Prof. Özsoy: Katılım Bankaları Krizde Ekonomiyi Ayakta Tuttu
Fatih Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Özsoy, vatandaşların birikimlerinin katılım bankalarında, klasik bankalara göre daha fazla gelir getirdiğini söyledi.
Özsoy, "Katılım bankaları, müşterilerinden sadece yüzde 20 işletim gideri alıyor. Bu yüzden katılım bankalarının batması pek mümkün değildir. Ekonomiyi büyük krizlerde bile ayakta tutmaya devam ediyorlar." dedi.
Bandırma Sanayici ve İşadamları Derneği (BANİAD) ve Bank Asya Bandırma Şubesi tarafından ortaklaşa düzenlenen "2012 Piyasa Beklentileri ve Faizsiz Bankacılık" konulu seminer, Bandırma Ticaret Odası konferans salonunda verildi.
Seminere Fatih Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Özsoy, Bank Asya Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Oruç, Bank Asya Marmara Bölge Müdürü Sedat Doğan ve Bank Asya Bölge Tahsis Müdürü Mehmet Çiftçi konuşmacı olarak katıldı.
Dinleyenler ise Bandırma İlçe Tarım Müdürü Osman Sefa Uyar, Bandırma Ticaret Borsası Başkanı Halil Sezgin, AK Parti İlçe Başkanı Eşref Kasapoğlu ve çok sayıda davetliydi. Bank Asya Bölge Marmara Müdürü Doğan, 2012 yılının başlarında ekonomide yaşanan büyümenin hız kestiğini ancak yılın ikinci yarısından itibaren tekrar bir toparlanma süreci içine gireceğini kaydetti.
2012 yılında enflasyon oranlarının yüzde 6–7 seviyelerinde beklendiğine işaret eden Doğan, "Cari açığın da 60 milyar dolar civarında olması bekleniyor. Avrupa'daki klasik bankacılık sistemi, Türk insanını daha fazla nasıl borçlandırabiliriz diye bakıyor. 2012'nin biraz daha yavaş bir büyümeyle geçeceğini düşünüyoruz. Bazı ekonomistler, 2012'nin ilk çeyreğinin bir dip olacağını düşüncesindeler. İkinci çeyrekte hafif bir toparlanma bekliyoruz. Birçok ekonomistte ve piyasadaki beklenti de bu yönde. Yılın ikinci yarısından sonra daha da büyük bir toparlanma bekleniyor ancak tabii bu birtakım şartlar içinde. Mesela bir savaş riskinin olmaması ya da Avrupa'da ciddi bir finansal şokun yaşanmamasına bağlı bu durum. Özellikle ikinci yarıdan sonra daha ciddi bir hareketlenme bekliyoruz. Özellikle mart ayında firmalardan, şubat ayına göre daha fazla görüşme talebi olacaktır." dedi.
Yıl sonu büyüme rakamlarının 3,3–3,4 olmasının beklendiğine dikkat çeken Sedat Doğan, Merkez Bankası'nın verilerine göre enflasyonun yüzde 6 ile 7 arasında bir seyirde izlenmesinin öngörüldüğünü vurguladı. Faiz beklentisinin ise yüzde 6,14 olduğu bilgisini veren Doğan, "Faiz göstergesi açısından bakarsak, dolar kur beklentisi 1,80 seviyesinde. Cari açık ciddi oranda devam edecek, yine 60 milyar dolar seviyesinde gitmesi bekleniyor. Bunun da bir sebebi, yıl sonunu 75 gibi bir rakamla kapattık, ekonomide küçülmenin de etkisi var ancak cari açık hâlâ ciddi bir sorun olarak kaşımızda duruyor. Özellikle enerji fiyatlarındaki oynaklık sürekli artıyor. Bu, yatırım kararlarını da etkiliyor. Sene başında durgunluk vardı ama nisan, mayıs gibi piyasa hareketlenmesi başlayacak. Şirketler hâlâ temkinli hareket ediyor." diye konuştu.
Daha sonra kürsüye gelen Fatih Üniversitesi Öğretim Üyesi Özsoy ise geleneksel bankacılık ile katılım bankacılığı arasındaki farkları, ayet ve hadislerden örneklerle anlattı. "Faiz, kazanılmadan elde edilen malın eşitsiz bir şekilde paylaşım mekanizmasıdır." diyen Özsoy, "Kâr payı ise malın ticarette kullanılması neticesinde oluşacak kâr zarar ortaklığının neticesidir. Birisinde banka peşin olarak, vereceği rakamı garanti ediyor. Katılım bankası ise yatırılan miktarın ticarette kullanılması neticesinde oluşacak olan kâr veya zararı taahhüt etmektedir. Klasik bankaların size ne kadar faiz vereceği bellidir. Kâr da etse zarar da etse size vaad ettiği miktarı vermek zorundadır. İşte onları yıkan budur. Oysa katılım bankaları, kâr zarar ortaklığı sistemine göre çalışır. Ne kadar kâr ya da zarar edeceğini bilmediğinden dolayı size ne kadar ödeme yapacağı konusunda size hiçbir şey vaad etmez." dedi .
