Hanefi Bostan'dan 'performansa Dayalı Ücret Sistemi'ne Tepki
Türkiye Kamu-Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M.Hanefi Bostan, "Performans değerlendirmesi yapan kişilerin önyargılardan uzak kişiler olması gerekmektedir. Bunları sağlayamadan performans değerlendirmeyle ücret belirleme gibi bir sisteme girersek, adil olmayan uygulama ile karşı karşıya kalırız. Bunun Türkiye'de uygulanabilir olmadığını düşünüyoruz” dedi.
Türkiye Kamu-Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in tartışmaya açtığı "performansa dayalı ücret sistemi" ile ilgili yazılı açıklama yaptı. Bostan, açıklamasında, “Zaman zaman gündeme taşınan 'performansa dayalı ücret sistemi', Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik tarafından bir kez daha tartışmaya açıldı. Bakan Çelik, Bursa'da yaptığı açıklamada 46 yıllık 657 sayılı devlet memurları kanununda yapılacak değişiklikle 3 milyon memurdan daha fazla verim almaya çalışacaklarını söyledi.
Verimli kamu çalışanlarından oluşan bir yapı kuracaklarını söyleyen Çelik, verimli personel ile verimsiz personel arasında bir fark getireceklerini açıkladı.
Ortaya konan performans kriterleri adil değildir" ifadelerini kullandı. "BUNUN TÜRKİYE'DE UYGULANABİLİR OLMADIĞINI DÜŞÜNÜYORUZ" Türkiye'de siyasi bir bölünmüşlük olduğunu söyleyen Bostan, "Kurum amirlerinin hangi kriterlerle kurum amiri yapıldığını bilmeyen kalmadı. Performans değerlendirmesi derken bunu yapan kişilerin önyargılardan uzak kişiler olması gerekmektedir. Bunları sağlayamadan performans değerlendirmeyle ücret belirleme gibi bir sisteme girersek, adil olmayan uygulama ile karşı karşıya kalırız. Bunun Türkiye'de uygulanabilir olmadığını düşünüyoruz. Son yıllarda ülkemizde kamu çalışanlarının ücretlerinde yapılacak değişikliklere ilişkin temel öneri, performans ücretine geçilmesi olarak ifade edilmektedir. Halen kamu kesiminde bazı kurumlarda performansa dayalı ücret sistemi uygulanmaktadır. Yöneticiler tarafından yapılan performans değerlendirmesi sonucunda alınan puanlara göre çalışanların ücretleri farklı oranlarda artmaktadır. Bu uygulamanın hayata geçirildiği en önemli yer sağlık sektörüdür. Ancak burada yaşanan sorunları hepimiz çok yakından biliyoruz. Doktorlara muayene ettikleri hasta sayısına göre performans puanı veriliyor. Doktorlar da zaten yoğun olan iş yükü altında hastalara ayırdıkları süreyi azaltmak zorunda kalıyorlar. Ancak hiç kimse hastalıkla ilgili teşhis ve tedavinin doğru olup olmadığını sorgulamıyor. Sağlık personelimizin belirtilen performans kriterlerine ulaşabilmek için gösterdikleri insanüstü gayret ortadadır. Performansı kamu sektöründe neye göre belirleyeceksiniz? Örneğin 60-70 kişilik, 100 kişilik birleştirilmiş sınıflarda eğitim hizmeti vermeye çalışan bir öğretmenin performansını neye göre ölçeceksiniz? Özellikle performans değerlendirmesini yapacak olan amirlerin tarafsızlığını nasıl sağlayacaksınız? Bugün birçok yönetim kademesi vekâlete dayalı olarak yürütülmektedir. Üstelik vekâleten idareci kadrolarına atanmış olan pek çok yönetici o kadroların gerektirdiği niteliklere ve iş tecrübesine sahip değildir. Bu durumda iş bilmez yöneticilerin verdiği performans notunun adil olacağını bizlere nasıl inandıracaksınız. İl özel idareleri ve yerel yönetimlerde çalışan geniş kesimler için başarı değerlendirmesi yapılmasında sübjektif unsurların, siyasi ve kişisel kayırmacılığın olmayacağını nasıl garanti edeceksiniz” diye konuştu.
