Budak, “Antalya Her Gün İmar Planı Tadilatından Kurtulmalı”
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Mart Ayı Meclis Toplantısı yapıldı.
ATSO Meclis Toplantı Salonu'nda gerçekleşen toplantının açılışında bir konuşma yapan ATSO Başkanı Çetin Osman Budak, odanın bir aylık faaliyetlerinin yanı sıra kent ve ülke gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Konuşmasına Afganistan'da şehit düşen askerlerimizi anarak başlayan Budak, “Şehitlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine, silahlı kuvvetlerimize ve milletimize başsağlığı diliyoruz. Bu kazanın nedeni teknik arıza olarak açıklanmıştır, yine de Kore'den sonra yurtdışındaki en büyük kayba yol açan bir olaydır. Afganistan'da bin 800 askerimiz pasif görevde de olsa bu şekilde risk altında çalışmaktadır. Birçok ülke askerini oradan çekmeye başlamıştır. Dilerim ki, bizim askerimizde sağ salim olarak dönecektir” dedi.
Türkiye siyasetinde gerilim artışı yaşandığını vurgulayan Budak, “Türkiye siyasetinde maalesef gerilim artışı yaşıyoruz. Bir eğitim sistemi konusunda bile olanları üzülerek seyrediyoruz. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan Bursa'da yaptığı konuşmasında dedi ki, Türkiye ekonomisinin daha yüksek büyüme için önünde iki engel vardır. Birincisi eğitim sistemidir, ikincisi adalet sistemidir, ikisi de sorunludur ve değişmesi gereklidir. Babacan diyor ki, Türkiye'de yetişkin nüfusun eğitim ortalaması 6,5 yıldır, yani orta ikiden terktir. Daha yüksek bir eğitim seviyesine, günün gerektirdiği bilgi ve becerilerle donanmış bir gençlik yetişmesi elzemdir. Yine adalet sistemi için de diyor ki, gelişmiş ülke olmak için hukuk devleti olmalıyız. Hapishanelerdeki insanların çoğunluğunun hükümlü değil, tutuklu olduğunu, 9,5 yılda eğitim ve yargıda fazla da mesafe alınamadığını söylüyor. Bunlar çok önemli tespitlerdir. Şimdi, umuyorum ki, Babacan eğitim ve yargıda reform konusunda herkesin katılacağı bir çalışma da başlatır ve eğitimde gerçekten herkesin içine sinecek bir reform başlatılmış olur” diye konuştu.
TOBB İLK KEZ TÜRKİYE'DE SESSİZ ÇOĞUNLUĞU BİR ARAYA GETİRİYOR
Türkiye'de bugün gelinen noktada toplumun, siyasetin de Meclis'in de önünde olduğunu ifade eden ATSO Başkanı Budak, “Artık, bu net olarak görülüyor. 11 Mart tarihinde TOBB olarak Antalya'da Anayasa Platformu toplantısını yaptık. 100 bine yakın kişiye telefon edildi. Toplantıya katılmak isteyen yaklaşık 7 bin kişi arasından kadın-erkek, yaş, eğitim, meslek gruplarına göre farklı bir dağılımla yaklaşık 700 kişi tesadüfen seçildi. Böylece toplumun genelini temsil eden karma bir topluluk ortaya çıkıyor. İnsanlar masa masa oturup, tanımadıkları insanlarla farklı konuları konuştular. Herkes birbirine saygı gösterdi, herkes birbirini dinledi. TOBB böylece ilk kez Türkiye'de sessiz çoğunluğu bir araya getiriyor. Devletin yapması gerekeni TOBB ve Esnaf odaları Birliği, TÜRK-İŞ, TİSK gibi sivil toplum kuruluşları yapıyor. Demek ki, bu millet kavga etmeden konuşabiliyor, ama buna rağmen siyasi liderler gerilimle siyaset yapmayı tercih ediyorlar. Ümit ediyorum, diliyorum ki, bu konularda daha makul, daha uzlaşıcı bir anlayış benimsenir ve Türkiye'ye yakışacak bir yol bulunur” dedi. Çok hassas günlerden geçildiğini kaydeden Budak, Türkiye'de olağanüstü durum ve koşulların senelerdir, azalmak yerine artarak geliştiğini söyledi. Budak, Suriye sınırında olağanüstü bir durum olduğunu söyledi.
MAZOT FİYATLARI ÜRETİCİYİ YAKIYOR
Ekonomide yavaşlamanın artık daha fazla hissedilmeye başlandığını, buna karşın cari açıkta beklenen azalmanın görülmediğini vurgulayan Budak sözlerini şöyle sürdürdü: “Petrol fiyatlarında artış da buna katkı yapıyor. Bütçede geçen yıl sağlanan iyileşme de sona ermiş görünüyor, bütçe açığı artmaya başladı. Dolayısıyla ekonomi yönetiminin çok daha tedbirli olması gerekiyor. Petrol ile birlikte motorin ve mazot fiyatları artık üreticiyi iyice vurmaya başlamıştır. Elbette dünyada petrol fiyatı artıyor, ama asıl bizdeki sorun vergidir. Şu anda Türkiye'de akaryakıt fiyatı ABD'nin üç katına yakındır. Benzin fiyatı üç yılda yüzde 60'a yakın artmıştır, ama mazot fiyatı yüzde 72 artmıştır. Daha önemlisi şu anda Kayseri'den Mersin'e taşıma maliyeti, Çin'den Mersin'e taşıma maliyetinin yüzde 70'ine yaklaşmıştır. Bu taşıma maliyeti ile teker dönmez. Bu sanayi için de meyve sebze ihracatı için de turizm için de geçerlidir. O nedenle artık mutlaka mazot fiyatını düşürecek şekilde vergi indirimi yapılmalıdır. Artık vergi reformu daha fazla bekleyemez. Şimdi bakıyoruz bir 2B'de devlet hemen indirime gidiyor, özelleştirmede indirime gidiyor, ama bir tek bu dolaylı vergide, KDV-ÖTV'de indirime gidilmiyor. Ama mazot maliyeti düşmezse bunun ekonomiye ve ihracata etkisi zaten ağır olacaktır.”
