Türkiye Kamu-sen 20. Yıl Teşkilat Buluşması Sonuç Bildirgesi

Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı M.

Hanefi Bostan, 'Türkiye Kamu-Sen 20. Yıl Teşkilat Buluşması Sonuç Bildirgesi'ni açıkladı.

Yazılı bir açıklama yapan Hanefi Bostan, "Türkiye Kamu-Sen'in "20. Yıl Teşkilat Buluşması" adı altında gerçekleştirdiği istişare toplantısı, Türkiye Kamu-Sen'e bağlı sendikaların genel başkanları, genel merkez yönetim kurulu üyeleri, sendikaların şube başkanları ve il temsilcilerinin katılımıyla 29 Mart-1 Nisan 2012 tarihlerinde Antalya'da gerçekleştirilmiştir" dedi.

Bostan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu, KKTC Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı Dr. Hasan Güngör, Kamu-Sen KıbrısEski Temsilcisi Ahmet Ötüken, KKTC Ankara Büyükelçisi Mustafa Lakadamyalı, Antalya Vali Yardımcısı Turan Eren, Manavgat Kaymakamı Emir Osman Bulgurlu, KKTC Ulusal Birlik Partisi Güzelyurt Milletvekili Ahmet Çaluda, KKTC Hür-İş Sendikası Genel Başkanı Yakup Latifoğlu'nun yanı sıra birçok siyasetçi ve bürokratın toplantıya katıldığını ifade ederek, toplantıda alınan kararları şu şekilde açıkladı: "1- Türkiye Kamu-Sen, 5 Nisan'da gerçekleştirilecek müzakereler öncesinde her durum ve şartta Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşlarının yanında ve destekçisi olduğunu bir kez daha bildirir. Uluslararası antlaşmalarla Türkiye'ye ve Kıbrıs Türklerine verilen hakları ortadan kaldırıp, Kıbrıs'ı Yunanistan'a veya Rum'a mal etmek için başlatılan bir mücadelede, Kıbrıs Türkleri haklarını korumuştur. Türkiye, insanlık adına evlatlarını feda ederek büyük katliamı önlemiş; memlekete barış ve demokrasigetirmiştir. Buna rağmen, Yunanistan'ın sanki hiçbir şey yokmuş gibi, dünyanın Türkiye'nin üzerine yönelip, Türkiye'den Kıbrıs'tan vazgeçmesini ve Kıbrıs'tan askerlerini çekmesini istemeleri tarihsel ve hukuki gerçeklerle bağdaşmamaktadır. KKTC halkı hak ve adalet istemektedir; özgürlüklerine dokunulmamasını istemektedir.

Bugün eğer Kıbrıs'ta KKTC adında bir devlet varsa bunun nedeni Rumların Kıbrıs'ın tamamına sahip olmak için kan akıtmaya başlamaları ve Kıbrıs Türklerini yenememiş olmalarıdır. Dolayısıyla Kıbrıs'ın ikiye bölünmesi, Kıbrıs'ı Yunanistan'a bağlama eyleminden kaynaklanan bir sonuçtur.

Uluslararası antlaşmaları çiğneyen Kıbrıs Rum tarafı ve Yunanistan'dır. Bugüne kadar adada kalıcı bir çözümün sağlanamamış olmasının nedeni müzakere masasında taleplerinden ödün vermeyen ve uzlaşmaya yanaşmayan Rum tarafının tutumudur. Türkiye Kamu-Sen Kıbrıs'ta çözümün, merhum Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın görüşleri doğrultusunda, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin bağımsız bir devlet olarak tanınmasından geçtiğine inanmaktadır. Bu noktada gerçekleştirilecek müzakerelerde Kıbrıslı soydaşlarımızın hertürlü hakkının korunduğu, iki devletli bir yapı çerçevesinde çözüm yolları araştırılmalıdır.

2- Türkiye Kamu-Sen, toplumumuzdaki yaygın kanaat de dikkate alındığında anayasanın değiştirilmesinin yerinde olduğu düşüncesindedir. Ancak anayasa tartışmaları çerçevesinde, milli devlet anlayışının ve kurumsal yapının yıpratıldığı; Türk toplumunu milletleşme sürecinden geriye döndürme ve sosyolojik anlamda onu bir yığın gibi değerlendirme arzusunun, bazı çevrelerin temel hedefi haline geldiğini gözlemlemektedir. Bu çevrelerce Türkiye Cumhuriyetinin millete dayalı devlet modeli yerine, milletler sistemiikame edilmek istenmekte, anayasanın birleştiricilik ruhu bertaraf edilerek, ayrılıklara vurgu yapılma arzusu ön plana çıkartılmaya çalışılmaktadır

Türkiye Kamu-Sen, geniş bir katılım sonucunda demokratik esaslara uygun şekilde hazırlanmış, memurların, işçilerin, çiftçilerin, tarım kesiminde çalışanların, işsizlerin, sendikaların, sendikasız çalıştırılanların, emeklilerin, dul ve yetimlerin, işverenlerin, kadınların, çocukların, engellilerin, öğrencilerin, küçük esnafın, yargının, basın çalışanlarının, gazilerin ve bu ülke için canını vermiş şehit ailelerinin hassasiyetlerini yansıtan bir anayasa istemektedir

