Bakan Ergin: İnsanlık Suçuna Seyirci Kalamazdık
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Suriye’nin bu duruma gelmemesi için hükümet olarak 8 ay mücadele ettiklerini söyledi.
Bakan Ergin ayrıca “Suriye’yi Nusayri bir hükümet yönettiği için hükümet bu şekilde davranıyor” söylemlerine karşı çıkarak “Suriye ve Suriyeliler bizim kardeşimizdir, dostumuzdur, bunun en güzel örneklerini 2001 ile 2011 yılları arasında tüm dünyaya gösterdik.” dedi.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin memleketi Hatay’da Ak Parti Hatay yönetiminin verdiği iftarda konuştu.
Suriye’de durumun bu hale gelmemesi için sekiz ay aralıksız çalıştıklarını söyleyen Bakan Ergin, ‘Suriye ve Suriyeliler bizim kardeşimizdir, dostumuzdur, bunun en güzel örneklerini 2001 ile 2011 yılları arasında tüm dünyaya gösterdik’."dedi.
Suriye’deki yönetimin Nusayri olduğu için Türkiye’nin muhaliflere destek verdiği iddialarına sert cevap veren Ergin, “Peki çok iyi ilişkiler yaşadığımız 2001 ile 2011 yılları arasında orada farklı bir hükümet mi vardı.” diye karşılık verdi. Suriye coğrafyasında en ufak bir acı olsa bunu yüreklerinde hissettiklerini ve bunu çözmek için çalıştıklarını söyleyen Bakan Ergin; “Türkiye’nin komşusu Suriye Hatay’ın hemen yanı başında komşumuz, kardeşimiz ve akrabalarımızın yaşadığı coğrafya. Suriye geçmişten gelen bizim kardeş ülkemiz. O coğrafyada yaşayanlar bizim Türk kardeşlerimiz. O coğrafyada en ufak bir acı ortaya çıksa biz bunu yüreğimizde hissediyoruz. O acıyı bitirmek için elimizden gelen gayreti sarf ediyoruz” dedi.
Ak Partinin iktidara geldiği 2002 yılından 2011 yılına kadar hükümetin Suriye’nin iyiliği için seferber olduğunu anımsatan Ergin; “2002 de Ak Parti iktidara geldiğinde Suriye Arap cumhuriyetinin aleyhinde batıda büyük kampanyalar yapılıyordu. Suriye’yi yalnızlaştırma Suriye’yi ötekileştirme ve Suriye’yi farklı bir noktaya itebilmek için bir kampanya vardı. 2002 ile 2011 yılları arasında bakınız tam 9 yıl. Suriye’nin iyiliği için Suriye’nin mutluluğu için Suriye’de yaşayan kardeşlerimizin huzuru için Türkiye adeta seferber oldu. Suriye ile en üst düzeyde kardeşlik ve kan bağı kuruldu. Ve 9 yıl boyunca Suriye’nin ayağına taş değmesin diye Türkiye büyük fedakarlıklar yaptı.” diyerek Suriye için yapılanları anlattı. İNSANLIK SUÇUNA SEYİRCİ KALAMAZDIK Ancak 2011 yılı itibariyle sivil vatandaşlara karşı işlenen insanlık suçuna seyirci kalamadıklarına ancak Suriye yönetimiyle iyi ilişkileri korumak için 8 ay aralıksız çalıştıklarına dikkat çeken Ergin; “2011 yılında Suriye’de sivil vatandaşlara dönük olarak başlatılan öldürme hareketleri Suriyelilere karşı girişilen insanlık suçu ve insanlık trajedisi yaşatan manzaralar elbette ki seyirci kalacağımız manzaralar değildi. Türkiye