Baydemir, AÇEV Modelinde Kürtçe De Kullanılması Gerektiğin Belirtti
Anne ve Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) Diyarbakır’da bulunuşunun 10. yılı kutlama töreninde konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, AÇEV modelinde Türkçe ve Kürtçenin birlikte kullanılarak yürütülmesini önerdi.
Baydemir, “Kürtçe sürece eklendiğinde Türkçe yok olmaz. Ama biz Türkçe’nin kullanımını Kürtçe’nin yok olması için kullanmaktan vazgeçmeliyiz. Bu ülke 100 yıldır bundan kaybediyor zaten” dedi.
Okul öncesi eğitim, yaz anaokulları ve anne destek programı uygulayan AÇEV Diyarbakır’da bulunuşunun 10. yılını kutladı. Sümerpark Resepsiyon Salonu’nda yapılan törene Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş, AÇEV Kurucu Başkanı Ayşen Özyeğin, Yazar Şeyhmus Diken, İl ve ilçe Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri ve AÇEV’e paydaş olan sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı.
Yaz Ana Okulu öğrencilerinin gösterisiyle başlayan törende AÇEV’in eğitime yönelik çalışmaları yapılan bir sunumla anlatıldı. Sunumda okul öncesi eğitimin çocuğun eğitimi üzerindeki etkisi paylaşılırken, AÇEV’de eğitim gören anneler ve çocuklar duygularını ifade etti.
Törende konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, eğitimin doğumla başladığını belirterek, “Bana göre en etkili okul aile ortamıdır. Ve en etkin öğretmen annenin ta kendisidir. Eğer çocuğun eğitiminden bahsediyorsak bu iş aile ortamı dikkate alınmadan gerçek manada sağlanamaz” dedi.
AÇEV’in bu iki realiteyi birlikte ele alarak yürüttüğünü anımsatan Baydemir, “Bu Türkiye açısından muazzam bir deneyimdir. Elbette ki ben hukukçuyum, eğitim uzmanı değilim, ama bana göre eğitimciler ve eğitimde karar vericiler, yasama organı, özellikle okul öncesi eğitim politikaları oluşturulması safhasında mutlaka bu deneyimden istifade etmelidir diye düşünüyorum” dedi.
Kendisinin de 5 buçuk yaşındayken okula başladığını ancak okula gittiği ilk gün bilmediği başka bir dille karşılaştığını söyleyen Baydemir, yaşadığı travmayı şöyle anlattı: “Başladığım ilk gün okul kapısının önünde ayakkabılarımı çıkarıp içeri girdim. Bir yandan kirli ve çatlamış ayaklarımı saklamaya çalışırken öte yandan ilk kez duyduğum bir dille benimle konuşan kadın öğretmenimi anlamaya çalışıyordum. O gün neden buradayım diye kendime çok kızdım. Ve o anlamama süresi en az bir yıl sürdü. Türkçeyi dayak yiye yiye, maşayla tırnaklarımıza vurula vurula öğrendik”
“AÇEV’in modelini Türkçeyi ve Kürtçeyi beraber kullanarak yürütemez miyiz?” diye soran Baydemir, “Kürtçe sürece eklendiğinde Türkçe yok olmaz. Ama biz Türkçenin kullanımını Kürtçenin yok olması için kullanmaktan vazgeçmeliyiz. Bu ülke 100 yıldır bundan kaybediyor zaten” diye konuştu.
Dünyada adaletsizliğin olduğuna dikkat çeken Baydemir, şunları söyledi: “Yaşamış olduğumuz ülke de maalesef adil bir ülke değil. Adaletsizlik her yerde var. Gelişmişlik adaletsizliği, gelir dağılımındaki adaletsizlik. Kiminin çocuklarının erişebildiği olanaklara kimisi erişemiyor. Tam da bu noktada AÇEV’ler doğuyor. O adaletsizliği ortadan kaldıran gönüllü kuruluşlar devreye giriyor. Bir kere dokundunuz mu o dokunmanın izi yaşam boyu devam eder. Yeter ki doğru dokunmasını bilin, o çocuklar yaşamı boyunca o doğru dokunmayı taşıyor. Adaletsizliği ortadan kaldırmak adına bu dokunuşları çoğaltmamız gerekiyor”
Konuşmaların ardından gönüllü katkılarından dolayı paydaş kurum ve kuruluşların temsilcilerine birer plaket verildi .
