İşadamlarından Oluşan STK’lardan Savaşa Karşı Ortak Bildirge
Gaziantep’in iş dünyasındaki STK’ları savaşa karşı ortak deklarasyon yayımladı.
Hür Sanayici ve İşadamları Derneği (HÜRSİAD) ev sahipliğinde gerçekleşen yemekte buluşan Gaziantep’in önde gelen iş adamları derneği olan MÜSİAD, GAGİAD, TÜMSİAD ve GAPGİAD derneklerinin Yönetim Kurulu Başkanları ve Yönetim Kurulu üyelerinin bir araya geldiği yemekte Suriye’nin keşif uçağını kasıtlı olarak düşürmesiyle başlayan süreç ile ilgili ortak bir bildiri yayımlandı.
Gaziantep’te faaliyet gösteren ve Gaziantep sanayisinin belkemiğini oluşturan MÜSİAD, HÜRSİAD, GAGİAD, TÜMSİAD VE GAPGİAD’tan oluşan beş işadamı derneği ortak bir basın açıklaması yaparak hükümetin Suriye ile ilgili dikkatli bir yol izlemesi gerektiği vurgulandı.
Yayımlanan ortak bildiride şöyle denildi: ”Bizler Gaziantepli işadamları olarak yaklaşık 822 kilometre ortak sınırımızın olduğu, yüzyıllarca bir arada kardeş olarak barış içinde yaşadığımız, aynı inancı paylaştığımız, akrabalık ilişkilerinin, dolayısıyla da ticari ilişkilerin çok yoğun olarak paylaşıldığı, halk olarak hiçbir farkımızın olmadığına inandığımız Suriyeli kardeşlerimizin yaşadığı acı ve katliamlar ve son olarak keşif uçağımıza yapılan kasıtlı saldırı şehrimizi ve iş dünyası olarak bizleri ciddi anlamda huzursuz etmektedir.Bunun yanında Türkiye'nin sergilediği soğukkanlı tavır, iş dünyası olarak bizleri memnun etmektedir. İtidal gözetilmeli, gerilimi tırmandıracak söz ve hareketlerden kaçınmak lazım. Çünkü gerilim ne Türkiye'ye ne Suriye'ye bir şey kazandırmaz. Türk halkı ile Suriye halkı karşı karşıya getiriliyor. Bu oyuna gelmemeliyiz. Rejimler geçici, halklar kalıcıdır. Ancak uluslararası hukuktan doğan tüm haklarımızı kullanmalıyız. Diplomatik yollardan haklarımız sonuna kadar aranmalıdır. Türkiye ve Suriye halkları kardeş halklardır. Son günlerde yaşanan olaylar Esed rejiminin gayri insani tutumunun ulaştığı vahim noktayı açıkça göstermektedir. Bizler tarih boyunca hangi din ve inançtan olursa olsun kesinlikle mazlumun yanında ve zalimin karşısında olan bir milletin torunlarıyız ve elimizden geldiğince yanlarında olmaya da devam edeceğimizi bildirmek isteriz. Tarih her zamanki gibi tekerrür etmektedir ve tarihten ders alarak strateji oluşturamayan devlet veya milletler her zaman sahnelenen oyunda birer figüran olmaya ve acı çekmeye mahkumlardır”.
Bildirge şöyle devam etti: ”Yakın tarihimizde ve geçmiş yüzyılda da açıkça yaşadığımız ve halihazırda gözümüzün önünde cereyan eden bir film izler gibi izlediğimiz, şahit olduğumuz ve nesnesi olduğumuz kardeşi kardeşe kırdıran anlayış bugünde acımasız bir şekilde devam etmektedir. Özünde emperyal bir anlayışa sahip olan, sözde hümanist ve demokrat geçinen ama aslında maddeyi ve zevklerini putlaştıran hiçbir insani, ahlaki, vicdani değer taşımayan insanlık adına verecekleri bir mesaj kalmayan güçler yine işbaşındalar. Ülkeler arasındaki çıkacak savaşın kimseye faydası olmayacağı gibi ülkemizi yıllarca geriye götüreceği ve çok ciddi sıkıntılara sokacağı ve bütün kazanımların fazlasıyla kaybedileceği aşikardır. Burada yapılması gereken uluslararası hukukun bütün kanallarının kullanılarak sorumluların cezalandırılmasını sağlamak ve bu şekildeki bir olayın tekrarına asla müsaade edilmeyeceğini kararlı bir şekilde göstermek olmalıdır. Hükümetimizin on binlerce Türkiyeli ve Suriyelinin hayatını kaybedeceği bir savaşı reddedeceğine ve bu zamanda en çok ihtiyacımız olan feraset ve analiz kabiliyetini en güzel örneğini sergileyeceğine inancımız tamdır" .
