Bir Milletin Diriliş Destanıdır Çanakkale
Çanakkale Zaferi'nin 97. yıldönümünde şehitler için dualar yükseliyor. 1915'in süper güçlerine imanıyla karşı koyan ve millete özgüvenini geri kazandıran kahramanlar anılıyor.
Tarihçi Muzaffer Albayrak, Çanakkale'yi 'vatan müdafaasında emsalsiz bir diriliş destanı' sözleriyle niteledi
Başbakanlık Osmanlı Arşivleri uzmanı Muzaffer Albayrak, Çanakkale savaşlarının Osmanlı Devleti'nin 150 yıldır geri kalması, cephelerde eski gücünü yitirmesi, ilim, teknoloji ve mali olarak güç kaybetmesinin ardından, moral ve özgüven kaybına uğradığı bir dönemde yaşandığını belirtti. Balkan Harbi'nde alınan acı mağlubiyetin ardından, zor şartlara rağmen Çanakkale'de kazanılan zaferin Türk milletinin kahramanlığının mazide kaldığına hükmedenlere bir cevap olduğunu belirten Muzaffer Albayrak, 'Çanakkale Savaşları, milletin, ordusu ile bütünleşip hem cephede hem de cephe gerisinde vermiş olduğu iman ve vatan müdafaasıdır ' dedi.
DİRİLİŞİN SEMBOLÜ OLDU
Çanakkale Savaşları'nda onbinlerce şehidin verildiği cepheleri ziyaret eden vatandaşların sayısında son yıllarda büyük artış olduğunu belirten Albayrak, 'Bu artışta, o döneme dair yazılan kitapların, çekilen film ve dizilerin etkisi büyük ' diye konuştu. Albayrak, 'Çanakkale bir uyanış, bir diriliş destanıdır. Askerin cephedeki kahramanlıkları, manevi gücün savaştaki tesiri ile topyekün milletin varlık mücadelesidir ' ifadelerini kullandı.
BU TOPRAKLARI EBEDİ VATAN YAPTI
97 yıl önce yaşanan bu büyük zaferle Türk ordusunun güçlükler karşısında azim ve imanla neler yapabileceğinin ortaya çıktığını anlatan Albayrak şunları söyledi: 'Bu zafer, vatanı kurtarmış ve bu toprakları Türk milleti için ebedi bir vatan yapmıştır. Samipaşazâde Sezai bunu şöyle ifade ediyor Yeni Mecmua'daki makalesinde: Hiçbir gün düşünen zihinleri terketmeyen, feci ve elemli hatırası her sabah uyanan gözlerden bir an bile uzaklaşmaması gereken Balkan yenilgisi, altı Osmanlı asrını karanlık ve sonsuz bir çöküşe doğru sürüklüyordu ki; Çanakkale Zaferi yetişti ve Avrupa'nın hakkımızdaki düşünce ve kanaatini tamamen değiştirdi. Bunun için Çanakkale savunması 'üç mucizeler' savaşıdır: Hâli kurtardı. Mazinin 'hamaset ve azametini' geri getirdi. Vatanımızı bir 'ebedî vatan' yaptı. '
Cihadiye yüzükleri
Muzaffer Albayrak, yaptığı araştırmalar sırasında kendisini en çok etkileyen bir bilgiyi ise şu şekilde paylaşıyor: 'Dönemin Tanin Gazetesi'nde yayınlanan bir haberde 'Cihadiye Yüzüğü' adında bir yüzükten bahsediliyor. Fiyatı 5 kuruş olan bu yüzüğün bir tarafında 'Cihadiye' bir tarafında da 'Müdafaa-i Milliye' yazılmıştı. Haberde, vatandaşların bu yüzükten birer tane edinmeleri tavsiye ediliyor ve halk, cephede savaşan askerlerle onların aileleri için yardıma çağrılıyordu. 'Yüzüklerden elde edilecek gelir, harp meydanlarında düşmanlara karşı aziz vatanı müdafaa ve kanını feda eden kahramanlara ve muhtaç kalan ailelerine mahsus olduğundan...' ifadeleri kullanılan haberde millet, askerine sahip çıkmaya davet ediliyordu.
