Silvan davasında Binbaşı Milbay Şahin’in İfadesi Kan Dondurdu

Silvan baskını davasında sanık Binbaşı Milbay Şahin’in ifadesi kan dondurdu: Bölük operasyondan yeni dönmüştü, yorgundu. Uygun olmayan yerde mola vermek zorunda kaldık. Çelik yelek yetersizdi. Helikopteri geç gönderdiler.

Silvan davasında Binbaşı Milbay Şahin’in İfadesi Kan Dondurdu
Diyarbakır Silvan'da 13 askerin şehit düştüğü Silvan operasyonunu yöneten ve Jandarma Genel Komutanlığı tarafından görevden alınan soruşturma dosyasının bir numaralı sanığı Binbaşı Milbay Şahin, 'Silahlı helikopter çabuk gelseydi durum böyle olmazdı ' dedi.
Diyarbakır'ın Silvan İlçesine bağlı Dolapdere köyü kırsalında 13 askerin şehit edilmesiyle ilgili olarak Genelkurmay Askeri Savcılığı'nca açılan soruşturma kapsamında ifadelerine başvurulan ve haklarında dava açılan Albay Murat Toprak, Binbaşı Milbay Şahin ve Üsteğmen Mehmet Emin Karagöz hakim karşısına çıktı.

Diyarbakır 7'inci Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde görülen ilk duruşmada sanıklar hakkındaki iddialar yüzlerine okundu. Mahkemede ayrıca şehit askerler aileleri de müdahil olarak katılırken, çatışmaya giren askerlerden bazıları da duruşma salonunda hazır bulundu. mahkeme başkanı erlere müdahil olmak isteyip, istemediklerini sordu. Erler müdahil olmak istemediklerini bildirdi. Daha sonra ifadelere geçildi. İlk olarak Jandarma Genel Komutanlığı tarafından olaydan sonra ihmali olduğu gerekçesiyle görevden alınan Binbaşı Milbay Şahin ifade verdi. Sanık Şahin, biri asker iki sivilin PKK tarafından kaçırılması sonrası bölgede alınan İHA görüntüleri üzerine bölgede 10-11 Temmuz'da operasyonlar düzenlediklerini söyledi. 12 Temmuz'da Hazro Tabur Komutanlığı'na terörist saldırısı sonrası kaçan teröristlerin kaçış güzergahları yönüne operasyon düzenlendiğini ifade etti. 12 Temmuz akşamı Hazro'da toplantı yaptıklarını ve oparasyonun ayrıntılarını konuştuklarını kaydeden Şahin şunları söyledi;

HORLAMA SESİ BİLE GELİYORDU
'Ben operasyona katılacak bölüklerden biri olan 2. bölüğün operasyondan yeni döndüğünü ve yorgun olduğunu varsa başka bölükten personelin operasyona katılmasını önerdim ama kabul edilmedi. 13 Temmuz günü operasyona başladık. ben ikinci bölüğü öne aldım onlar operasyondan geldikleri için yorgundu. 1. bölüğü öne almış olsam onlar hızlı olacaklar ama kopukluklar olacaktı. Gece görüş dürbünü ve termal kameralar ile bölgeye doğru yürümeye devam ediyorduk. personelin yorgunluğundan dolayı çöküyorlardı. hatta çöktükleri yerde kimi zaman horlama sesi bile geliyordu. ağır ilerliyorduk saat 1'de ulaşmamız gereken Şoruk tepeye saat 4-5 gibi geldik. Hava aydınlanmaya başlamıştı. bölük komutanlarına gitmemiz gereken yerin daha ileride olduğunu söyledim anlar da bana personel çok yorgun zaten havada aydınlandı burada kalalım' dediler.

PLANLANAN YERDEN FARKLI BİR NOKTADA ÜS KURULDU
Bende harekât merkezini aradım ve planlanan yerden farklı bir noktada olduğumuzu, planlanan yerin bin 200 metre kadar gerisinde olduğumuzu havanın aydınlandığını ve yorgun olduğumuzu söyledim. Gözetlemenin rahat olması için mevzi belirledim. Saat 10'da Alay komutanı beni aradı ve terörist telsiz kestirmesi geldiğini teröristlerin telsizden 'Askerler ayakta dolaşıyor neden saldırmıyorsunuz ' şeklinde konuşmalar geçtiğini bana bildirdi. Bende askerlerimin tamamının mevzilendiğini ve ayakta kimsenin olmadığını söyledim. Sonrasında bölük komutanlarına tüm askerlerin bu telsiz konuşmaları hakkında ikaz edilmeleri emrini verdim. Ardından tekrar Alay Komutanı saat 13,45 gibi tekrar arayarak terörist telsiz kestirmelerinin bizim bulunduğumuz bölgeden geldiğini ve dikkatli olmamız keşif ve gözetlemeye devam etmemizi emretti.

