Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Turan Buzgan Bingöl’de
Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Turan Buzgan, Sağlık Bakanlığı ile illerdeki yeni yönetim yapısı hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Çeşitli temaslarda bulunmak üzere Bingöl’e gelen ve Bingöl İl Sağlık Müdürlüğü’nde İl Müdürü Abdullah Demir ve şube müdürleriyle bir araya gelen Buzgan, Türkiye’nin sağlık alanında dönüşümü gerçekleştiren örnek ve lider ülkelerden biri olduğunu söyledi.
Sağlık hizmetlerinin sürdürülmesi ve geliştirilmesi için uygulanan Sağlıkta Dönüşüm Programının olumlu sonuçlarının görüldüğünü belirten Buzgan, “Türkiye artık sağlık alanında dönüşümü gerçekleştiren örnek ve lider ülkelerdendir. İnsanı merkeze alan bu anlayış sonucunda vatandaş memnuniyeti oldukça artmıştır. Sağlık sektörü çok dinamik bir sektör olup ve sürekli değişim kaçınılmaz olmaktadır. Bakanlığın değişen, gelişen ve artan görevleri, yapısal bir değişim ve dönüşümü de zorunlu kılmıştır. Bakanlığımız merkez ve taşra teşkilatlarının yeniden yapılanması hazırlıkları da tamamlanmıştır. Değişim ile tüm sağlık çalışanlarımızı gözeten, yeni kariyer fırsatları oluşturan, mesleki tatmini hedefleyen, kamu ve insan kaynaklarını etkin kullanan yeni bir dönemin kapısını açmaktayız. Sağlık Bakanlığı, herkesin sağlıklı ve müreffeh yaşadığı bir Türkiye ve rehber bir Sağlık Bakanlığı ideali için kurumsal değişime gitmektedir. Nihai hedefimiz, insanlara daha kaliteli, yaygın, erişilebilir sağlık hizmeti sunmaktır. Bunun için çalışanları mutlu ve yüksek motivasyona sahip, sektöre liderlik-rehberlik edebilen bir Bakanlık yapısına ihtiyaç vardır. Bu meyanda: Bakanlığın politika yapma ve sistem yönetimi kapasitesi güçlendirildi; düzenleyici, denetleyici ve rehberlik rolü pekiştirildi. Teşkilat yapısı asli görevleriyle uyumlu hale getirildi; kamu ve özel sağlık hizmetlerinin daha etkin ve verimli yürütülmesi için icracı birimlerle, politika yapan ve düzenleyen birimler ayrıştırıldı. Kurumsal yapı, yukarıdan aşağıya yönetim modelinden uzmanlığa kıymet veren, performansa dayalı, daha şeffaf ve hesap verebilir yönetişim modeline dönüştürüldü.”dedi.
“HERKES KONUSUNDA UZMAN OLACAK VE DAHA KALİTELİ İŞLER ÜRETİLECEK”
Sağlık Bakanlığı’nın sağladığı hizmetlerin çok daha bütüncül bir şekilde yürütülmesi amacıyla, Bakanlık, bağlı kuruluşlar ve hizmet birimleri temelinde tüm hizmetlerin fonksiyonel olarak ayrıldığını ifade eden Buzgan, Bakanlığın artık merkezde doktor atama gibi rutin işler yerine, daha geniş çerçevede politika yapma, sektörü düzenleme gibi işleri yürüteceğini kaydetti.
