Ankara'nın İlk, Türkiye'nin Dördüncü Türk Müziği Konservatuvarı 2012
Ali Hakan Der - Ankara'nın ilk, Türkiye'nin dördüncü Türk müziği devlet konservatuvarı olan Gazi Üniversitesi Konservatuvarı, 2012-2013 akademik yılında eğitime başlayacak.
Gazi Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuvarı Kurucu Müdürü Prof. Dr. Gülçin Yahya Kaçar, okulun kuruluş serüvenini AA muhabirine anlattı.
Lise yıllarında Türk müziğine merak duymaya başladığını ve 1984 yılında Ankara'da Türk müziği konservatuvarı aradığını ifade eden Kaçar, Ankara'da böyle bir eğitim kurumu olmaması ve ailesinin de kendisini İstanbul'a göndermek istememesi üzerine başkentte bir gün Türk müziği konservatuvarı kurma hayalinin peşine düştüğünü söyledi.
Türk müziği eğitimini cemiyetlerde, dershanelerde ve hocalardan aldığı bireysel derslerle öğrendiğini anlatan Kaçar, sohbetlerde, birçok değerli ismin Ankara'da Türk müziği devlet konservatuvarı kurulması için yıllarca mücadele ettiğini, çalmadık kapı bırakmadığını öğrendiğini ifade etti.
Liseden sonra Gazi Üniversitesi Müzik Eğitimi Bölümü'nü kazanan ve müzik kariyerine akademik boyut katan Kaçar, Selçuk Üniversitesi'nde bir süre öğretim görevlisi olarak çalıştıktan sonra yüksek lisans ve doktora eğitimlerini tamamladı. Gazi Üniversitesi'nde profesör unvanıyla ders veren Kaçar, Ankara'da Türk müziği devlet konservatuvarı açılması fikrini paylaştığı Rektör Prof. Dr. Rıza Ayhan'dan da büyük destek gördüğünü vurguladı.
-''Sanat eğitimi okulunda verilmeli''-
Gazi Üniversitesi bünyesinde böyle bir eğitim kurumu açılması için hazırladıkları dosyayı YÖK'e sunduklarını anlatan Kaçar, dosyada Ankara'da bir Türk müziği devlet konservatuvarı açılması ihtiyacının gerekliliğini ortaya koymaya çalıştıklarını belirtti.
Kaçar, başvurudan 1 ay sonra, geçen şubat ayında YÖK'ün Gazi Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuvarı kurulmasına onay verdiğini ve kararın Resmi Gazete'de yayımlandığını kaydetti.
Kaçar, ''Dosyada, Türk gençliğinin kendi kültüründen ve müziğinden kopuk yaşamasının sonuçlarının nerelere varabileceğini, bu kurumun kurulmasının gerekliliğini anlatmaya çalıştık. Kendi müziğimizin okulunu kurmak için yılların mücadelesi verildi'' dedi.
Gülçin Yahya Kaçar, sanat eğitiminin okulunda verilmesinin önemine de işaret ederken, ''Diğer konservatuvarlar 50'nci, 100'üncü yıllarını kutluyor, biz yeni kuruluyoruz. Geçmişi 9. yüzyıla dayanan Türk müziğinin okulunu, Ankara'da konservatuvar olarak 21. yüzyılda açıyoruz'' diye konuştu.
Okullu sanatçı yetiştirmeyi hedeflediklerini vurgulayan Kaçar, özellikle orkestralarda çalabilecek solist sazende yetiştirmek istediklerini dile getirdi. Türk müziğiyle ilgilenen gençlerin utandırıldığı bir düzen yaşadıklarını ifade eden Kaçar, ''Biz musiki adına bu algıyı değiştireceğiz. Elinde udu, bağlaması, kemanı, kanunu olan, onu taşırken gurur duyacak'' dedi.
Konservatuvarın akademik kadrosunu oluşturduklarını ve eğitime 2012-2013 akademik yılında başlayacaklarını belirten Kaçar, okul bünyesinde Türk Sanat Müziği ve Türk Halk Müziği dallarında çalgı eğitimi, ses eğitimi, bestecilik ve müzikoloji bölümleri olacağını kaydetti.
Kaçar'ın verdiği bilgiye göre, özel yetenek sınavıyla öğrenci alınacak her bölümde 2'si yabancı olmak üzere 22'şer öğrenci eğitim görecek. Yetenek sınavına güzel sanatlar lisesinden ya da alan dışından katılanlar LYS ya da YGS de 180 puan ve üzeri alanlar katılabilecek. Tek aşamalı olacak sınav, işitme ve icra olarak ikiye ayrılacak.
-''Piyanoyla ses açıp Meragi okuyamazsınız''-
Kaçar, konservatuvarda Abdülkadir Meragi, Itri, Dede Efendi'nin tavırlarını devam ettirecek klasik üslubun korunduğu eğitim ve öğretim yapılmasının yanı sıra diğer okullarda olmayan dersler vermeyi hedeflediklerini söyledi.
Bestecilik bölümünün sadece Gazi Üniversitesi'nde bulunacağını anlatan Kaçar, ayrıca her saz için en az 5 metod oluşturmayı planladıklarını dile getirdi.
Kaçar, ses eğitiminin nasıl verilmesi gerektiğine ilişkin bir metod hazırladıklarını da ifade ederek, şimdiye kadar Batı müziği teknikleriyle ses açma çalışması yapılmasının yanlışlığına vurgu yaptı. Kaçar, ''Türk müziğinde ses açma çalışmaları piyanoyla yapılamaz. Piyanoyla hahaha, nihihi diye çalışma yaptıktan sonra Meragi'den okuyamazsınız. Onun için kendi nağmelerimiz ve çalgılarımızla ses açma, nefes, artikülasyon ve gırtlak çalışmalarını geleneksel tavır ve üsluba göre vereceğiz. Bu alanda Türkiye'de şimdiye kadar yapılmış hiçbir şey yok'' dedi.
