O Dönem Hakkında Açılan 11 Davadan Beraat Eden Avukat Sönmez'in Açıklaması
28 Şubat sürecinde hakkında açılan 11 davadan beraat eden avukat İrfan Sönmez, Özel Yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği'nin yürüttüğü 28 Şubat Soruşturması ile ilgili olarak ''28 Şubat'ta 'balans ayarı yaptık' demişlerdi. Şimdi Türk siyaseti darbecilere balans ayarı yapıyor. Doğru olanı yapıyor'' dedi.
Sönmez, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dönemin mağdurlarından birinin de kendisi olduğunu, 28 Şubat'ta Elazığ medyasında demokrasiyi savunmaya gayret gösterdiğini, yazılar yazdığını, televizyon kanallarında konuşmalar yaptığını kaydetti.
Yazı ve konuşmalarında ''Demokrasilerin bir efendiler-köleler nizamının olmadığını, askerin bu milletin efendisi olmadığını, demokrasilerde insanların kendi kendisinin efendisi olduğunu'' ifade edici söylemlerde bulunduğunu aktaran Sönmez, şöyle konuştu:
''Bu yazılarımdan, faaliyetlerimden dolayı bizzat 8. Kolordu Komutanı'nın yönlendirmesi, hatta yargıya emir vermesi neticesinde 11 tane ayrı davanın muhatabı oldum. Bu davaların büyük bir ekseriyeti 'Asker bu milletin efendisi değildir. Bu millet kendi kendisinin efendisidir. Demokrasiler, efendiler köleler rejimi değildir, demokrasilerde herkes herkese eşittir' dediğim için. Bu ifadelerim askere hakaret olarak mütalaa edilerek hakkımda suç duyurularında bulunuldu. Netice itibariyle Elazığ, Malatya ve Giresun Ağır Ceza Mahkemelerinde, yaptığım konuşmalardan dolayı yargılandım. Hepsinden de beraat ettim..
Dolayısıyla ben başlatılan bu operasyonların Türk demokrasisi açısından Son derece önemli olduğu kanaatindeyim. 28 Şubat'ta 'balans ayarı yaptık' demişlerdi. Şimdi Türk siyaseti darbecilere balans ayarı yapıyor. Doğru olanı yapıyor. Bu göstermelik bir operasyon değildir. Maalesef bunu Türkiye'de sembolik olarak niteleyenler olacaktır, tıpkı 12 Eylül'ü nitelendirdikleri gibi. Bu sembolik bir süreç değildir. Dünyanın her yerinde darbe yargılamaları bu şekilde başlamıştır.''
-Vaat edilen yardımı alamadı
Elazığ Zihinsel Yetersiz Çocukları Yetiştirme ve Koruma Vakfı Başkanı Mehmet Güleç de 28 Şubat sürecinde vakıflarına vaat edilen yardımı alamadığını söyledi.
Güleç, yaptığı açıklamada, 28 Şubat sürecinin yaşandığı süreç içinde vakıflarında 5 tane başörtülü kadın çalışması ve bir mescitlerinin olması nedeniyle bir çok kişi ya da kuruluşça 'irticacı' olarak ihbar edildiğini belirtti.
Güleç, şunları anlattı:
''O dönemde, yönetim kuruluyla birlikte daha önce bize yardım sözü verilen Kolordu Komutanlığı'na gittik. Dedik ki 'Bize söz verdiğiniz bütçeden ayırdığınız 50 bin lirayı ne zaman vereceksiniz-' O zaman ben başkan değildim yönetim kurulundaydım. Bizi kapıdan kovdular. Bizim onurumuzu, bizim haysiyetimizi, vakfımızı gerçekten sıkıntıya sokacak şekilde kapıdan kovdular bizi. 'Bir daha sakın buraya gelmeyin' diye de tehdit ettiler bizi. O dönem vakfın çok acil şekilde ihtiyacı olan bir parayı ona istinaden de harcama yapılmış parayı alamadık. Daha Sonra bizi defalarca bu konuda taciz ettiler. Tehdit edildik. Bu konuda mağdur edildik.' '
Kaynak: AA
Yazı ve konuşmalarında ''Demokrasilerin bir efendiler-köleler nizamının olmadığını, askerin bu milletin efendisi olmadığını, demokrasilerde insanların kendi kendisinin efendisi olduğunu'' ifade edici söylemlerde bulunduğunu aktaran Sönmez, şöyle konuştu:
''Bu yazılarımdan, faaliyetlerimden dolayı bizzat 8. Kolordu Komutanı'nın yönlendirmesi, hatta yargıya emir vermesi neticesinde 11 tane ayrı davanın muhatabı oldum. Bu davaların büyük bir ekseriyeti 'Asker bu milletin efendisi değildir. Bu millet kendi kendisinin efendisidir. Demokrasiler, efendiler köleler rejimi değildir, demokrasilerde herkes herkese eşittir' dediğim için. Bu ifadelerim askere hakaret olarak mütalaa edilerek hakkımda suç duyurularında bulunuldu. Netice itibariyle Elazığ, Malatya ve Giresun Ağır Ceza Mahkemelerinde, yaptığım konuşmalardan dolayı yargılandım. Hepsinden de beraat ettim..
Dolayısıyla ben başlatılan bu operasyonların Türk demokrasisi açısından Son derece önemli olduğu kanaatindeyim. 28 Şubat'ta 'balans ayarı yaptık' demişlerdi. Şimdi Türk siyaseti darbecilere balans ayarı yapıyor. Doğru olanı yapıyor. Bu göstermelik bir operasyon değildir. Maalesef bunu Türkiye'de sembolik olarak niteleyenler olacaktır, tıpkı 12 Eylül'ü nitelendirdikleri gibi. Bu sembolik bir süreç değildir. Dünyanın her yerinde darbe yargılamaları bu şekilde başlamıştır.''
-Vaat edilen yardımı alamadı
Elazığ Zihinsel Yetersiz Çocukları Yetiştirme ve Koruma Vakfı Başkanı Mehmet Güleç de 28 Şubat sürecinde vakıflarına vaat edilen yardımı alamadığını söyledi.
Güleç, yaptığı açıklamada, 28 Şubat sürecinin yaşandığı süreç içinde vakıflarında 5 tane başörtülü kadın çalışması ve bir mescitlerinin olması nedeniyle bir çok kişi ya da kuruluşça 'irticacı' olarak ihbar edildiğini belirtti.
Güleç, şunları anlattı:
''O dönemde, yönetim kuruluyla birlikte daha önce bize yardım sözü verilen Kolordu Komutanlığı'na gittik. Dedik ki 'Bize söz verdiğiniz bütçeden ayırdığınız 50 bin lirayı ne zaman vereceksiniz-' O zaman ben başkan değildim yönetim kurulundaydım. Bizi kapıdan kovdular. Bizim onurumuzu, bizim haysiyetimizi, vakfımızı gerçekten sıkıntıya sokacak şekilde kapıdan kovdular bizi. 'Bir daha sakın buraya gelmeyin' diye de tehdit ettiler bizi. O dönem vakfın çok acil şekilde ihtiyacı olan bir parayı ona istinaden de harcama yapılmış parayı alamadık. Daha Sonra bizi defalarca bu konuda taciz ettiler. Tehdit edildik. Bu konuda mağdur edildik.' '