Kaynak: İHA
Okul öncesi eğitim, yaz anaokulları ve anne destek programı uygulayan AÇEV Diyarbakır’da bulunuşunun 10. yılını kutladı. Sümerpark Resepsiyon Salonu’nda yapılan törene Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş, AÇEV Kurucu Başkanı Ayşen Özyeğin, Yazar Şeyhmus Diken, İl ve ilçe Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri ve AÇEV’e paydaş olan sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı.
Yaz Ana Okulu öğrencilerinin gösterisiyle başlayan törende AÇEV’in eğitime yönelik çalışmaları yapılan bir sunumla anlatıldı. Sunumda okul öncesi eğitimin çocuğun eğitimi üzerindeki etkisi paylaşılırken, AÇEV’de eğitim gören anneler ve çocuklar duygularını ifade etti.
Törende konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, eğitimin doğumla başladığını belirterek, “Bana göre en etkili okul aile ortamıdır. Ve en etkin öğretmen annenin ta kendisidir. Eğer çocuğun eğitiminden bahsediyorsak bu iş aile ortamı dikkate alınmadan gerçek manada sağlanamaz” dedi.
AÇEV’in bu iki realiteyi birlikte ele alarak yürüttüğünü anımsatan Baydemir, “Bu Türkiye açısından muazzam bir deneyimdir. Elbette ki ben hukukçuyum, eğitim uzmanı değilim, ama bana göre eğitimciler ve eğitimde karar vericiler, yasama organı, özellikle okul öncesi eğitim politikaları oluşturulması safhasında mutlaka bu deneyimden istifade etmelidir diye düşünüyorum” dedi.
Kendisinin de 5 buçuk yaşındayken okula başladığını ancak okula gittiği ilk gün bilmediği başka bir dille karşılaştığını söyleyen Baydemir, yaşadığı travmayı şöyle anlattı: “Başladığım ilk gün okul kapısının önünde ayakkabılarımı çıkarıp içeri girdim. Bir yandan kirli ve çatlamış ayaklarımı saklamaya çalışırken öte yandan ilk kez duyduğum bir dille benimle konuşan kadın öğretmenimi anlamaya çalışıyordum. O gün neden buradayım diye kendime çok kızdım. Ve o anlamama süresi en az bir yıl sürdü. Türkçeyi dayak yiye yiye, maşayla tırnaklarımıza vurula vurula öğrendik”
“AÇEV’in modelini Türkçeyi ve Kürtçeyi beraber kullanarak yürütemez miyiz?” diye soran Baydemir, “Kürtçe sürece eklendiğinde Türkçe yok olmaz. Ama biz Türkçenin kullanımını Kürtçenin yok olması için kullanmaktan vazgeçmeliyiz. Bu ülke 100 yıldır bundan kaybediyor zaten” diye konuştu.
Dünyada adaletsizliğin olduğuna dikkat çeken Baydemir, şunları söyledi: “Yaşamış olduğumuz ülke de maalesef adil bir ülke değil. Adaletsizlik her yerde var. Gelişmişlik adaletsizliği, gelir dağılımındaki adaletsizlik. Kiminin çocuklarının erişebildiği olanaklara kimisi erişemiyor. Tam da bu noktada AÇEV’ler doğuyor. O adaletsizliği ortadan kaldıran gönüllü kuruluşlar devreye giriyor. Bir kere dokundunuz mu o dokunmanın izi yaşam boyu devam eder. Yeter ki doğru dokunmasını bilin, o çocuklar yaşamı boyunca o doğru dokunmayı taşıyor. Adaletsizliği ortadan kaldırmak adına bu dokunuşları çoğaltmamız gerekiyor”
Konuşmaların ardından gönüllü katkılarından dolayı paydaş kurum ve kuruluşların temsilcilerine birer plaket verildi .