Frankfurt'ta Küresel Krize Karşı Direniş Gösterisi Olaylı Geçti
Avrupa'da yaşanan küresel krize karşı direniş protestoları Avrupa'nın birçok yerinde olduğu gibi Frankfurt'ta da düzenlendi.
Frankfurt'ta düzenlenen "31 Mart Dünya Eylem Günü" protestosu, radikal grupların kışkırtmaları sonucu adeta bir ayaklanmaya dönüştü. Frankfurt Emniyet Müdürlüğü polis sözcüsünden edinilen bilgiye göre protestoya 10 binin üzerinde kişinin katıldı.
Yoğun güvenlik önlemleri altında kentin ana tren istasyon meydanında başlayan protestoda asıl amaç yeni Avrupa Merkez Bankası'nın inşaatını işgal etmekti. Ancak protestoya katılan bazı radikal grupların kışkırtmaları neticesinde polis ile göstericiler arasındaçatışma çıktı. Güvenlik güçleri protestocuları dağıtmak için cop, biber gazı ve göz yaşartıcı bomba kullandı.
Taş, sopa, havai fişek, şişe ve sandalyelerin uçuştuğu protestoda çatışma sonrasında onlarca kişi yaralanırken, güvenlik güçleri birçok insanı gözaltına aldı.
Protestocular, yürüyüş planlarını çıkan olaylar sonrasında değiştirmek zorunda kaldılar. Radikal gruplar çevrede bulunan bazı bankalara maddi zarar verirken, güvenlik güçlerinin ikili bariyerine rağmen Avrupa Merkez Bankası binasına sis bombası atıldı. Güvenlik güçleri, amacından uzaklaşan protestonun kentin sükûnetini daha fazla bozmaması için yoğun çaba sarf etti.
Araç ve toplu taşıma trafiğinin durduğu kentte öfkeli protestocular kenti adeta 5 saat işgal etti. Daha sonrasında küçük gruplar halindedağılan öfkeli protestocular, iş yerlerinin camlarını kırarak ara sokaklardan kayboldular
Geçtiğimiz ay Frankfurt'ta düzenlenen Avrupa Eylem Konferansı'nda konuşma yapan 31M inisiyatifi yetkilileri, Avrupa Birliği'nin bitmeyen karışık bir döneminde bulunduğuna işaret ederek 31 Mart Günü Avrupa'da küresel krize karşı direniş protestosunun yapılacağına değinmişti. Protestonun gerçekleştiği gün, 31M inisiyatifçileri İngilizce, Almanca, Yunanca, İspanyolca ve İtalyanca bildiriler okudu.
Okunan bildirilerde ortaklaşa olarak, "Aylardan beri süren ve sonu görülmeyen kredi ve borç krizleri ardıardına hükümet konferansları ve kurtarma programları gerektirirken, bu sayede Avrupa'da sözüm ona kapitalizm bir tadilattan geçiriliyor. Siyasetçilere ve medyaya inanılacak olursa, bu tadilat olmazsa ekonomik durgunluk ve çöküşle birlikte yeni bir yoksulluk da yaşanacakmış.
Felâket edebiyatıyla birlikte, piyasa mantığını yücelten, toplumumuzu da hayatlarımızı da on yıllarca etkileyecek kökten değişiklikler uygulamaya konuyor. Başkaldırmanın zamanı geldi geçiyor! Krizin ilk yıllarında kapitalizminfrenlenmesi gerektiği öne sürülüyordu.
Bankaların ve büyük şirketlerin, sorumlu oldukları sorunların yükünün bir kısmını taşımak zorunda olduğu ileri sürülüyordu. Ama görünen o ki, bunun tam tersini yaşıyoruz: AB'de üye ülkeleri de özel sektöre ve kâr ekonomisine güvence'yi arttırmak için daha fazla rekabete oynuyor ve acımasız kesintiler uyguluyor. Kapitalizm, kriz demektir, güçsüzlük demektir, özel zenginlik içinde sefalet demektir. Daha iyi bir toplum için örgütlenelim" şeklinde mesaj verildi
Piyasa diktasına karşı beraberce mücadele etmeye çağrı yapan 31M inisiyatifçileri, 31 Mart'taki Avrupa Eylem Günü'nün bunun için bir ilk adım olduğuna değinerek, "Yunanistan, İspanya, Almanya ve daha birçok Avrupa ülkesinde yapacağımız eylemler, antikapitalist dayanışmanın sadece bir simgesi değil. Daha şimdiden Avrupa çapında bir tartışmanın ve örgütlenmenin bir parçasıyız. Bütün özgürlükçü inisiyatiflerinin bu sürece katılmalarını istiyoruz" dedi.