EKONOMİDE YAVAŞLAMA VE ANTALYA'YA ETKİSİ
Konuşmasında Antalya ve Türkiye'de kullanılan kredi miktarlarından örnekler veren Budak, “Antalya'da ne kadar turizm de olsa, aslında Türkiye ekonomisinde olan Antalya'da da aynı şekilde görülüyor. O nedenle cari açık, bütçe vs. bizi ilgilendirmez kimse demesin. Özellikle de ekonominin ve işlerin yavaşlayacağını dikkate almayıp, fazla yatırım yapanlar, sonra hazırlıksız yakalanıp sorun yaşıyorlar. Hesabını iyi yapmadığı için kaybeden birçok üyemiz oluyor. Şu anda bu kredi artışı yavaşlamıştır, artık bu hız olmayacak. Bu durum hem konuta hem otomotive hem de beyaz eşyaya, mobilyaya yansıyacaktır. Biz Meslek komitelerimiz de ekonomideki ve sektörlerindeki gelişmeleri izleyip, gerekirse üyelerini uyarmalıdır. Özellikle inşaat sektörü gibi sektörlerde dikkatli olmak, sadece kendi işine değil, sektördeki yatırım stokuna bakmak gerekir. İnşaat sektöründe örneğin, merkezde inşaat ruhsat sayısı bin 800'lerden geçen yıl 2 bin 900'lere çıktı. Bu artış son günlerde de artarak devam ediyor. İnşaat sektörü Antalya'da önemlidir, dikkatli olunması ve iyi hesap yapılması gerekiyor. Sektör artık çok fazla konut yerine az ama değerli konut üretmeye bakmalıdır” şeklinde konuştu.
ANTALYA HER GÜN İMAR PLANI TADİLATINDAN KURTULMALI
Antalya'nın gündeminde yeni imar tadilatları ve yeni AVM'lerin bulunduğunu belirten ATSO Başkanı Budak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Mevcut imar planlarının kişilerin menfaati için değil, Antalya'nın menfaati için sil baştan yapılması gerekiyor. Tapu dağıtarak oy yarışından, seçim kaygısıyla tapu ve imar verilmesinden Antalya kurtulmalıdır. Antalya belediyeleri bu arsa rantı vebalinden kurtulmalıdır. Antalya'da imar planlarından başlayarak inşaat veya yapılaşma konusunu sil baştan yeniden ele almak gerekiyor. Kepez gibi bölgelerde artık yüksek ve seyrek yapılaşmaya geçilmesi zorunludur. Bunun için de tapu dağıtmadan önce yeni bir plan yapmak ve Antalya'nın yerleşim ve yapılaşma modelini değiştirmek gerekir. Zaten yapılan planlar yetersizdir, yanlıştır. Yol planlamaları yetersizdir. Yapılaşma oranları yüzünden yeşil ve sosyal alanlar yetersizdir. Bir de buna AVM'lerle haksız rekabet ekleniyor. Şehir esnafının, şehir merkezinde ticaretin korunması konusunda hükümet de belediyeler de sınıfta kalmıştır.” ITB BERLİN TURİZM FUARI Meclis üyelerine yurt dışındaki turizm fuarlarıyla ilgili izlenimlerini de aktaran Budak, “Şimdi turizmde yeni sezona giriyoruz. Berlin'de Turizm Fuarı'na katıldık. Halen Antalya olarak bu fuarlarda, tanıtımda eksiklerimiz var ve bu eksikleri Tanıtım A.Ş. kanalıyla tamamlamaya çalışıyoruz. Avrupa'da ekonomik sorunlardan dolayı bu yıl turizmde büyüme beklentisi biraz düştü, bu yıl tek haneli büyüme bekleniyor. Henüz Avrupa ve Almanya'da tüketici güveni tam olarak iyileşmedi. Petrol fiyatları önemli faktör. Tunus pazara geri dönüyor. Mısır çok çabalıyor, ama zayıf. Yunanistan ve İspanya fiyat indirimlerine gidebilir. Bunlara rağmen Türkiye şu anda Almanya rezervasyonlarında güçlü kalmaya devam ediyor” dedi.