Bu noktada Türkiye Kamu-Sen, esasen milli birlik ve bütünlüğünün tartışmaya açılmasından rahatsız olan, toprak bütünlüğümüzün korunmasını esas alan; Cumhuriyetimizin temel felsefesine uygun, üniter ve milli yapımızın muhafaza edileceği, eğitim dilinin Türkçe olduğuna ve Türklüğe vurgu yapan, evrensel insan haklarının en iyi şekilde ifade bulduğu, demokratik parlamenter rejimin olmazsa olmazı ve insan haklarının korunmasının temel şartı olan kuvvetler ayrılığı prensibinin en sağlıklı formülasyonakavuşturulacağı bir anayasa arzulamaktadır

3- 12 Eylül 2010 tarihinde gerçekleştirilen referandum sonucunda memurlarımızın toplu sözleşme hakkı, anayasa garantisi altına alınmıştır. 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu'na göre 15 Ağustos 2011 günü başlaması gereken toplu görüşmeler de memurların toplu sözleşme hakkını kullanmalarına dair yasal mevzuat hazırlanamadığı için ertelenmiş; bu nedenle kamu görevlileri tarihinde ilk defa yeni yıla maaş zammı alamadan girmişlerdir.

Anayasa değişikliğinden 18 ay sonra TBMM Genel Kurul gündemine taşınan kanun tasarısı ise kamu görevlilerinin beklentilerini karşılamaktan uzak kalmıştır. Bu haliyle TBMM'ye sevk edilmiş bulunan tasarı, Yargıtay ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin konu ile ilgili olarak verdiği kararlara aykırı; uluslararası sözleşme metinleriyle uyuşmayan; ILO standartları ve evrensel sendikacılık anlayışına zıt düşen düzenlemeler içermektedir

Türkiye Kamu-Sen olarak yaklaşık 5 milyon kamu görevlisi ve emeklisi için adil bir temsil imkânı sağlandığı, alınan kararlara itiraz hakkının bulunduğu, uluslararası standartlarda ve ILO sözleşmelerine uygun bir sendikal yapı ve toplu sözleşme sisteminin oluşturulması ve çalışanlarımızın kendilerinin ve ailelerinin insanca yaşamasına yetecek düzeyde bir ücret alabilmesi için, TBMM Genel Kurulu'nda tasarı üzerinde gerekli değişikliklerin yapılmasını talep ediyoruz.

Türkiye Kamu-Sen, başta ILO olmak üzere uluslararası sözleşmelere, evrensel ve demokratik ilkelere saygılı bir sendikacılık; grev hakkımızın yasal teminata alındığı adil bir toplu sözleşme sistemi; örgütlenme özgürlüğünün önündeki tüm engellerin kaldırılması; toplu sözleşme görüşmelerinde kamu görevlilerinin en geniş şekliyle karar alma sürecine dâhil edilmesi; hizmet kolu toplu sözleşme sisteminin oluşturulması; tüm çalışanlara insan onuruna yakışır bir ücret ve sağlıklı çalışma koşullarının sağlanmasıve adil ve demokratik bir Hakem Kurulu oluşturulması için tüm teşkilatı ile birlikte yasal sınırlar içinde her türlü eylem ve etkinliği yapacaktır.

4- Türkiye Kamu-Sen, kamu görevlilerinin toplu sözleşme hakkının düzenlendiği kanun tasarısının yasalaşmasının ardından gerçekleştirilecek toplu sözleşme görüşmeleri için taleplerini hazırlamıştır. Konfederasyonumuz, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da uzlaşma arayan, iyi niyetini koruyarak, toplu sözleşme masasının sonuç alma mekanizması haline gelmesi için mücadele eden taraf olacaktır" Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı M. Hanefi Bostan, "Ancak kamu görevlilerinin umutlarını boşa çıkaran, ILO ve Avrupa Birliği normlarında örgütlenme özgürlüğünün önünü tıkayan ve örgütlenme bilincine darbe vuran, kamu görevlilerinin büyük çoğunluğunu oluşturan öğretmen, din görevlisi, hekim dışı sağlık personeli, polis, subay, ast subay, profesör, doçent, yardımcı doçent, öğretim görevlisi, okutman, araştırma görevlisi, posta dağıtıcıları gibi birçok kamu görevlisi görmezden gelen,aynı unvanlı kamu görevlileri arasında adaletsizlikler yaratan, sözleşmeli personelin bir kısmını kadroya geçirirken diğer kısmını yok sayan yetkililer; geçmiş dönemlerdeki tavırlarını sürdürdüğü, toplu pazarlıkları etkisizleştirmeye çalıştığı, Ocak 2012 itibarı ile kamu görevlilerinin maaşlarına zam yapılmaması nedeniyle ortaya çıkan zararı telafi etmediği takdirde Türkiye Kamu-Sen, her türlü eylemi meşru görecektir." Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı M. Hanefi Bostan, Türkiye'nin her yerinde bölgesel mitingler yapılarak, toplu sözleşme taleplerinin kamuoyu ile paylaşılacağını kaydederek, "Sonraki eylemlerimiz ise toplu sözleşme sürecine ve sonucuna bağlı olarak şekillenecektir" dedi.