'Balyoz Planı' Davasında Savcılık Mütalaasını Açıkladı
"Balyoz Planı" davası duruşmada mütalaasını açıklayan Cumhuriyet Savcıları Savaş Kırbaş ve Hüseyin Kaplan, 365 sanığın "darbeye cebren eksik teşebbüs" suçundan 15 yıldan 20 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün görülen 88. celsesinin öğleden sonraki oturumunda Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş ve Hüseyin Kaplan, esasa ilişkin mütalaalarını açıkladı.
Tüm sanıkların savunmalarının alındığını, delillerin toplandığını ve tanıkların dinlendiğini ifade eden savcılık makamı, 920 sayfadan oluşan mütalaa ile birlikte 30 CD'yi mahkeme başkanlığına sundu
Mütalaalarını mahkeme heyetine sunan iki savcı, daha sonra 920 sayfalık mütalaayı özetleyerek okudu. Mütalaanın okunmasına başlandıktan kısa bir süre sonra tutuklu sanıklardan emekli Orgeneral Çetin Doğan, duruşma salonundan çıkmak için yerinden kalkarak kapıya doğru ilerledi. Mahkeme Başkanı Ömer Diken, Doğan'a duruşma salonundan çıkmamasını ve mütalaayı dinlemesini söyledi.
Doğan'ın rahatsız olduğunu söylemesi üzerine Başkan Diken, "O halde doktor raporunu getir" dedi.
Mütalaanın okunması nedeniylegerildiği görülen Doğan, Diken'in uyarılarına rağmen duruşma salonunu terk etti
Savcı Savaş Kırbaş, Balyoz Planında, darbe sonrası kurulacak hükümet içinde görev alacak kişilerin belirlendiğini, ayrıca harekatta görev alacak personelin nerelerde konuşlanacağının da plana dahil edildiğini söyledi.
1.Ordu'daki seminerin Genelkurmay Başkanı ve Kara Kuvvetleri Komutanı'nın emrine aykırı olarak özel seçilmiş 162 kişi ile yapıldığını savunan Savcı Kırbaş, "Seminerin bir nevi darbe tatbikatı olduğu, planı görüşenler tarafından jenerik olarak hazırlandığı tespit edilmiştir" dedi Mütalaayı daha sonra Savcı Hüseyin Kaplan okudu. Savcı Kaplan, AK Parti hükümetinin 3 Kasım 2002 tarihinde yapılan demokratik bir seçimle iktidara gelmesinin, dönemin 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan'ı rahatsız ettiğini söyledi.
Doğan'ın anayasanın kendisine verdiği koruma ve kollama görevine rağmen demokratik yollarla iktidara gelen mevcut hükümeti yıkmaya yönelik bir yapılanma hazırladığının anlaşıldığını savunan Savcı Kaplan, Doğan'ın bu nedenle hazırlanan plan çerçevesinde başta dönemin Hava KuvvetleriKomutanı Halil İbrahim Fırtına, dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek olmak üzere birçok komutanla ile temasa geçip anlaştığının belirlendiğini öne sürdü
"HÜKÜMETLER ANTİDEMOKRATİK YOLLARLA ORTADAN KALDIRILMAK İSTENMİŞTİR"
Bu nedenle Doğan liderliğinde ayrıntılı bir plan yapıldığı iddiasıyla sanıklar için dava açıldığını anlatan Savcı Kaplan, "Demokratik yollarla iktidara gelmiş hükümet, antidemokratik yollarla ortadan kaldırmak istenmiştir. Bazı kurum çalışanlarının hukuka aykırı olarak fişlendiği belirlenmiştir" ifadelerini kullandı. Darbe sonrası ortadan kaldırılan hükümet yerine sanık Çetin Doğan tarafından "Mutabakat Meclisi" kurulmak için plan yapıldığını ileri süren Savcı Kaplan, plan çerçevesinde yeni meclistegörev alacak başbakan ve bakanların bile belirlendiğini söyledi.