kardeşlik vazifesinin gereği olarak 8 ay boyunca Suriye’yle çok yakın temaslar kurdu. Ve bugünlere gelinmemesi için olağanüstü gayret sarf etti. Suriye’de yapılanların barış süreci içerisinde yapılabilmesi için bütün imkanlarını seferber eden Türkiye bu iyi niyetli girişimlerine aynı ölçüde karşılık alamadı. Elbette ki o coğrafyada yaşanan insanlık dramlarına sessiz kalma şansımız yoktu. Orada işlenen insanlık suçuna ve cinayetlere ortak olma lüksümüz yoktu. Biz sürekli mağdur ve mazlumdan yana olup haklıdan yana olmaya çalıştık. Dünyanın neresinde olursa olsun dini milliyeti mezhebi ne olursa olsun akan gözyaşını akan kanı dindirmek için insanlık örneği verir Türkiye. Suriye’de yapmış olduğumuz farklı bir şey değil. Buradan çok açık net ilan ediyorum dezenformasyonlara toplumu yanlış bilgilendirmeye çalışanlara sesleniyorum, lütfen bu yanlış enformasyonlara tenezzül etmeyiniz, neymiş Suriye’de Nusayri yönetim var diye Türkiye Suriye’ye cephe almışmış. Peki 2002’den 2011'e kadar Suriye’de başka bir yönetim mi vardı. 2002 ile 2011 arasında Amerikası Avrupası, batısı doğusu Suriye’yi boğmak isterken Suriyeli kardeşlerimin yanında Suriye Arap cumhuriyetinin yanında Türkiye'den başka kim durmuş. Hiç kimse şuan yaşanan hadiseleri başka yöne çekmeye çalışmasın. Bu mesele üzerinden bu coğrafyada nifak çıkarmaya tenezzül etmesin. Hataylı bu çabaları seziyor. Ve bu çaba sahiplerini takdi ediyor. Kimse bu ucuzluklara tenezzül etmesin. Biz 9 yıl boyunca Suriye halkının ve Suriye yönetiminin selameti için kollarımız kanatlarımız gerdik.” dedi.
TERÖRÜ LANETLİYORUM Türkiye’nin kanayan yarası terörün mübarek ramazan ayında da çirkin yüzünü gösterdiğine ve terörün mutlaka biteceğine değinen Bakan Ergin; “Ülkemizde hepimizin içini dağlayan gerçekten içimizi kanatan ve milletimizi derinden yaralayan terör hadiselerinin mübarek ramazan ayında devam etmesi, bizleri oldukça müteessir kıldı. Şunu çok net ifade etmek lazım, bu milletin kökü çok derinlerdedir. Bu coğrafyada binlerce yıldır, kardeş olarak yaşadık, binlerce yıldır barış içerisinde huzur içerisinde bu coğrafyada adaletle hükmediyoruz. Milletimizin geçmişten gelen bu özelliği bundan sonra da devam edecek. Bu milletin geleceğini karartmaya bu milletin arasına nifak tohumu ekmeye ve milleti kendi arasında birbiriyle vuruşturmaya Allahın izniyle bunların gücü yetmeyecek. Ve terörü bu millet geçmişten günümüze sevgiyle, kardeşlik duygusuyla ve hoşgörüsüyle yenecek bu coğrafyada barış, huzur ve kardeşlik sonsuza kadar yaşatılacaktır. Terörü lanetliyorum ve ona hizmet edenleri de aklı selime ve coğrafyada dostça kardeşçe barış içerisinde yaşayacağımız imkanlar bu imkanı heba etme yolunda çabalarının boşuna olduğunu belirterek konuyu toparlıyorum” dedi.
