TZOB Genel Başkanı Bayraktar Açıklama Yaptı
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye’nin 13-14 milyon ton kaliteli kaba yem açığı bulunduğunu bildirerek, “12,3 milyon hektar mera alanı var. Mera ıslahı tamamlanırsa ülkenin kaba yem açığı kalmaz” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, buğday ve arpa üretiminin yaklaşık yüzde 40'ını sağlayan Doğu Anadolu ve İç Anadolu bölgelerinde, ilkbahar yağışlarının yetersiz olması sonucu bitki gelişiminin arzu edilen ölçüde gerçekleşmediğini, buğday sap boylarının kısa kaldığını, bunun da saman veriminde azalmaya neden olduğunu belirtti.
Kaba yemde, ağırlıklı olarak samana dayalı besleme alışkanlığı uygulayan birçok hayvan yetiştiricisinin düşen arza bağlı olarak saman bulmakta zorlandığını, bulanlar da artan taleple yükselen fiyatlardan saman almak durumunda kaldığını bildiren Bayraktar, şunları kaydetti: “Ziraat odalarımızdan aldığımız duyumlara göre, piyasada yeterli ürünün olmaması yanında, fiyatların daha da yükseleceği beklentisiyle stok yapılması da bu fiyat artışında etkili oldu.
Saman fiyatlarında yüzde 316,7’ye varan artışlar görülmektedir. Ardahan’da saman fiyatı yüzde 40 artarken, Kastamonu’da artış yüzde 316,7’yi buldu. Samanın kilogram fiyatı, Kastamonu’da, 2011 yılına göre, 18 kuruştan 75 kuruşa, Ankara’da 12 kuruştan 32 kuruşa, Van’da 19 kuruştan 65 kuruşa, Çanakkale’de 25 kuruştan 45 kuruşa, Bursa’da 16 kuruştan 36 kuruşa, İzmir’de 28 kuruştan 56 kuruşa, Burdur’da 29 kuruştan 58 kuruşa, Ardahan’da 50 kuruştan 70 kuruşa, Konya’da 20 kuruştan 48 kuruşa, Erzurum’da 18 kuruştan 53 kuruşa, Balıkesir’de 20 kuruştan 35 kuruşa çıktı.
Saman fiyatlarının yanı sıra kurak geçen bölgelerin meralarında ot veriminin azlığı, hayvanlarını büyük oranda meralarda besleyen üreticilerin daha da mağdur olmasına neden oldu.”
'YONCANIN KİLOGRAMI GENÇEN YIL 35-40 KURUŞKEN BU YIL 65-70 KURUŞA ÇIKTI'
Saman dışında kaliteli kaba yem fiyatlarında da yükselme görüldüğünü vurgulayan Bayraktar, şöyle devam etti: “Özellikle yoncaya bakıldığında kilogramı geçen yıl 35-40 kuruş iken bu yıl 65-70 kuruşa çıktı. Diğer bir alternatif kaba yem kaynağı silajlık mısır ise birçok ilde henüz hasat edilmemiştir. Hayvancılıkta kaba yem fiyatlarının yükselmesi zaten yüksek olan maliyetlerin daha da artmasına neden olacak. Bu durum ürününü ederine satamayan yetiştiricilerimizi daha da zor duruma sokacaktır.
Üreticilerin kaba yem ihtiyacını karşılamak ve yükselen kaba yem fiyatlarını düzenlemek amacıyla ithalat kararı alınmış gibi görünüyor. İthalatta, hiçbir gıda değeri olmayan sap ve saman yerine, yonca, korunga, çayır otu gibi kaliteli kaba yemler tercih edilmelidir.”
KABA YEM ÜRETİMİ
Türkiye’de 12 milyon tonu çayır mera, 18,3 milyon tonu yem bitkileri ekilişleri, 13,3 milyon tonu silaj yapımı, 5 milyon tonu bahçe içi otlak, 10 milyon tonu da sap saman anız artıkları olmak üzere 58,6 milyon ton kaba yem üretildiğini belirten Bayraktar, ülkenin yıllık 57 milyon ton kaba yem ihtiyacı dikkate alındığında, kaba yem açığı yokmuş gibi algılandığını belirtti.
