Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Açıklama Yaptı
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ''Kendi çocuklarına gelecek planlaması yapamamış milletlerin egemenliklerini koruması da mümkün değil. Ayrıca böyle bir günde çocuklar milli sınırlar içinde kalmazlar. Çocukluk evrenseldir'' dedi.
Davutoğlu, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla, Konya'daki konutunda düzenlenen kahvaltıda, eşi Sare Davutoğlu ile orta ağır zihinsel engelli çocuklar, okullarında başarılı öğrenciler, şehit çocukları ve yurt dışından gelen çocuklarla bir araya geldi.
Kahvaltının ardından gazetecilere açıklamada bulunan Davutoğlu, Türk milletinin ve bütün çocukların 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutladı.
Bir milletin egemenliği ile çocuklar arasında kurulan ilişkinin aslında o milletin ne kadar gelecek perspektifli olduğunu ortaya koyduğunu ifade eden Davutoğlu, milli egemenliğin en büyük garantisinin çocuklar olduğunu dile getirdi.
Çocukların iyi yetişmeleri, iyi eğitim almaları ve geleceğe umutla, vizyonla bakmaları halinde milli egemenliğin de teminat altında olacağını aktaran Davutoğlu, ''Kendi çocuklarına gelecek planlaması yapamamış milletlerin egemenliklerini koruması da mümkün değil. Ayrıca böyle bir günde çocuklar milli sınırlar içinde kalmazlar. Çocukluk evrenseldir. Bütün çocuklar güzeldir, bütün çocuklar masumdur, bütün çocuklar ilgiye muhtaçtır'' diye konuştu.
Çocukların, ilgi gösterildikçe kabiliyetlerini ortaya koyabildiğini vurgulayan Davutoğlu, şunları kaydetti:
''Bugün ben de çocuklarla burada olmaktan mutluluk duyuyorum. Her birinin ayrı hikayesi var. Kimisi yurt dışından geldi, Kenya'dan, Endonezya'dan... Kimisi şehit çocuğu, kimisi okullarında en başarılı olmuş çocuklar, kimisi hayata neşeyle bakan özürlü kardeşlerimiz. Hepsinin ayrı hikayesi var ama hepsinin tek özelliği var, çocuk olmaları, masum olmaları ve bir anlamda kendi çocukluğumuzu bize hatırlatmaları.
Çocukluğunu hatırlamayanlar genellikle merhamet duygusunun zayıflamasıyla karşı karşıya kalırlar. Ancak çocukluklarını hatırlayanlar, çocukluğunda gördüğü anne şefkatini baba şefkatini, o şefkati, o masumiyeti hatırlayanlar, merhamet duygusunu geliştirebilirler. Bizlerin her an çocuklarla beraber olmamız lazım, her an onların masum güzel hallerinden ders almamız lazım. Genellikle babaların, annelerin, büyüklerin çocuklara eğitim verdiği düşünülür. Halbuki çocuklar bizi eğitir. Eğer çocuklarla beraber olursak o masum dünyayı tekrar tekrar keşfederiz. Çocukları sadece eğitilmesi gereken varlıklar olarak değil, kendilerinden ders alınması gereken o masumiyet timsali güzel dünyalar olarak görmek lazım.''
Kaynak: AA
Kahvaltının ardından gazetecilere açıklamada bulunan Davutoğlu, Türk milletinin ve bütün çocukların 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutladı.
Bir milletin egemenliği ile çocuklar arasında kurulan ilişkinin aslında o milletin ne kadar gelecek perspektifli olduğunu ortaya koyduğunu ifade eden Davutoğlu, milli egemenliğin en büyük garantisinin çocuklar olduğunu dile getirdi.
Çocukların iyi yetişmeleri, iyi eğitim almaları ve geleceğe umutla, vizyonla bakmaları halinde milli egemenliğin de teminat altında olacağını aktaran Davutoğlu, ''Kendi çocuklarına gelecek planlaması yapamamış milletlerin egemenliklerini koruması da mümkün değil. Ayrıca böyle bir günde çocuklar milli sınırlar içinde kalmazlar. Çocukluk evrenseldir. Bütün çocuklar güzeldir, bütün çocuklar masumdur, bütün çocuklar ilgiye muhtaçtır'' diye konuştu.
Çocukların, ilgi gösterildikçe kabiliyetlerini ortaya koyabildiğini vurgulayan Davutoğlu, şunları kaydetti:
''Bugün ben de çocuklarla burada olmaktan mutluluk duyuyorum. Her birinin ayrı hikayesi var. Kimisi yurt dışından geldi, Kenya'dan, Endonezya'dan... Kimisi şehit çocuğu, kimisi okullarında en başarılı olmuş çocuklar, kimisi hayata neşeyle bakan özürlü kardeşlerimiz. Hepsinin ayrı hikayesi var ama hepsinin tek özelliği var, çocuk olmaları, masum olmaları ve bir anlamda kendi çocukluğumuzu bize hatırlatmaları.
Çocukluğunu hatırlamayanlar genellikle merhamet duygusunun zayıflamasıyla karşı karşıya kalırlar. Ancak çocukluklarını hatırlayanlar, çocukluğunda gördüğü anne şefkatini baba şefkatini, o şefkati, o masumiyeti hatırlayanlar, merhamet duygusunu geliştirebilirler. Bizlerin her an çocuklarla beraber olmamız lazım, her an onların masum güzel hallerinden ders almamız lazım. Genellikle babaların, annelerin, büyüklerin çocuklara eğitim verdiği düşünülür. Halbuki çocuklar bizi eğitir. Eğer çocuklarla beraber olursak o masum dünyayı tekrar tekrar keşfederiz. Çocukları sadece eğitilmesi gereken varlıklar olarak değil, kendilerinden ders alınması gereken o masumiyet timsali güzel dünyalar olarak görmek lazım.''