Ergenekon Davasında Gizli Tanık 'Akdeniz' Dinleniyor

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon davasının 181. duruşmasında Veli Küçük, Hıfzı Çubuklu, İbrahim Şahin, Muzaffer Tekin ve Danıştay tetikçisi Alparslan Arslan'ın da aralarında bulunduğu 41 tutuklu sanık hazır bulundu.

Duruşmalara gelmeleri yasaklanan tutuklu sanıklar Doğu Perinçek, Hikmet Çiçek, Semih Tufan Gülaltay, Mehmet Zekeriya Öztürk ve Osman Yıldırım ile İlker Başbuğ, Hurşit Tolon, Levent Ersöz, Mehmet Haberal ve Hasan Iğsız'ın da aralarında bulunduğu 15 tutuklu sanık olmak üzere toplam 20 tutuklu sanık ise duruşmaya katılmadı. Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, gizli tanık Akdeniz'in dinleneceğini açıkladı.

Gizli tanık odasında hazır bulunan Akdeniz'in, ses ve görüntüsü bozularak duruşma salonundaki monitörlere yansıtıldıktan sonra ifadesinin alınmasına başlandı. Önce doğru söyleyeceğine dair yemin ettirilen Akdeniz, 1998 ve 1999 yıllarında JİTEM ile irtibatı olduğunu, JİTEM'in içine girdiğini ve farkına varmadan bazı olaylar yaşadığını söyledi.

30'un üzerinde, hücre evi denilebilecek yerlerde görüşmelere şahit olduğunu belirten gizli tanık Akdeniz, "Bana birkaç kez 20-30 civarında CD ve DVD getirerek internet sitelerinde kullanılmak üzere sunucuya aktarmamı istediler. Mesela, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında derlenmiş, Türk olmadığına ve farklı amaçları bulunduğuna ilişkin bilgiler vardı. Bunları internet sitelerine de yerleştirmemi istediler. Bu siteleri de onların kredi kartları ile aldık. En son 50-100 civarında DVD getirdiler. Banlardan 2 tanesini sunucuya aktardım. Amaçlarını anladığımda savcı Zekeriya Öz ile temasa geçtim." diye konuştu.

Vatansever Kuvvetler Güç Birliği (VKGB) ile ilgili bilgisi sorulan gizli tanık Akdeniz, 3 ila 5 ay arasında bu grup tarafından izlendiğini, birkaç yanlış hareketinin olduğunun kendisine söylendiğini aktardı. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'in sorusu üzerine Akdeniz, JİTEM ile fiili olarak çalışmadığını belirterek, "Nakşibendi tarikatı içinde, namazında niyazında bir kişiyken bir tarihi eser kaçakcılığı işine bulaştım." diye konuştu.

Bu kaçakcılık olayıyla ilgili haberler yayınlandıktan sonra deşifre olduğunu ve evinin önünde kurşunlandığını belirten Akdeniz, "Emniyete bu durumu anlattım. Benle ilgilenen olmayınca Genelkurmay'a gittim. Beni bir komutan ile tanıştırdılar. Dinler ile ilgili sorular sordular bana. O akşam yarım bardak kola verdiler. Sabah kalktığımda bademcik ameliyatı olmuştum. Hatta eşime de yaş pasta vermişler ve o da ansebatil tarzı zehirlenmiş." ifadesini kullandı. Soyadını bilmediği Ömer isimli bir yetkili ile görüştüklerini belirten gizli tanık Akdeniz, "Bana 'Seçilmiş olanlara bakma. Onlar gelir giderler. Devlet, atananlarla idare ediliyor.' dedi." şeklinde konuştu.

Savcı Pekgüzel'in, "Hücre evi sayılabilecek dediğiniz yerleri ayrıntılı olarak anlatabilir misiniz? Nerelerdi buralar ve adresleri nerelerdi?" şeklindeki sorusu üzerine Akdeniz, "Bu yerlerin isimleri Atatürk'ün sevdiği şarkı isimlerinden seçiliyordu. Buralar, ofis şeklinde istihbarat toplayan derneklerdi. Ayrıca inşaat firmaları şeklinde faaliyet yürütüyorlardı. " diye cevap verdi.

Bilişim konusunda uzmanlaştığı için kendilerine ait internet siteleri için yardım istediklerini belirten gizli tanık Akdeniz, "İnternet sitesi yöneticisi Ergüler Ökter, bazı dökümanlar verdi. Bunları siteye koymamı istedi. Tuncay Özkan ve sanırım Mustafa Balbay'a ait olan ayrı ayrı 4-5 kişi ile yaptıkları konuşmalar vardı. Ergun Poyraz'a ait yazı ve görüntüler de vardı. Ayrıca dini, namazı çok farklı anlatan yabancı bir yazara ait mehtevi(yat) tarikatına ilişkin bilgiler de vardı. Seçimlere 3-4 gün vardı. Hatta size komik gelecek ama hayatımda AK Parti'ye hiç oy vermemiş birisi olmama rağmen o gün rüyamda AK Parti'nin iktidar olacağını gördüm." ifadesini kullandı.

Gizli tanık, görüştüğü JİTEM elemanlarının kendisini takip ettiklerini anlayınca, bu kişilerle irtibatını kestiğini sözlerine ekledi .