Kaynak: İHA
Gaziantep’te faaliyet gösteren ve Gaziantep sanayisinin belkemiğini oluşturan MÜSİAD, HÜRSİAD, GAGİAD, TÜMSİAD VE GAPGİAD’tan oluşan beş işadamı derneği ortak bir basın açıklaması yaparak hükümetin Suriye ile ilgili dikkatli bir yol izlemesi gerektiği vurgulandı.
Yayımlanan ortak bildiride şöyle denildi: ”Bizler Gaziantepli işadamları olarak yaklaşık 822 kilometre ortak sınırımızın olduğu, yüzyıllarca bir arada kardeş olarak barış içinde yaşadığımız, aynı inancı paylaştığımız, akrabalık ilişkilerinin, dolayısıyla da ticari ilişkilerin çok yoğun olarak paylaşıldığı, halk olarak hiçbir farkımızın olmadığına inandığımız Suriyeli kardeşlerimizin yaşadığı acı ve katliamlar ve son olarak keşif uçağımıza yapılan kasıtlı saldırı şehrimizi ve iş dünyası olarak bizleri ciddi anlamda huzursuz etmektedir.Bunun yanında Türkiye'nin sergilediği soğukkanlı tavır, iş dünyası olarak bizleri memnun etmektedir. İtidal gözetilmeli, gerilimi tırmandıracak söz ve hareketlerden kaçınmak lazım. Çünkü gerilim ne Türkiye'ye ne Suriye'ye bir şey kazandırmaz. Türk halkı ile Suriye halkı karşı karşıya getiriliyor. Bu oyuna gelmemeliyiz. Rejimler geçici, halklar kalıcıdır. Ancak uluslararası hukuktan doğan tüm haklarımızı kullanmalıyız. Diplomatik yollardan haklarımız sonuna kadar aranmalıdır. Türkiye ve Suriye halkları kardeş halklardır. Son günlerde yaşanan olaylar Esed rejiminin gayri insani tutumunun ulaştığı vahim noktayı açıkça göstermektedir. Bizler tarih boyunca hangi din ve inançtan olursa olsun kesinlikle mazlumun yanında ve zalimin karşısında olan bir milletin torunlarıyız ve elimizden geldiğince yanlarında olmaya da devam edeceğimizi bildirmek isteriz. Tarih her zamanki gibi tekerrür etmektedir ve tarihten ders alarak strateji oluşturamayan devlet veya milletler her zaman sahnelenen oyunda birer figüran olmaya ve acı çekmeye mahkumlardır”.
Bildirge şöyle devam etti: ”Yakın tarihimizde ve geçmiş yüzyılda da açıkça yaşadığımız ve halihazırda gözümüzün önünde cereyan eden bir film izler gibi izlediğimiz, şahit olduğumuz ve nesnesi olduğumuz kardeşi kardeşe kırdıran anlayış bugünde acımasız bir şekilde devam etmektedir. Özünde emperyal bir anlayışa sahip olan, sözde hümanist ve demokrat geçinen ama aslında maddeyi ve zevklerini putlaştıran hiçbir insani, ahlaki, vicdani değer taşımayan insanlık adına verecekleri bir mesaj kalmayan güçler yine işbaşındalar. Ülkeler arasındaki çıkacak savaşın kimseye faydası olmayacağı gibi ülkemizi yıllarca geriye götüreceği ve çok ciddi sıkıntılara sokacağı ve bütün kazanımların fazlasıyla kaybedileceği aşikardır. Burada yapılması gereken uluslararası hukukun bütün kanallarının kullanılarak sorumluların cezalandırılmasını sağlamak ve bu şekildeki bir olayın tekrarına asla müsaade edilmeyeceğini kararlı bir şekilde göstermek olmalıdır. Hükümetimizin on binlerce Türkiyeli ve Suriyelinin hayatını kaybedeceği bir savaşı reddedeceğine ve bu zamanda en çok ihtiyacımız olan feraset ve analiz kabiliyetini en güzel örneğini sergileyeceğine inancımız tamdır" .