Yaz İshalleri Tehlikeli Olabilir
Yazın gelmesiyle beraber yaşlı, çocuk demeden hemen herkesi ele geçiren yaz ishalleri tehlikeli boyutlara ulaşabiliyor.

Isı artışı ile kişilerin su ihtiyaçları arttığını ve yaz aylarında daha fazla su tükettiğini anlatan Kayahan, “Sağlıklı ve temiz olmayan suların tüketimi veya bu sularla yıkanan meyve sebzelerin yenilmesi ile mikroplar vücuda girmiş olur. Her zaman kullanılan suların sağlıklı ve temiz olup olmadığı bilinemez. Hasta hayvan ve insanların dışkıları ile de sulara ve yiyeceklere kontaminasyon olabilir. Dışkı ile kontamine olmuş sularda yaşayan, ishal nedeni olabilecek çeşitli mikroplar bulunmaktadır. Bunlar özellikle durgun sulardan, kanalizasyonun karıştığı sularda, iyi ilaçlanmamış içme sularında uzun süre canlı olarak kalır ve çoğalır. Bu suların kullanılması, içilmesi veya bu sularla yıkanmış veya hazırlanmış gıdaların alınması ile mikroplar ağız yolu ile alınır, insanların bağırsaklarına yerleşir. Tuvalet hijyenine uyulmaması, el yıkanmaması ayrıca market ve şarküterilerde gıdaların uygun koşullarda saklanmaması yaz ishallerine neden olabilir. Sıcak havalarda yeterince soğuk ortamda saklanmayan gıdalarda bakteriler hızla çoğalır. Bu gıdaların alınması ile mikroplar direkt vücuda girmiş olur. Yaz ishalinde en önemli belirti sık aralıklarla ve sulu, cıvık şekilde dışkılamaktır. Dışkı sümüksü, iltihaplı, sulu ve bazen kanlı olabilir veya su gibi dışkılama görülebilir. Kalın bağırsak tipi ishallerde dışkı miktarı az ancak dışkılama sayısı fazladır, buna karşılık ince barsak tipi ishalde ise dışkı miktarı fazladır.
En sık görülen Giardia denilen protozoonun neden olduğu su gibi tariflenen ishallerdir. Bu tip ishallerin en ciddi ve öldürücü olanı ise dışkının pirinç suyu gibi tariflendiği kolera bakterisinin yaptığı ishaldir.
Yaz ishallerinde diğer belirtiler, karın ağrısı, karında buruntu hissi, bulantı, bazen kusma, yüksek ateş, baş ağrısı, yaygın vücut ağrıları olabilir. Aşırı sıvı ve tuz kaybına bağlı olarak baş dönmesi, senkop, bayılma, ağız kuruması, ciltte kuruma görülebilir. Elektrolit kaybına bağlı olarak kalp damar sistemine, böbreklere, sinir sistemine ait bulgular, ritm bozuklukları, böbrek yetmezliği, şuur kaybı gibi belirtilerde olabilir.
Tedavi olarak kaybedilen sıvı ve elektrolitlerin yerine konması ve mikrobik ishalde antibiyotik tedavisi gerekir” şeklinde konuştu.