Bandırma Sanayici ve İşadamları Derneği (BANİAD) ve Bank Asya Bandırma Şubesi tarafından ortaklaşa düzenlenen "2012 Piyasa Beklentileri ve Faizsiz Bankacılık" konulu seminer, Bandırma Ticaret Odası konferans salonunda verildi.
Seminere Fatih Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Özsoy, Bank Asya Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Oruç, Bank Asya Marmara Bölge Müdürü Sedat Doğan ve Bank Asya Bölge Tahsis Müdürü Mehmet Çiftçi konuşmacı olarak katıldı.
Dinleyenler ise Bandırma İlçe Tarım Müdürü Osman Sefa Uyar, Bandırma Ticaret Borsası Başkanı Halil Sezgin, AK Parti İlçe Başkanı Eşref Kasapoğlu ve çok sayıda davetliydi. Bank Asya Bölge Marmara Müdürü Doğan, 2012 yılının başlarında ekonomide yaşanan büyümenin hız kestiğini ancak yılın ikinci yarısından itibaren tekrar bir toparlanma süreci içine gireceğini kaydetti.
2012 yılında enflasyon oranlarının yüzde 6–7 seviyelerinde beklendiğine işaret eden Doğan, "Cari açığın da 60 milyar dolar civarında olması bekleniyor. Avrupa'daki klasik bankacılık sistemi, Türk insanını daha fazla nasıl borçlandırabiliriz diye bakıyor. 2012'nin biraz daha yavaş bir büyümeyle geçeceğini düşünüyoruz. Bazı ekonomistler, 2012'nin ilk çeyreğinin bir dip olacağını düşüncesindeler. İkinci çeyrekte hafif bir toparlanma bekliyoruz. Birçok ekonomistte ve piyasadaki beklenti de bu yönde. Yılın ikinci yarısından sonra daha da büyük bir toparlanma bekleniyor ancak tabii bu birtakım şartlar içinde. Mesela bir savaş riskinin olmaması ya da Avrupa'da ciddi bir finansal şokun yaşanmamasına bağlı bu durum. Özellikle ikinci yarıdan sonra daha ciddi bir hareketlenme bekliyoruz. Özellikle mart ayında firmalardan, şubat ayına göre daha fazla görüşme talebi olacaktır." dedi.
Yıl sonu büyüme rakamlarının 3,3–3,4 olmasının beklendiğine dikkat çeken Sedat Doğan, Merkez Bankası'nın verilerine göre enflasyonun yüzde 6 ile 7 arasında bir seyirde izlenmesinin öngörüldüğünü vurguladı. Faiz beklentisinin ise yüzde 6,14 olduğu bilgisini veren Doğan, "Faiz göstergesi açısından bakarsak, dolar kur beklentisi 1,80 seviyesinde. Cari açık ciddi oranda devam edecek, yine 60 milyar dolar seviyesinde gitmesi bekleniyor. Bunun da bir sebebi, yıl sonunu 75 gibi bir rakamla kapattık, ekonomide küçülmenin de etkisi var ancak cari açık hâlâ ciddi bir sorun olarak kaşımızda duruyor. Özellikle enerji fiyatlarındaki oynaklık sürekli artıyor. Bu, yatırım kararlarını da etkiliyor. Sene başında durgunluk vardı ama nisan, mayıs gibi piyasa hareketlenmesi başlayacak. Şirketler hâlâ temkinli hareket ediyor." diye konuştu.
Daha sonra kürsüye gelen Fatih Üniversitesi Öğretim Üyesi Özsoy ise geleneksel bankacılık ile katılım bankacılığı arasındaki farkları, ayet ve hadislerden örneklerle anlattı. "Faiz, kazanılmadan elde edilen malın eşitsiz bir şekilde paylaşım mekanizmasıdır." diyen Özsoy, "Kâr payı ise malın ticarette kullanılması neticesinde oluşacak kâr zarar ortaklığının neticesidir. Birisinde banka peşin olarak, vereceği rakamı garanti ediyor. Katılım bankası ise yatırılan miktarın ticarette kullanılması neticesinde oluşacak olan kâr veya zararı taahhüt etmektedir. Klasik bankaların size ne kadar faiz vereceği bellidir. Kâr da etse zarar da etse size vaad ettiği miktarı vermek zorundadır. İşte onları yıkan budur. Oysa katılım bankaları, kâr zarar ortaklığı sistemine göre çalışır. Ne kadar kâr ya da zarar edeceğini bilmediğinden dolayı size ne kadar ödeme yapacağı konusunda size hiçbir şey vaad etmez." dedi .