Sap saman anız artıkları ile bahçe içi otlakları kaliteli kaba yem olarak değerlendirmemek gerektiğine dikkat çeken Bayraktar, şu bilgileri verdi: “Kaliteli kaba yem açığımızın 13-14 milyon ton olduğu görülmektedir. Söz konusu açığın kapatılması; çayır mera alanlarının ıslah edilerek otlatma kapasitelerinin artırılması, yem bitkileri ekilişlerinin artırılarak ekili tarla tarımı içindeki oranının yüzde 25’lere çıkarılması, yıl boyunca ihtiyaç duyulan yeşil ve sulu kaba yem ihtiyacının giderilmesi için yeşil yem zincirinin kurulması yani silaj yapımının yaygınlaştırılmasıyla mümkün olacaktır.
Bu ekilişlerin gerçekleştirilebilmesi için nadas alanlarına, ikinci ürün olarak ekim yapılması, tarla tarımı içinde ekiminin yaygınlaştırılması, bazı ürünlerde üretim alanlarının daraltılmasında alternatif ürün olarak bu ürünlerin yetiştirilmesinin desteklemesi ve çalışmaların bu yönde yoğunlaştırması planlamıştır. Bu politika bizce de uygundur.”
Bayraktar, Mera Kanunu’nun çıktığı 1998 yılından itibaren, 1998-2010 yılları arasında 8 milyon 516 bin hektar alanın tespit çalışmalarının yapıldığını, 12,3 milyon hektar toplam mera alanı dikkate alındığında tespit edilen alanın, toplam mera alanının yüzde 69’una tekabül ettiğini belirtti.
Yine aynı şekilde 1998-2010 yılları arasında 4 milyon 123 bin hektarlık alanda tahdit çalışmalarının tamamlandığını, bu miktarın 12,3 milyon hektar toplam mera alanının yüzde 32,5’ine, tespit edilen 8 milyon 516 bin hektar alanın ise yüzde 47,1’ine karşılık geldiğini vurgulayan Bayraktar, “Yani toplam mera alanının yüzde 67,5’inde, tespit edilen mera alanlarının ise yüzde 52,9’unda tahdit çalışmalarının yapılması gerekiyor” dedi.
Tespit ve tahdidi tamamlanan mera, yaylak ve kışlaklarda daha sonra ıslah çalışmaları gerçekleştirildiğini belirten Bayraktar, şunları kaydeti: “Mera Islah ve Amenajman Projesi uygulanan alanlara bakıldığında, 1998-2010 yılları arasında toplam 401,5 bin hektar alanda ıslah projelerinin uygulandığı görülmektedir. Bugüne kadar 8 milyon 516 bin hektar alanın tespit, 4 milyon 123 bin hektar alanın da tahdidinin yapıldığı dikkate alınacak olursa, ıslah edilen alan yeterli değildir.
Yapılan araştırmalar uygun ıslah ve amenajman yöntemleri kullanılarak çayır ve meraların üretim kapasitelerinin 4-5 yılda en az 3 kat artırılabileceğini göstermiştir. Bu durumda meralardaki mevcut kuru ot üretiminin 12 milyon tondan daha yukarılara çıkarılması ve kaliteli kaba yem açığının önemli ölçüde kapatılması mümkün olabilecektir.
Ülkemizde hayvancılıkta yaşanan kaliteli kaba yem açığı ve özellikle küçükbaş hayvancılık ve besicilikte hedeflenen amaçlar dikkate alındığında, düşük maliyetli üretimin olmazsa olmazlarından biri olan meraların en kısa zamanda ıslahının tamamlanıp üreticilerimizin ve hayvancılığımızın hizmetine sunulmasının gerektiği sonucu ortaya çıkmaktadır.”
