Van’da Şevval Sam’a Tepkiler Dinmiyor
Toplum Gönüllüleri Vakfı tarafından Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde düzenlenen söyleşide başörtüsü için “O benim için tekstil malzemesi” diyen ünlü şarkıcı Şevval Sam’a tepkiler devam ediyor.
Başörtülü bir öğrencenin başörtüsü ile ilgili sorusuna “O benim için tekstil malzemesi” sözleri ile cevap veren Sam’a bir tepki de Van Hak ve Özgürlükler Platformu’ndan (VAHÖP) geldi. VAHÖP Sanat Sokağı’nda basın açıklaması yapan platform üyeleri, Şevval Sam’ın özür dilemesini istediler. Grup adına basın açıklamasını okuyan Abdurrahman Eren, “Geçtiğimiz günlerde Şevval Sam’ın Van’da üniversite öğrencileriyle yaptığı talihsiz söyleyişide başörtülü kadınların örtündükleri ve başörtüsünü tekstil malzemesinden ibaret görmesi ve şekilciliğe indirgemesi Müslüman kamuoyunu derinden üzmüştür. Şevval Sam şunu iyi bilmesi lazım ki, dünyanın her yerinden Müslümanlar inandıkları için örtünmektedirler. Çünkü başörtüsü Müslüman kadının şiyarı ve Kur’an’ın emridir. Provokatörlük eylemi Şevval Sam gibilerinin kamuoyunun önünde yaptığı bu tür talihsiz konuşmalardır” dedi.
Son gümlerde yaşanan çatışmalara da değinen Eren, “Kürt sorununun demokratik çözümler çerçevesinde kısmi iyileştirmeler yapılarak çözülemeyeceğini, kangrenleşen sorunların üstü örtülerek bir sonuca ulaşılamayacağını herkes bilmektedir. Her gün kan ve gözyaşının aktığı bu coğrafyada sorunların ötelenmesinin çözümden çok sorunları artırdığı bilinmelidir. Uludere’de ölenler de, Dağlıca’da da ve Kandil’de de ölenler bizim evlatlarımız, daha fazla şiddet, daha fazla kan ve daha fazla gözyaşı bu ülkeye daha fazla barış ve huzur getirmeyecektir. İzin dönüşü memleketi Yüksekova’ya dönen bir askerin kaçırılması bu savaşın kardeşler arasında yaşanan en büyük kanıtı. Bölgede yaşanan bu gerilimin ve şiddet saçmalığının kalmaması için medyaya ve kamuoyuna daha fazla iş düşmektedir. Yaşanan acılara rağmen barış dilinin daha gür bir şekilde bu ülkenin şehir ve sokaklarında yankılanması gerekmektedir” şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
Son gümlerde yaşanan çatışmalara da değinen Eren, “Kürt sorununun demokratik çözümler çerçevesinde kısmi iyileştirmeler yapılarak çözülemeyeceğini, kangrenleşen sorunların üstü örtülerek bir sonuca ulaşılamayacağını herkes bilmektedir. Her gün kan ve gözyaşının aktığı bu coğrafyada sorunların ötelenmesinin çözümden çok sorunları artırdığı bilinmelidir. Uludere’de ölenler de, Dağlıca’da da ve Kandil’de de ölenler bizim evlatlarımız, daha fazla şiddet, daha fazla kan ve daha fazla gözyaşı bu ülkeye daha fazla barış ve huzur getirmeyecektir. İzin dönüşü memleketi Yüksekova’ya dönen bir askerin kaçırılması bu savaşın kardeşler arasında yaşanan en büyük kanıtı. Bölgede yaşanan bu gerilimin ve şiddet saçmalığının kalmaması için medyaya ve kamuoyuna daha fazla iş düşmektedir. Yaşanan acılara rağmen barış dilinin daha gür bir şekilde bu ülkenin şehir ve sokaklarında yankılanması gerekmektedir” şeklinde konuştu.