Yoğun güvenlik önlemleri altında kentin ana tren istasyon meydanında başlayan protestoda asıl amaç yeni Avrupa Merkez Bankası'nın inşaatını işgal etmekti. Ancak protestoya katılan bazı radikal grupların kışkırtmaları neticesinde polis ile göstericiler arasındaçatışma çıktı. Güvenlik güçleri protestocuları dağıtmak için cop, biber gazı ve göz yaşartıcı bomba kullandı.
Taş, sopa, havai fişek, şişe ve sandalyelerin uçuştuğu protestoda çatışma sonrasında onlarca kişi yaralanırken, güvenlik güçleri birçok insanı gözaltına aldı.
Protestocular, yürüyüş planlarını çıkan olaylar sonrasında değiştirmek zorunda kaldılar. Radikal gruplar çevrede bulunan bazı bankalara maddi zarar verirken, güvenlik güçlerinin ikili bariyerine rağmen Avrupa Merkez Bankası binasına sis bombası atıldı. Güvenlik güçleri, amacından uzaklaşan protestonun kentin sükûnetini daha fazla bozmaması için yoğun çaba sarf etti.
Araç ve toplu taşıma trafiğinin durduğu kentte öfkeli protestocular kenti adeta 5 saat işgal etti. Daha sonrasında küçük gruplar halindedağılan öfkeli protestocular, iş yerlerinin camlarını kırarak ara sokaklardan kayboldular
Geçtiğimiz ay Frankfurt'ta düzenlenen Avrupa Eylem Konferansı'nda konuşma yapan 31M inisiyatifi yetkilileri, Avrupa Birliği'nin bitmeyen karışık bir döneminde bulunduğuna işaret ederek 31 Mart Günü Avrupa'da küresel krize karşı direniş protestosunun yapılacağına değinmişti. Protestonun gerçekleştiği gün, 31M inisiyatifçileri İngilizce, Almanca, Yunanca, İspanyolca ve İtalyanca bildiriler okudu.
Okunan bildirilerde ortaklaşa olarak, "Aylardan beri süren ve sonu görülmeyen kredi ve borç krizleri ardıardına hükümet konferansları ve kurtarma programları gerektirirken, bu sayede Avrupa'da sözüm ona kapitalizm bir tadilattan geçiriliyor. Siyasetçilere ve medyaya inanılacak olursa, bu tadilat olmazsa ekonomik durgunluk ve çöküşle birlikte yeni bir yoksulluk da yaşanacakmış.
Felâket edebiyatıyla birlikte, piyasa mantığını yücelten, toplumumuzu da hayatlarımızı da on yıllarca etkileyecek kökten değişiklikler uygulamaya konuyor. Başkaldırmanın zamanı geldi geçiyor! Krizin ilk yıllarında kapitalizminfrenlenmesi gerektiği öne sürülüyordu.
Bankaların ve büyük şirketlerin, sorumlu oldukları sorunların yükünün bir kısmını taşımak zorunda olduğu ileri sürülüyordu. Ama görünen o ki, bunun tam tersini yaşıyoruz: AB'de üye ülkeleri de özel sektöre ve kâr ekonomisine güvence'yi arttırmak için daha fazla rekabete oynuyor ve acımasız kesintiler uyguluyor. Kapitalizm, kriz demektir, güçsüzlük demektir, özel zenginlik içinde sefalet demektir. Daha iyi bir toplum için örgütlenelim" şeklinde mesaj verildi
Piyasa diktasına karşı beraberce mücadele etmeye çağrı yapan 31M inisiyatifçileri, 31 Mart'taki Avrupa Eylem Günü'nün bunun için bir ilk adım olduğuna değinerek, "Yunanistan, İspanya, Almanya ve daha birçok Avrupa ülkesinde yapacağımız eylemler, antikapitalist dayanışmanın sadece bir simgesi değil. Daha şimdiden Avrupa çapında bir tartışmanın ve örgütlenmenin bir parçasıyız. Bütün özgürlükçü inisiyatiflerinin bu sürece katılmalarını istiyoruz" dedi.