Bayraktar, yem bitkileri üretimine verilen desteklerin artırılması, meraların, tespit, tahdit ve tahsis çalışmaları tamamlanarak bir an önce münavebeli otlatmaya geçilerek çiftçilerin kullanımına hazır hale getirilmesi, kaba yem piyasasında ani fiyat dalgalanmalarını önlemek için "kaba yem ortak piyasa düzeni" kurulması, piyasanın gerektiğinde düzenleyici mekanizmalarla kontrol edilmesinin zorunlu olduğunu açıklamasına ekledi .
Kaynak: İHA
Kaba yemde, ağırlıklı olarak samana dayalı besleme alışkanlığı uygulayan birçok hayvan yetiştiricisinin düşen arza bağlı olarak saman bulmakta zorlandığını, bulanlar da artan taleple yükselen fiyatlardan saman almak durumunda kaldığını bildiren Bayraktar, şunları kaydetti: “Ziraat odalarımızdan aldığımız duyumlara göre, piyasada yeterli ürünün olmaması yanında, fiyatların daha da yükseleceği beklentisiyle stok yapılması da bu fiyat artışında etkili oldu.
Saman fiyatlarında yüzde 316,7’ye varan artışlar görülmektedir. Ardahan’da saman fiyatı yüzde 40 artarken, Kastamonu’da artış yüzde 316,7’yi buldu. Samanın kilogram fiyatı, Kastamonu’da, 2011 yılına göre, 18 kuruştan 75 kuruşa, Ankara’da 12 kuruştan 32 kuruşa, Van’da 19 kuruştan 65 kuruşa, Çanakkale’de 25 kuruştan 45 kuruşa, Bursa’da 16 kuruştan 36 kuruşa, İzmir’de 28 kuruştan 56 kuruşa, Burdur’da 29 kuruştan 58 kuruşa, Ardahan’da 50 kuruştan 70 kuruşa, Konya’da 20 kuruştan 48 kuruşa, Erzurum’da 18 kuruştan 53 kuruşa, Balıkesir’de 20 kuruştan 35 kuruşa çıktı.
Saman fiyatlarının yanı sıra kurak geçen bölgelerin meralarında ot veriminin azlığı, hayvanlarını büyük oranda meralarda besleyen üreticilerin daha da mağdur olmasına neden oldu.”
'YONCANIN KİLOGRAMI GENÇEN YIL 35-40 KURUŞKEN BU YIL 65-70 KURUŞA ÇIKTI'
Saman dışında kaliteli kaba yem fiyatlarında da yükselme görüldüğünü vurgulayan Bayraktar, şöyle devam etti: “Özellikle yoncaya bakıldığında kilogramı geçen yıl 35-40 kuruş iken bu yıl 65-70 kuruşa çıktı. Diğer bir alternatif kaba yem kaynağı silajlık mısır ise birçok ilde henüz hasat edilmemiştir. Hayvancılıkta kaba yem fiyatlarının yükselmesi zaten yüksek olan maliyetlerin daha da artmasına neden olacak. Bu durum ürününü ederine satamayan yetiştiricilerimizi daha da zor duruma sokacaktır.
Üreticilerin kaba yem ihtiyacını karşılamak ve yükselen kaba yem fiyatlarını düzenlemek amacıyla ithalat kararı alınmış gibi görünüyor. İthalatta, hiçbir gıda değeri olmayan sap ve saman yerine, yonca, korunga, çayır otu gibi kaliteli kaba yemler tercih edilmelidir.”
KABA YEM ÜRETİMİ
Türkiye’de 12 milyon tonu çayır mera, 18,3 milyon tonu yem bitkileri ekilişleri, 13,3 milyon tonu silaj yapımı, 5 milyon tonu bahçe içi otlak, 10 milyon tonu da sap saman anız artıkları olmak üzere 58,6 milyon ton kaba yem üretildiğini belirten Bayraktar, ülkenin yıllık 57 milyon ton kaba yem ihtiyacı dikkate alındığında, kaba yem açığı yokmuş gibi algılandığını belirtti.