İstanbul okulları hastaneye çevrildi
Cephede yaralanarak İstanbul'daki hastanelere getirilen askerlerin sayısının çokluğundan ötürü birçok devlet kuruluşu ve tatilde olan okulların binalarının hastane haline getirildiğini anlatan Tarihçi Muzaffer Albayrak, 'Ancak, hastanelerde yatak, yorgan, battaniye, çarşaf, ilaç, terlik gibi bir çok malzemeye ihtiyaç vardır. Düzenli şekilde dönemin gazete ve kurumları ortak hareket ederek çeşitli kampanyalar ile bu ihtiyaç olan malzemeleri temin etmeye çalışmışlar ' diye konuştu. Dönemin Sabah gazetesinde halkı kampanyaya çağıran haberlerden örnekler de sunan Albayrak, 'Millet bu kampanyalara büyük ilgi göstermişti ' dedi.
İngilizler banknot bile bastırdı
Tarihçi Muzaffer Albayrak, Çanakkale Savaşları başladığında zaferden neredeyse emin olan İngilizlerin, Türkçe banknot bile bastırdığını belirtti. Hatta Servet-i Fünun gazetesinde bu banknotla ilgili bir de haber yayınlanmış. Albayrak, o günlerde bu banknotun milletin ve ordunun moralini bozmak yerine tam tersi bir etki yaptığını ifade etti. İngilizlerin bastırdığı banknotlar İstanbul ele geçirilseydi piyasaya sürülecekti. Saldırı öncesi bastırılan bu paralardan bir kısmı İngiliz ordusunda görev yapan Yunanlı askerlere ödenmiş ve savaş sonrası bu geçersiz paraları nakde çevirmek isteyen Yunanlılarla İngilizler arasında kargaşa yaşanmıştı.
250 bin değil 55 bin şehit
Çanakkale Savaşları'nda Türk ordusunun 55 bin şehit, 10 bin kayıp, 21 bin hastalıktan ölüm, 100 bin yaralı, 65 bin hasta, toplam 251 bin zayiat verdiği kaydedildi. Tarihçi Muzaffer Albayrak, Çanakkale'de şehit olanların büyük bölümünün okuyup yazmış aydın kesimi ve üniversite öğrencilerinden oluştuğunu belirtti. Albayrak, bu durumun, cumhuriyetin ilk yıllarında yetişmiş insan açığı yaşanmasına sebebiyet verdiğini söyledi. Albayrak, Çanakkale Savaşları'ndaki şehit sayısının 55 bin olduğunu ifade ederek, 'Yıllardır 250 bin şehit rakamı ile şehit sayısı yüksek gösterilmiştir. Buna karşın Sarıkamış faciasında da aynı şey olmuş, donan askerlerimizin sayısı yüksek verilmiştir ' ifadelerini kullandı.
İMKANSIZI BAŞARDIK
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Çanakkale Zaferi'nin, Türk milletine büyük bir onur ve güven kazandırdığını belirtti. 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 97. yıl dönümü dolayısıyla bir mesaj yayımlayan Gül, vatanı ve istiklali için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan Türk milletinin, tarih boyunca gurur kaynağı olan büyük zaferlere imza attığını, canı pahasına verdiği mücadelesiyle başka milletlere de emsal olduğunu belirtti. Şehit ve gazilerin hiçbir değerle ölçülemeyecek fedakarlıklarının, milletin bu topraklarda hür ve müstakil yaşamasını sağladığının altını çizen Gül, 'Dönemin şartları düşünüldüğünde, adeta imkansızın başarıldığı Çanakkale Deniz Zaferi de, aziz milletimizin birlik ve beraberlik ruhuyla yazdığı bir destandır ' dedi. Gül, zaferin, sonuçları itibarıyla, dünya tarihini etkileyen bir dönüm noktası olduğunu ifade etti. Gül, milli mücadele ruhunun ilk meşale sinin Çanakkale'de yakıldığını ifade etti.
