Osman Nakıboğlu 'ufku Zorlayanlar Programı'nın Davetlisi Oldu

Anadolu Girişimci İşadamları Derneği’nin (AGİD) geleneksel hale getirdiği Ufku Zorlayanlar Programı'nın davetlisi; Naksan Plastik Enerji Sanayi ve Ticaret A.

Ş. Yönetim Kurulu Başkanı ve Naksan Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Osman Nakıboğlu oldu.

Yönetim Kurulu Başkanı Nakıboğlu, her yıl kâr ve zararlarını hesapladıktan sonra zekat fonunu belirlediklerini söyledi.

Yıl içerisinde dağıttıkları zekatın bu kaynaktan harcandığını ifade eden Nakıboğlu, "İlk günden beri babamızdan, ailemizden böyle gördük. Zekat fonundan tek kuruş şaşırtmayız. Birse iki, ikiyse üç dağıtırız. Dağıttıkça Allah karşılığını kat be kat verir. Bugünkü yaptıklarımızı saysak, kendimiz dahi inanmayız. Siz gönülden verdikçe, Allah daha fazlasını yerine koyuyor. Buna bizzat şahidim" dedi.

1980’de bir aile şirketi olarak kurulan Naksan Holding bünyesinde 5 bin 500 çalışanın bulunduğunu belirten Nakıboğlu, şöyle konuştu: "1 milyar TL ciroyla 2010 yılı itibariyle Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşu arasında iki firmamız var. Plastikten halıya, enerjiden lojistik ve teknolojiye pek çok sektörde faaliyet gösteriyoruz. Ankara-Eskişehir arasında kömür madeni üzerinde 2x245 megavatlık Adularya isimli bir enerji santralimizde var" Adularya’nın 2013’ün sonunda enerji üretmeye başlayacağını dile getiren Nakıboğlu, şunları söyledi: "Burası Türkiye’nin 1.17’lik elektrik ihtiyacına karşılık verecek. Tüm sektörler bu alana yöneldi. Geçmişte fuel oil ve mazota dayalı enerji yatırımları yapılmıştı. Daha sonra bu saha fiyatların artışıyla cazip olmaktan çıktı. Yatırım yapanlar mağdur oldu. Doğalgaz iyiydi ama şu günlerde doğalgaz bu güzelliğini kaybetti. Enerji gibi yılların gözde sektöründe acele edenler kazanıyor. Şu an doğalgaza girmek avantajlı değil çünkü dışa bağımlıyız. Bundan dolayı biz kömür madenini tercih ettik" Naksan’ı yöneten ve görev bölümü yapılan 4 kardeşten kimsenin birbirinin işine karışmadığının altını çizen Nakıboğlu, başarılı olmanın bir kuralının da bu prensipte yattığını söyledi.

Nakıboğlu, aile şirketlerinde bunun çok önemli olduğunu kaydederek, sorumlulukların belirlenip kimsenin kimsenin işine karışmaması gerektiğini anlattı.

"İlk aldığım elemanların yüzde 60'ı yanımda bir süre çalışır" diyenNakıboğlu, konuşmasına şöyle devam etti: "Onların vasıflarını öğrenir, ailelerini ziyaret ederim. Fiili olarak üretimin her bacağında çalışan birisiyim. Yönetici olabilmek için de üretimi iyi bilmek gerekir. Eğer sen üretimi bilmezsen alttaki profesyonel seni kandırabilir. Profesyonellerle mi profesyonelsiz mi? Bu çok tartışılan bir konudur. Her ikisi de olacak. Profesyonellere de bir yerde fikri veren siz olacaksınız. Her profesyonel seni doğru yönlendirmeyebilir. Eğer zeki kişiler zengin olsaydı, tüm profesörlerin bugün dünyanın en zenginleri olması gerekirdi."

SANAYİCİLİĞİ BABADAN DEVRALMADAN ÖĞRENDİK

İnsanın sevdiği işi yapması ve onun ayrıntılarına girmesi gerektiğini anlatan Nakıboğlu, karlılığın da ayrıntıda yattığını ekledi. Her sektörün öyle veya böyle para kazandığını ifade eden Nakıboğlu, sanayiciliği babadan devir almadan öğrendiklerini belirterek şöyle konuştu: "Herhangi bir işletme tecrübemiz yoktu. Birebir işin her noktasını öğrenerek yukarıya doğru yavaş yavaş tırmandık. Büyük de tırmanmamak lazım. Her şeye hemen sahip olayım, adımımı büyük atayım demek çok büyük hata. Bilhassa şimdiki gençler okuldan mezun olduktan sonra bir masa, sandalye ve bilgisayarla bankadan kredi çekip yatırım yapmak istiyor. Bu yanlıştır" Krediye dayalı hiçbir sektörün ayakta duramayacağını anlatan Nakıboğlu, sözlerini şöyle tamamladı: "Ancak, öz sermayesinin yüzde 10-20’si kredi kullanmışsa kazanabilir. Yoksa yatırımın büyük bir kısmı krediye dayalı hiçbir sektör yol kat etmemiştir. Batan şirketlerin bir çoğunun sermayesi krediye dayalı olandır. Ama kendi öz sermayesi güçlüyse, adım adım yürümüş, bir değer ve bir marka edinmişse o kalıcı oluyor. Asıl sermayenin tabandaki büyüklüğü o tecrübedir. "
Kaynak: İHA