''Vergi Mevzuatını Basitleştirme Çabalarımız Devam Edecek''
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, pek çok kalemde vergi indirimine gidip yatırımların önünü açmaya çalıştıklarını belirtti.
Şimşek, gelecek dönemde de vergide mevzuatı basitleştirme, öngörülebilirlliği artırma adına faaliyetlerinin devam edeceğini aktardı.7. Yatırım Danışma Konseyi'nin sonuç bildirisi basın toplantısı ile kamuoyuna açıklandı. Dolmabahçe Başbakanlık Çalışma Ofisi'nde yapılan toplantıya Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in yanı sıra IMF Başkanı Christine Lagarde, Dünya Bankası İcra Direktörü Sri Mulyani İndrawati ile dünyaca ünlü 17 şirketin CEO'su katıldı.
Toplantıda bildirinin The Coca Cola Company Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO'su Muhtar kent tarafından okunmasının ardından soru-cevap kısmına geçildi. Gazetecilerin, "Yatırım Danışma Konseyi'nde vergilerin indirilmesi ele alındı mı?" sorusuna Maliye Bakanı Şimşek cevap verdi. Şimşek, "Vergi sisteminin daha da basitleştirilmesi, etkin vergi sistemi uygulanması adına tavsiyelerde bulunuldu. Ama biz, zaten iktidar olarak vergi sistemini iyileştiriyoruz. Öngörülebilirliği artırmaya yönelik, gri alanları azaltmaya yönelik çaba içindeyiz. Günün değişen şartlarına, dünyanın değişen dinamiklerine uymak için reformlar yapıyoruz. Maliye Bakanlığı olarak, iktidar olarak vergileri aşağı çektik. Dolaylı vergileri KDV'yi bile indirdik, yüzde 14 seviyelerine getirdik. Gelecek dönem de vergi mevzuatını basitleştirmek, uygulamada öngörülebilirliği artırmak için faaliyetlerimiz devam edecek." şeklinde konuştu.
Konseyde yatırımcıya yer tahsisi konusunda sıkıntıların ele alındığına işaret edilmesi üzerine Şimşek, "O konuda toplantıda önemli bir sıkıntı dile getirilmedi. Yeni teşvik paketi ile organize sanayi bölgelerinde (OSB) bedava yer tahsis ediyoruz. OSB dışında fabrikalarını kurmayı dileyenlere belli alanlara planlayıp arz etmemizde fayda var. Geçen sene bu yönde önemli adımlar attık. Bütün taşra teşkilatına 'Yatırımcılara alan ayarlayıp verin, onlar uğraşmasın. Yatırımcıya proaktif olarak yardım edin' dedik. Burada amacımız onların bürokrasi ile uğraşmamasıydı. Sonuç olarak toplantıda da bu konu ile ilgili herhangi bir şikayet gelmedi." dedi.
BABACAN: EURO BÖLGESİ HER BİR ÜLKESİNE SAHİP ÇIKMALI
Avrupa ekonomileri ile ilgili değerlendirmeleri sorulan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ise Euro Bölgesi'nin geçtiği dönem sadece Türkiye için dünya için de önemli olduğunu dile getirdi. Avrupa'nın yangın duvarının genişletildiğini söyleyen Babacan, şöyle devam etti: "Avrupa Merkez Bankası önemli kararlar aldı. Yunanistan ve İtalya ile mali anlaşmalar yapıldı. Vaatlerin yanında bütün bunların uygulanması da önemli. Bu da siyasi irade ile olur. Şu an Avrupa ülkelerinin pek çoğunda karar almada sıkıntılar söz konusu. Parlamento ile iktidarlar arasında uyumsuzluklar var. Euro Bölgesi'nin tek vücut olarak yoluna devam etmesi gerektiği muhakkak. Geçen hafta yapılan seçimler önemliydi. Yine seçimlerden çıkan Yunanistan ve Fransa'da uygulanacak politikalar önemli. Her ülke esasında ev ödevini biliyor. Bu ülkelerde neler yapılması gerektiği belli. Retorik var, öz var; her şey belli. Mühim olan geciken bu adımların atılmasıdır. Kimi ülkeler için mali uyum artık kaçınılmaz. Acilen