BİR SEMBOL VE UMUT TABLOSU
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da mesajında, yeryüzündeki hiçbir silahın vatan ve millet sevgisine karşı muzaffer olamayacağının 1915'te Çanakkale'de bir kez daha görüldüğünü vurguladı. Erdoğan, 'Çanakkale Zaferi, aziz milletimiz için olduğu kadar, bağımsızlık mücadelesi veren bütün milletler ve tüm insanlık için de bir sembol ve umut tablosudur ' ifadelerine yer verdi. TBMM Başkanı Cemil Çiçek ise şu ifadeleri kullandı: 'Çanakkale Savaşları, küçük bir toprak parçasını savunma savaşı değildir. 97 yıl önce orada millet tarih sayfalarına gömülmemek için bir neslini toprağa vermek zorunda kalmıştır. ' Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel ise Çanakkale Savaşı'nın dünya harp tarihinin en önemli cephelerinden birisi olduğuna dikkat çekerek, verilen şehitlerin Türkiye'nin kurulmasının temel harcını oluşturduklarını bildirdi.
Türk tarihinde büyük öneme sahip olan Çanakkale Deniz Zaferi'nde, sayısız kahramanın imzası var.
Tarihçi yazar Mehmet İhsan Gençcan'ın araştırmasıyla ortaya çıkan Musa da bunlardan birisi. Aslen Sudanlı olan Zenci Musa, Girit'te dünyaya geldi. Kahire'de yaşayan ve Osmanlı hayranı olan dedesi, Musa'yı İslâm'ı iyi öğrenmesi ve Osmanlı'yı yakından tanıması için yanına aldı. Askerliğe heveslenince dedesinin teşvikiyle Trablusgarb'ın yolunu tuttu. Türk subayları ve Şeyh Sunusi'nin önderliğinde İtalyanlara karşı verilen mücadeleye katıldı. Savaş bitince oradaki subayların peşine takılarak, Selanik üzerinden İstanbul'a geldi. Zenci Musa artık Osmanlı Devleti için nerede tehlike başgösterdiyse bütün gücüyle orada biten kahraman bir asker olmuştu. Cihad ilan edilmiş, Çanakkale cephesi açılmıştı. 19. Tümen'in Sudanlı ve Araplardan kurulmuş 77. Alay'ına katıldı. Savaşın ikinci ve üçüncü geceleri (26 ve 27 Nisan) alayın İngiliz gemilerinin top atışlarıyla bozguna uğraması sonucu Arıburnu cephesinden geriye çekildiler. Buna sinirlenen Musa, 19. Tümen'den ayrılarak Esat Paşa'nın Kolordu karargâhına gitti. Savaşın kızıştığı dönemde borazancılar da bir bir vurularak şehit oldu. Birçok konuda kabiliyetli olan Zenci Musa, borazancı yetiştirip alaylarına gönderdi.
Yemen'deki 7. Ordu'ya altın götürmek için Musa'nın da aralarında bulunduğu 43 kişi, değişik kılıklarla yolculuk yaparak Medine'ye vardı. 300 bin altını 7. Ordu Komutanı Ahmet Tevfik Paşa'ya teslim etmeleri gerekiyordu. İki gruba ayrılarak yola çıktılar fakat bin 500 yıl önce Hz. Muhammed (SAV)'in de savaştığı Cembele mevkisinde, 25 bin kişilik Bedevi-İngiliz kuvveti tarafından kıstırıldılar. Eşref Bey 'in başında bulunduğu grup, ellerinden gelen her şeyi yaparak bir gün bir gecelik bir savaş verdi. Sonunda Eşref Bey esir alındı. Zenci Musa, bu hengamede grubuyla birlikte altınları kaçırmayı başardı. Hayatı boyunca zor şartlarda yaşayan, savaşlara girip çıkan ve sonunda hamallık yapan bu kahraman, vereme yakalandı. Ali Sait Paşa'nın bütün ısrarına rağmen hastaneye yatmayı kabul etmeyen Musa, bavulunu alıp Üsküdar'daki Özbekler Tekkesi'ne gitti. Burada kısa bir süre sonra vefat ettiğinde bavulundan sadece bir Osmanlı Devleti haritası, Eşref Bey'in fotoğrafı ve kefen bezi çıktı.