Bu yüzden, her meslek için grubu için faydalı olacak politik düzenlemeler için Sağlık Politikaları Kurulu’nun kurulmasını öngördüklerini belirten Buzgan, “Eski teşkilat yapımızdaki Bakanlık günlük icrâî işler sebebiyle politika belirleme ve sistem yönetimi temel görevlerine yoğunlaşamıyordu. Yeni yapıda Bakanlığımız planlama, politika yapma ve düzenleme işleriyle sağlık sistemini çok daha iyi yönetecek; özellikle temel sağlık politikalarını daha çok geliştirecek olan Sağlık Politikaları Kurulu işleri kolaylaştıracak düzenlemeler yapacaktır. Değişimle Bakanlığın politika yapma ve sağlık sistemini yönetme kabiliyetinin artmış olup ve taşraya yansımaları da başlamıştır. Eski yapıda Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğümüz hastaneleri yönetiyor, düzenlemeleri yapıyor, politika oluşturuyor hem de personel ve tıbbi cihaz planlamalarını yapıyordu. İnsanüstü bir çalışmayla bunlar yapılıyordu. Şimdi ise, Yönetim Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, İlaç Eczacılık ve Tıbbi Cihaz Kurumu, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu bu işleri ayrı ayrı yapacak. Herkes konusunda uzman olacak ve çok daha kaliteli işler üretilecektir. Temel sağlık hizmetlerini daha bütüncül şekilde sunmak üzere kurulan Türkiye Halk Sağlığı Kurumu, taşradaki koruyucu sağlık hizmetlerini daha etkin ve etkili yönetmek için ise Halk Sağlığı Müdürlükleri kurduk” diye konuştu.
“YENİ SİSTEM İLE YÖNETİM KABİLİYETİ ARTACAK”
Değişim ile uzmanlaşma, daha az bürokrasi, profesyonellik gibi önemli hususların yanında şeffaflık ve hesap verebilirliği de amaçladıklarını dile getiren Buzgan, sözleşmeli yöneticilik modeliyle, objektif performans değerlendirmelerini yapacaklarını belirtti.
Yeni teşkilat yapısıyla, daha kaliteli hizmet sunumunu daha uzmanlaşmış il yöneticileriyle taşrada sunmak istediklerine dikkat çeken Buzgan, “Yeni sistem ile yönetim kabiliyeti artacak, iş yükü hafifleyecek, eski yapının aksine taşrada daha fazla temsiliyet olacaktır. İl müdürlerimiz, Halk Sağlığı Müdürleri ile Kamu Hastane Birliği Genel Sekreterleri arasındaki eşgüdümü sağlayacaklardır. Halk Sağlığı Müdürlerimiz koruyucu ve geliştirici sağlık programlarıyla daha etkili koruyucu hekimlik yürütecekler, Genel Sekreterler ise ildeki tüm kamu hastanelerini tek elden yöneteceklerdir. İl Sağlık Müdürlerimiz Bakanlığın politika ve uygulamalarını sahada izleyip değerlendirecek ve koordinasyon yapacaklar, bu da sağlık politikalarının daha da gelişmesini sağlayacaktır. Yeni yapımızın yerli yerine oturması sürecinde tabii olarak bazı geçici sorunlar ve aksamalar olabilir. Bu noktada esas meziyet, problemleri çözmektir. Yöneticilik birincil olarak sorun çözme merciidir. İkincil olarak da, riskleri önceden görüp, tedbirler almak üzere risk yönetimidir. Geçiş dönemleri, tıpkı yeni ve daha kaliteli bir yol inşa etme süreci gibidir. Bu yolu inşa ederken, geçici olarak sürücü ve yayalar bazı geçici sıkıntılı anlar yaşayabilir. Ancak kavuşacağımız yol, çok daha kaliteli ve mümkün olan en az pürüzsüzlükte bir yol olacak. Bu yol, bizi çok daha büyük değerlere, çok daha zahmetsiz biçimde ulaştıracaktır” diye konuştu.