E-AKADEMİ PROJESİ İLK MEZUNLARINI VERDİ
Oda olarak Alman seyahat acentelerine yapılan eğitim projesinin olumlu sonuç verdiğini bildiren Budak, “ATSO olarak yine bir ilke imza atmış ve Almanya'daki seyahat acentelerine yönelik uzaktan öğretim 'E-Akademi' projesi başlatmıştık. Bu kapsamda Antalya'yı destinasyon olarak pazarlayan seyahat acenteleri ekiplerine eğitimler verip kentimizi daha bilinçli şekilde tanıtmalarını sağlamayı amaçladık. Almanya'daki seyahat acenteleri çalışanlarına sanal ortamda dersler verdik; denizi, kumu, güneşi, tarihi, kültürü, sağlık turizmi ve iç bölgelerinin güzellikleri ile Antalya'yı anlattık. Artık bu programımız mezunlarını vermeye başladı. Bugüne kadar eğitim alıp başarılı olan 400 kişiye ATSO olarak 'Antalya Uzmanı' sertifikası verdik. Bu sayının 2012 sonunda bine ulaşmasını bekliyoruz” diye konuştu.
DÜNYA KORO OYUNLARINA TALİP OLDUK
Budak, konuşmasını şöyle sürdürdü: ”ITB Berlin Fuarı kapsamında yaptığımız görüşmelerde Uluslararası Koro Oyunlarına talip olduk. Kazanırsak yine büyük bir fayda yaratmış olacağız. 2016 Dünya Koro Oyunlarının hangi şehirde yapılacağı henüz belirlenmedi. Bu organizasyon için ciddi bir rekabet var. Adaylık süreci 2013 yılında verilecek kararla son bulacak ve ev sahibi kent bütün dünyaya ilan edilecek. Bu küresel organizasyon iki yılda bir değişik ülkelerde yapılıyor. Şimdiye kadar Çin, Avusturya, Güney Kore gibi ülkelerde yapıldı. Bu yıl ABD nin Cincinnati kentinde, 2014 de ise Letonya'nın başkenti Riga'da yapılacak. Yarışmalara 50'yi aşkın ülkeden 400 den fazla koro katılıyor ve etkinlikler 10 gün sürüyor. Yarışma saatlerinin dışında kent ve bölgenin çeşitli yerlerinde halka açık konserler veriliyor. Bu organizasyonun içinde sadece yarışmacı olarak 20 binden fazla kişi yer alıyor. Antalya'nın bu organizasyonu kazanması halinde, müzik etkinliklerini Kemer, Belek, Side gibi merkezlere yayabilir, bazı konserlerin antik tiyatrolarda gerçekleştirilmesini sağlayabilir, çiçek ve çocuk temalı EXPO kapsamında çok sayıda çocuk ve gençlik korosunun konser vermesini sağlayabiliriz. Antalya olarak adaylık sürecini sağlıklı geçip, kentimize yeni bir küresel organizasyon kazandırmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”
TURİZM SEZONU ÖNCESİ KENTİMİZDEKİ EKSİKLERE BAKMALIYIZ
Turizm sezonu öncesi kentteki eksiklere dikkat çeken Budak, “Tabii turizm sezonu başlıyor, ama bir de biz yine ne kadar hazırlandık diye kendimize sormalıyız. Çevre yolu sorunu yerinde duruyor. Şehir merkezinde ve Kaleiçi'nde halen sorunlar var. Ben Pazar günü Konyaaltı'ndan Üç Kapılar'a kadar bisikletle dolaştım. İzlenimlerimi kısaca anlatayım. Konyaaltı'nda kaldırım neredeyse yok. Sahildeki büfeler ile yol arasında yarım metre mesafe kalmış, kaldırımın üzerinde tüpler vs. yürümeyi zorlaştırıyor. Yol asfaltlama nedeniyle tek şerite inmiş, 10 TIR arka arkaya, otomobilleri korna çalarak yavaş gidiyor diye uyarıyorlar” dedi.
BİSİKLET SÜRMEK İSE İNTİHAR GİRİŞİMİ GİBİ
Şehir merkezine bisiklet sürmenin zor olduğunu kaydeden Budak, “Çünkü bir nostalji tramvayı var. Kaldırımda gitmek zorundasınız, çünkü yolda gitmek ölüm riski taşıyor” dedi. Şehir merkezinde cazip bir kafe bulunmadığını belirten Budak, “Dönerciler çarşısı civarında hanutçuluk devam ediyor. Doğu Garajı'na doğru olan tarafta harabe görüntüler var, zaten ne sokak ne yol belli değil. Kaleiçi'nde ticarete bir çeki düzen dedik, zaman verelim ve bir düzelme isteyelim dedik. Surlar ortaya çıkarılmalı dedik. Şimdi Kaleiçi'nde bir hizmet birliği kurulması gündemde. Bu odamızın 2003 veya 2004 yılında gündeme getirdiği, yönetmeliğini hazırladığı bir modeldir. Aradan sekiz yıl geçti, bu kadar zaman kaybedildi, şimdi yeniden gündeme getirildi. Yapılması iyidir, ama bu kadar gecikme de bir Antalya klasiğidir. Yani yapılacak çok iş var ve bütün bu işler herkesin daha fazla gayret etmesini gerektiriyor” dedi.