Başbakanlık Osmanlı Arşivleri uzmanı Muzaffer Albayrak, Çanakkale savaşlarının Osmanlı Devleti'nin 150 yıldır geri kalması, cephelerde eski gücünü yitirmesi, ilim, teknoloji ve mali olarak güç kaybetmesinin ardından, moral ve özgüven kaybına uğradığı bir dönemde yaşandığını belirtti. Balkan Harbi'nde alınan acı mağlubiyetin ardından, zor şartlara rağmen Çanakkale'de kazanılan zaferin Türk milletinin kahramanlığının mazide kaldığına hükmedenlere bir cevap olduğunu belirten Muzaffer Albayrak, 'Çanakkale Savaşları, milletin, ordusu ile bütünleşip hem cephede hem de cephe gerisinde vermiş olduğu iman ve vatan müdafaasıdır ' dedi.
DİRİLİŞİN SEMBOLÜ OLDU
Çanakkale Savaşları'nda onbinlerce şehidin verildiği cepheleri ziyaret eden vatandaşların sayısında son yıllarda büyük artış olduğunu belirten Albayrak, 'Bu artışta, o döneme dair yazılan kitapların, çekilen film ve dizilerin etkisi büyük ' diye konuştu. Albayrak, 'Çanakkale bir uyanış, bir diriliş destanıdır. Askerin cephedeki kahramanlıkları, manevi gücün savaştaki tesiri ile topyekün milletin varlık mücadelesidir ' ifadelerini kullandı.
BU TOPRAKLARI EBEDİ VATAN YAPTI
97 yıl önce yaşanan bu büyük zaferle Türk ordusunun güçlükler karşısında azim ve imanla neler yapabileceğinin ortaya çıktığını anlatan Albayrak şunları söyledi: 'Bu zafer, vatanı kurtarmış ve bu toprakları Türk milleti için ebedi bir vatan yapmıştır. Samipaşazâde Sezai bunu şöyle ifade ediyor Yeni Mecmua'daki makalesinde: Hiçbir gün düşünen zihinleri terketmeyen, feci ve elemli hatırası her sabah uyanan gözlerden bir an bile uzaklaşmaması gereken Balkan yenilgisi, altı Osmanlı asrını karanlık ve sonsuz bir çöküşe doğru sürüklüyordu ki; Çanakkale Zaferi yetişti ve Avrupa'nın hakkımızdaki düşünce ve kanaatini tamamen değiştirdi. Bunun için Çanakkale savunması 'üç mucizeler' savaşıdır: Hâli kurtardı. Mazinin 'hamaset ve azametini' geri getirdi. Vatanımızı bir 'ebedî vatan' yaptı. '
Cihadiye yüzükleri
Muzaffer Albayrak, yaptığı araştırmalar sırasında kendisini en çok etkileyen bir bilgiyi ise şu şekilde paylaşıyor: 'Dönemin Tanin Gazetesi'nde yayınlanan bir haberde 'Cihadiye Yüzüğü' adında bir yüzükten bahsediliyor. Fiyatı 5 kuruş olan bu yüzüğün bir tarafında 'Cihadiye' bir tarafında da 'Müdafaa-i Milliye' yazılmıştı. Haberde, vatandaşların bu yüzükten birer tane edinmeleri tavsiye ediliyor ve halk, cephede savaşan askerlerle onların aileleri için yardıma çağrılıyordu. 'Yüzüklerden elde edilecek gelir, harp meydanlarında düşmanlara karşı aziz vatanı müdafaa ve kanını feda eden kahramanlara ve muhtaç kalan ailelerine mahsus olduğundan...' ifadeleri kullanılan haberde millet, askerine sahip çıkmaya davet ediliyordu.
