin Lazkiye bölgesinden ülkemize sığınan Türkmen kardeşlerimiz. Bunlar devletimizin ve milletimizin misafirleridirler. Onlarla her şeyi paylaşarak, ülkeleri huzura kavuşuncaya kadar misafirimiz olacaklardır. Birçok sorunların olduğunu biliyoruz ama devletimiz bu sorunların aşılması için her gayreti, her fedakarlığı yaparak bu sorunları aşmaya çalışıyor. Ümit ederim ki yakın zamanda Suriye istikrara ve huzura kavuşur ve can güvenliği sağlanır. Bu insanlar kendi köylerine, evlerine sağsalim geri dönerler. Geri dönünceye kadar onlar bizim misafirimizdir. Onlara hizmetin en iyisini sunmak, ülke olarak ve devlet olarak bizim görevimizdir. Bunun yapıldığını da görüyorum ve yerinde de izleyeceğim. Çadırları gezerek sorunları, talepleri bizzat ziyaretlerde bulunarak dinleyeceğim" dedi.
Suriye’deki iç karışıklığı da değerlendiren Şandır, şunları söyledi: “Bugün Suriye’de iç savaş yaşanmaktadır. Kardeş kardeşi öldürmekte ve kan akmaktadır. Türkiye olarak bu dost ve kardeş ülkenin, milletin iç savaşını durdurma noktasında ne yapılması gerekiyorsa onun yapılmasını talep ediyoruz. Türkiye bu konuda yoğun bir gayret göstermiştir. Ancak küresel projelerin uygulanmasına engel olunamamıştır. Sonuçta bugün sebebi ne olursa olsun, sonucu Müslüman kıyımına dönüşen, bir iç savaşa dönüşen bir olay yaşanmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve hükümeti bu savaşı ve akan kanı durdurmak için çarpışan taraflar arasında arabuluculuk yapmak gibi bir sorumluluğu vardır. Bizim hükümetten de talebimiz budur. Bu kan durmalıdır. Bu kardeş kavgası, kardeş savaşı durmalıdır. Bunun Suriye’de kalacağını da kimse beklememelidir. Bunun komşu ülkelere sıçrayacağını baştan beri söylemekteyiz. Çünkü Suriye’deki rejim-muhalif kavgası, bugün kardeş kavgasına dönmüştür. Yarın bu kardeş kavgası mezhep temelli bir din savaşına dönüşecektir. Bunun Ortadoğu’yu bir yangın yerine çevireceğinden kimse endişe etmesin. Mutlaka bu savaş durdurulmalı, bu savaşın bir bölgesel savaşa, hatta bir küresel savaşa döndürülmesinin önü kesilmelidir.” Ülkedeki terör olaylarına da değinen Şandır, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve Başbakan Erdoğan’ı eleştirdi.
Şandır, “Sayın Bülent Arınç’ın, Sayın Başbakan’ın, AKP hükümetinin bölücü terör örgütü ile mücadelede kafası karışıktır. Mücadele mi edelim, müzakere mi edelim tereddüdü, bölücü terörü azdırmakta ve bölücü terör Türkiye’ye saldırmaktadır. 15 günde 56 şehit verdik. Türkiye bugün bir adı konmamış savaşın, gayri nizami bir harbin içinde kan kaybetmektedir. Bu savaşın adını koymamız lazım. Türkiye’ye ve Türk milletine karşı yapılan bu hayasızca saldırıyı durdurmak için Türkiye ne gerekiyorsa onu yapmalıdır. Bu noktada MHP olarak biz, sıkıyönetim veya olağanüstü hal ilanını bir anayasal çözüm olarak öneriyoruz. Hükümete ve Türkiye’ye bunu öneriyoruz. Çünkü bölücü terör, gündüzün saat 12’sinde devlet karayollarında seyreden silahsız ve savunmasız askeri konvoya bile saldırmaya cüret gösteriyorsa, bunun adı artık terör saldırısı değil, Türkiye’ye karşı bir takım güçlerin taşeronu olan bölücü terör örgütü tarafından bir savaş saldırısıdır. Bunu durdurabilmek için Türkiye ne yapılması gerekiyorsa onu yapmalı. Bunun anayasal ve hukuki dayanağı da vardır. Bunun için sıkıyönetim mi ilan edilecek, olağanüstü hal bölgesi mi ilan edilecek bölgede ama bölücü terör örgütünün Türkiye’ye saldırmasını mutlaka durdurmamız lazım. Bu noktada sorumluluk siyasi iktidara aittir. 2002 yılının 12 ayında 6 şehit veren Türkiye, bugün 15 günde 56 şehit verir duruma gelmiştir” şeklinde konuştu.