Yayıncı: Eda Ay
Kaynak: AA
Lise yıllarında Türk müziğine merak duymaya başladığını ve 1984 yılında Ankara'da Türk müziği konservatuvarı aradığını ifade eden Kaçar, Ankara'da böyle bir eğitim kurumu olmaması ve ailesinin de kendisini İstanbul'a göndermek istememesi üzerine başkentte bir gün Türk müziği konservatuvarı kurma hayalinin peşine düştüğünü söyledi.
Türk müziği eğitimini cemiyetlerde, dershanelerde ve hocalardan aldığı bireysel derslerle öğrendiğini anlatan Kaçar, sohbetlerde, birçok değerli ismin Ankara'da Türk müziği devlet konservatuvarı kurulması için yıllarca mücadele ettiğini, çalmadık kapı bırakmadığını öğrendiğini ifade etti.
Liseden sonra Gazi Üniversitesi Müzik Eğitimi Bölümü'nü kazanan ve müzik kariyerine akademik boyut katan Kaçar, Selçuk Üniversitesi'nde bir süre öğretim görevlisi olarak çalıştıktan sonra yüksek lisans ve doktora eğitimlerini tamamladı. Gazi Üniversitesi'nde profesör unvanıyla ders veren Kaçar, Ankara'da Türk müziği devlet konservatuvarı açılması fikrini paylaştığı Rektör Prof. Dr. Rıza Ayhan'dan da büyük destek gördüğünü vurguladı.
-''Sanat eğitimi okulunda verilmeli''-
Gazi Üniversitesi bünyesinde böyle bir eğitim kurumu açılması için hazırladıkları dosyayı YÖK'e sunduklarını anlatan Kaçar, dosyada Ankara'da bir Türk müziği devlet konservatuvarı açılması ihtiyacının gerekliliğini ortaya koymaya çalıştıklarını belirtti.
Kaçar, başvurudan 1 ay sonra, geçen şubat ayında YÖK'ün Gazi Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuvarı kurulmasına onay verdiğini ve kararın Resmi Gazete'de yayımlandığını kaydetti.
Kaçar, ''Dosyada, Türk gençliğinin kendi kültüründen ve müziğinden kopuk yaşamasının sonuçlarının nerelere varabileceğini, bu kurumun kurulmasının gerekliliğini anlatmaya çalıştık. Kendi müziğimizin okulunu kurmak için yılların mücadelesi verildi'' dedi.
Gülçin Yahya Kaçar, sanat eğitiminin okulunda verilmesinin önemine de işaret ederken, ''Diğer konservatuvarlar 50'nci, 100'üncü yıllarını kutluyor, biz yeni kuruluyoruz. Geçmişi 9. yüzyıla dayanan Türk müziğinin okulunu, Ankara'da konservatuvar olarak 21. yüzyılda açıyoruz'' diye konuştu.
Okullu sanatçı yetiştirmeyi hedeflediklerini vurgulayan Kaçar, özellikle orkestralarda çalabilecek solist sazende yetiştirmek istediklerini dile getirdi. Türk müziğiyle ilgilenen gençlerin utandırıldığı bir düzen yaşadıklarını ifade eden Kaçar, ''Biz musiki adına bu algıyı değiştireceğiz. Elinde udu, bağlaması, kemanı, kanunu olan, onu taşırken gurur duyacak'' dedi.
Konservatuvarın akademik kadrosunu oluşturduklarını ve eğitime 2012-2013 akademik yılında başlayacaklarını belirten Kaçar, okul bünyesinde Türk Sanat Müziği ve Türk Halk Müziği dallarında çalgı eğitimi, ses eğitimi, bestecilik ve müzikoloji bölümleri olacağını kaydetti.
Kaçar'ın verdiği bilgiye göre, özel yetenek sınavıyla öğrenci alınacak her bölümde 2'si yabancı olmak üzere 22'şer öğrenci eğitim görecek. Yetenek sınavına güzel sanatlar lisesinden ya da alan dışından katılanlar LYS ya da YGS de 180 puan ve üzeri alanlar katılabilecek. Tek aşamalı olacak sınav, işitme ve icra olarak ikiye ayrılacak.
-''Piyanoyla ses açıp Meragi okuyamazsınız''-
Kaçar, konservatuvarda Abdülkadir Meragi, Itri, Dede Efendi'nin tavırlarını devam ettirecek klasik üslubun korunduğu eğitim ve öğretim yapılmasının yanı sıra diğer okullarda olmayan dersler vermeyi hedeflediklerini söyledi.
Bestecilik bölümünün sadece Gazi Üniversitesi'nde bulunacağını anlatan Kaçar, ayrıca her saz için en az 5 metod oluşturmayı planladıklarını dile getirdi.
Kaçar, ses eğitiminin nasıl verilmesi gerektiğine ilişkin bir metod hazırladıklarını da ifade ederek, şimdiye kadar Batı müziği teknikleriyle ses açma çalışması yapılmasının yanlışlığına vurgu yaptı. Kaçar, ''Türk müziğinde ses açma çalışmaları piyanoyla yapılamaz. Piyanoyla hahaha, nihihi diye çalışma yaptıktan sonra Meragi'den okuyamazsınız. Onun için kendi nağmelerimiz ve çalgılarımızla ses açma, nefes, artikülasyon ve gırtlak çalışmalarını geleneksel tavır ve üsluba göre vereceğiz. Bu alanda Türkiye'de şimdiye kadar yapılmış hiçbir şey yok'' dedi.
Yayıncı: Eda Ay