Kılıçdaroğlu: Bu Yasa Teklifi Eğitimi Parçalayan Bir Yasa Teklifidir
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 4+4+4 yasa teklifinin eğitimi parçalayan bir yasa teklifi olduğunu söyledi.
8 yıllık zorunlu eğitimin ikiye bölünmesi halinde onun sonunun da yıkım olacağını belirten Kılıçdaroğlu, Meclis Başkanı Cemil Çiçek'in evrak işlerinden sorumlu bir müdür olduğunu ifade etti.
CHP Milletvekili Muharrem İnce, Tandoğan Meydanı'nda 'Meclis Grup Toplantısını açıyorum ' diyerek sözlerine başladı.
'Yakın geleceğin Başbakanı, Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nu kürsüye davet ediyorum. ' diyen İnce'nin ardından Kılıçdaroğlu, mitingte konuşma yapmak için kürsüye geldi.
'EĞİTİM YASASI ANAYASADAN DAHA ÖNEMLİ '
Sözlerine Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ı eleştirerek başlayan Kılıçdaroğlu, 'Hukuk Fakültesinin arka kapısından mezun olmuşsan suç benim mi? Ağlama krizleri tutmuştur, beni mezun edin diye. ' ifadesini kullandı. Kafasının içinde beyin taşımayanların kaba kuvvet uyguladıklarını belirten Kılıçdaroğlu, akıllarıyla, bilgileriyle demokratik kültürleriyle yapılanlara direneceklerini ifade etti.
Meydanlardan, halkın uyanmasından, doğruların halka anlatılmasından korktuklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, dikta, Nazi anlayışıyla kanun teklifinin getirildiğini öne sürdü. Dikta yönetimine sonuna kadar hayır diyeceklerini vurgulayan Kılıçdaroğlu, CHP'nin bu milletin ortak düşüncesi olduğunu belirtti.
Milli Eğitimin ulusal davaları olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, eğitim yasasının Anayasadan daha önemli olduğunu kaydetti.
Eğitim yasasının sadece Türkiye'nin değil, dünya ülkelerinin ortak davası olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, aklını başkalarına veren bir eğitim sistemi istemediklerini söyledi.
Özgüveni olmayan, hayatı sorgulamayan bir eğitim sistemi istemediklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, teklifi verenlerin eğitimci olmadığını belirterek 'Nasıl bir yasa teklif edebilir? ' diye sordu.
'BU TEKLİF BU KOŞULLARDA MECLİS'E GELMEMELİ '
Komisyonda CHP milletvekillerine söz verilmediğini belirten Kılıçdaroğlu, baskıyla, şantajla değişikliğin geçirildiğini ifade etti.
Bu ülkede çocuklarına ihanet eden siyasilerin hesabı, halka, demokratik yollarla vereceğini söyleyen Kılıçdaroğlu, bu teklifin hükümetin, AK Parti'nin programında olmadığını kaydetti.
Bu teklifin bu koşullarda Meclis'e gelmemesi gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, 'Ben Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a elimi uzattım ve 'Eğitim çok önemli bir konudur. Bu konuyu tartışalım. Doğrusu neyse onu kabul edelim' dedim. Gelmedi. Gelemeyeceğini ben de biliyorum. Benim önüme çıkması için önce adamda yürek gerekir. O yürek yok onda. Gel dedim uzlaşalım. Ülkemizin geleceği için bir bayram havasında kabul edersek kanun teklifi doğru olurdu. Neden gel dedim de gelmedi. Çünkü önümüzde dava var. Bu ülkenin mezhepleriyle, doktorlarıyla, inançlarıyla, memurlarıyla, uzmanlık sahipleriyle kavgalı olan birisi var. Yani özgüveni olmayan, kendisiyle kavgalı olan bir vaka var karşımızda. Kendinden nefret eden biri olabilir mi? Eğer böyle kendisiyle barışık bir tablo yoksa sorun var demektir. Böyle biriyle uzlaşma aranmaz diye bana söylendi. ' diye konuştu.