EN FAZLA TACİZ ATEŞİ YAPABİLECEKLERİNİ DÜŞÜNDÜK
Bizde gelen bilgiye göre terörist grubun 4-5 kişi olabileceğini ve en fazla uzaktan taciz ateşi yapabileceklerini düşündük. Rütbeli arkadaşlara mevzileri dolaşıp, personeli kontrol etmelerini istedim. Arkadaşlar mevzileri dolaşıp yanıma geldikten 2 veya 3 dakika sonra terörist saldırı başladı. Ardından mevzilere el bombası attılar yoğun bir yangın başladı. Güney hattından yoğun olarak devam eden yangın bizi iç tarafa doğru hapsetti. Çocuklar geriye doğru kaçtı. Ateş küçülmeye başladığında bazı çocuklar hücum yelekleri ile yangını söndürmeye çalıştı. Dumanın diğer tarafında ne var görmüyorduk. Terörist ateşi de yavaşladı. Onlar yangında yanacağımızı düşündü. Terörist ateşi helikopter sesi duyulmasının andından 15,30 gibi kesildi. Yaralanan ve şehit olanları önce tahliye ettik. Operasyonda ben dâhil 93 kişi vardı '

NEDEN PLANLANAN YERDE DEĞİLDİNİZ?
Ardından hâkim sanık Binbaşı Milbay Şahin'e, '2. bölüğün yorgun olduğunu ve başka birlik görevlendirme teklifiniz değerlendirilmedi mi? ', 'Operasyon birliğinize GKK talebiniz oldu mu? ', 'Operasyona çıkışta malzeme kontrolü yapıldı mı ', 'Çelik yelek etkilimi? ' 'Taburda operasyon ile ilgili verilen vazife tam olarak neydi? Sorularını yöneltildi. Sanık Şahin, 'Başka birlik teklifim reddedildi. Geçici Köy korucusu (GKK) talebinde bulunmadık ve böyle bir görevlendirme de olmadı. Malzemeleri tamamen kontrol ettik. Çelik yelek etkilidir ama herkese yetecek kadar çelik yelek yoktu malesef ve bu durum geçen yıl Kolordu Komutanımız Salih Zeki Çolak'a komutanlarımız tarafından iletilmişti. Operasyon amacı kaçırılan şahısların kurtarılması için teröristlerin kullandığı güzergâhlara pusu atılmasıydı ' şeklinde cevaplar verdi. Daha sonra hâkim 'Neden planlanan yerde değildiniz? ' ve 'Bölgeye hâkim tepeye tim görevlendirdiniz mi? ' sorularını yöneltti. Sanık Şahin, 'Sorik tepeye ulaştığımızda saat 4,00 idi. ve hava aydınlanmıştı. Planlanan yer malaygir tepe bölgesinde büyükbaş hayvanların hareketi vardı ve köylüler tarafından görülebileceğimiz operasyonun deşifre edilebileceği tehlikesi nedeniyle ve yorgunluktan planlanan yerde değildik. Bulunduğumuz tepe malaygir tepeden daha yüksekti ancak malaygir tepe bölgeye daha hâkim bir tepe idi ve orada tim görevlendirmedim ' diye cevap verdi.

HELİKOPTER ÇABUK GELSEYDİ BÖYLE OLMAZDI
Hakim daha sonra çok merak edilen 'Helikopter tam olarak saat kaçta geldi geç mi geldi 'sorusunu sordu. Şahin, 'Malaygir tepeye gitmemiz için Reşan dereyi aşmamız gerekiyordu ve bu hiç te kolay değildi. Eğer biz malaygir tepeye gitme riskini alsaydık. ilk telsiz kestirmesinde törerist grubun yeri söylenmiş olsaydı ve silahlı helikopter daha çabuk gelseydi durum böyle olmazdı ' şeklinde konuştu.

GENELKURMAY BİLİRKİŞİ RAPORUNA SERT ÇIKTI
Mahkeme heyetinden söz alan sanık Binbaşı Milbay Şahin, Genelkurmay Bilirkişi raporu üzerine birşeyler söylemek isteğini söyledi. Şahin, 'Genelkurmay bilirkişi raporunda Şorik tepenin üs bölgesi olacak niteliği taşımadığı ifade edilsede Malaygir ve Beroş tepe de üs bölgesi niteliği taşımıyor. Operasyona çıkacak olan 2. bölük çok önceden valiliğe bildirilen bilgilere göre daha önceden operasyon birliğine dâhil edilmişti. Bunların yorgun olduğuna bakılmaksınız operasyona dâhil edilmişlerdi. Operasyon zamanında hava sıcaklığı 40–42 derece idi bırakın dinlenmeyi sıcaktan korunmanın yolları aranıyordu. Telsiz kestirmelerini tüm mevzilere bildirdik. kolordu komutanlığı emirlerinde 'faaliyet deşifre olur ise birlik ana üs bölgesine döner' şeklyinde emir olmasına rağmen biz komutanlarımızdan almış olduğumuz emir çerçevesinde mevzilerimizde kalmaya devam ettik. ve çok önemlisi saat 10'da alınan terörist telsiz kestirmesi o bölgede yanlızca 3 nokta olmasına rağmen, 3 yerin 2 saat 10 dakikada çözümlenmesini üst komutanlık adına zaafiyet olarak değerlendiriyorum ' dedi.

