İşadamı Hüseyin Özdilek Kutso Meclisi’nin Konuğu Oldu
Kütahya Ticaret ve Sanayi Odası (KUTSO) Nisan ayı olağan meclis toplantısı, Meclis Başkanı Nihat Delen başkanlığında, Yönetim Kurulu ve Meclis üyeleri ile bazı meslek komite başkanlarının katılımında KUTSO toplantı salonunda gerçekleştirildi.
Özdilek A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Özdilek’in konuk olduğu ve başarı hikayesini hazirunla paylaştığı toplantı, Meclis Başkanı Nihat Delen tarafından açıldı.
Gerek açtığı mağaza ve alışveriş merkezleriyle, gerekse sosyal sorumluluk projeleri ile uzun yıllardır yurt içi ve yurtdışında büyük başarılara imza atan Hüseyin Özdilek, iş yaşamına dair tecrübelerini ve tavsiyelerini haziruna anlattı.
Acıbadem Hastanesi Direktörü Ali Fuat Güven, Zafer Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Dr. Yılmaz Özmen, Akbank Kütahya Dumlupınar Şubesi Müdürü Gülçin Kılıçkaya Yurdakul misafir olarak katıldılar.
“SEMT PAZARINDA, BİSİKLETLE SU SATTIM”
Hüseyin Özdilek, daha ilkokula giderken hafta sonu tatillerinde kahvehanelerde çakmak taşı satarak para kazanmaya başladığını, ortaokul yıllarında bisiklete binmek istediği ancak maddi imkansızlıklar nedeniyle bir bisikleti olmadığını söyledi.
Özdilek, bisiklete binme hevesinden dolayı, Tokat’ın Erbaa ilçesinde bisikletle su dağıtımında çalışmaya başladığını ve pazaryerinde meyve suyu ile su satarak, kazandığı para ile ailesinin geçimine katkıda bulunduğunu ifade etti.
Hüseyin Özdilek’in yaşam ve başarı hikayesini paylaştığı, altın öğütler sunan konuşmasında şunları söyledi: "1965 yılında öğretmen olan dayımın havlu mağazasında çalışırken, yarım gün okula gidip yarım gün çalışıyordum. Tam gün çalışabilmek için Akşam Ticaret Lisesine geçtim, 2 yıl orada 35 lira haftalıkla çalıştım. 17 yaşımda Akşam Ticaret Lisesi’nde okurken, aile meclisi kararı ile Erbaa’daki evimizin satılıp bir mağaza açılması kararı alındı. 1967 yılında Kapalıçarşı’da 20 metrekarelik dükkan açtık. 1971 yılında 4 ay süreyle Avrupa’yı dolaştım, bu yurtdışı seyahati bana büyük tecrübe kazandırdı. Yurtdışında dil öğrenmek, okumak ve çalışmak istiyordum. Yurtdışında olunca bizim insanımızın ne kadar cana yakın olduğunu, ne güzel hasletlere sahip olduğunu gördüm. 1971 yılında iki adet dokuma tezgahı ve ödünç devere ile, 5 personel ve yıllık 10 ton üretim kapasitesi ile havlu ve bornoz imalatına başladık. İlk defa gece vardiyasını başlatan Özdilek firmasıdır. Bunu yapmamızın ana nedeni, sabit maliyetleri daha aşağıya çekmekti, işçilerimize yemek, süt vermeye başladık. 1976 yılına geldiğimizde Sümerbank’ın 400 mağazasında Özdilek ürünleri satılır hale geldi. Üretimimizin 4 katı kadar daha piyasadan alımla Sümerbank mağazalarında başladığımız satışlarda iyi para kazandık. 1980’de 4 milyon 40 bin USD ile Libya’ya yaptığımız ihracat, Türkiye nin ilk büyük ihracatı oldu. 1981’de İngiltere deki Wanguard firmasına 5 milyon USD’lık havlu ve bornoz ihracatı yaptık, ancak üretim teknolojisi kara tezgahtı, çok gerideydik. Artık Avrupa’da kullanılan son teknoloji tezgahlar ve üretim şekilleri ile çalışıyoruz. Böylece sabit maliyetler düşüyor, verimlilik ve ihracat artıyor. Avrupa’daki en iyi teknoloji ile üreterek, tüm tüketiciyle ürünlerini buluşturan ilk firmalardan birisi olduk. Açtığımız mağazalar bize cesaret kazandırdı. 