'Neden dinlemiyorsunuz onları. Ben bunları söyledim Recep Tayyip Erdoğan cevabını bizim demokrasi tarihimize düşecek kara leke gibi verdi. Milletvekillerimiz tartaklandı. Bunu yapan kafa Hitler kafasıdır. ' diyen Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti: 'Bu yasa teklifi eğitimi parçalayan bir yasa teklifidir. Bir binanın temelini ikiye ayırırsanız o bina yıkılır. 8 yıllık zorunlu eğitimi de ikiye bölerseniz onun sonu da yıkımdır. Bunun önemini özellikle annelerin bilmesini çok isterim. Hiç kimsenin çocuklarımızın kaderiyle oynamasına izin vermeyelim. Diyeceksiniz ki, bu ülkede MEB bakanı var. MEB kariyer hırsızlığından yargılanan ve mahkum olan birisi. Bilim hırsızlığı yapan birisi MEB bakanı olursa sonuç da bulur. '
'BU YASA TEKLİFİNİN ASIL MAĞDURU ÜLKENİN YOKSUL ÇOCUKLARI '
'Bu kanun tekliği Milli Eğitimimizin hangi sorununu çözüyor? ' diye soran Kılıçdaroğlu, hiçbir sorunu çözmediğini savundu. 'Aklı, mantığı olan, demokrasiye inanan, çocuklarını düşünen bir ülkede nasıl olur da bir kanun teklifi verirsiniz? ' diyen Kılıçdaroğlu, 'Ama hiçbir sorunu çözmez, sadece sorun oluşturur. O zaman bu teklif mantıklı ve kabul edilebilir bir teklif değildir. ' şeklinde konuştu.
Bu yasa teklifinin asıl mağdurunun ülkenin yoksul çocukları olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: 'Varlıklıların durumu iyi, çocuklarını Amerika'ya Fransa'ya gönderir okutur. Peki yoksul çocuğu ne olacak? Sen kendi çocuklarını askere de göndermedin. Yoksulun çocuğundan ne istiyorsun? Düşünün bakın? Yıllık eğitim okuyacak. Sonra buna soracaklar 10 yaşına gelince hangi mesleği seçeceksin? 10 yaşındaki çocuk nasıl karar verecek hangi mesleği seçeceğine? Çocuklar 5 yaşında ilköğretime başlayacak. 5 yaşındaki çocuk ilköğretime nasıl başlayacak. Anaokulunda bu çocuklara makas tutmayı öğretirler ki, kalem tutmayı öğrensinler diye. Başbakan ne diyordu, düzenleme pedagojik diyordu. Allah sizi inandırsın pedagojinin ne olduğunu bilmez o. Eğer siz tepeden inme bir anlayışla halkın iradesini görmemezlikten gelerek, milletvekillerini konuşturmayarak bir yasa teklifini geçirecekseniz, o zihniyet faşist bir zihniyettir. '
'28 ŞUBAT'I ALTINA KURŞUN GEÇİRMEZ ARABA ALDIĞIN ADAMA SOR '
Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: 'Uluslararası çalışma örgütümüz var, 15 yaşından küçük çocukların çalışmasını yasaklıyor. Sen 10 yaşındaki çocuğa meslek seçtiriyorsun hangi akıl mantıkla? Bunların söylediği yalanın haddi hesabı yok, çıktı yine 'Zorbalıkla gelen düzenlemeyi biz kaldıracağız' dediler. Tarihi bilmez, eğitimin tarihini bilmez, çocuğun nasıl eğitileceğini bilmez, öyle bir cahil adam çıkmış böyle diyor. Sen 8 yıllık zorunlu eğitimin hangi yıldan beri bu ülkede tartışıldığını biliyor musun? 1950'lerde, 1960'larda hükümet programına girdiğini biliyor musun? Samimi söylüyorum bilmiyordur, cahil çünkü, sen ülkenin sen geleceğini kinle yönetemezsin. İlkel bir intikam duygusuyla çocukların geleceğiyle oynanır mı? Varsa 28 Şubat'la bir sıkıntın, altına kurşun geçirmez araba aldığın adamı çağır, sor ona. Şunu kabul ederim, derler ki; 8 yıllık zorunlu eğitim eksileri var, kabul ederiz düzeltiriz. Biz ön yargılı değiliz, biz olayı sadece dar bir pencereden gören bir CHP değiliz, CHP olayı sadece ve sadece çağdaş uygarlık penceresinden görmek ister. '
DİN EĞİTİME KARŞI DEĞİLİZ
Bunun din eğitimi için getirildiğinin söylendiğini aktaran Kılıçdaroğlu, 'Din eğitimi getirecekseniz buna karşı olan yok. Ama nasıl bir din eğitimi? Oturup bunu yine bu işin uzmanları konuşacak. Biz de kabul edeceğiz. CHP Diyanet'i kuran, imam hatip liselerini açan bir partidir. CHP dine saygılı bir partidir. CHP her inanca saygılı bir partidir. CHP müminlere saygılı bir partidir. CHP'nin karşı çıktığı kindarlar ve münafıklardır, kindar ve münafıklara CHP'nin çatısı altında yer yoktur. Sen kindarsın, sen münafıksın, kindar olan insan mûmin olamaz, kindar olan insan dindar olamaz. Kin tutmayız biz, Yunus'un, Mevlana'nın sevgisiyle yoğrulduk biz, sen kindarsın, sen münafıksın. Sen dini siyasette kullanıyorsun. Samimi söylüyorum, bunların işin din boyutuyla falan ilgilendiği yok. Bunların ilgilendiği alan din bezirganlığı. Sayın Recep Tayyip Erdoğan sen din bezirganısın. Sen dine kötülük ediyorsun. ' dedi.