“SAĞLIK ALANINDA ÖZELLEŞTİRME ASLA SÖZ KONUSU DEĞİLDİR”
Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu’nun her türlü koruyucu, teşhis, tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmetlerinin verilmesi amacıyla kurulduğu bilgisini veren Buzgan, bu kuruma bağlı olarak da il düzeyinde Kamu Hastane Birlikleri kurulacak olup kaynaklar daha verimli kullanılacağını ve sunulan sağlık hizmetinin daha da geliştirileceğini aktardı. Kamu hastane birliklerinin kamu sağlık hizmetinin profesyonel anlamda güçlendirilmesi için basitleştirilmesi olduğunu söyleyen Buzgan, “Bu sistem, denetlenebilir, hesap verebilir, profesyonel ve çağdaş bir yönetim ve işletim sistemidir. Genel sekreterlik, tıbbi, idari ve mali hizmetlerin yönetiminin yanında hastane yöneticiliğini ve uzmanları öngördük. Böylece sağlık hizmeti sunumundaki idari ve teknik süreçler, daha sistemli ve düzenli hale gelmiş olacaktır. Genel Sekreterlik pozisyonun getirilmesiyle, başhekimlerin idari, bürokratik yüklerden kurtularak esas meslekleri olan “insan sağlığına” çok daha fazla odaklanabileceklerdir. Hastane birliklerinde sağlık yöneticileri sözleşmeli profesyonel yöneticiler olacaktır. Artık hastanelerimiz personel ve diğer kaynaklar açısından çok daha verimli yönetilecek, öngörülebilir ve sonuca odaklı olacak. Genel sekreterlik, birliğin en üst karar ve yürütme organı olup bünyesinde tıbbî hizmetler, idarî hizmetler ve malî hizmetler başkanlıkları olacak, birliğe bağlı hastaneleri de hastane yöneticisi yönetecektir. Sözleşme usulü çalışma, kurumlarımızın, hastanelerimizin, personelimizin ve kaynaklarımızın profesyonel bir şekilde yönetilmesini sağlayacak bir teşvik ve motivasyon aracı olarak uygulanacaktır. Tıbbi, idari ve mali hizmetlerin yönetiminin yanında hastane yöneticiliğini ve uzmanları öngördük. Böylece sağlık hizmeti sunumundaki idari ve teknik süreçler, daha sistemli ve düzenli hale gelecektir. Sözleşmelilik sadece hastane birliği yöneticileri için söz konusu olacaktır. Çalışanlar mevcut pozisyonlarıyla çalışmaya devam edeceklerdir. Sağlık alanında özelleştirme ise asla söz konusu değildir” şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
Sağlık hizmetlerinin sürdürülmesi ve geliştirilmesi için uygulanan Sağlıkta Dönüşüm Programının olumlu sonuçlarının görüldüğünü belirten Buzgan, “Türkiye artık sağlık alanında dönüşümü gerçekleştiren örnek ve lider ülkelerdendir. İnsanı merkeze alan bu anlayış sonucunda vatandaş memnuniyeti oldukça artmıştır. Sağlık sektörü çok dinamik bir sektör olup ve sürekli değişim kaçınılmaz olmaktadır. Bakanlığın değişen, gelişen ve artan görevleri, yapısal bir değişim ve dönüşümü de zorunlu kılmıştır. Bakanlığımız merkez ve taşra teşkilatlarının yeniden yapılanması hazırlıkları da tamamlanmıştır. Değişim ile tüm sağlık çalışanlarımızı gözeten, yeni kariyer fırsatları oluşturan, mesleki tatmini hedefleyen, kamu ve insan kaynaklarını etkin kullanan yeni bir dönemin kapısını açmaktayız. Sağlık Bakanlığı, herkesin sağlıklı ve müreffeh yaşadığı bir Türkiye ve rehber bir Sağlık Bakanlığı ideali için kurumsal değişime gitmektedir. Nihai hedefimiz, insanlara daha kaliteli, yaygın, erişilebilir sağlık hizmeti sunmaktır. Bunun için çalışanları mutlu ve yüksek motivasyona sahip, sektöre liderlik-rehberlik edebilen bir Bakanlık yapısına ihtiyaç vardır. Bu meyanda: Bakanlığın politika yapma ve sistem yönetimi kapasitesi güçlendirildi; düzenleyici, denetleyici ve rehberlik rolü pekiştirildi. Teşkilat yapısı asli görevleriyle uyumlu hale getirildi; kamu ve özel sağlık hizmetlerinin daha etkin ve verimli yürütülmesi için icracı birimlerle, politika yapan ve düzenleyen birimler ayrıştırıldı. Kurumsal yapı, yukarıdan aşağıya yönetim modelinden uzmanlığa kıymet veren, performansa dayalı, daha şeffaf ve hesap verebilir yönetişim modeline dönüştürüldü.”dedi.