UCUZ POLEMİKLERE TENEZZÜL ETMEYİN Suriye ile ticaretin durma sebebinin komşu ülkede yaşanan iç karışıklıklardan kaynaklandığını, ticaretin durmasında Türkiye’nin hiçbir olumsuzluğunun olmadığı belirten Bakan Ergin; “Onlara ellerimizi uzattık ve kardeşçe 9 sene dayanışma içerisinde hem ticaretimizi geliştirdik hem sosyal ilişkilerimizi geliştirdik, Suriye'nin ayağına taş batsa Türkiye koştu. Hiç kimse bunu göz ardı etmesin. Bugün itibariyle şu şikayetleri görüyoruz. Türkiye ile Suriye arasındaki ticaret durmuş, ilişkiler askıya alınmış, kapılar kapatılmış, diye serzenen hemşehrilerimiz var. Evet bunlar doğru şeyler. Ama sevgili hemşehrilerim, Türkiye ile Suriye arasındaki bütün kapılar kapatılmış ise bu Türkiye'nin kabahatinden dolayı mıdır, Türkiye’nin yanlışından eksiğinden dolayı mı kapatılmıştır. Aynı şekilde Suriye'nin Türkiyeyle ilişkileri böyleyken Ürdün'le Lübnan’la daha mı iyiymiş. Irakla daha mı iyiymiş. Bölgesindeki diğer ülkelerle aynı pozisyonda. Çünkü orada huzur kaybolmuştur. Şu anda fiilen bir çatışma ve savaş ortamı vardır. Allah biran önce oraya da huzur tesis etsin. Ve oradaki kardeşlerimizin de gözyaşı ve akan kanı dursun diye dua ediyoruz. Bunun için gayret ediyoruz, bunun için çabalıyoruz, başka bir arzumuz başka bir niyetimiz olamaz. Ama bugün Suriye ile ticari ilişkiler zorunlu olarak kesintiye uğradı ise burada Türkiye’ye mal edilebilecek bir arıza bir eksiklik bir yanlışlık bulunmamaktadır. Bölgedeki olağan üstü şartlardan kaynaklı gümrük kapılarında kontrol kaybolmuştur. Gümrük kapıları oradaki çatışmalardan zarar görmüştür ve işlem yapamaz hale gelmiştir. Taşıma işi yapan şoförlerimizin can ve mal emniyeti kalmamıştır. Bundan dolayı ticaret durmuştur, ilişkiler askıya alınmıştır. Bundan bahsederek Türkiye’de farklı bir anlam oluşturmaya çalışanlar da lütfen bu tür ucuz polemiklere tenezzül etmemeleri konusunda ben bir kez daha çağrıda bulunmak istiyorum.” diyerek halkı provokasyonlara karşı uyardı. Türkiye’nin Suriye ve Suriye halkı ile kardeş olduğunu, ancak insanlığa karşı suç işlendiği her yerde insanlığın yanında olduklarını da aktaran Bakan Ergin; “Türkiye Suriye’nin ve Suriyeli kardeşlerinin dostudur. 2002 ile 2011 arasında bunun en güzel örneklerini de ortaya koymuştur. Ama dünyanın herhangi bir köşesinde olduğu gibi, Suriye’de de insanlığa karşı bir yanlış hareket olur ise, Türkiye burada insanlığın yanında yer almak durumundadır, kardeşliğin gereği inancının gereği komşuluğun gereği yapması gerekenleri yapmıştır bundan sonra da yapacaktır. Ben bu coğrafyada barışın huzurun kardeşliğin her geçen gün artarak sürmesini diliyorum, ramazan ayı ve kadir gecesi hürmetine Allah bu ülkede birliğimizi dirliğimizi huzurumuzu kardeşliğimizi bozdurtmasın, bozmaya yeltenenlere fırsat vermesin diyorum” diyerek bölgede biran önce barışın sağlanması için dua ettiklerini." söyledi.