!27. Grubumuz yine TEDAŞ veya AKEDAŞ konusunu ele almış, çok güzel bir komite raporu hazırlamışlar” diyen Budak, “Sayaç okumalarının özelleştirilmesi, yanlış sayaç okumaları, tecrübesiz ve eksik eleman çalıştırılması gibi uygulamalar çok ciddi konulardır ve bunların dile getirilmesi elbette bizim görevimizdir. Aslında TEDAŞ'ın veya elektrik özelleştirmelerinin kendisi Hükümet tarafından ele alınması gereken bir konudur. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu iki elektrik özelleştirmesinde kasadaki paranın eksik hesaplandığı, özelleştirme öncesi tahsilatın yavaşlatıldığı gibi tesbitler yapmıştır. Bu tesbiti yapan Devletin yetkili ve önemli kuruludur. Ama nasılsa bu konular basın tarafından yeterince takip edilmiyor. Bütün bu çalışmalarla sektörlerimizin ileri gitmesini, Antalya'nın hak ettiği ilerlemeyi gerçekleştirmesini arzu ediyoruz, buna çalışıyoruz” diye konuştu.
ANTALYA EKONOMİSİNDE BİR OLUMSUZ İKİ OLUMLU GELİŞME
Antalya'da önemli bir gelişmeye dikkat çeken Budak, “Vergi geliri artışının devam etmesidir. İki aylık vergi geliri Türkiye'de yüzde 13 artarken Antalya'da yüzde 29 artmıştır. Bu performansın da devam etmesini temenni ediyoruz. Bizi mutlu eden bir gelişme de sanayi ihracatımızdaki artışın devam etmesidir. Antalya'da artık hem sanayi üretimi hem de sanayi ihracatı düzenli olarak artmaktadır. Beş-on yıl öncesine kadar Antalya'nın sanayide ihracat kalemi sadece tekstildi. Ama artık plastik, ahşap, kimya, inşaat malzemesi, tarımsal mamul veya gıda, mermer, maden gibi sektörler de ihracatçı olmuşlardır” şeklinde konuştu.
Organize Sanayi Bölgesi'ndeki yatırım ve üretimin de payı olduğunu belirten ATSO Başkanı Budak, anket çalışmalarında firmaların yüzde 48'inin çok ihracat yapan firmalar olduğunu söyledi.
“Antalya'da son dört yılda 5,5 milyar lirayı aşan teşvikli yatırım yapılmıştır” diyen Budak, “Bu son aylarda, Aralık ve Ocak'ta teşvikli yatırımlarda son yılların rekoru kırılmış ve teşvikli yatırım tutarı Aralık'ta 400 milyonun üzerine, Ocak'ta 238 milyon liraya çıkmıştır. Bunun önemli kısmı turizm olsa da sektörel çeşitlenme artmıştır. Özellikle tarımsal sanayi, gıda alanında yatırımlar artıyor. Yatırım ve üretim artışı istihdama da yansımıştır. Yaptığımız araştırmaya göre Organizede firmalarımız istihdamlarını 2009 ve 2011 arasında yüzde 28 artmışlardır. Sanayimiz önemli oranda üç sektöre, turizme, tarıma ve inşaata dönüktür. Organizede firmalarımızın yüzde 28'i yani neredeyse üçte biri doğrudan turizme dönük üretim yapmaktadır. Yine bu oranda firma ise tarım sektörüyle doğrudan bağlantılıdır. Dolayısıyla turizm ve tarımla birlikte sanayimiz de gelişmiştir, gelişmeye devam edecektir. Biz de bu gelişmeye destek olmak için yoğun çaba harcadık. Son birkaç yılda Organizede arıtma sorunlarını tümüyle çözdük. Yolları sıcak asfaltla yaptık. Elektrik, telefon vs hatları yeraltına aldık. 10 bin fidan diktik. Okul yaptık. İçinde 400-500 kişilik toplantı salonu olan yeni bir hizmet binası yapacağız. Sağlık merkezi açtık. Sosyal imkanları genişlettik. Spor tesisi kuracağız. Çok güzel bir Cami yapıyoruz. Yani biz organizede adeta küçük bir şehir gibi cazibe merkezi kurduk. Bütün ihalelerimizi, kriterlerimizi en şeffaf biçimde yaptık. Yakın gelecekte mevcut kapasite dolacak ve genişleme gündeme gelecektir. Dolayısıyla genişlemeyi ve bundan sonraki sektörel yönlendirmeyi planlamamız gerekiyor. Teşvik sisteminde değişiklikle uzmanlaşmaya doğru ilerleme sağlamamız gerekiyor. Kalkınma Ajansının da artık bu konuda daha aktif olması gerekiyor ve bu yönde de çaba harcayacağız” dedi.
ATSO'NUN 130. KURULUŞ YILDÖNÜMÜ
Odanın 130'uncu kuruluş yıldönümü nedeniyle özel bir tören düzenleneceğini kaydeden Budak, ^”3 Nisan'dan sonra da kuruluş yıldönümü etkinliklerimiz olacak, çünkü ATSO tarihi Antalya tarihi demektir. Bu arada ATSO tarihi kitabımızı da yayınlamış olacağız. Kitaba dünyaca ünlü tarihçi Profesör Halil İnalcık da bir giriş yazmış ve Antalya tarihine değinmiştir” diye konuştu.
ATSO'YU OSB'DE TEMSİL EDECEK MECLİS ÜYELERİ BELİRLENDİ
Öte yandan ATSO Meclis Toplantısı'nda Antalya Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu'nda Oda'yı temsil edecek Meclis Üyeleri'ni belirlemek için seçim yapıldı. Yapılan oylama sonucunda ATSO'yu OSB Yönetimi'nde temsil etmek üzere şu isimler seçildi: Çetin Osman Budak, Güray Parlak, Ali Bahar, Mustafa İssi, Tahsin Aksoy, Mustafa Ergün, Mustafa Karaman, Kürşat Acar, Osman Çoban, Mehmet Akdemir.