"KAMU YARARI, KÂRLILIK ANALİZLERİYLE ÖLÇÜLEMEZ" Bostan açıklamasının şöyle sürdürüdü: “Kamu yönetimi özel sektörden iki önemli noktada ayrılır: Kamu yararını ön plana çıkaran kamu politikası ve teşkilatlanması açısından ve bürokratik yapılanmayı ön plana çıkaran devlet kültürü açısından. Kamu yararının ön planda bulunduğu durumlarda performans ölçümü için gerekli olan kamu kurumlarının hedeflerini, kesin bir şekilde tanımlayamazsınız. Örneğin; Dışişleri Bakanlığı'nda son derece titiz ve dikkatli yapılması gereken evrak takibi, tercüme ve görüş bildirme işlemleri için hangi performans kriterlerini getirebilirsiniz? Kamu hizmeti ve yararı, kârlılık ve maliyet analizleriyle ölçülemez. Performansa dayalı ücret kamuya özel sektör anlayışını yerleştirmenin ve iş güvencesini zayıflatmanın başka bir yoludur. Kaldı ki performans ölçümünün her kurumun her biriminin ayrı değerlendirmesini gerekli kılacak ince detaylara ihtiyacı vardır. Kamu sektörü gibi çok geniş bir alana yayılan kamu hizmetlerinde bu detaylı çalışma yapılabilecek midir? Kamu hizmetinin üstün özelliği olan kamu yararının karmaşık yapısı ve dikkate almak zorunda olduğumuz nitelikleri açık değildir. Bu durumda kriterleri belli olmayan performansın ölçümü nasıl yapılacaktır? Performansa itiraz merci neresi olacaktır? Bu mercilerin güvenirliliği nasıl sağlanacaktır? Dolayısıyla kamu sektörüne özel sektör anlayışını yerleştirmeyi amaçlayan memurluk güvencesini yok sayan, bu tür girişimlerin uygulanabilirliği yoktur.” ROTASYONU ELEŞTİRDİ Açıklamasında rotasyon ve uygulanabilirliğine değinen Bostan, “Rotasyon konusunun da kamu çalışanlarının üstünde Demokles'in kılıcı gibi siyasi bir baskı unsuru olacağı tartışılmazdır. Rotasyon yıllardır aynı yerde çalışan memurların motivasyonunu, huzurunu, buna bağlı olarak da iş verimini olumsuz etkileyecektir. Bilhassa iller arası rotasyon asla kabul edilemez. Ancak tüm memurların rotasyonundan bahsedenlerin iller arası rotasyon yapmak istedikleri açıktır. 3 kuruş maaşla herhangi bir ilde belli bir düzen kurmuş, zorda olsa yaşamaya çalışan bir devlet memurunun bir başka ile atanacak, tüm düzeni bozulacak, memur ailelerinin geçim sıkıntısını daha artıracaktır. Böyle bir uygulamadan kamu yararı bekleyenlerin hiçbir şey bilmediği, geleceği öngöremediği açıktır. Bu bir maceradır, bu maceradan yol yakınken dönülmelidir” dedi.
Kaynak: İHA
Verimli kamu çalışanlarından oluşan bir yapı kuracaklarını söyleyen Çelik, verimli personel ile verimsiz personel arasında bir fark getireceklerini açıkladı.
Ortaya konan performans kriterleri adil değildir" ifadelerini kullandı. "BUNUN TÜRKİYE'DE UYGULANABİLİR OLMADIĞINI DÜŞÜNÜYORUZ" Türkiye'de siyasi bir bölünmüşlük olduğunu söyleyen Bostan, "Kurum amirlerinin hangi kriterlerle kurum amiri yapıldığını bilmeyen kalmadı. Performans değerlendirmesi derken bunu yapan kişilerin önyargılardan uzak kişiler olması gerekmektedir. Bunları sağlayamadan performans değerlendirmeyle ücret belirleme gibi bir sisteme girersek, adil olmayan uygulama ile karşı karşıya kalırız. Bunun Türkiye'de uygulanabilir olmadığını düşünüyoruz. Son yıllarda ülkemizde kamu çalışanlarının ücretlerinde yapılacak değişikliklere ilişkin temel öneri, performans ücretine geçilmesi olarak ifade edilmektedir. Halen kamu kesiminde bazı kurumlarda performansa dayalı ücret sistemi uygulanmaktadır. Yöneticiler tarafından yapılan performans değerlendirmesi sonucunda alınan puanlara göre çalışanların ücretleri farklı oranlarda artmaktadır. Bu uygulamanın hayata geçirildiği en önemli yer sağlık sektörüdür. Ancak burada yaşanan sorunları hepimiz çok