Menderes'e Atılan Tokadı Gözyaşları İçinde Anlattı
Gazeteci Taha Akyol, Adnan Menderes'in cezaevinde yaşadıklarını anlatırken gözyaşlarını tutamadı. Menderes'in avukat Gültekin Başak'a "Benim avukatım da geldi mi?" diye sorduğunu, bunun üzerine dayak yediğini söyleyen Akyol, "Şiddetli bir tokat darbesi Adnan Bey'in yüzünde patladı. Yakasından tutup odanın içinde sürüklediler." dedi.
Turgut Özal Üniversitesi'nde önceki gün 'Aydın Menderes'i Anma' programı düzenlendi. Burada konuşma yapan gazeteci-yazar Taha Akyol, Aydın Menderes'in babası eski başbakanlardan merhum Adnan Menderes'in cezaevinde yaşadıklarına temas etti. Celal Bayar'ın Kayseri Günlükleri'nden anekdotlar aktaran Akyol, Menderes'in işkenceli hücre yıllarını anlatırken gözyaşlarına boğuldu. Bayar'ın avukatı Gültekin Başak'ın Yassıada'da kurulan cezaevine geldiği sırada Menderes'in de kendi avukatını beklediğini anlatan Akyol, merhum Başbakan'ın hücre kapısının parmaklıklı penceresinden Başak'ın geçtiğini gördüğünü ve 'Gültekin Bey, benim avukatım da geldi mi? ' diye sorduğunu kaydetti. Ardından Başak'ın o ana ilişkin anısını gözyaşları içinde şöyle paylaştı: 'Cevap almaya vakit kalmadı, şiddetli bir tokat darbesi Adnan Bey'in yüzünde patladı. Yakasından tutup oda içinde sürüklerken 'başkasıyla nasıl konuşursun' diye vurmaya devam ediyordu. Odasında vurma, sövme faslının devam ettiği anlaşılıyordu. Bunu yapan sarı saçlı, altın dişli iri yarı bir teğmendi. İsmini de söyledi fakat ben o namert adamın adını hatıramda tutamadım. '
Yassıada yargılamaları sırasında Menderes'in söz alarak bir konuşma yaptığına da temas eden Akyol, merhum Başbakan'ın mahkeme hakimine yönelik, 'Reis beyefendi, sadece usule ait bir maruzatta bulunacağım. Bir insanın haklarını müdafaa edebilmesi için muayyen şartların mevcudiyeti lazımdır. Bendeniz 5 aydır tecrit edilmiş vaziyette, bir tek oda içinde ve günün 24 saatinde her saat başı değişen bir nöbetçi subayın nezareti altında bir tek kelime bile konuşmadan yaşadım. Bu şartlarda konuşma ve akli melekelerim sekteye uğradı. ' sözlerini duygulu bir şekilde okudu. Ardından, 'Yani tek bir odadasınız, odanın perdelerini açmak yasak, her 24 saatte bir kapı şak şak vuruluyor, tak tak tak içeriye bir manga giriyor, manga komutanı içerideki komutandan nöbeti devir alıyor. Çok defa pencereler kapalı olduğu için Menderes, gece ile gündüzü karıştırmıştır. Bu, bizim tarihimizde hiçbir başbakana yapılmamıştır. İşte Aydın Menderes bu şanların, bu şereflerin, millete hizmet etme gibi en büyük haysiyetin içerisinden gelen ve bu zulümlerin içinde pişen bir insandır. ' diye konuştu.