Kaynak: İHA
Konuşmasına Afganistan'da şehit düşen askerlerimizi anarak başlayan Budak, “Şehitlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine, silahlı kuvvetlerimize ve milletimize başsağlığı diliyoruz. Bu kazanın nedeni teknik arıza olarak açıklanmıştır, yine de Kore'den sonra yurtdışındaki en büyük kayba yol açan bir olaydır. Afganistan'da bin 800 askerimiz pasif görevde de olsa bu şekilde risk altında çalışmaktadır. Birçok ülke askerini oradan çekmeye başlamıştır. Dilerim ki, bizim askerimizde sağ salim olarak dönecektir” dedi.
Türkiye siyasetinde gerilim artışı yaşandığını vurgulayan Budak, “Türkiye siyasetinde maalesef gerilim artışı yaşıyoruz. Bir eğitim sistemi konusunda bile olanları üzülerek seyrediyoruz. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan Bursa'da yaptığı konuşmasında dedi ki, Türkiye ekonomisinin daha yüksek büyüme için önünde iki engel vardır. Birincisi eğitim sistemidir, ikincisi adalet sistemidir, ikisi de sorunludur ve değişmesi gereklidir. Babacan diyor ki, Türkiye'de yetişkin nüfusun eğitim ortalaması 6,5 yıldır, yani orta ikiden terktir. Daha yüksek bir eğitim seviyesine, günün gerektirdiği bilgi ve becerilerle donanmış bir gençlik yetişmesi elzemdir. Yine adalet sistemi için de diyor ki, gelişmiş ülke olmak için hukuk devleti olmalıyız. Hapishanelerdeki insanların çoğunluğunun hükümlü değil, tutuklu olduğunu, 9,5 yılda eğitim ve yargıda fazla da mesafe alınamadığını söylüyor. Bunlar çok önemli tespitlerdir. Şimdi, umuyorum ki, Babacan eğitim ve yargıda reform konusunda herkesin katılacağı bir çalışma da başlatır ve eğitimde gerçekten herkesin içine sinecek bir reform başlatılmış olur” diye konuştu.
TOBB İLK KEZ TÜRKİYE'DE SESSİZ ÇOĞUNLUĞU BİR ARAYA GETİRİYOR
Türkiye'de bugün gelinen noktada toplumun, siyasetin de Meclis'in de önünde olduğunu ifade eden ATSO Başkanı Budak, “Artık, bu net olarak görülüyor. 11 Mart tarihinde TOBB olarak Antalya'da Anayasa Platformu toplantısını yaptık. 100 bine yakın kişiye telefon edildi. Toplantıya katılmak isteyen yaklaşık 7 bin kişi arasından kadın-erkek, yaş, eğitim, meslek gruplarına göre farklı bir dağılımla yaklaşık 700 kişi tesadüfen seçildi. Böylece toplumun genelini temsil eden karma bir topluluk ortaya çıkıyor. İnsanlar masa masa oturup, tanımadıkları insanlarla farklı konuları konuştular. Herkes birbirine saygı gösterdi, herkes birbirini dinledi. TOBB böylece ilk kez Türkiye'de sessiz çoğunluğu bir araya getiriyor. Devletin yapması gerekeni TOBB ve Esnaf odaları Birliği, TÜRK-İŞ, TİSK gibi sivil toplum kuruluşları yapıyor. Demek ki, bu millet kavga etmeden konuşabiliyor, ama buna rağmen siyasi liderler gerilimle siyaset yapmayı tercih ediyorlar. Ümit ediyorum, diliyorum ki, bu konularda daha makul, daha uzlaşıcı bir anlayış benimsenir ve Türkiye'ye yakışacak bir yol bulunur” dedi. Çok hassas günlerden geçildiğini kaydeden Budak, Türkiye'de olağanüstü durum ve koşulların senelerdir, azalmak yerine artarak geliştiğini söyledi. Budak, Suriye sınırında olağanüstü bir durum olduğunu söyledi.
MAZOT FİYATLARI ÜRETİCİYİ YAKIYOR
Ekonomide yavaşlamanın artık daha fazla hissedilmeye başlandığını, buna karşın cari açıkta beklenen azalmanın görülmediğini vurgulayan Budak sözlerini şöyle sürdürdü: “Petrol fiyatlarında artış da buna katkı yapıyor. Bütçede geçen yıl sağlanan iyileşme de sona ermiş görünüyor, bütçe açığı artmaya başladı. Dolayısıyla ekonomi yönetiminin çok daha tedbirli olması gerekiyor. Petrol ile birlikte motorin ve mazot fiyatları artık üreticiyi iyice vurmaya başlamıştır. Elbette dünyada petrol fiyatı artıyor, ama asıl bizdeki sorun vergidir. Şu anda Türkiye'de akaryakıt fiyatı ABD'nin üç katına yakındır. Benzin fiyatı üç yılda yüzde 60'a yakın artmıştır, ama mazot fiyatı yüzde 72 artmıştır. Daha önemlisi şu anda Kayseri'den Mersin'e taşıma maliyeti, Çin'den Mersin'e taşıma maliyetinin yüzde 70'ine yaklaşmıştır. Bu taşıma maliyeti ile teker dönmez. Bu sanayi için de meyve sebze ihracatı için de turizm için de geçerlidir. O nedenle artık mutlaka mazot fiyatını düşürecek şekilde vergi indirimi yapılmalıdır. Artık vergi reformu daha fazla bekleyemez. Şimdi bakıyoruz bir 2B'de devlet hemen indirime gidiyor, özelleştirmede indirime gidiyor, ama bir tek bu dolaylı vergide, KDV-ÖTV'de indirime gidilmiyor. Ama mazot maliyeti düşmezse bunun ekonomiye ve ihracata etkisi zaten ağır olacaktır.”