“HERKES KONUSUNDA UZMAN OLACAK VE DAHA KALİTELİ İŞLER ÜRETİLECEK”
Sağlık Bakanlığı’nın sağladığı hizmetlerin çok daha bütüncül bir şekilde yürütülmesi amacıyla, Bakanlık, bağlı kuruluşlar ve hizmet birimleri temelinde tüm hizmetlerin fonksiyonel olarak ayrıldığını ifade eden Buzgan, Bakanlığın artık merkezde doktor atama gibi rutin işler yerine, daha geniş çerçevede politika yapma, sektörü düzenleme gibi işleri yürüteceğini kaydetti.
Bu yüzden, her meslek için grubu için faydalı olacak politik düzenlemeler için Sağlık Politikaları Kurulu’nun kurulmasını öngördüklerini belirten Buzgan, “Eski teşkilat yapımızdaki Bakanlık günlük icrâî işler sebebiyle politika belirleme ve sistem yönetimi temel görevlerine yoğunlaşamıyordu. Yeni yapıda Bakanlığımız planlama, politika yapma ve düzenleme işleriyle sağlık sistemini çok daha iyi yönetecek; özellikle temel sağlık politikalarını daha çok geliştirecek olan Sağlık Politikaları Kurulu işleri kolaylaştıracak düzenlemeler yapacaktır. Değişimle Bakanlığın politika yapma ve sağlık sistemini yönetme kabiliyetinin artmış olup ve taşraya yansımaları da başlamıştır. Eski yapıda Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğümüz hastaneleri yönetiyor, düzenlemeleri yapıyor, politika oluşturuyor hem de personel ve tıbbi cihaz planlamalarını yapıyordu. İnsanüstü bir çalışmayla bunlar yapılıyordu. Şimdi ise, Yönetim Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, İlaç Eczacılık ve Tıbbi Cihaz Kurumu, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu bu işleri ayrı ayrı yapacak. Herkes konusunda uzman olacak ve çok daha kaliteli işler üretilecektir. Temel sağlık hizmetlerini daha bütüncül şekilde sunmak üzere kurulan Türkiye Halk Sağlığı Kurumu, taşradaki koruyucu sağlık hizmetlerini daha etkin ve etkili yönetmek için ise Halk Sağlığı Müdürlükleri kurduk” diye konuştu.
“YENİ SİSTEM İLE YÖNETİM KABİLİYETİ ARTACAK”
Değişim ile uzmanlaşma, daha az bürokrasi, profesyonellik gibi önemli hususların yanında şeffaflık ve hesap verebilirliği de amaçladıklarını dile getiren Buzgan, sözleşmeli yöneticilik modeliyle, objektif performans değerlendirmelerini yapacaklarını belirtti.