İstanbul okulları hastaneye çevrildi
Cephede yaralanarak İstanbul'daki hastanelere getirilen askerlerin sayısının çokluğundan ötürü birçok devlet kuruluşu ve tatilde olan okulların binalarının hastane haline getirildiğini anlatan Tarihçi Muzaffer Albayrak, 'Ancak, hastanelerde yatak, yorgan, battaniye, çarşaf, ilaç, terlik gibi bir çok malzemeye ihtiyaç vardır. Düzenli şekilde dönemin gazete ve kurumları ortak hareket ederek çeşitli kampanyalar ile bu ihtiyaç olan malzemeleri temin etmeye çalışmışlar ' diye konuştu. Dönemin Sabah gazetesinde halkı kampanyaya çağıran haberlerden örnekler de sunan Albayrak, 'Millet bu kampanyalara büyük ilgi göstermişti ' dedi.
İngilizler banknot bile bastırdı
Tarihçi Muzaffer Albayrak, Çanakkale Savaşları başladığında zaferden neredeyse emin olan İngilizlerin, Türkçe banknot bile bastırdığını belirtti. Hatta Servet-i Fünun gazetesinde bu banknotla ilgili bir de haber yayınlanmış. Albayrak, o günlerde bu banknotun milletin ve ordunun moralini bozmak yerine tam tersi bir etki yaptığını ifade etti. İngilizlerin bastırdığı banknotlar İstanbul ele geçirilseydi piyasaya sürülecekti. Saldırı öncesi bastırılan bu paralardan bir kısmı İngiliz ordusunda görev yapan Yunanlı askerlere ödenmiş ve savaş sonrası bu geçersiz paraları nakde çevirmek isteyen Yunanlılarla İngilizler arasında kargaşa yaşanmıştı.
250 bin değil 55 bin şehit
Çanakkale Savaşları'nda Türk ordusunun 55 bin şehit, 10 bin kayıp, 21 bin hastalıktan ölüm, 100 bin yaralı, 65 bin hasta, toplam 251 bin zayiat verdiği kaydedildi. Tarihçi Muzaffer Albayrak, Çanakkale'de şehit olanların büyük bölümünün okuyup yazmış aydın kesimi ve üniversite öğrencilerinden oluştuğunu belirtti. Albayrak, bu durumun, cumhuriyetin ilk yıllarında yetişmiş insan açığı yaşanmasına sebebiyet verdiğini söyledi. Albayrak, Çanakkale Savaşları'ndaki şehit sayısının 55 bin olduğunu ifade ederek, 'Yıllardır 250 bin şehit rakamı ile şehit sayısı yüksek gösterilmiştir. Buna karşın Sarıkamış faciasında da aynı şey olmuş, donan askerlerimizin sayısı yüksek verilmiştir ' ifadelerini kullandı.
İMKANSIZI BAŞARDIK
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Çanakkale Zaferi'nin, Türk milletine büyük bir onur ve güven kazandırdığını belirtti. 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 97. yıl dönümü dolayısıyla bir mesaj yayımlayan Gül, vatanı ve istiklali için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan Türk milletinin, tarih boyunca gurur kaynağı olan büyük zaferlere imza attığını, canı pahasına verdiği mücadelesiyle başka milletlere de emsal olduğunu belirtti. Şehit ve gazilerin hiçbir değerle ölçülemeyecek fedakarlıklarının, milletin bu topraklarda hür ve müstakil yaşamasını sağladığının altını çizen Gül, 'Dönemin şartları düşünüldüğünde, adeta imkansızın başarıldığı Çanakkale Deniz Zaferi de, aziz milletimizin birlik ve beraberlik ruhuyla yazdığı bir destandır ' dedi. Gül, zaferin, sonuçları itibarıyla, dünya tarihini etkileyen bir dönüm noktası olduğunu ifade etti. Gül, milli mücadele ruhunun ilk meşale sinin Çanakkale'de yakıldığını ifade etti.