EKONOMİDE YAVAŞLAMA VE ANTALYA'YA ETKİSİ
Konuşmasında Antalya ve Türkiye'de kullanılan kredi miktarlarından örnekler veren Budak, “Antalya'da ne kadar turizm de olsa, aslında Türkiye ekonomisinde olan Antalya'da da aynı şekilde görülüyor. O nedenle cari açık, bütçe vs. bizi ilgilendirmez kimse demesin. Özellikle de ekonominin ve işlerin yavaşlayacağını dikkate almayıp, fazla yatırım yapanlar, sonra hazırlıksız yakalanıp sorun yaşıyorlar. Hesabını iyi yapmadığı için kaybeden birçok üyemiz oluyor. Şu anda bu kredi artışı yavaşlamıştır, artık bu hız olmayacak. Bu durum hem konuta hem otomotive hem de beyaz eşyaya, mobilyaya yansıyacaktır. Biz Meslek komitelerimiz de ekonomideki ve sektörlerindeki gelişmeleri izleyip, gerekirse üyelerini uyarmalıdır. Özellikle inşaat sektörü gibi sektörlerde dikkatli olmak, sadece kendi işine değil, sektördeki yatırım stokuna bakmak gerekir. İnşaat sektöründe örneğin, merkezde inşaat ruhsat sayısı bin 800'lerden geçen yıl 2 bin 900'lere çıktı. Bu artış son günlerde de artarak devam ediyor. İnşaat sektörü Antalya'da önemlidir, dikkatli olunması ve iyi hesap yapılması gerekiyor. Sektör artık çok fazla konut yerine az ama değerli konut üretmeye bakmalıdır” şeklinde konuştu.
ANTALYA HER GÜN İMAR PLANI TADİLATINDAN KURTULMALI
Antalya'nın gündeminde yeni imar tadilatları ve yeni AVM'lerin bulunduğunu belirten ATSO Başkanı Budak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Mevcut imar planlarının kişilerin menfaati için değil, Antalya'nın menfaati için sil baştan yapılması gerekiyor. Tapu dağıtarak oy yarışından, seçim kaygısıyla tapu ve imar verilmesinden Antalya kurtulmalıdır. Antalya belediyeleri bu arsa rantı vebalinden kurtulmalıdır. Antalya'da imar planlarından başlayarak inşaat veya yapılaşma konusunu sil baştan yeniden ele almak gerekiyor. Kepez gibi bölgelerde artık yüksek ve seyrek yapılaşmaya geçilmesi zorunludur. Bunun için de tapu dağıtmadan önce yeni bir plan yapmak ve Antalya'nın yerleşim ve yapılaşma modelini değiştirmek gerekir. Zaten yapılan planlar yetersizdir, yanlıştır. Yol planlamaları yetersizdir. Yapılaşma oranları yüzünden yeşil ve sosyal alanlar yetersizdir. Bir de buna AVM'lerle haksız rekabet ekleniyor. Şehir esnafının, şehir merkezinde ticaretin korunması konusunda hükümet de belediyeler de sınıfta kalmıştır.” ITB BERLİN TURİZM FUARI Meclis üyelerine yurt dışındaki turizm fuarlarıyla ilgili izlenimlerini de aktaran Budak, “Şimdi turizmde yeni sezona giriyoruz. Berlin'de Turizm Fuarı'na katıldık. Halen Antalya olarak bu fuarlarda, tanıtımda eksiklerimiz var ve bu eksikleri Tanıtım A.Ş. kanalıyla tamamlamaya çalışıyoruz. Avrupa'da ekonomik sorunlardan dolayı bu yıl turizmde büyüme beklentisi biraz düştü, bu yıl tek haneli büyüme bekleniyor. Henüz Avrupa ve Almanya'da tüketici güveni tam olarak iyileşmedi. Petrol fiyatları önemli faktör. Tunus pazara geri dönüyor. Mısır çok çabalıyor, ama zayıf. Yunanistan ve İspanya fiyat indirimlerine gidebilir. Bunlara rağmen Türkiye şu anda Almanya rezervasyonlarında güçlü kalmaya devam ediyor” dedi.
E-AKADEMİ PROJESİ İLK MEZUNLARINI VERDİ
Oda olarak Alman seyahat acentelerine yapılan eğitim projesinin olumlu sonuç verdiğini bildiren Budak, “ATSO olarak yine bir ilke imza atmış ve Almanya'daki seyahat acentelerine yönelik uzaktan öğretim 'E-Akademi' projesi başlatmıştık. Bu kapsamda Antalya'yı destinasyon olarak pazarlayan seyahat acenteleri ekiplerine eğitimler verip kentimizi daha bilinçli şekilde tanıtmalarını sağlamayı amaçladık. Almanya'daki seyahat acenteleri çalışanlarına sanal ortamda dersler verdik; denizi, kumu, güneşi, tarihi, kültürü, sağlık turizmi ve iç bölgelerinin güzellikleri ile Antalya'yı anlattık. Artık bu programımız mezunlarını vermeye başladı. Bugüne kadar eğitim alıp başarılı olan 400 kişiye ATSO olarak 'Antalya Uzmanı' sertifikası verdik. Bu sayının 2012 sonunda bine ulaşmasını bekliyoruz” diye konuştu.