'CEMİL ÇİÇEK EVRAK ŞUBE MÜDÜRÜ '
'Milli Eğitim Komisyonu'nda CHP'lileri içeri sokmadılar. Söz istediler söz verilmedi. Kendileri çaldılar, kendileri oynadılar. ' diyen Kılıçdaroğlu, teklifin daha sonra Meclis Başkanı'na gönderildiğini hatırlattı. 'Eğer bir insan kendisini Meclis Başkanı değil de evrak şube müdürü gibi görürse o kişiye Meclis Başkanı demek yanlış olur. ' diyen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: 'Evraktan sorumlu müdürlerin bir görevi vardır, evrakları bekletmezler gönderirler ilgili yere. Cemil Çiçek evrak işlerinden sorumlu bir müdürdür TBMM'de, onun TBMM Başkanlığı yapma kapasitesi yoktur. Düşünün, Sayın Erdoğan diyor ki; 'Şu gün şunlar yapılacak, bugün bunlar yapılacak' yürekli ol biraz, her dönemin adamı olmaktan vazgeç, doymadı mı gözün senin? Yetmedi mi artık sana? Biraz onurlu davran, bunların öyle çocukların eğitimiyle falan ilgisi yok. Amaç şu; bu teklif bir torba kanunu içinde, iki tane dinamit gibi madde var; 24. ve 25. maddeler. Bu maddeye göre değişiklik yapıyorlar Kamu İhale Kurumu'nda. Bu kurum yolsuzluk olmasın diye kurulan bir kurum, bu kurumdan da bir çete çıktı. '
CHP Milletvekili Muharrem İnce, Tandoğan Meydanı'nda 'Meclis Grup Toplantısını açıyorum ' diyerek sözlerine başladı.
'Yakın geleceğin Başbakanı, Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nu kürsüye davet ediyorum. ' diyen İnce'nin ardından Kılıçdaroğlu, mitingte konuşma yapmak için kürsüye geldi.
'EĞİTİM YASASI ANAYASADAN DAHA ÖNEMLİ '
Sözlerine Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ı eleştirerek başlayan Kılıçdaroğlu, 'Hukuk Fakültesinin arka kapısından mezun olmuşsan suç benim mi? Ağlama krizleri tutmuştur, beni mezun edin diye. ' ifadesini kullandı. Kafasının içinde beyin taşımayanların kaba kuvvet uyguladıklarını belirten Kılıçdaroğlu, akıllarıyla, bilgileriyle demokratik kültürleriyle yapılanlara direneceklerini ifade etti.
Meydanlardan, halkın uyanmasından, doğruların halka anlatılmasından korktuklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, dikta, Nazi anlayışıyla kanun teklifinin getirildiğini öne sürdü. Dikta yönetimine sonuna kadar hayır diyeceklerini vurgulayan Kılıçdaroğlu, CHP'nin bu milletin ortak düşüncesi olduğunu belirtti.
Milli Eğitimin ulusal davaları olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, eğitim yasasının Anayasadan daha önemli olduğunu kaydetti.
Eğitim yasasının sadece Türkiye'nin değil, dünya ülkelerinin ortak davası olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, aklını başkalarına veren bir eğitim sistemi istemediklerini söyledi.
Özgüveni olmayan, hayatı sorgulamayan bir eğitim sistemi istemediklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, teklifi verenlerin eğitimci olmadığını belirterek 'Nasıl bir yasa teklif edebilir? ' diye sordu.
