Prof.Dr. İşıkara'dan Deprem Bölgeleri Açıklaması
Türk Kızılayı Genel Başkan Başdanışmanı Prof.Dr. Ahmet Mete Işıkara, deprem zararlarının azaltılmasına yönelik devletin üzerine düşeni yapmaya çalıştığını söyledi.
Işıkara, Türkiye'nin artık beş deprem bölgesi değil, üç deprem bölgesi olacağını belirterek "Bunun bir başka anlamı da Türkiye’nin bir deprem bölgesi olduğu gerçeğinin bundan daha çıplak göstergesi yok diye düşünüyorum” dedi.
Türk Kızılayı Genel Başkan Başdanışmanı Prof.Dr. Ahmet Mete Işıkara, İçişleri Bakanlığı ve Türk Kızılayı arasından imzalanan protokol çerçevesinde ‘Toplum Liderlerini Teşkilatlandırma Projesi’ kapsamında Afyonkarahisar’da bir toplantıya katıldı.
Toplantı öncesinde basın mensuplarının sorularını cevaplayan Prof.Dr. Işıkara, Türkiye’de depremlere hazırlık konusundan devletin üzerine düşeni yapmasına rağmen vatandaşların henüz kişisel olarak bir şeyler yapma bilinci olmadığını söyledi.
2007’de başlayan proje kapsamına 30 üzerinde ilde yapılan bu toplantılarda bu bilinci oluşturmaya çalıştıklarını ifade eden Işıkara, 2014 yılında Marmara’da meydana gelme olasılığı yüksek depreme dikkat çekti. Prof.Dr. Işıkara, Marmara depreminin sismik tehlike analizlerinde olasılık fonksiyonuna göre, 2014 yılının depremin en fazla olma olasılığının olduğu yılı gösterdiğini söyledi.
DEVLET ÜZERİNE DÜŞENİ YAPIYOR
Deprem zararlarının azaltılmasına yönelik devletin üzerine düşeni yapmaya çalıştığını belirten Işıkara, şöyle konuştu: “Buna göre, devlet üzerine düşeni yapmış. Viyadükler, asma köprüler, bağlantı köprü ayakları güçlendirilmiştir. Fatih Sultan Mehmet’i kapattılar ama bir ölçüde orada güçlendirme yapılıyor. Kamu kurum binaları güçlendirilmiş. Okullar güçlendirilmiş, hastanelere yeni başlanılmış. Burada mühim olan bizim üzerimize düşen görevi yapmak, biz sadece vatandaş üzerine düşeni yapıyor muyuz? Benim en çok üzüldüğüm konu, biz üzerimize düşen görevi yapmıyoruz. Türk Kızılayı tarafından başlatılan Afet Zararlarını Azaltma Programı kapsamında muhtarlar, imamlar ve öğretmenler, polisler bilinçlendiriliyor, örgütlendiriliyor. Toplum liderleri aracılığıyla halkı yaşadıkları bölgedeki afet tehlikeleri hakkında bilinçlendirmek ve bu yolla zarar azaltma ve koruma kültürü oluşturmayı hedefliyoruz.”
Artırılan deprem istasyonlarından elde edilen kayıtlara göre, Türkiye’nin depremselliğinin çok daha net ortaya çıktığını belirten Işıkara, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu depremsellik MTA’nın açıkladığı harita ile örtüşüyor. O zaman Türkiye’de 5 bölge olarak belirtilen deprem bölgesi haritası bana göre üç bölgeye düşecektir. Üçüncü derece deprem bölgesi olan yerler ikinci derecede olacak. Dördüncü derece ve beşinci derecede olan deprem yerleri de üçüncü derecede olacak. Benim düşünceme göre Türkiye artık beş deprem bölgesi değil, üç deprem bölgesi olacak. Bunun bir başka anlamı da Türkiye’nin bir deprem bölgesi olduğu gerçeğinin bundan daha çıplak göstergesi yok diye düşünüyorum.”
Kaynak: İHA
Türk Kızılayı Genel Başkan Başdanışmanı Prof.Dr. Ahmet Mete Işıkara, İçişleri Bakanlığı ve Türk Kızılayı arasından imzalanan protokol çerçevesinde ‘Toplum Liderlerini Teşkilatlandırma Projesi’ kapsamında Afyonkarahisar’da bir toplantıya katıldı.
Toplantı öncesinde basın mensuplarının sorularını cevaplayan Prof.Dr. Işıkara, Türkiye’de depremlere hazırlık konusundan devletin üzerine düşeni yapmasına rağmen vatandaşların henüz kişisel olarak bir şeyler yapma bilinci olmadığını söyledi.
2007’de başlayan proje kapsamına 30 üzerinde ilde yapılan bu toplantılarda bu bilinci oluşturmaya çalıştıklarını ifade eden Işıkara, 2014 yılında Marmara’da meydana gelme olasılığı yüksek depreme dikkat çekti. Prof.Dr. Işıkara, Marmara depreminin sismik tehlike analizlerinde olasılık fonksiyonuna göre, 2014 yılının depremin en fazla olma olasılığının olduğu yılı gösterdiğini söyledi.
DEVLET ÜZERİNE DÜŞENİ YAPIYOR
Deprem zararlarının azaltılmasına yönelik devletin üzerine düşeni yapmaya çalıştığını belirten Işıkara, şöyle konuştu: “Buna göre, devlet üzerine düşeni yapmış. Viyadükler, asma köprüler, bağlantı köprü ayakları güçlendirilmiştir. Fatih Sultan Mehmet’i kapattılar ama bir ölçüde orada güçlendirme yapılıyor. Kamu kurum binaları güçlendirilmiş. Okullar güçlendirilmiş, hastanelere yeni başlanılmış. Burada mühim olan bizim üzerimize düşen görevi yapmak, biz sadece vatandaş üzerine düşeni yapıyor muyuz? Benim en çok üzüldüğüm konu, biz üzerimize düşen görevi yapmıyoruz. Türk Kızılayı tarafından başlatılan Afet Zararlarını Azaltma Programı kapsamında muhtarlar, imamlar ve öğretmenler, polisler bilinçlendiriliyor, örgütlendiriliyor. Toplum liderleri aracılığıyla halkı yaşadıkları bölgedeki afet tehlikeleri hakkında bilinçlendirmek ve bu yolla zarar azaltma ve koruma kültürü oluşturmayı hedefliyoruz.”
Artırılan deprem istasyonlarından elde edilen kayıtlara göre, Türkiye’nin depremselliğinin çok daha net ortaya çıktığını belirten Işıkara, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu depremsellik MTA’nın açıkladığı harita ile örtüşüyor. O zaman Türkiye’de 5 bölge olarak belirtilen deprem bölgesi haritası bana göre üç bölgeye düşecektir. Üçüncü derece deprem bölgesi olan yerler ikinci derecede olacak. Dördüncü derece ve beşinci derecede olan deprem yerleri de üçüncü derecede olacak. Benim düşünceme göre Türkiye artık beş deprem bölgesi değil, üç deprem bölgesi olacak. Bunun bir başka anlamı da Türkiye’nin bir deprem bölgesi olduğu gerçeğinin bundan daha çıplak göstergesi yok diye düşünüyorum.”