yakından biliyoruz. Doktorlara muayene ettikleri hasta sayısına göre performans puanı veriliyor. Doktorlar da zaten yoğun olan iş yükü altında hastalara ayırdıkları süreyi azaltmak zorunda kalıyorlar. Ancak hiç kimse hastalıkla ilgili teşhis ve tedavinin doğru olup olmadığını sorgulamıyor. Sağlık personelimizin belirtilen performans kriterlerine ulaşabilmek için gösterdikleri insanüstü gayret ortadadır. Performansı kamu sektöründe neye göre belirleyeceksiniz? Örneğin 60-70 kişilik, 100 kişilik birleştirilmiş sınıflarda eğitim hizmeti vermeye çalışan bir öğretmenin performansını neye göre ölçeceksiniz? Özellikle performans değerlendirmesini yapacak olan amirlerin tarafsızlığını nasıl sağlayacaksınız? Bugün birçok yönetim kademesi vekâlete dayalı olarak yürütülmektedir. Üstelik vekâleten idareci kadrolarına atanmış olan pek çok yönetici o kadroların gerektirdiği niteliklere ve iş tecrübesine sahip değildir. Bu durumda iş bilmez yöneticilerin verdiği performans notunun adil olacağını bizlere nasıl inandıracaksınız. İl özel idareleri ve yerel yönetimlerde çalışan geniş kesimler için başarı değerlendirmesi yapılmasında sübjektif unsurların, siyasi ve kişisel kayırmacılığın olmayacağını nasıl garanti edeceksiniz” diye konuştu.
"KAMU YARARI, KÂRLILIK ANALİZLERİYLE ÖLÇÜLEMEZ" Bostan açıklamasının şöyle sürdürüdü: “Kamu yönetimi özel sektörden iki önemli noktada ayrılır: Kamu yararını ön plana çıkaran kamu politikası ve teşkilatlanması açısından ve bürokratik yapılanmayı ön plana çıkaran devlet kültürü açısından. Kamu yararının ön planda bulunduğu durumlarda performans ölçümü için gerekli olan kamu kurumlarının hedeflerini, kesin bir şekilde tanımlayamazsınız. Örneğin; Dışişleri Bakanlığı'nda son derece titiz ve dikkatli yapılması gereken evrak takibi, tercüme ve görüş bildirme işlemleri için hangi performans kriterlerini getirebilirsiniz? Kamu hizmeti ve yararı, kârlılık ve maliyet analizleriyle ölçülemez. Performansa dayalı ücret kamuya özel sektör anlayışını yerleştirmenin ve iş güvencesini zayıflatmanın başka bir yoludur. Kaldı ki performans ölçümünün her kurumun her biriminin ayrı değerlendirmesini gerekli kılacak ince detaylara ihtiyacı vardır. Kamu sektörü gibi çok geniş bir alana yayılan kamu hizmetlerinde bu detaylı çalışma yapılabilecek midir? Kamu hizmetinin üstün özelliği olan kamu yararının karmaşık yapısı ve dikkate almak zorunda olduğumuz nitelikleri açık değildir. Bu durumda kriterleri belli olmayan performansın ölçümü nasıl yapılacaktır? Performansa itiraz merci neresi olacaktır? Bu mercilerin güvenirliliği nasıl sağlanacaktır? Dolayısıyla kamu sektörüne özel sektör anlayışını yerleştirmeyi amaçlayan memurluk güvencesini yok sayan, bu tür girişimlerin uygulanabilirliği yoktur.” ROTASYONU ELEŞTİRDİ Açıklamasında rotasyon ve uygulanabilirliğine değinen Bostan, “Rotasyon konusunun da kamu çalışanlarının üstünde Demokles'in kılıcı gibi siyasi bir baskı unsuru olacağı tartışılmazdır. Rotasyon yıllardır aynı yerde çalışan memurların motivasyonunu, huzurunu, buna bağlı olarak da iş verimini olumsuz etkileyecektir. Bilhassa iller arası rotasyon asla kabul edilemez. Ancak tüm memurların rotasyonundan bahsedenlerin iller arası rotasyon yapmak istedikleri açıktır. 3 kuruş maaşla herhangi bir ilde belli bir düzen kurmuş, zorda olsa yaşamaya çalışan bir devlet memurunun bir başka ile atanacak, tüm düzeni bozulacak, memur ailelerinin geçim sıkıntısını daha artıracaktır. Böyle bir uygulamadan kamu yararı bekleyenlerin hiçbir şey bilmediği, geleceği öngöremediği açıktır. Bu bir maceradır, bu maceradan yol yakınken dönülmelidir” dedi.