Devlet Bahçeli: Zana Köhnemişliğinden Medet Umması Hafiflik ve Utanç Vericidir

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "AK Parti hükümetinin, Habur acizliğinden ve Oslo rezaletinden sonra, şimdi de Zana köhnemişliğinden medet umması her açıdan hafiflik ve utanç vericidir." dedi.

Bahçeli, Başbakan Erdoğan ile Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana arasındaki görüşmeyi değerlendirdi. Medya üzerinden randevulaşan ikili arasındaki derin temas ve sıcak diyalog rüzgârının Türkiye'nin hangi içler acısı aşamaya geldiğini de gösterdiğini ifade eden Bahçeli, görüşme talebinin acilen ve öncelikli olarak ele alınıp olumlu cevap verilmesinin kendileri açısından son derece manidar bulunduğunu kaydetti.

Zana üzerinden yeni bir siyaset oluşturulması için düğmeye basıldığını ve kimin tarafından verildiği şaibeli olan bir misyonla hareket etmesine bilerek göz yumulduğunu vurgulayan Bahçeli, "Bölücülüğün siyasetteki uzantısı BDP Meclis'te temsil edilirken ve terör örgütüyle Oslo'da başlayan müzakereler el altından sürdürülürken, PKK'nın desteği ile bağımsız olarak seçilen bir kişinin Başbakan tarafından kabul görmesi yeni bir rol paylaşımının devreye girdiğini kanıtlamıştır. Kaldı ki Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce 4 Aralık 2008 tarihinde 'terör örgütüne üye olmak' suçundan 10 yıl hapis cezasına çarptırılan ve 'eksik savunmadan' dolayı Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nce hapis cezası bozulan bu bölücü şahsiyetin, Başbakan tarafından muhatap görülmesi çok ciddi bir handikap olmuştur. Bu kapsamda sözkonusu bölücü milletvekilinin Başbakan Erdoğan'la birbuçuk saate varan görüşmesinde PKK taleplerini bir bir sıralaması ve sonucunda 'Karanlıkta bir kibrit çakmak istedim' ifadesi AK Parti zihniyetinin zaaf ve zayıflığını, teslim ve taviz eksenli siyasetini bir kez daha tescillemiştir." dedi.

"İMRALI'DA BULUNDUĞU BELİRSİZ OLAN BÖLÜCÜ BAŞININ YAKLAŞIMLARINDAN UZAK DEĞİL"
Dört bir koldan bu görüşmeye yüklenen yapay ve temelsiz anlamların, bu çerçevede barış ve kanın durması yönünde atılan içi boş adımların yeni bir kısır döngünün işareti olarak değerlendirilmesini isteyen Bahçeli, Başbakan'ın sözde Kürt sorunu konusundaki ortakçısı ana muhalefet partisi liderini, kurgulanan 'Zana Doktirini' hakkında bilgilendirip bilgilendirmediğinin de vuzuha ermediğini belirtti.

Başbakan Erdoğan ile Zana arasındaki görüşmenin, ülke ve bölgemizde emel ve hesabı olan küresel güçlerin telkin ve tesiri altında organize edildiğinin gün geçtikçe somutluk kazandığını dile getiren Bahçeli, şöyle devam etti: "Bölücülüğün makas değiştiren, ancak amacında bir farklılık olmayan yeni metodunun Başbakan Erdoğan'da olumlu karşılık bulması ve terör örgütü dayatmalarının Başbakanlık düzeyinde müzakere edilmesi Türk milleti adına hüsran ve hezimet olarak ele alınmalıdır. AK Parti hükümetinin, Habur acizliğinden ve Oslo rezaletinden sonra, şimdi de Zana köhnemişliğinden medet umması her açıdan hafiflik ve utanç vericidir. Bu haliyle Zana'nın Başbakan'a karşı dile getirdiği talep listesinin, ne bölücü terör örgütünün ne de İmralı'da bulunduğu belirsiz olan bölücü başının yaklaşımlarından uzak olmadığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde meydandadır."

Zana'nın talepleriyle terör örgütünün beklentileri arasında aykırılık bulunmadığını savunan Bahçeli, İmralı canisinin tavsiyesiyle kurulan bölücülüğün üreme ve yayılma organizasyonu Demokratik Toplum Kongresi'nin, geçmişteki sonuç bildirgeleriyle Zana'nın teklifleri arasında neredeyse bire bir örtüşme olduğunun kuşkusuz olduğunu kaydetti.

"PKK ELÇİSİ LEYLA ZANA"
Leyla Zana'yı PKK elçisi olarak nitelendiren Devlet Bahçeli, şöyle devam etti: "Silahı sigorta' olarak gören söz konusu bölücü şahsiyetin malum çevrelerce demokrasi ve barış mimarı gibi gösterilme ahlaksızlığı ise daha büyük badirelerin doğmasına, içinden çıkılmaz bir ortamın yeşermesine kapı aralayacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi Erdoğan-Zana görüşmesini, AK Parti'nin peşinen benimsediği mağlubiyet psikolojisine hazırlık olarak görmekte ve çok vahim sonuçları beraberinde getireceğine inanmaktadır. Sözde Kürt sorunu bağlamında gerçekleştirilen bu görüşmenin, Zana aracılığıyla PKK'nın yeni ve daha etkili bir siyasal aktör haline getirilmesinde önemli eşiklerden birisi olacağı süreç içinde daha iyi fark edilebilecektir. Milliyetçi Hareket Partisi bu karanlık resmin hiçbir yerinde olmayacak, demokrasi ve barış sözleri altında PKK'yı süsleyerek temize çıkarmaya çalışan yüzsüzlüğe her daim direnecek ve doğruları aziz milletimize kararlılıkla aktaracaktır. İktidarın çürümüş politikalarıyla bölücü terörün üstesinden gelinemeyeceği, aksine boyutunun, çapının ve alanının büyüyeceği gelişmelerle görülecektir. AK Parti hükümetinin başlattığı bölücülüğü aklamaya ve dozu artan bir şekilde sindirmeye dönük yeni ıslahatçı sefilliği, Türk milleti tarafından reddedilecek ve inşallah sonuçsuz kalmaya mahkûm bırakılacaktır. "