2400 tondan 4800 tona çıkan üretimimizi, 1995 yılında 10 bin tona çıktı ve Dünyanın ilk büyük 5 havlu firması arasına girdik. Müşteri odaklı düşünmeyen firmaların ayakta kalması mümkün değildir. Tabi kurum kültürünün benimsenmesi de şarttır. Ekip ruhunu çok iyi oluşturduk ve takım çalışmasını başardık. Hizmet içi eğitimler yaptık. Devamlı kendimizi ve çalışanlarımızı geliştirdik.Özellikle hizmet sektöründe müşteri şikayetleri çok önemlidir. Ulaşan müşteri şikayetlerine mutlaka cevap verilmelidir. İşadamı esnaftır, mütevazidir. Kurmaylarıyla birlikte omuz omuza yürümeli, güven duyulan kişi olmalıdır. Takımı oluşturan adamlar da ona yürekten inanmalıdır. İnanan ama az bilgili olanları, inanmayan fakat bilgili olanlara tercih etmelisiniz. İşe göre eleman aldık, yetki ve sorumluluklara göre görev dağılımı yaptık, adil davrandık. Hedefleriniz rasyonel olmalı, bu hedeflere ulaşmak için takım çalışmasını güçlendirin. Hatalarınızı ve üstün yönlerinizi tespit edin, bu yönlerinize göre rakiplerinizi de takip edin. Çıtayı devamlı yükseltmek zorundasınız, böyle değilse yatırım yapmamalısınız. Herkes nitelikli olmak zorunda, müşteriye daha doğal, daha kaliteli ürünler satılmalı. En önemlisi de gelişmeyi kimse durdurmamalı. Demokrasinin gelişmesi serbest piyasanın gelişmesine bağlıdır. Ekonomik savaş da bir kurtuluş savaşıdır. Kişi başına düşen Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) artmadan refah artmaz. En iyi üretimi yapıp, en uygun fiyatla piyasaya sunacaksınız, eğer bunu yapamıyorsanız en iyi yapanı da alkışlayacaksınız. Onurunuzla yaşayın. Kendi ayaklarınızın üzerinde durun. Alın terinizle çalışarak kazanın. İnsanların saygınlığını kazanmanın manevi hazzına doyamazsınız, maddi haz ise geçicidir" dedi.
Özdilek'in meclise hitabının ardından, meclis toplantısının olağan gündem maddelerinde yer alan, Mart ayına dair toplantı tutanağı, aylık mizan ve yönetim kurulu faaliyet raporu sunumu ile devam edildi .
Kaynak: İHA
Gerek açtığı mağaza ve alışveriş merkezleriyle, gerekse sosyal sorumluluk projeleri ile uzun yıllardır yurt içi ve yurtdışında büyük başarılara imza atan Hüseyin Özdilek, iş yaşamına dair tecrübelerini ve tavsiyelerini haziruna anlattı.
Acıbadem Hastanesi Direktörü Ali Fuat Güven, Zafer Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Dr. Yılmaz Özmen, Akbank Kütahya Dumlupınar Şubesi Müdürü Gülçin Kılıçkaya Yurdakul misafir olarak katıldılar.
“SEMT PAZARINDA, BİSİKLETLE SU SATTIM”
Hüseyin Özdilek, daha ilkokula giderken hafta sonu tatillerinde kahvehanelerde çakmak taşı satarak para kazanmaya başladığını, ortaokul yıllarında bisiklete binmek istediği ancak maddi imkansızlıklar nedeniyle bir bisikleti olmadığını söyledi.
Özdilek, bisiklete binme hevesinden dolayı, Tokat’ın Erbaa ilçesinde bisikletle su dağıtımında çalışmaya başladığını ve pazaryerinde meyve suyu ile su satarak, kazandığı para ile ailesinin geçimine katkıda bulunduğunu ifade etti.
