Bakan Fatma Sahin, 'engelliler Sempozyumu'na Katıldı

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, kanunda "engelli" ifadesi yerine, "özürlü" ifadesinin kullanılmasını eleştirdi ve bu ifadenin düzeltilmesi için çalışma başlattıklarını söyledi.

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Cemil Demiroğlu Oditoryumunda 'Duyuyorum' başlığıyla gerçekleştirilen 'İşitme Engellilerin Erken Tanısı Teknolojik Gelişmeler ve Entegrasyon' isimli sempozyuma Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin katıldı.

Bir konuşma yapan Bakan Şahin, önce insan parolasıyla yola çıktıklarını vurgulayarak, "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın dedik. İnsanı engelli-engelsiz, yaşlı-genç, kadın-erkek ayırt etmeden; herkesin doğuştan gelen hakkına, hak temelli yaklaşılmasına inandık. 10 yılımız geçti... 10 yılın sonunda bu anlayış içerisinde bugüne kadar neler yaptık? Bundan sonra neler yapmalıyız diye yolumuza devam ediyoruz. Yaklaşık 10 ay önce Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı olarak görevlendirildim. Bunun büyük bir emanet ve büyük bir sorumluluk olduğu bilinciyle. Yaptıklarımızın ve yapamadıklarımızın, yapmamız gerekenlerin aciliyet sırasına göre hemen yol haritamızı oluşturduk. İlk yaptığımız çalışmalarda Ankara Milletvekilimiz Tülay Hanım ve federasyon başkanımız geldiği zaman, bize Türkiye'de olması gereken uluslararası bir toplantının Türk işaret dilinin tercüman yetersizliğinden dolayı bunun Türkiye'de olma ihtimalinin kalmadığını, bir an önce buna başlamak gerektiğini söylediği zaman hayretler içinde kaldım. Çünkü 3. dönem milletvekiliyim ve 10 yıl boyunca engelli kardeşlerimizi hep anlamaya, aileleriyle çok yakın temasta çalışmaya ve hem kendi şehrimden hem bölgeden gelen talepleri çok ciddi manada çözmeye çalıştık. Yaptığımız çalışmalar içerisinde en önemlisi, başbakanımızın talimatıyla Türkiye Cumhuriyeti tarihinde engellinin adı olmadığı gibi yasası da yoktu. 2005 yılında çıkan kanun devrim oluşturmuştu. Kanun çok önemlidir. Ama ne kadar yetersiz olduğunu uygulamalarda çok net bir şekilde görmeye başladık. Burada kanunun uygulama sırasında bir engellimizin yaşam hakkının engelin bir seçim olmadığını, bir engellimiz için yaşamın ne kadar zor olduğunu, bunun için eğitim hakkının, sağlık hakkının, istihdam hakkının temel bir hak olduğunu bu hakkı yerine getirmek için de herkesin görev alanı içerisinde kendine düşeni yapması gerektiğine inandık. Burada tabii ki yaptıklarımızı siz kendi yaşantınızda gördünüz. Yaşantınızdaki değişimden gördünüz. Özellikle sağlık reformlarında, yapısal dönüşümde, sosyal güvenlik sisteminde, yapılan değişimlerde, eğitimde, rehabilitasyon sisteminde yapılan çalışmalar hakikatten her yönden takdire şayan çalışmalar oldu. Hem yurt içinde hem yurtdışında da bu yaptığımız çalışmaların her noktasında uluslararası toplum ve uluslararası hukuk tarafından da çok önemli bir karşılığı oldu. Ama biz engellimizin sınav sistemini, engellimizin erişebilirliğini, engellimizin yaşadığı bir çok sorunu yeniden çözebilme, burada özellikle empati duygumuzu geliştirerek anlama, birbirimizi dinleme ve bu sorunları nasıl çözebiliriz diye düşündük. Kapasitemizi daha genişletmemiz gerekiyor" diye konuştu.

Geçmişten bugüne bütçenin büyük bir artış gösterdiğini dile getiren Bakan Fatma Şahin, kanunda halen "engelli" ifadesi yerine "özürlü" ifadesinin kullanılmasına da değinerek, bu ifadenin düzeltilmesi için talimat verdiğini söyledi.

Sivil anayasa hazırlıklarının devam ettiğini belirten Fatma Şahin, "Bu anayasanın yalnızca bir maddesinde değil, her maddesinde dezavantajlı bütün grupların kendini gördüğü, engellimizin her bir maddesinde görüldüğü, anayasal alt yapısının oluşturulduğu bir sistemin takipçisiyiz. Anayasa eğer toplumsal bir mutabakatsa toplumun her kesiminin kendini o anayasanın içinde görmesi gerekiyor. O yüzden de bu gayretin içerisinde yolumuza devam ediyoruz" dedi.

İstihdamın engellilerin en önemli talebi olduğunu bildiklerini ifade eden Şahin, "İlk bu sınav sisteminin ayrılmasının sebeplerinden bir tanesi; işitme engelli bir anne, baba ben daha milletvekiliyken meclisteki odama geldi. Anne, baba öğretmendi. Dediler ki 'milletvekilim bu evlat sizin olabilir. Biz anne, baba öğretmeniz. Bütün mal varlığımızı bu evladımızın yetişmesi için harcadık. Her şeyimizi çocuğumuzun eğitim alması için verdik. Ama siz aynı sınav sisteminde bedensel engelliyle, benim evladımı aynı sınava sokuyorsunuz. Benim evladım duyana, öbürü duyana kadar diğeri sınavını bitiriyor. Bu şartlarda benim evladımın sınavı geçmesi mümkün değil.' O beni o kadar çok etkilemişti ki hemen bu konuda daha adil daha hakkaniyetli ve herkesin kendi alanında sınav edileceği bir sisteme acilen geçmemiz gerekiyor dedim" ifadelerini kullandı.

İlk sınav denemesini uzun uğraşlar sonucunda gerçekleştirdiklerini ve bazı aksaklıklar olduğunu belirten Fatma Şahin, "Temelde baktığınız zaman her bir engellinin evden alınıp sınav yerine getirilmesine kadar yerel yönetimlerle valilerimizle, bakanlığımız birebir çalıştı. Geldiğimiz noktada 60 bin engellimiz sınava başvurdu. 7 bin 500 işitme engelliyi kendi içerisinde sınav yapmayı başardık. Bu önemli bir başarıdır. Kalkınmanın esas unsuru sizlersiniz. 2023 vizyonu sizlerle gerçekleşiyor. İnsanlar 5 duyunun ne işe yaradığının farkında değil. Esas sorun engelsizlerin zihninde, sizde bir sorun yok" dedi.

Kaynak: İHA