Kuvvet ve kolordu komutanlarının planda üzerlerine düşen kısım için 1. Ordu'daki seminere geldiğini ifade eden Kaplan, "Söz konusu komutanlar darbe görüşmeleri için seminere gelmişlerdir. Hükümeti devirip yerine yeni bir idare getirmek istedikleri kanaatine varılmıştır" yorumunda bulundu.
"BALYOZ PLANI 80 DARBESİ GİBİ HAZIRLANMIŞTIR"
Savcı Kırbaş, planda yer alan görevlendirme listelerinin TSK'nın sıkıyönetim halinde bile alanına girmediğini hatırlattı. Söz konusu bulgular ışığında planın uygulamaya konduğunu söyleyen Kırbaş, "Balyoz güvenlik harekat planı, 1980 darbesi gibi planlanmıştır. Her ne kadar silahlı olarak harekete geçirilmesi gerektiğini iddia edilse de anayasal düzeni bozma ya da tehdit etmek de icra niteliğindedir" dedi
Plan kapsamına 137 kişilik basın destek listesi hazırlandığını dile getiren Kırbaş, söz konusu dönemde bazı gazetelerde yer alan haberlere atıfta bulundu. Darbe dönemlerinde basının etkisinin yadsınamaz olduğunu hatırlatan Kırbaş, "O dönemde yazılan 'Genç subaylar tedirgin', 'Hepimiz kaygılıyız', 'Silahlı kuvvetler AKP'yi devirebilir', Ordu'dan AKP'ye balyoz' gibi haberlerle plana destek sağlanmıştır" şeklinde konuştu
Kırbaş, "Kırbaş, Çarşaf, Sakal, Suga ve Oraj" adlı eylemlerin, planın icrası için son aşama olduğunu dile getirdi. AK Parti'nin iktidarı öncesi yapılan seminerlerin dış tehdide yönelik olduğunu belirten Savcı Kırbaş, AK Parti iktidarından sonra seminer içeriklerinde iç tehdidin gündeme getirildiğini öne sürdü.
"TANKLAR SOKAĞA ÇIKTIĞINDA İŞ İŞTEN GEÇMİŞ OLUR"
Darbe planı icraya geçmediğinden dolayı yargılama yapılamayacağı ve ceza verilemeyeceği iddialarının yanlış olduğunu savunan Savcı Kırbaş, "Diğer silahlı çeteler için icra hareketi olmadan ceza verilmemesi makul görülebilir. Ancak TSK için bu gündeme gelemez. Zira üst düzey bir komutanın bu şekilde planları ele alması, suç için gerekli icraya teşebbüsünün gerçekleştiğini gösterir. Tanklar toplar sokağa çıktığında iş işten geçmiş olurdu. Herhangi bir yargılama da söz konusu olmazdı. Balyoz darbe planınınicra aşamasına geçtiğinin en büyük delili Balyoz planının kendisidir" dedi.
Sanıklar hakkında iddia edilen 'Türkiye Cumhuriyeti İcra Vekilleri Heyetini cebren iskat veya vazife görmekten cebren men etmeye teşebbüs etmek' suçunu işledikleri kanaatinin oluştuğunu söyleyen Savcı Hüseyin Kaplan, bu nedenle 365 sanık hakkında ayrı ayrı eylemlerine uyan TCK. 147 ve 61/1 maddeleri gereğince hapis cezası verilmesine karar verilmesini istedi. Savcı Kaplan'ın okuduğu sonuç bölümüne göre tüm sanıklar hakkında, eylemin eksik teşebbüs aşamasında kaldığı için 15 yıldan 20 yıla kadar hapiscezası talep edildi.
Savcıların mütalaalarını açıklamalarının ardından mahkeme heyeti duruşmaya ara verdi.
Mahkeme heyeti eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ile eski Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman'ın da aralarında bulunduğu "tanık" dinletme taleplerini reddetti. Ayrıca, duruşmada bilirkişi bulundurulması talebi ile bazı avukatların reddi hakim talepleri de reddedildi. Sanıklara ve avukatlara delillerin değerlendirilmesi ve iddia makamının esas hakkındaki mütalaasına karşı diyeceklerini hazırlamaları için süre verildi.