'ASKER AVCI İKEN NASIL AV OLUR? BANA ANLATIN '
Mahkeme Başkanı ardından sözü davaya müdahil olarak katılan saldırıda şehit olan Jandarma Komando Piyade Çavuş Noyan Aydın 'ın annesi Ayşe Aydın, Şehit er Ufuk Başarı 'nın babası İsa Başarı ve verdi. ilk olarak söz alan ..........., 'Alay ve Tabur komutanı diğe
r rütbeliler, 'Ben görevimi yaptım diğerleri hatalı' diyor. Kimse görevini yapmamış eğer yapmış olsalardı. 20 terörist öldürülürdü ama biz şehit verdik. Asker arazide avcı konumundan nasıl olur av konumuna düşer? Biri bana bunu açıklasın nasıl görevinizi yaptınız? ' diye serzenişte bulundu. Acılı baba daha sonra sanıklara şu soruları sordu; 'Saldırıdan önce saldırıyı önlemek için ne gibi tedbirler aldınız? Birlik yorgun olsa da olayın vahametini onlara tam olarak anlatabildiniz mi? Olaydan önceleri teröristlerin eylemsizlik kararı vardı bu siz komutanlarda rahatlama ve gevşeme yaptı mı? ' acılı babanın sorularını cevaplaması için Başkan not aldığı soruları tek tek sanık sandalyesindeki Binbaşı Milbay Şahin'e yönetti. Şahin, 'Emir gereği keşif ve gözetleme yapıyorduk. Bu nedenle hareketsiz ve sabittik. Aldığımız istihbarata göre terörist grubun küçük bir grup olduğunu ve taciz ateşi yapacaklarını düşündük aldığımız tedbirlerde bu yönde idi ama gevşeme söz konusu değildi ' şeklide cevapladı.

'ACILI ŞEHİT ANNESİ AĞLATTI '
Acılı baba İsa Başarı Mahkeme heyetine, 'Çocuklar çok yakından uyurken enselerinden vuruldukları söyleniyor. Adli tıp raporlarını istiyorum ' diyerek talepte bulundu. Başkan ise ifade işlemlerinin ve delillerin ardından talebi değerlendireceklerini belirtti. Şehit er Ufuk Başarı'nın babası İsa Başarı ise şehit oğlu ile şahadetinden bir gün önce konuştuğunu ve oğlunun, karakola saldıran teröristlerin termal kamera ile girdikleri sığınakların tespit edildiğini ancak herhangi bir işlem yapılmadığını söylediğini ifade etti. Başarı, olayla ilgili operasyona katılan komutanların verdiği ifadelerden de tatmin olmadığını belirtti. Bir diğer müşteki şehit Jandarma Komando Piyade Çavuş Noyan Aydın'ın annesi Ayşe Aydın ise, şehit oğlunun 6 aylıkken babasız kaldığını gözyaşları arasında anlattı. Acılı şehit annesi Aydın, 'Hepsi benim çocuğum. 13 oğlum hepsi benim oğlum. Hadi bizim çocuklarımız cahildi. Şehit uzman çavuşlar neden uyudu. Burada bir hata yok mu? Kimsenin cezaevine girmesini istemiyorum ama herkes cezasını çekmeli ' diyerek gözyaşı akıttı. Acılı annenin gözyaşları salonda bulunanlarında duygulu anlar yaşattı.

SAVCI; 'GÜNDÜZ ŞARTLARINDA NASIL OLUR DA MEVZİLERİNİZE KADAR GİRERLER '
Tam da bu sırada söz alan Askeri Savcı, sanık sandalyesinde oturan Binbaşı Milbay Şahin'e, 'Eğer siz mevzileri düşünüp planlayarak belirledi iseniz, terörist grup gündüz şartlarında ateş mesafenize o kadar yakınınıza nasıl gelir? Mevzilerinize nasıl sızar? ' sorularını yöneltti. Sanık Şahin, 'Güney bölgesinde öldürülen teröristlerin olduğu yerde uçurum bölgesi ve ölü bölgeler vardı oradan çıkmışlar ' diye cevapladı.