Yeni teşkilat yapısıyla, daha kaliteli hizmet sunumunu daha uzmanlaşmış il yöneticileriyle taşrada sunmak istediklerine dikkat çeken Buzgan, “Yeni sistem ile yönetim kabiliyeti artacak, iş yükü hafifleyecek, eski yapının aksine taşrada daha fazla temsiliyet olacaktır. İl müdürlerimiz, Halk Sağlığı Müdürleri ile Kamu Hastane Birliği Genel Sekreterleri arasındaki eşgüdümü sağlayacaklardır. Halk Sağlığı Müdürlerimiz koruyucu ve geliştirici sağlık programlarıyla daha etkili koruyucu hekimlik yürütecekler, Genel Sekreterler ise ildeki tüm kamu hastanelerini tek elden yöneteceklerdir. İl Sağlık Müdürlerimiz Bakanlığın politika ve uygulamalarını sahada izleyip değerlendirecek ve koordinasyon yapacaklar, bu da sağlık politikalarının daha da gelişmesini sağlayacaktır. Yeni yapımızın yerli yerine oturması sürecinde tabii olarak bazı geçici sorunlar ve aksamalar olabilir. Bu noktada esas meziyet, problemleri çözmektir. Yöneticilik birincil olarak sorun çözme merciidir. İkincil olarak da, riskleri önceden görüp, tedbirler almak üzere risk yönetimidir. Geçiş dönemleri, tıpkı yeni ve daha kaliteli bir yol inşa etme süreci gibidir. Bu yolu inşa ederken, geçici olarak sürücü ve yayalar bazı geçici sıkıntılı anlar yaşayabilir. Ancak kavuşacağımız yol, çok daha kaliteli ve mümkün olan en az pürüzsüzlükte bir yol olacak. Bu yol, bizi çok daha büyük değerlere, çok daha zahmetsiz biçimde ulaştıracaktır” diye konuştu.
“SAĞLIK ALANINDA ÖZELLEŞTİRME ASLA SÖZ KONUSU DEĞİLDİR”
Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu’nun her türlü koruyucu, teşhis, tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmetlerinin verilmesi amacıyla kurulduğu bilgisini veren Buzgan, bu kuruma bağlı olarak da il düzeyinde Kamu Hastane Birlikleri kurulacak olup kaynaklar daha verimli kullanılacağını ve sunulan sağlık hizmetinin daha da geliştirileceğini aktardı. Kamu hastane birliklerinin kamu sağlık hizmetinin profesyonel anlamda güçlendirilmesi için basitleştirilmesi olduğunu söyleyen Buzgan, “Bu sistem, denetlenebilir, hesap verebilir, profesyonel ve çağdaş bir yönetim ve işletim sistemidir. Genel sekreterlik, tıbbi, idari ve mali hizmetlerin yönetiminin yanında hastane yöneticiliğini ve uzmanları öngördük. Böylece sağlık hizmeti sunumundaki idari ve teknik süreçler, daha sistemli ve düzenli hale gelmiş olacaktır. Genel Sekreterlik pozisyonun getirilmesiyle, başhekimlerin idari, bürokratik yüklerden kurtularak esas meslekleri olan “insan sağlığına” çok daha fazla odaklanabileceklerdir. Hastane birliklerinde sağlık yöneticileri sözleşmeli profesyonel yöneticiler olacaktır. Artık hastanelerimiz personel ve diğer kaynaklar açısından çok daha verimli yönetilecek, öngörülebilir ve sonuca odaklı olacak. Genel sekreterlik, birliğin en üst karar ve yürütme organı olup bünyesinde tıbbî hizmetler, idarî hizmetler ve malî hizmetler başkanlıkları olacak, birliğe bağlı hastaneleri de hastane yöneticisi yönetecektir. Sözleşme usulü çalışma, kurumlarımızın, hastanelerimizin, personelimizin ve kaynaklarımızın profesyonel bir şekilde yönetilmesini sağlayacak bir teşvik ve motivasyon aracı olarak uygulanacaktır. Tıbbi, idari ve mali hizmetlerin yönetiminin yanında hastane yöneticiliğini ve uzmanları öngördük. Böylece sağlık hizmeti sunumundaki idari ve teknik süreçler, daha sistemli ve düzenli hale gelecektir. Sözleşmelilik sadece hastane birliği yöneticileri için söz konusu olacaktır. Çalışanlar mevcut pozisyonlarıyla çalışmaya devam edeceklerdir. Sağlık alanında özelleştirme ise asla söz konusu değildir” şeklinde konuştu.