Duruşma, 5 Nisan 2012 tarihine ertelendi .
Tüm sanıkların savunmalarının alındığını, delillerin toplandığını ve tanıkların dinlendiğini ifade eden savcılık makamı, 920 sayfadan oluşan mütalaa ile birlikte 30 CD'yi mahkeme başkanlığına sundu
Mütalaalarını mahkeme heyetine sunan iki savcı, daha sonra 920 sayfalık mütalaayı özetleyerek okudu. Mütalaanın okunmasına başlandıktan kısa bir süre sonra tutuklu sanıklardan emekli Orgeneral Çetin Doğan, duruşma salonundan çıkmak için yerinden kalkarak kapıya doğru ilerledi. Mahkeme Başkanı Ömer Diken, Doğan'a duruşma salonundan çıkmamasını ve mütalaayı dinlemesini söyledi.
Doğan'ın rahatsız olduğunu söylemesi üzerine Başkan Diken, "O halde doktor raporunu getir" dedi.
Mütalaanın okunması nedeniylegerildiği görülen Doğan, Diken'in uyarılarına rağmen duruşma salonunu terk etti
Savcı Savaş Kırbaş, Balyoz Planında, darbe sonrası kurulacak hükümet içinde görev alacak kişilerin belirlendiğini, ayrıca harekatta görev alacak personelin nerelerde konuşlanacağının da plana dahil edildiğini söyledi.
1.Ordu'daki seminerin Genelkurmay Başkanı ve Kara Kuvvetleri Komutanı'nın emrine aykırı olarak özel seçilmiş 162 kişi ile yapıldığını savunan Savcı Kırbaş, "Seminerin bir nevi darbe tatbikatı olduğu, planı görüşenler tarafından jenerik olarak hazırlandığı tespit edilmiştir" dedi Mütalaayı daha sonra Savcı Hüseyin Kaplan okudu. Savcı Kaplan, AK Parti hükümetinin 3 Kasım 2002 tarihinde yapılan demokratik bir seçimle iktidara gelmesinin, dönemin 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan'ı rahatsız ettiğini söyledi.
Doğan'ın anayasanın kendisine verdiği koruma ve kollama görevine rağmen demokratik yollarla iktidara gelen mevcut hükümeti yıkmaya yönelik bir yapılanma hazırladığının anlaşıldığını savunan Savcı Kaplan, Doğan'ın bu nedenle hazırlanan plan çerçevesinde başta dönemin Hava KuvvetleriKomutanı Halil İbrahim Fırtına, dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek olmak üzere birçok komutanla ile temasa geçip anlaştığının belirlendiğini öne sürdü
"HÜKÜMETLER ANTİDEMOKRATİK YOLLARLA ORTADAN KALDIRILMAK İSTENMİŞTİR"
Bu nedenle Doğan liderliğinde ayrıntılı bir plan yapıldığı iddiasıyla sanıklar için dava açıldığını anlatan Savcı Kaplan, "Demokratik yollarla iktidara gelmiş hükümet, antidemokratik yollarla ortadan kaldırmak istenmiştir. Bazı kurum çalışanlarının hukuka aykırı olarak fişlendiği belirlenmiştir" ifadelerini kullandı. Darbe sonrası ortadan kaldırılan hükümet yerine sanık Çetin Doğan tarafından "Mutabakat Meclisi" kurulmak için plan yapıldığını ileri süren Savcı Kaplan, plan çerçevesinde yeni meclistegörev alacak başbakan ve bakanların bile belirlendiğini söyledi.
Kuvvet ve kolordu komutanlarının planda üzerlerine düşen kısım için 1. Ordu'daki seminere geldiğini ifade eden Kaplan, "Söz konusu komutanlar darbe görüşmeleri için seminere gelmişlerdir. Hükümeti devirip yerine yeni bir idare getirmek istedikleri kanaatine varılmıştır" yorumunda bulundu.