bu ülkeler, mali uyum adımlarını atmalı. Yine borcu az ya da çok olan ülkelerin yapısal reform ihtiyacı var." İş gücü piyasası reformunun kulağa hoş geldiğini ancak bunun o kadar kolay olmadığını anlatan Babacan, şunlaı söyledi: "Kulağa hoş geliyor. Kimi ülkelerde işgücü piyasası, rekabeti artırıcı reformlar var. Yine esneklik deyince kulağa hoş geliyor. Ama kolay işe girip çıkmak, emeklilik yaşları gibi güçlükler söz konusu. Dolayısıyla reformlar problem getiriyor. Diğer yandan Euro Bölgesi'nde gelişmeler şöyle ya da böyle yönetilirse Türkiye için kısa vadede problem oluşmaz. Fakat herhangi bir ülke için komple çöküş söz konusu olursa bunun tüm dünyaya yansımaları olur. Onun için Euro Bölgesi'nde dayanışma güçlü olmalı. Siz, bir ülkeyi bölgeye alırken, kendi para birimizini onunla paylaşırken onlara garanti veriyorsunuz. Onlara o kadar güveniyorsunuz ki para birimiminizi paylaşıyorsunuz. Bu ülke darda olunca 'Bana ne' diyemezsiniz. Bu sebeple Euro Bölgesi bünyesinde bulunan ülkelere sahip çıkmalı."
KENT: KRİZDE BÜYÜME FORMÜLÜNÜ TÜRKİYE BULDU
Basın toplantısında gazetecilerin, "Ekonomik krizi yatırımlar bağlamında nasıl görüyorsunuz? sorusuna muhatap olan The Coca Cola Company CEO'su Muhtar Kent de "Ben, bu krizin harcanmaması gerektiğine inanıyorum. Bu kriz harcanmamalı, bu krizden faydalanılmalı, hem masraflar hem de yatırımlar adına. Türkiye krizi harcamadı, pek çok konuya ciddi ve süratli bir şekilde eğildi. Bu bakımdan büyümesini devam ettirdi. Gerek şirketler gerek ülkeler bu krizde büyümenin cebirini yahut formülünü bulup uygulamalıydı. Formülü Türkiye'de buldu. Ülkede pek çok şirket krize rağmen büyümeye devam etti. Biz de Türkiye'de yatırımlarımızı artırdık." ifadelerini kullandı.
Toplantıda bildirinin The Coca Cola Company Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO'su Muhtar kent tarafından okunmasının ardından soru-cevap kısmına geçildi. Gazetecilerin, "Yatırım Danışma Konseyi'nde vergilerin indirilmesi ele alındı mı?" sorusuna Maliye Bakanı Şimşek cevap verdi. Şimşek, "Vergi sisteminin daha da basitleştirilmesi, etkin vergi sistemi uygulanması adına tavsiyelerde bulunuldu. Ama biz, zaten iktidar olarak vergi sistemini iyileştiriyoruz. Öngörülebilirliği artırmaya yönelik, gri alanları azaltmaya yönelik çaba içindeyiz. Günün değişen şartlarına, dünyanın değişen dinamiklerine uymak için reformlar yapıyoruz. Maliye Bakanlığı olarak, iktidar olarak vergileri aşağı çektik. Dolaylı vergileri KDV'yi bile indirdik, yüzde 14 seviyelerine getirdik. Gelecek dönem de vergi mevzuatını basitleştirmek, uygulamada öngörülebilirliği artırmak için faaliyetlerimiz devam edecek." şeklinde konuştu.
Konseyde yatırımcıya yer tahsisi konusunda sıkıntıların ele alındığına işaret edilmesi üzerine Şimşek, "O konuda toplantıda önemli bir sıkıntı dile getirilmedi. Yeni teşvik paketi ile organize sanayi bölgelerinde (OSB) bedava yer tahsis ediyoruz. OSB dışında fabrikalarını kurmayı dileyenlere belli alanlara planlayıp arz etmemizde fayda var. Geçen sene bu yönde önemli adımlar attık. Bütün taşra teşkilatına 'Yatırımcılara alan ayarlayıp verin, onlar uğraşmasın. Yatırımcıya proaktif olarak yardım edin' dedik. Burada amacımız onların bürokrasi ile uğraşmamasıydı. Sonuç olarak toplantıda da bu konu ile ilgili herhangi bir şikayet gelmedi." dedi.