DÜNYA KORO OYUNLARINA TALİP OLDUK
Budak, konuşmasını şöyle sürdürdü: ”ITB Berlin Fuarı kapsamında yaptığımız görüşmelerde Uluslararası Koro Oyunlarına talip olduk. Kazanırsak yine büyük bir fayda yaratmış olacağız. 2016 Dünya Koro Oyunlarının hangi şehirde yapılacağı henüz belirlenmedi. Bu organizasyon için ciddi bir rekabet var. Adaylık süreci 2013 yılında verilecek kararla son bulacak ve ev sahibi kent bütün dünyaya ilan edilecek. Bu küresel organizasyon iki yılda bir değişik ülkelerde yapılıyor. Şimdiye kadar Çin, Avusturya, Güney Kore gibi ülkelerde yapıldı. Bu yıl ABD nin Cincinnati kentinde, 2014 de ise Letonya'nın başkenti Riga'da yapılacak. Yarışmalara 50'yi aşkın ülkeden 400 den fazla koro katılıyor ve etkinlikler 10 gün sürüyor. Yarışma saatlerinin dışında kent ve bölgenin çeşitli yerlerinde halka açık konserler veriliyor. Bu organizasyonun içinde sadece yarışmacı olarak 20 binden fazla kişi yer alıyor. Antalya'nın bu organizasyonu kazanması halinde, müzik etkinliklerini Kemer, Belek, Side gibi merkezlere yayabilir, bazı konserlerin antik tiyatrolarda gerçekleştirilmesini sağlayabilir, çiçek ve çocuk temalı EXPO kapsamında çok sayıda çocuk ve gençlik korosunun konser vermesini sağlayabiliriz. Antalya olarak adaylık sürecini sağlıklı geçip, kentimize yeni bir küresel organizasyon kazandırmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”
TURİZM SEZONU ÖNCESİ KENTİMİZDEKİ EKSİKLERE BAKMALIYIZ
Turizm sezonu öncesi kentteki eksiklere dikkat çeken Budak, “Tabii turizm sezonu başlıyor, ama bir de biz yine ne kadar hazırlandık diye kendimize sormalıyız. Çevre yolu sorunu yerinde duruyor. Şehir merkezinde ve Kaleiçi'nde halen sorunlar var. Ben Pazar günü Konyaaltı'ndan Üç Kapılar'a kadar bisikletle dolaştım. İzlenimlerimi kısaca anlatayım. Konyaaltı'nda kaldırım neredeyse yok. Sahildeki büfeler ile yol arasında yarım metre mesafe kalmış, kaldırımın üzerinde tüpler vs. yürümeyi zorlaştırıyor. Yol asfaltlama nedeniyle tek şerite inmiş, 10 TIR arka arkaya, otomobilleri korna çalarak yavaş gidiyor diye uyarıyorlar” dedi.
BİSİKLET SÜRMEK İSE İNTİHAR GİRİŞİMİ GİBİ
Şehir merkezine bisiklet sürmenin zor olduğunu kaydeden Budak, “Çünkü bir nostalji tramvayı var. Kaldırımda gitmek zorundasınız, çünkü yolda gitmek ölüm riski taşıyor” dedi. Şehir merkezinde cazip bir kafe bulunmadığını belirten Budak, “Dönerciler çarşısı civarında hanutçuluk devam ediyor. Doğu Garajı'na doğru olan tarafta harabe görüntüler var, zaten ne sokak ne yol belli değil. Kaleiçi'nde ticarete bir çeki düzen dedik, zaman verelim ve bir düzelme isteyelim dedik. Surlar ortaya çıkarılmalı dedik. Şimdi Kaleiçi'nde bir hizmet birliği kurulması gündemde. Bu odamızın 2003 veya 2004 yılında gündeme getirdiği, yönetmeliğini hazırladığı bir modeldir. Aradan sekiz yıl geçti, bu kadar zaman kaybedildi, şimdi yeniden gündeme getirildi. Yapılması iyidir, ama bu kadar gecikme de bir Antalya klasiğidir. Yani yapılacak çok iş var ve bütün bu işler herkesin daha fazla gayret etmesini gerektiriyor” dedi.
!27. Grubumuz yine TEDAŞ veya AKEDAŞ konusunu ele almış, çok güzel bir komite raporu hazırlamışlar” diyen Budak, “Sayaç okumalarının özelleştirilmesi, yanlış sayaç okumaları, tecrübesiz ve eksik eleman çalıştırılması gibi uygulamalar çok ciddi konulardır ve bunların dile getirilmesi elbette bizim görevimizdir. Aslında TEDAŞ'ın veya elektrik özelleştirmelerinin kendisi Hükümet tarafından ele alınması gereken bir konudur. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu iki elektrik özelleştirmesinde kasadaki paranın eksik hesaplandığı, özelleştirme öncesi tahsilatın yavaşlatıldığı gibi tesbitler yapmıştır. Bu tesbiti yapan Devletin yetkili ve önemli kuruludur. Ama nasılsa bu konular basın tarafından yeterince takip edilmiyor. Bütün bu çalışmalarla sektörlerimizin ileri gitmesini, Antalya'nın hak ettiği ilerlemeyi gerçekleştirmesini arzu ediyoruz, buna çalışıyoruz” diye konuştu.