'BU TEKLİF BU KOŞULLARDA MECLİS'E GELMEMELİ '
Komisyonda CHP milletvekillerine söz verilmediğini belirten Kılıçdaroğlu, baskıyla, şantajla değişikliğin geçirildiğini ifade etti.
Bu ülkede çocuklarına ihanet eden siyasilerin hesabı, halka, demokratik yollarla vereceğini söyleyen Kılıçdaroğlu, bu teklifin hükümetin, AK Parti'nin programında olmadığını kaydetti.
Bu teklifin bu koşullarda Meclis'e gelmemesi gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, 'Ben Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a elimi uzattım ve 'Eğitim çok önemli bir konudur. Bu konuyu tartışalım. Doğrusu neyse onu kabul edelim' dedim. Gelmedi. Gelemeyeceğini ben de biliyorum. Benim önüme çıkması için önce adamda yürek gerekir. O yürek yok onda. Gel dedim uzlaşalım. Ülkemizin geleceği için bir bayram havasında kabul edersek kanun teklifi doğru olurdu. Neden gel dedim de gelmedi. Çünkü önümüzde dava var. Bu ülkenin mezhepleriyle, doktorlarıyla, inançlarıyla, memurlarıyla, uzmanlık sahipleriyle kavgalı olan birisi var. Yani özgüveni olmayan, kendisiyle kavgalı olan bir vaka var karşımızda. Kendinden nefret eden biri olabilir mi? Eğer böyle kendisiyle barışık bir tablo yoksa sorun var demektir. Böyle biriyle uzlaşma aranmaz diye bana söylendi. ' diye konuştu.
'Neden dinlemiyorsunuz onları. Ben bunları söyledim Recep Tayyip Erdoğan cevabını bizim demokrasi tarihimize düşecek kara leke gibi verdi. Milletvekillerimiz tartaklandı. Bunu yapan kafa Hitler kafasıdır. ' diyen Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti: 'Bu yasa teklifi eğitimi parçalayan bir yasa teklifidir. Bir binanın temelini ikiye ayırırsanız o bina yıkılır. 8 yıllık zorunlu eğitimi de ikiye bölerseniz onun sonu da yıkımdır. Bunun önemini özellikle annelerin bilmesini çok isterim. Hiç kimsenin çocuklarımızın kaderiyle oynamasına izin vermeyelim. Diyeceksiniz ki, bu ülkede MEB bakanı var. MEB kariyer hırsızlığından yargılanan ve mahkum olan birisi. Bilim hırsızlığı yapan birisi MEB bakanı olursa sonuç da bulur. '
'BU YASA TEKLİFİNİN ASIL MAĞDURU ÜLKENİN YOKSUL ÇOCUKLARI '
'Bu kanun tekliği Milli Eğitimimizin hangi sorununu çözüyor? ' diye soran Kılıçdaroğlu, hiçbir sorunu çözmediğini savundu. 'Aklı, mantığı olan, demokrasiye inanan, çocuklarını düşünen bir ülkede nasıl olur da bir kanun teklifi verirsiniz? ' diyen Kılıçdaroğlu, 'Ama hiçbir sorunu çözmez, sadece sorun oluşturur. O zaman bu teklif mantıklı ve kabul edilebilir bir teklif değildir. ' şeklinde konuştu.