Sap saman anız artıkları ile bahçe içi otlakları kaliteli kaba yem olarak değerlendirmemek gerektiğine dikkat çeken Bayraktar, şu bilgileri verdi: “Kaliteli kaba yem açığımızın 13-14 milyon ton olduğu görülmektedir. Söz konusu açığın kapatılması; çayır mera alanlarının ıslah edilerek otlatma kapasitelerinin artırılması, yem bitkileri ekilişlerinin artırılarak ekili tarla tarımı içindeki oranının yüzde 25’lere çıkarılması, yıl boyunca ihtiyaç duyulan yeşil ve sulu kaba yem ihtiyacının giderilmesi için yeşil yem zincirinin kurulması yani silaj yapımının yaygınlaştırılmasıyla mümkün olacaktır.
Bu ekilişlerin gerçekleştirilebilmesi için nadas alanlarına, ikinci ürün olarak ekim yapılması, tarla tarımı içinde ekiminin yaygınlaştırılması, bazı ürünlerde üretim alanlarının daraltılmasında alternatif ürün olarak bu ürünlerin yetiştirilmesinin desteklemesi ve çalışmaların bu yönde yoğunlaştırması planlamıştır. Bu politika bizce de uygundur.”
Bayraktar, Mera Kanunu’nun çıktığı 1998 yılından itibaren, 1998-2010 yılları arasında 8 milyon 516 bin hektar alanın tespit çalışmalarının yapıldığını, 12,3 milyon hektar toplam mera alanı dikkate alındığında tespit edilen alanın, toplam mera alanının yüzde 69’una tekabül ettiğini belirtti.
Yine aynı şekilde 1998-2010 yılları arasında 4 milyon 123 bin hektarlık alanda tahdit çalışmalarının tamamlandığını, bu miktarın 12,3 milyon hektar toplam mera alanının yüzde 32,5’ine, tespit edilen 8 milyon 516 bin hektar alanın ise yüzde 47,1’ine karşılık geldiğini vurgulayan Bayraktar, “Yani toplam mera alanının yüzde 67,5’inde, tespit edilen mera alanlarının ise yüzde 52,9’unda tahdit çalışmalarının yapılması gerekiyor” dedi.
Tespit ve tahdidi tamamlanan mera, yaylak ve kışlaklarda daha sonra ıslah çalışmaları gerçekleştirildiğini belirten Bayraktar, şunları kaydeti: “Mera Islah ve Amenajman Projesi uygulanan alanlara bakıldığında, 1998-2010 yılları arasında toplam 401,5 bin hektar alanda ıslah projelerinin uygulandığı görülmektedir. Bugüne kadar 8 milyon 516 bin hektar alanın tespit, 4 milyon 123 bin hektar alanın da tahdidinin yapıldığı dikkate alınacak olursa, ıslah edilen alan yeterli değildir.
Yapılan araştırmalar uygun ıslah ve amenajman yöntemleri kullanılarak çayır ve meraların üretim kapasitelerinin 4-5 yılda en az 3 kat artırılabileceğini göstermiştir. Bu durumda meralardaki mevcut kuru ot üretiminin 12 milyon tondan daha yukarılara çıkarılması ve kaliteli kaba yem açığının önemli ölçüde kapatılması mümkün olabilecektir.
Ülkemizde hayvancılıkta yaşanan kaliteli kaba yem açığı ve özellikle küçükbaş hayvancılık ve besicilikte hedeflenen amaçlar dikkate alındığında, düşük maliyetli üretimin olmazsa olmazlarından biri olan meraların en kısa zamanda ıslahının tamamlanıp üreticilerimizin ve hayvancılığımızın hizmetine sunulmasının gerektiği sonucu ortaya çıkmaktadır.”
Bayraktar, yem bitkileri üretimine verilen desteklerin artırılması, meraların, tespit, tahdit ve tahsis çalışmaları tamamlanarak bir an önce münavebeli otlatmaya geçilerek çiftçilerin kullanımına hazır hale getirilmesi, kaba yem piyasasında ani fiyat dalgalanmalarını önlemek için "kaba yem ortak piyasa düzeni" kurulması, piyasanın gerektiğinde düzenleyici mekanizmalarla kontrol edilmesinin zorunlu olduğunu açıklamasına ekledi .