PAŞA 'YA ŞOK SUÇLAMA
Silvan 'da 13 Mehmetçik'in şehit olması ile ilgili ihmal iddialarının odağındaki
Bölge Komutanı Tuğgeneral Ünal Karaosmanoğlu hakkında şok suçlamalar yapıldı. Hakkındaki iddialara cevap veren Bölük komutanı Üsteğmen Mehmet Emin Karagöz, Tuğgeneral Karaosmanoğlu 'nun kendilerini teröristlere yem olarak gönderdiğini söyledi.

Diyarbakır 'ın Silvan ilçesinde 13 askerin şehit olduğu olayla ilgili davanın görülmesine devam edildi. Diyarbakır 7. Kolordu Komutanlığı Kaya Yazgan Duruşma salonunda görülen duruşmaya sanık Albay Murat Toprak, Binbaşı Milbay Şahin, Üsteğmen Mehmet Emin Karagöz ile avukatları hazır bulundu.

Mahkeme Başkanı sanık Üstteğmen Karagöz hakkındaki iddiaları okudu ve iddialar karşısında sözlerini sordu. Sanık Karagöz olay gününü anlattı ve operasyonun başından itibaren komutanlık düzeyinde hatalı planlandığını söyledi. Operasyonun yalnızca Jandarma Bölge Komutanı Ünal Karaosmanoğlu 'nun planladığını ve yapılmasını emrettiğini kaydeden sanık Karagöz şunları söyledi:

“BÖLGE KOMUTANI BİZLERİ TERÖRİSTLERE YEM OLARAK GÖNDERDİ”
“Alay komutanımız söz konusu bölgeye defalarca operasyon düzenlenmesi gerektiğini söylemiş ama Bölge komutanımız izin vermemiştir. Ancak olay günü ısrarla o bölgeye göndermiştir. Bölge komutanı inisiyatif almaması zaafa neden olmuştur. Alay komutanının uyarısına rağmen taburu bölgeye göndermiştir. Bölge komutanı Tabur komutanına tavır alarak her zaman en riskli bölgelere göndermiştir. Bölge komutanı bizleri teröristlere yem olarak göndermiştir. O bölgenin riskli olduğunu bilmesine rağmen Jandarma Özel Harekat 'ı operasyona dâhil etmemiştir. Operasyon planında her şeyi Alay ve Tabur komutanının inisiyatifine bıraktığını belirterek olayı onlara yıkmaya çalışmıştır. Bölge komutanı, komutanların operasyon öncesi görüşlerini almadan planı yapıp Alay ve Tabur komutanının ellerine vermiştir.

DEFALARCA YARDIM İSTEDİK HELİKOPTER ÇATIŞMADAN SONRA GELDİ
Telefon ve telsizle defalarca yardım istememize rağmen Bölge Komutanı silahlı helikopteri çatışma bittikten sonra göndermiştir. Olaydan önce Bölge Komutanını tabur komutanına duyduğu husumet nedeniyle planını dikte ettirdiğini düşünüyorum. Bölge komutanının Tabur komutanını bir kere taburda fırçaladığını gördük. Terörist telsiz kestirmeleri saat 10 'da alınmasına rağmen helikopter, Jandarma Özel Hakerat veya İHA gönderilmedi. Operasyonun daha üst düzeyde hatalı olduğunu düşünüyorum. Özellikle helikopter talebimizin geç bildirildiğini düşünüyorum. Operasyon külliyen hatalıdır. Arazi, personel durumu göz önüne alınmadan, tabur komutanı fikirleri göz önüne alınmadığından operasyon hatalıdır. Çatışma bittiğinde helikopter geldi. Çatışma 14.18 'de başladı. Biz yoğun ateş altında ancak 14.39 'da telsiz ve telefonlarla bildirdik ve helikopter istedik. Bizzat ben Bölge komutanı ile görüşüp helikopter talebinde bulundum. Ancak helikopter saat 15.32 'de geldi. Daha sonra Helikopter pilot raporuna baktığımda varış süresi olarak 17 dakika içerisinde olay yerine gelmiş. Ben bu konuda da iletişim ve komutanlık zafiyeti olduğunu düşünüyorum”

“EĞER HELİKOPTER OLSAYDI BÖYLE OLMAZDI”
Mahkeme Başkanı araya girerek, “Verilen şehitlerin helikopter ile ne alakası olabilir?” şeklinde sorusuna Sanık Karagöz, “Olayın olmadan önce teröristlerin oralarda olduğu düşünülürse caydırıcı olacaktı. Çatışma bölgesinde birliği sevk ve idaremiz ile ilgili suçlama var. Helikopter olsaydı manevra rahatlığı sağlardı. Terörist helikopter gördüğünde kaçması da çok doğaldır. Eğer çatışma çıktığında bizim istediğimiz zamanda gelmiş olsa helikopter manevramızı rahat yapardık ve teröristlerin çekilmesi daha kısa olurdu böyle olmazdı” şeklinde cevapladı