Bu yasa teklifinin asıl mağdurunun ülkenin yoksul çocukları olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: 'Varlıklıların durumu iyi, çocuklarını Amerika'ya Fransa'ya gönderir okutur. Peki yoksul çocuğu ne olacak? Sen kendi çocuklarını askere de göndermedin. Yoksulun çocuğundan ne istiyorsun? Düşünün bakın? Yıllık eğitim okuyacak. Sonra buna soracaklar 10 yaşına gelince hangi mesleği seçeceksin? 10 yaşındaki çocuk nasıl karar verecek hangi mesleği seçeceğine? Çocuklar 5 yaşında ilköğretime başlayacak. 5 yaşındaki çocuk ilköğretime nasıl başlayacak. Anaokulunda bu çocuklara makas tutmayı öğretirler ki, kalem tutmayı öğrensinler diye. Başbakan ne diyordu, düzenleme pedagojik diyordu. Allah sizi inandırsın pedagojinin ne olduğunu bilmez o. Eğer siz tepeden inme bir anlayışla halkın iradesini görmemezlikten gelerek, milletvekillerini konuşturmayarak bir yasa teklifini geçirecekseniz, o zihniyet faşist bir zihniyettir. '
'28 ŞUBAT'I ALTINA KURŞUN GEÇİRMEZ ARABA ALDIĞIN ADAMA SOR '
Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: 'Uluslararası çalışma örgütümüz var, 15 yaşından küçük çocukların çalışmasını yasaklıyor. Sen 10 yaşındaki çocuğa meslek seçtiriyorsun hangi akıl mantıkla? Bunların söylediği yalanın haddi hesabı yok, çıktı yine 'Zorbalıkla gelen düzenlemeyi biz kaldıracağız' dediler. Tarihi bilmez, eğitimin tarihini bilmez, çocuğun nasıl eğitileceğini bilmez, öyle bir cahil adam çıkmış böyle diyor. Sen 8 yıllık zorunlu eğitimin hangi yıldan beri bu ülkede tartışıldığını biliyor musun? 1950'lerde, 1960'larda hükümet programına girdiğini biliyor musun? Samimi söylüyorum bilmiyordur, cahil çünkü, sen ülkenin sen geleceğini kinle yönetemezsin. İlkel bir intikam duygusuyla çocukların geleceğiyle oynanır mı? Varsa 28 Şubat'la bir sıkıntın, altına kurşun geçirmez araba aldığın adamı çağır, sor ona. Şunu kabul ederim, derler ki; 8 yıllık zorunlu eğitim eksileri var, kabul ederiz düzeltiriz. Biz ön yargılı değiliz, biz olayı sadece dar bir pencereden gören bir CHP değiliz, CHP olayı sadece ve sadece çağdaş uygarlık penceresinden görmek ister. '
DİN EĞİTİME KARŞI DEĞİLİZ
Bunun din eğitimi için getirildiğinin söylendiğini aktaran Kılıçdaroğlu, 'Din eğitimi getirecekseniz buna karşı olan yok. Ama nasıl bir din eğitimi? Oturup bunu yine bu işin uzmanları konuşacak. Biz de kabul edeceğiz. CHP Diyanet'i kuran, imam hatip liselerini açan bir partidir. CHP dine saygılı bir partidir. CHP her inanca saygılı bir partidir. CHP müminlere saygılı bir partidir. CHP'nin karşı çıktığı kindarlar ve münafıklardır, kindar ve münafıklara CHP'nin çatısı altında yer yoktur. Sen kindarsın, sen münafıksın, kindar olan insan mûmin olamaz, kindar olan insan dindar olamaz. Kin tutmayız biz, Yunus'un, Mevlana'nın sevgisiyle yoğrulduk biz, sen kindarsın, sen münafıksın. Sen dini siyasette kullanıyorsun. Samimi söylüyorum, bunların işin din boyutuyla falan ilgilendiği yok. Bunların ilgilendiği alan din bezirganlığı. Sayın Recep Tayyip Erdoğan sen din bezirganısın. Sen dine kötülük ediyorsun. ' dedi.
'CEMİL ÇİÇEK EVRAK ŞUBE MÜDÜRÜ '
'Milli Eğitim Komisyonu'nda CHP'lileri içeri sokmadılar. Söz istediler söz verilmedi. Kendileri çaldılar, kendileri oynadılar. ' diyen Kılıçdaroğlu, teklifin daha sonra Meclis Başkanı'na gönderildiğini hatırlattı. 'Eğer bir insan kendisini Meclis Başkanı değil de evrak şube müdürü gibi görürse o kişiye Meclis Başkanı demek yanlış olur. ' diyen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: 'Evraktan sorumlu müdürlerin bir görevi vardır, evrakları bekletmezler gönderirler ilgili yere. Cemil Çiçek evrak işlerinden sorumlu bir müdürdür TBMM'de, onun TBMM Başkanlığı yapma kapasitesi yoktur. Düşünün, Sayın Erdoğan diyor ki; 'Şu gün şunlar yapılacak, bugün bunlar yapılacak' yürekli ol biraz, her dönemin adamı olmaktan vazgeç, doymadı mı gözün senin? Yetmedi mi artık sana? Biraz onurlu davran, bunların öyle çocukların eğitimiyle falan ilgisi yok. Amaç şu; bu teklif bir torba kanunu içinde, iki tane dinamit gibi madde var; 24. ve 25. maddeler. Bu maddeye göre değişiklik yapıyorlar Kamu İhale Kurumu'nda. Bu kurum yolsuzluk olmasın diye kurulan bir kurum, bu kurumdan da bir çete çıktı. '