VATANDAŞ ADALETE KAVUŞTU Ülkede demokrasinin kalitesini yükseltmek için hükümet olarak çok çalıştıklarını ve bunun meyvelerini de hukuk ve adalet alanında yavaş yavaş almaya başladıklarını bu kapsamda davarlın bir yıl içinde sonuca ulaştığını belirten Ergin; “Bu ülkede demokrasimizin kalitesini yükseltme açısından çok önemli adımlar atıldı. Demokrasinin sürdürülebilir olması için anaysa değişiklikleri yapıldı, referandumlar yapıldı yasa değişiklikleri yapıldı. Bütün bunların sonucunda yargı sistemimizde önemli adımlar atıldı ve uzun yıllar mahkeme kapılarında bekleyen vatandaşlarımızın bu sıkıntılarına çözüm üretmek için yüksek yargı organlarımız sayı itibariyle daire kuruluş teşkilatları itibariyle artırıldı ve inşallah bundan bir yıl sonra hukuk davalarında ortalama 1 yılda mahkeme sona ermiş olacak. Yerel mahkeme kararı, temyiz mahkemesine gidiş geliş süreleri dahil olmak üzere 12 ayda vatandaşımızın kesinleşmiş mahkeme kararıyla buluşmasını sağlayacak tedbirler alındı. Bunun ilk meyvelerini almış bulunuyoruz. 2011 yılının ilk 5 ayında yargıtayın ceza dairelerinde 60 bin dosya karara bağlanmıştır. 2011 yılının ilk 5 ayında ceza dairelerinde 60 bin dosya. 2012nin ilk 5 ayında aynı ceza dairelerinden karara çıkan dosya sayısı tam 208 bin oldu. 3 e katladı Yargıtay’daki mesai ve çalışma. Verim ve davaların çözülmesi. Vatandaşlarımızın adaletle buluşmasının gecikmemesi adına çok önemli adımlar atılmıştır.” dedi.
Davaların bir yılda sonuçlanması işleminin önümüzdeki yıl itibariyle hukuk ve ağır ceza mahkemelerine de yansıyacağının müjdesini veren Bakan Ergin; “1 yıl sonra hukuk mahkemeleri de davaların 1 senede sonuçlandığı yer olacaktır. 2 yıl sonra ise ceza mahkemelerindeki davalarda inşallah 1 yılda tamamlanmış olacak. Bu şekilde bu aziz millet arzuladığı bağımsız tarafsız ve etkin yargı sistemiyle tanışmış olacak.” diyerek yargıdaki gelişmeleri halka aktardı. İftar yemeğinde Bakan Ergin’e Ak Parti Hatay Milletvekilleri Orhan Karasayar, Adem Yeşildal, Hacı Bayram Türkoğlu ve Mehmet Öntürk’te eşlik etti.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin memleketi Hatay’da Ak Parti Hatay yönetiminin verdiği iftarda konuştu.
Suriye’de durumun bu hale gelmemesi için sekiz ay aralıksız çalıştıklarını söyleyen Bakan Ergin, ‘Suriye ve Suriyeliler bizim kardeşimizdir, dostumuzdur, bunun en güzel örneklerini 2001 ile 2011 yılları arasında tüm dünyaya gösterdik’."dedi.
Suriye’deki yönetimin Nusayri olduğu için Türkiye’nin muhaliflere destek verdiği iddialarına sert cevap veren Ergin, “Peki çok iyi ilişkiler yaşadığımız 2001 ile 2011 yılları arasında orada farklı bir hükümet mi vardı.” diye karşılık verdi. Suriye coğrafyasında en ufak bir acı olsa bunu yüreklerinde hissettiklerini ve bunu çözmek için çalıştıklarını söyleyen Bakan Ergin; “Türkiye’nin komşusu Suriye Hatay’ın hemen yanı başında komşumuz, kardeşimiz ve akrabalarımızın yaşadığı coğrafya. Suriye geçmişten gelen bizim kardeş ülkemiz. O coğrafyada yaşayanlar bizim Türk kardeşlerimiz. O coğrafyada en ufak bir acı ortaya çıksa biz bunu yüreğimizde hissediyoruz. O acıyı bitirmek için elimizden gelen gayreti sarf ediyoruz” dedi.