BABACAN: EURO BÖLGESİ HER BİR ÜLKESİNE SAHİP ÇIKMALI
Avrupa ekonomileri ile ilgili değerlendirmeleri sorulan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ise Euro Bölgesi'nin geçtiği dönem sadece Türkiye için dünya için de önemli olduğunu dile getirdi. Avrupa'nın yangın duvarının genişletildiğini söyleyen Babacan, şöyle devam etti: "Avrupa Merkez Bankası önemli kararlar aldı. Yunanistan ve İtalya ile mali anlaşmalar yapıldı. Vaatlerin yanında bütün bunların uygulanması da önemli. Bu da siyasi irade ile olur. Şu an Avrupa ülkelerinin pek çoğunda karar almada sıkıntılar söz konusu. Parlamento ile iktidarlar arasında uyumsuzluklar var. Euro Bölgesi'nin tek vücut olarak yoluna devam etmesi gerektiği muhakkak. Geçen hafta yapılan seçimler önemliydi. Yine seçimlerden çıkan Yunanistan ve Fransa'da uygulanacak politikalar önemli. Her ülke esasında ev ödevini biliyor. Bu ülkelerde neler yapılması gerektiği belli. Retorik var, öz var; her şey belli. Mühim olan geciken bu adımların atılmasıdır. Kimi ülkeler için mali uyum artık kaçınılmaz. Acilen bu ülkeler, mali uyum adımlarını atmalı. Yine borcu az ya da çok olan ülkelerin yapısal reform ihtiyacı var." İş gücü piyasası reformunun kulağa hoş geldiğini ancak bunun o kadar kolay olmadığını anlatan Babacan, şunlaı söyledi: "Kulağa hoş geliyor. Kimi ülkelerde işgücü piyasası, rekabeti artırıcı reformlar var. Yine esneklik deyince kulağa hoş geliyor. Ama kolay işe girip çıkmak, emeklilik yaşları gibi güçlükler söz konusu. Dolayısıyla reformlar problem getiriyor. Diğer yandan Euro Bölgesi'nde gelişmeler şöyle ya da böyle yönetilirse Türkiye için kısa vadede problem oluşmaz. Fakat herhangi bir ülke için komple çöküş söz konusu olursa bunun tüm dünyaya yansımaları olur. Onun için Euro Bölgesi'nde dayanışma güçlü olmalı. Siz, bir ülkeyi bölgeye alırken, kendi para birimizini onunla paylaşırken onlara garanti veriyorsunuz. Onlara o kadar güveniyorsunuz ki para birimiminizi paylaşıyorsunuz. Bu ülke darda olunca 'Bana ne' diyemezsiniz. Bu sebeple Euro Bölgesi bünyesinde bulunan ülkelere sahip çıkmalı."
KENT: KRİZDE BÜYÜME FORMÜLÜNÜ TÜRKİYE BULDU
Basın toplantısında gazetecilerin, "Ekonomik krizi yatırımlar bağlamında nasıl görüyorsunuz? sorusuna muhatap olan The Coca Cola Company CEO'su Muhtar Kent de "Ben, bu krizin harcanmaması gerektiğine inanıyorum. Bu kriz harcanmamalı, bu krizden faydalanılmalı, hem masraflar hem de yatırımlar adına. Türkiye krizi harcamadı, pek çok konuya ciddi ve süratli bir şekilde eğildi. Bu bakımdan büyümesini devam ettirdi. Gerek şirketler gerek ülkeler bu krizde büyümenin cebirini yahut formülünü bulup uygulamalıydı. Formülü Türkiye'de buldu. Ülkede pek çok şirket krize rağmen büyümeye devam etti. Biz de Türkiye'de yatırımlarımızı artırdık." ifadelerini kullandı.