ANTALYA EKONOMİSİNDE BİR OLUMSUZ İKİ OLUMLU GELİŞME
Antalya'da önemli bir gelişmeye dikkat çeken Budak, “Vergi geliri artışının devam etmesidir. İki aylık vergi geliri Türkiye'de yüzde 13 artarken Antalya'da yüzde 29 artmıştır. Bu performansın da devam etmesini temenni ediyoruz. Bizi mutlu eden bir gelişme de sanayi ihracatımızdaki artışın devam etmesidir. Antalya'da artık hem sanayi üretimi hem de sanayi ihracatı düzenli olarak artmaktadır. Beş-on yıl öncesine kadar Antalya'nın sanayide ihracat kalemi sadece tekstildi. Ama artık plastik, ahşap, kimya, inşaat malzemesi, tarımsal mamul veya gıda, mermer, maden gibi sektörler de ihracatçı olmuşlardır” şeklinde konuştu.
Organize Sanayi Bölgesi'ndeki yatırım ve üretimin de payı olduğunu belirten ATSO Başkanı Budak, anket çalışmalarında firmaların yüzde 48'inin çok ihracat yapan firmalar olduğunu söyledi.
“Antalya'da son dört yılda 5,5 milyar lirayı aşan teşvikli yatırım yapılmıştır” diyen Budak, “Bu son aylarda, Aralık ve Ocak'ta teşvikli yatırımlarda son yılların rekoru kırılmış ve teşvikli yatırım tutarı Aralık'ta 400 milyonun üzerine, Ocak'ta 238 milyon liraya çıkmıştır. Bunun önemli kısmı turizm olsa da sektörel çeşitlenme artmıştır. Özellikle tarımsal sanayi, gıda alanında yatırımlar artıyor. Yatırım ve üretim artışı istihdama da yansımıştır. Yaptığımız araştırmaya göre Organizede firmalarımız istihdamlarını 2009 ve 2011 arasında yüzde 28 artmışlardır. Sanayimiz önemli oranda üç sektöre, turizme, tarıma ve inşaata dönüktür. Organizede firmalarımızın yüzde 28'i yani neredeyse üçte biri doğrudan turizme dönük üretim yapmaktadır. Yine bu oranda firma ise tarım sektörüyle doğrudan bağlantılıdır. Dolayısıyla turizm ve tarımla birlikte sanayimiz de gelişmiştir, gelişmeye devam edecektir. Biz de bu gelişmeye destek olmak için yoğun çaba harcadık. Son birkaç yılda Organizede arıtma sorunlarını tümüyle çözdük. Yolları sıcak asfaltla yaptık. Elektrik, telefon vs hatları yeraltına aldık. 10 bin fidan diktik. Okul yaptık. İçinde 400-500 kişilik toplantı salonu olan yeni bir hizmet binası yapacağız. Sağlık merkezi açtık. Sosyal imkanları genişlettik. Spor tesisi kuracağız. Çok güzel bir Cami yapıyoruz. Yani biz organizede adeta küçük bir şehir gibi cazibe merkezi kurduk. Bütün ihalelerimizi, kriterlerimizi en şeffaf biçimde yaptık. Yakın gelecekte mevcut kapasite dolacak ve genişleme gündeme gelecektir. Dolayısıyla genişlemeyi ve bundan sonraki sektörel yönlendirmeyi planlamamız gerekiyor. Teşvik sisteminde değişiklikle uzmanlaşmaya doğru ilerleme sağlamamız gerekiyor. Kalkınma Ajansının da artık bu konuda daha aktif olması gerekiyor ve bu yönde de çaba harcayacağız” dedi.
ATSO'NUN 130. KURULUŞ YILDÖNÜMÜ
Odanın 130'uncu kuruluş yıldönümü nedeniyle özel bir tören düzenleneceğini kaydeden Budak, ^”3 Nisan'dan sonra da kuruluş yıldönümü etkinliklerimiz olacak, çünkü ATSO tarihi Antalya tarihi demektir. Bu arada ATSO tarihi kitabımızı da yayınlamış olacağız. Kitaba dünyaca ünlü tarihçi Profesör Halil İnalcık da bir giriş yazmış ve Antalya tarihine değinmiştir” diye konuştu.
ATSO'YU OSB'DE TEMSİL EDECEK MECLİS ÜYELERİ BELİRLENDİ
Öte yandan ATSO Meclis Toplantısı'nda Antalya Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu'nda Oda'yı temsil edecek Meclis Üyeleri'ni belirlemek için seçim yapıldı. Yapılan oylama sonucunda ATSO'yu OSB Yönetimi'nde temsil etmek üzere şu isimler seçildi: Çetin Osman Budak, Güray Parlak, Ali Bahar, Mustafa İssi, Tahsin Aksoy, Mustafa Ergün, Mustafa Karaman, Kürşat Acar, Osman Çoban, Mehmet Akdemir.