Ak Partinin iktidara geldiği 2002 yılından 2011 yılına kadar hükümetin Suriye’nin iyiliği için seferber olduğunu anımsatan Ergin; “2002 de Ak Parti iktidara geldiğinde Suriye Arap cumhuriyetinin aleyhinde batıda büyük kampanyalar yapılıyordu. Suriye’yi yalnızlaştırma Suriye’yi ötekileştirme ve Suriye’yi farklı bir noktaya itebilmek için bir kampanya vardı. 2002 ile 2011 yılları arasında bakınız tam 9 yıl. Suriye’nin iyiliği için Suriye’nin mutluluğu için Suriye’de yaşayan kardeşlerimizin huzuru için Türkiye adeta seferber oldu. Suriye ile en üst düzeyde kardeşlik ve kan bağı kuruldu. Ve 9 yıl boyunca Suriye’nin ayağına taş değmesin diye Türkiye büyük fedakarlıklar yaptı.” diyerek Suriye için yapılanları anlattı. İNSANLIK SUÇUNA SEYİRCİ KALAMAZDIK Ancak 2011 yılı itibariyle sivil vatandaşlara karşı işlenen insanlık suçuna seyirci kalamadıklarına ancak Suriye yönetimiyle iyi ilişkileri korumak için 8 ay aralıksız çalıştıklarına dikkat çeken Ergin; “2011 yılında Suriye’de sivil vatandaşlara dönük olarak başlatılan öldürme hareketleri Suriyelilere karşı girişilen insanlık suçu ve insanlık trajedisi yaşatan manzaralar elbette ki seyirci kalacağımız manzaralar değildi. Türkiye kardeşlik vazifesinin gereği olarak 8 ay boyunca Suriye’yle çok yakın temaslar kurdu. Ve bugünlere gelinmemesi için olağanüstü gayret sarf etti. Suriye’de yapılanların barış süreci içerisinde yapılabilmesi için bütün imkanlarını seferber eden Türkiye bu iyi niyetli girişimlerine aynı ölçüde karşılık alamadı. Elbette ki o coğrafyada yaşanan insanlık dramlarına sessiz kalma şansımız yoktu. Orada işlenen insanlık suçuna ve cinayetlere ortak olma lüksümüz yoktu. Biz sürekli mağdur ve mazlumdan yana olup haklıdan yana olmaya çalıştık. Dünyanın neresinde olursa olsun dini milliyeti mezhebi ne olursa olsun akan gözyaşını akan kanı dindirmek için insanlık örneği verir Türkiye. Suriye’de yapmış olduğumuz farklı bir şey değil. Buradan çok açık net ilan ediyorum dezenformasyonlara toplumu yanlış bilgilendirmeye çalışanlara sesleniyorum, lütfen bu yanlış enformasyonlara tenezzül etmeyiniz, neymiş Suriye’de Nusayri yönetim var diye Türkiye Suriye’ye cephe almışmış. Peki 2002’den 2011'e kadar Suriye’de başka bir yönetim mi vardı. 2002 ile 2011 arasında Amerikası Avrupası, batısı doğusu Suriye’yi boğmak isterken Suriyeli kardeşlerimin yanında Suriye Arap cumhuriyetinin yanında Türkiye'den başka kim durmuş. Hiç kimse şuan yaşanan hadiseleri başka yöne çekmeye çalışmasın. Bu mesele üzerinden bu coğrafyada nifak çıkarmaya tenezzül etmesin. Hataylı bu çabaları seziyor. Ve bu çaba sahiplerini takdi ediyor. Kimse bu ucuzluklara tenezzül etmesin. Biz 9 yıl boyunca Suriye halkının ve Suriye yönetiminin selameti için kollarımız kanatlarımız gerdik.” dedi.