Taha Akyol, merhum Başbakan'la birlikte asılan Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun yaşadıklarını da şöyle dile getirdi: 'Hepsi bu kadarla sınırlı değil. Ben sizlere Hasan Polatkan'ın elinde söndürülen sigaralardan bahsetmiyorum. Fatin Rüştü Zorlu'nun nasıl dövüldüğünü ve bunu annesine hissettirmemek için nasıl siyah gözlük taktığını ama annesinin bunu anladığını, Zorlu'nun gözlüklerini çıkarttığında morarmış gözlerini nasıl gördüğünü sizlere anlatmıyorum. '
Törene Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Türk Parlamenterler Birliği Başkanı Hasan Korkmazcan, emekli Büyükelçi Mehmet Ali Bayar ile Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bektaş Açıkgöz de konuşmacı olarak katıldı. 12 Eylül'de yapılan anayasa değişiliği referandumuna değindi. Referandum için Aydın Menderes'in 'Bu referandumda, bu anayasa değişikliğine kullanılan her 'evet' oyu rahmetli babam Adnan Menderes için okunacak bir Fatiha'dır. ' sözünü hatırlatarak, o günkü mücadelede halk üzerinde en müspet etkiyi bu sözün bıraktığını kaydetti. Bayar da kendisinin hem büyüğü hem de meslektaşı olduğu için gurur duyduğunun altını çizerek Aydın Menderes'i Divan-ı Lügati't-Türk'ten okumaya başlayan hem bölge tarihine hem dünya tarihine hem de dünya coğrafyasına hâkim bir düşünür olarak tanımladı.
Yassıada yargılamaları sırasında Menderes'in söz alarak bir konuşma yaptığına da temas eden Akyol, merhum Başbakan'ın mahkeme hakimine yönelik, 'Reis beyefendi, sadece usule ait bir maruzatta bulunacağım. Bir insanın haklarını müdafaa edebilmesi için muayyen şartların mevcudiyeti lazımdır. Bendeniz 5 aydır tecrit edilmiş vaziyette, bir tek oda içinde ve günün 24 saatinde her saat başı değişen bir nöbetçi subayın nezareti altında bir tek kelime bile konuşmadan yaşadım. Bu şartlarda konuşma ve akli melekelerim sekteye uğradı. ' sözlerini duygulu bir şekilde okudu. Ardından, 'Yani tek bir odadasınız, odanın perdelerini açmak yasak, her 24 saatte bir kapı şak şak vuruluyor, tak tak tak içeriye bir manga giriyor, manga komutanı içerideki komutandan nöbeti devir alıyor. Çok defa pencereler kapalı olduğu için Menderes, gece ile gündüzü karıştırmıştır. Bu, bizim tarihimizde hiçbir başbakana yapılmamıştır. İşte Aydın Menderes bu şanların, bu şereflerin, millete hizmet etme gibi en büyük haysiyetin içerisinden gelen ve bu zulümlerin içinde pişen bir insandır. ' diye konuştu.
Taha Akyol, merhum Başbakan'la birlikte asılan Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun yaşadıklarını da şöyle dile getirdi: 'Hepsi bu kadarla sınırlı değil. Ben sizlere Hasan Polatkan'ın elinde söndürülen sigaralardan bahsetmiyorum. Fatin Rüştü Zorlu'nun nasıl dövüldüğünü ve bunu annesine hissettirmemek için nasıl siyah gözlük taktığını ama annesinin bunu anladığını, Zorlu'nun gözlüklerini çıkarttığında morarmış gözlerini nasıl gördüğünü sizlere anlatmıyorum. '
Törene Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Türk Parlamenterler Birliği Başkanı Hasan Korkmazcan, emekli Büyükelçi Mehmet Ali Bayar ile Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bektaş Açıkgöz de konuşmacı olarak katıldı. 12 Eylül'de yapılan anayasa değişiliği referandumuna değindi. Referandum için Aydın Menderes'in 'Bu referandumda, bu anayasa değişikliğine kullanılan her 'evet' oyu rahmetli babam Adnan Menderes için okunacak bir Fatiha'dır. ' sözünü hatırlatarak, o günkü mücadelede halk üzerinde en müspet etkiyi bu sözün bıraktığını kaydetti. Bayar da kendisinin hem büyüğü hem de meslektaşı olduğu için gurur duyduğunun altını çizerek Aydın Menderes'i Divan-ı Lügati't-Türk'ten okumaya başlayan hem bölge tarihine hem dünya tarihine hem de dünya coğrafyasına hâkim bir düşünür olarak tanımladı.