Hüseyin Özdilek’in yaşam ve başarı hikayesini paylaştığı, altın öğütler sunan konuşmasında şunları söyledi: "1965 yılında öğretmen olan dayımın havlu mağazasında çalışırken, yarım gün okula gidip yarım gün çalışıyordum. Tam gün çalışabilmek için Akşam Ticaret Lisesine geçtim, 2 yıl orada 35 lira haftalıkla çalıştım. 17 yaşımda Akşam Ticaret Lisesi’nde okurken, aile meclisi kararı ile Erbaa’daki evimizin satılıp bir mağaza açılması kararı alındı. 1967 yılında Kapalıçarşı’da 20 metrekarelik dükkan açtık. 1971 yılında 4 ay süreyle Avrupa’yı dolaştım, bu yurtdışı seyahati bana büyük tecrübe kazandırdı. Yurtdışında dil öğrenmek, okumak ve çalışmak istiyordum. Yurtdışında olunca bizim insanımızın ne kadar cana yakın olduğunu, ne güzel hasletlere sahip olduğunu gördüm. 1971 yılında iki adet dokuma tezgahı ve ödünç devere ile, 5 personel ve yıllık 10 ton üretim kapasitesi ile havlu ve bornoz imalatına başladık. İlk defa gece vardiyasını başlatan Özdilek firmasıdır. Bunu yapmamızın ana nedeni, sabit maliyetleri daha aşağıya çekmekti, işçilerimize yemek, süt vermeye başladık. 1976 yılına geldiğimizde Sümerbank’ın 400 mağazasında Özdilek ürünleri satılır hale geldi. Üretimimizin 4 katı kadar daha piyasadan alımla Sümerbank mağazalarında başladığımız satışlarda iyi para kazandık. 1980’de 4 milyon 40 bin USD ile Libya’ya yaptığımız ihracat, Türkiye nin ilk büyük ihracatı oldu. 1981’de İngiltere deki Wanguard firmasına 5 milyon USD’lık havlu ve bornoz ihracatı yaptık, ancak üretim teknolojisi kara tezgahtı, çok gerideydik. Artık Avrupa’da kullanılan son teknoloji tezgahlar ve üretim şekilleri ile çalışıyoruz. Böylece sabit maliyetler düşüyor, verimlilik ve ihracat artıyor. Avrupa’daki en iyi teknoloji ile üreterek, tüm tüketiciyle ürünlerini buluşturan ilk firmalardan birisi olduk. Açtığımız mağazalar bize cesaret kazandırdı. 2400 tondan 4800 tona çıkan üretimimizi, 1995 yılında 10 bin tona çıktı ve Dünyanın ilk büyük 5 havlu firması arasına girdik. Müşteri odaklı düşünmeyen firmaların ayakta kalması mümkün değildir. Tabi kurum kültürünün benimsenmesi de şarttır. Ekip ruhunu çok iyi oluşturduk ve takım çalışmasını başardık. Hizmet içi eğitimler yaptık. Devamlı kendimizi ve çalışanlarımızı geliştirdik.Özellikle hizmet sektöründe müşteri şikayetleri çok önemlidir. Ulaşan müşteri şikayetlerine mutlaka cevap verilmelidir. İşadamı esnaftır, mütevazidir. Kurmaylarıyla birlikte omuz omuza yürümeli, güven duyulan kişi olmalıdır. Takımı oluşturan adamlar da ona yürekten inanmalıdır. İnanan ama az bilgili olanları, inanmayan fakat bilgili olanlara tercih etmelisiniz. İşe göre eleman aldık, yetki ve sorumluluklara göre görev dağılımı yaptık, adil davrandık. Hedefleriniz rasyonel olmalı, bu hedeflere ulaşmak için takım çalışmasını güçlendirin. Hatalarınızı ve üstün yönlerinizi tespit edin, bu yönlerinize göre rakiplerinizi de takip edin. Çıtayı devamlı yükseltmek zorundasınız, böyle değilse yatırım yapmamalısınız. Herkes nitelikli olmak zorunda, müşteriye daha doğal, daha kaliteli ürünler satılmalı. En önemlisi de gelişmeyi kimse durdurmamalı. Demokrasinin gelişmesi serbest piyasanın gelişmesine bağlıdır. Ekonomik savaş da bir kurtuluş savaşıdır. Kişi başına düşen Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) artmadan refah artmaz. En iyi üretimi yapıp, en uygun fiyatla piyasaya sunacaksınız, eğer bunu yapamıyorsanız en iyi yapanı da alkışlayacaksınız. Onurunuzla yaşayın. Kendi ayaklarınızın üzerinde durun. Alın terinizle çalışarak kazanın. İnsanların saygınlığını kazanmanın manevi hazzına doyamazsınız, maddi haz ise geçicidir" dedi.
Özdilek'in meclise hitabının ardından, meclis toplantısının olağan gündem maddelerinde yer alan, Mart ayına dair toplantı tutanağı, aylık mizan ve yönetim kurulu faaliyet raporu sunumu ile devam edildi .