TERÖRÜ LANETLİYORUM Türkiye’nin kanayan yarası terörün mübarek ramazan ayında da çirkin yüzünü gösterdiğine ve terörün mutlaka biteceğine değinen Bakan Ergin; “Ülkemizde hepimizin içini dağlayan gerçekten içimizi kanatan ve milletimizi derinden yaralayan terör hadiselerinin mübarek ramazan ayında devam etmesi, bizleri oldukça müteessir kıldı. Şunu çok net ifade etmek lazım, bu milletin kökü çok derinlerdedir. Bu coğrafyada binlerce yıldır, kardeş olarak yaşadık, binlerce yıldır barış içerisinde huzur içerisinde bu coğrafyada adaletle hükmediyoruz. Milletimizin geçmişten gelen bu özelliği bundan sonra da devam edecek. Bu milletin geleceğini karartmaya bu milletin arasına nifak tohumu ekmeye ve milleti kendi arasında birbiriyle vuruşturmaya Allahın izniyle bunların gücü yetmeyecek. Ve terörü bu millet geçmişten günümüze sevgiyle, kardeşlik duygusuyla ve hoşgörüsüyle yenecek bu coğrafyada barış, huzur ve kardeşlik sonsuza kadar yaşatılacaktır. Terörü lanetliyorum ve ona hizmet edenleri de aklı selime ve coğrafyada dostça kardeşçe barış içerisinde yaşayacağımız imkanlar bu imkanı heba etme yolunda çabalarının boşuna olduğunu belirterek konuyu toparlıyorum” dedi.
UCUZ POLEMİKLERE TENEZZÜL ETMEYİN Suriye ile ticaretin durma sebebinin komşu ülkede yaşanan iç karışıklıklardan kaynaklandığını, ticaretin durmasında Türkiye’nin hiçbir olumsuzluğunun olmadığı belirten Bakan Ergin; “Onlara ellerimizi uzattık ve kardeşçe 9 sene dayanışma içerisinde hem ticaretimizi geliştirdik hem sosyal ilişkilerimizi geliştirdik, Suriye'nin ayağına taş batsa Türkiye koştu. Hiç kimse bunu göz ardı etmesin. Bugün itibariyle şu şikayetleri görüyoruz. Türkiye ile Suriye arasındaki ticaret durmuş, ilişkiler askıya alınmış, kapılar kapatılmış, diye serzenen hemşehrilerimiz var. Evet bunlar doğru şeyler. Ama sevgili hemşehrilerim, Türkiye ile Suriye arasındaki bütün kapılar kapatılmış ise bu Türkiye'nin kabahatinden dolayı mıdır, Türkiye’nin yanlışından eksiğinden dolayı mı kapatılmıştır. Aynı şekilde Suriye'nin Türkiyeyle ilişkileri böyleyken Ürdün'le Lübnan’la daha mı iyiymiş. Irakla daha mı iyiymiş. Bölgesindeki diğer ülkelerle aynı pozisyonda. Çünkü orada huzur kaybolmuştur. Şu anda fiilen bir çatışma ve savaş ortamı vardır. Allah biran önce oraya da huzur tesis etsin. Ve oradaki kardeşlerimizin de gözyaşı ve akan kanı dursun diye dua ediyoruz. Bunun için gayret ediyoruz, bunun için çabalıyoruz, başka bir arzumuz başka bir niyetimiz olamaz. Ama bugün Suriye ile ticari ilişkiler zorunlu olarak kesintiye uğradı ise burada Türkiye’ye mal edilebilecek bir arıza bir eksiklik bir yanlışlık bulunmamaktadır. Bölgedeki olağan üstü şartlardan kaynaklı gümrük kapılarında kontrol kaybolmuştur. Gümrük kapıları oradaki çatışmalardan zarar görmüştür ve işlem yapamaz hale gelmiştir. Taşıma işi yapan şoförlerimizin can ve mal emniyeti kalmamıştır. Bundan dolayı ticaret durmuştur, ilişkiler askıya alınmıştır. Bundan bahsederek Türkiye’de farklı bir anlam oluşturmaya çalışanlar da lütfen bu tür ucuz polemiklere tenezzül etmemeleri konusunda ben bir kez daha çağrıda bulunmak istiyorum.” diyerek halkı provokasyonlara karşı uyardı. Türkiye’nin Suriye ve Suriye halkı ile kardeş olduğunu, ancak insanlığa karşı suç işlendiği her yerde insanlığın yanında olduklarını da aktaran Bakan Ergin; “Türkiye Suriye’nin ve Suriyeli kardeşlerinin dostudur. 2002 ile 2011 arasında bunun en güzel örneklerini de ortaya koymuştur. Ama dünyanın herhangi bir köşesinde olduğu gibi, Suriye’de de insanlığa karşı bir yanlış hareket olur ise, Türkiye burada insanlığın yanında yer almak durumundadır, kardeşliğin gereği inancının gereği komşuluğun gereği yapması gerekenleri yapmıştır bundan sonra da yapacaktır. Ben bu coğrafyada barışın huzurun kardeşliğin her geçen gün artarak sürmesini diliyorum, ramazan ayı ve kadir gecesi hürmetine Allah bu ülkede birliğimizi dirliğimizi huzurumuzu kardeşliğimizi bozdurtmasın, bozmaya yeltenenlere fırsat vermesin diyorum” diyerek bölgede biran önce barışın sağlanması için dua ettiklerini." söyledi.