BİR SEMBOL VE UMUT TABLOSU
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da mesajında, yeryüzündeki hiçbir silahın vatan ve millet sevgisine karşı muzaffer olamayacağının 1915'te Çanakkale'de bir kez daha görüldüğünü vurguladı. Erdoğan, 'Çanakkale Zaferi, aziz milletimiz için olduğu kadar, bağımsızlık mücadelesi veren bütün milletler ve tüm insanlık için de bir sembol ve umut tablosudur ' ifadelerine yer verdi. TBMM Başkanı Cemil Çiçek ise şu ifadeleri kullandı: 'Çanakkale Savaşları, küçük bir toprak parçasını savunma savaşı değildir. 97 yıl önce orada millet tarih sayfalarına gömülmemek için bir neslini toprağa vermek zorunda kalmıştır. ' Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel ise Çanakkale Savaşı'nın dünya harp tarihinin en önemli cephelerinden birisi olduğuna dikkat çekerek, verilen şehitlerin Türkiye'nin kurulmasının temel harcını oluşturduklarını bildirdi.
Türk tarihinde büyük öneme sahip olan Çanakkale Deniz Zaferi'nde, sayısız kahramanın imzası var.
Tarihçi yazar Mehmet İhsan Gençcan'ın araştırmasıyla ortaya çıkan Musa da bunlardan birisi. Aslen Sudanlı olan Zenci Musa, Girit'te dünyaya geldi. Kahire'de yaşayan ve Osmanlı hayranı olan dedesi, Musa'yı İslâm'ı iyi öğrenmesi ve Osmanlı'yı yakından tanıması için yanına aldı. Askerliğe heveslenince dedesinin teşvikiyle Trablusgarb'ın yolunu tuttu. Türk subayları ve Şeyh Sunusi'nin önderliğinde İtalyanlara karşı verilen mücadeleye katıldı. Savaş bitince oradaki subayların peşine takılarak, Selanik üzerinden İstanbul'a geldi. Zenci Musa artık Osmanlı Devleti için nerede tehlike başgösterdiyse bütün gücüyle orada biten kahraman bir asker olmuştu. Cihad ilan edilmiş, Çanakkale cephesi açılmıştı. 19. Tümen'in Sudanlı ve Araplardan kurulmuş 77. Alay'ına katıldı. Savaşın ikinci ve üçüncü geceleri (26 ve 27 Nisan) alayın İngiliz gemilerinin top atışlarıyla bozguna uğraması sonucu Arıburnu cephesinden geriye çekildiler. Buna sinirlenen Musa, 19. Tümen'den ayrılarak Esat Paşa'nın Kolordu karargâhına gitti. Savaşın kızıştığı dönemde borazancılar da bir bir vurularak şehit oldu. Birçok konuda kabiliyetli olan Zenci Musa, borazancı yetiştirip alaylarına gönderdi.
Yemen'deki 7. Ordu'ya altın götürmek için Musa'nın da aralarında bulunduğu 43 kişi, değişik kılıklarla yolculuk yaparak Medine'ye vardı. 300 bin altını 7. Ordu Komutanı Ahmet Tevfik Paşa'ya teslim etmeleri gerekiyordu. İki gruba ayrılarak yola çıktılar fakat bin 500 yıl önce Hz. Muhammed (SAV)'in de savaştığı Cembele mevkisinde, 25 bin kişilik Bedevi-İngiliz kuvveti tarafından kıstırıldılar. Eşref Bey 'in başında bulunduğu grup, ellerinden gelen her şeyi yaparak bir gün bir gecelik bir savaş verdi. Sonunda Eşref Bey esir alındı. Zenci Musa, bu hengamede grubuyla birlikte altınları kaçırmayı başardı. Hayatı boyunca zor şartlarda yaşayan, savaşlara girip çıkan ve sonunda hamallık yapan bu kahraman, vereme yakalandı. Ali Sait Paşa'nın bütün ısrarına rağmen hastaneye yatmayı kabul etmeyen Musa, bavulunu alıp Üsküdar'daki Özbekler Tekkesi'ne gitti. Burada kısa bir süre sonra vefat ettiğinde bavulundan sadece bir Osmanlı Devleti haritası, Eşref Bey'in fotoğrafı ve kefen bezi çıktı.