"BALYOZ PLANI 80 DARBESİ GİBİ HAZIRLANMIŞTIR"
Savcı Kırbaş, planda yer alan görevlendirme listelerinin TSK'nın sıkıyönetim halinde bile alanına girmediğini hatırlattı. Söz konusu bulgular ışığında planın uygulamaya konduğunu söyleyen Kırbaş, "Balyoz güvenlik harekat planı, 1980 darbesi gibi planlanmıştır. Her ne kadar silahlı olarak harekete geçirilmesi gerektiğini iddia edilse de anayasal düzeni bozma ya da tehdit etmek de icra niteliğindedir" dedi
Plan kapsamına 137 kişilik basın destek listesi hazırlandığını dile getiren Kırbaş, söz konusu dönemde bazı gazetelerde yer alan haberlere atıfta bulundu. Darbe dönemlerinde basının etkisinin yadsınamaz olduğunu hatırlatan Kırbaş, "O dönemde yazılan 'Genç subaylar tedirgin', 'Hepimiz kaygılıyız', 'Silahlı kuvvetler AKP'yi devirebilir', Ordu'dan AKP'ye balyoz' gibi haberlerle plana destek sağlanmıştır" şeklinde konuştu
Kırbaş, "Kırbaş, Çarşaf, Sakal, Suga ve Oraj" adlı eylemlerin, planın icrası için son aşama olduğunu dile getirdi. AK Parti'nin iktidarı öncesi yapılan seminerlerin dış tehdide yönelik olduğunu belirten Savcı Kırbaş, AK Parti iktidarından sonra seminer içeriklerinde iç tehdidin gündeme getirildiğini öne sürdü.
"TANKLAR SOKAĞA ÇIKTIĞINDA İŞ İŞTEN GEÇMİŞ OLUR"
Darbe planı icraya geçmediğinden dolayı yargılama yapılamayacağı ve ceza verilemeyeceği iddialarının yanlış olduğunu savunan Savcı Kırbaş, "Diğer silahlı çeteler için icra hareketi olmadan ceza verilmemesi makul görülebilir. Ancak TSK için bu gündeme gelemez. Zira üst düzey bir komutanın bu şekilde planları ele alması, suç için gerekli icraya teşebbüsünün gerçekleştiğini gösterir. Tanklar toplar sokağa çıktığında iş işten geçmiş olurdu. Herhangi bir yargılama da söz konusu olmazdı. Balyoz darbe planınınicra aşamasına geçtiğinin en büyük delili Balyoz planının kendisidir" dedi.
Sanıklar hakkında iddia edilen 'Türkiye Cumhuriyeti İcra Vekilleri Heyetini cebren iskat veya vazife görmekten cebren men etmeye teşebbüs etmek' suçunu işledikleri kanaatinin oluştuğunu söyleyen Savcı Hüseyin Kaplan, bu nedenle 365 sanık hakkında ayrı ayrı eylemlerine uyan TCK. 147 ve 61/1 maddeleri gereğince hapis cezası verilmesine karar verilmesini istedi. Savcı Kaplan'ın okuduğu sonuç bölümüne göre tüm sanıklar hakkında, eylemin eksik teşebbüs aşamasında kaldığı için 15 yıldan 20 yıla kadar hapiscezası talep edildi.
Savcıların mütalaalarını açıklamalarının ardından mahkeme heyeti duruşmaya ara verdi.
Mahkeme heyeti eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ile eski Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman'ın da aralarında bulunduğu "tanık" dinletme taleplerini reddetti. Ayrıca, duruşmada bilirkişi bulundurulması talebi ile bazı avukatların reddi hakim talepleri de reddedildi. Sanıklara ve avukatlara delillerin değerlendirilmesi ve iddia makamının esas hakkındaki mütalaasına karşı diyeceklerini hazırlamaları için süre verildi.
Duruşma, 5 Nisan 2012 tarihine ertelendi .