VATANDAŞ ADALETE KAVUŞTU Ülkede demokrasinin kalitesini yükseltmek için hükümet olarak çok çalıştıklarını ve bunun meyvelerini de hukuk ve adalet alanında yavaş yavaş almaya başladıklarını bu kapsamda davarlın bir yıl içinde sonuca ulaştığını belirten Ergin; “Bu ülkede demokrasimizin kalitesini yükseltme açısından çok önemli adımlar atıldı. Demokrasinin sürdürülebilir olması için anaysa değişiklikleri yapıldı, referandumlar yapıldı yasa değişiklikleri yapıldı. Bütün bunların sonucunda yargı sistemimizde önemli adımlar atıldı ve uzun yıllar mahkeme kapılarında bekleyen vatandaşlarımızın bu sıkıntılarına çözüm üretmek için yüksek yargı organlarımız sayı itibariyle daire kuruluş teşkilatları itibariyle artırıldı ve inşallah bundan bir yıl sonra hukuk davalarında ortalama 1 yılda mahkeme sona ermiş olacak. Yerel mahkeme kararı, temyiz mahkemesine gidiş geliş süreleri dahil olmak üzere 12 ayda vatandaşımızın kesinleşmiş mahkeme kararıyla buluşmasını sağlayacak tedbirler alındı. Bunun ilk meyvelerini almış bulunuyoruz. 2011 yılının ilk 5 ayında yargıtayın ceza dairelerinde 60 bin dosya karara bağlanmıştır. 2011 yılının ilk 5 ayında ceza dairelerinde 60 bin dosya. 2012nin ilk 5 ayında aynı ceza dairelerinden karara çıkan dosya sayısı tam 208 bin oldu. 3 e katladı Yargıtay’daki mesai ve çalışma. Verim ve davaların çözülmesi. Vatandaşlarımızın adaletle buluşmasının gecikmemesi adına çok önemli adımlar atılmıştır.” dedi.
Davaların bir yılda sonuçlanması işleminin önümüzdeki yıl itibariyle hukuk ve ağır ceza mahkemelerine de yansıyacağının müjdesini veren Bakan Ergin; “1 yıl sonra hukuk mahkemeleri de davaların 1 senede sonuçlandığı yer olacaktır. 2 yıl sonra ise ceza mahkemelerindeki davalarda inşallah 1 yılda tamamlanmış olacak. Bu şekilde bu aziz millet arzuladığı bağımsız tarafsız ve etkin yargı sistemiyle tanışmış olacak.” diyerek yargıdaki gelişmeleri halka aktardı. İftar yemeğinde Bakan Ergin’e Ak Parti Hatay Milletvekilleri Orhan Karasayar, Adem Yeşildal, Hacı Bayram Türkoğlu ve Mehmet Öntürk’te eşlik etti.