Abdullah Çelik: Katılım Bankaları Yastık Altı Kaynakları Sisteme Kazandırıyor
Bank Asya Genel Müdürü Abdullah Çelik, katılım bankaları olarak yastık altı kaynakları sisteme kazandırdıklarını anlattı.
Bursa Uludağ 'da düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi 'nin ikinci günü, 'Finans Merkezine Doğru ' konulu oturumla sona erdi. Moderatörlüğünü Tayfun Bayazıt 'ın yaptığı oturuma; Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil, Yapı Kredi Genel Müdürü Faik Açıkalın, Bank Asya Genel Müdürü Abdullah Çelik, Citibank Genel Müdürü Serra Akçaoğlu ve Accenture Avrupa, Afrika Latin Amerika Bankacılık Sektör Lideri Eugenio Bonomi katıldı.
“İSTANBUL 'UN FİNANS MERKEZİ OLMASI ZOR”
Yapı Kredi Genel Müdürü Faik Açıkalın, 'İstanbul finans merkezi olabilir mi?' şeklindeki soruya, “İstanbul 'un finans merkezi olması zordur ama İstanbul 'a yakışan bir projedir. Hükümetin çok ciddi bir vizyonu ve desteği ile başladı. Bir finans merkezine sahip olmak Türkiye için çok da ciddi bir prestij projesidir. Burada büyük rakiplerle yarışan İstanbul 'un, altyapı ve üst yapı olarak buna hazır olması gerekmektedir.” dedi.
Açıkalın, önümüzdeki dönemde kredi kartlarında müşterinin lehine olayların gelişebileceğini sözlerine ekledi.
“TÜRKİYE DÜNYANIN RADARINDA”
Citibank Genel Müdürü Serra Akçaoğlu ise dünyada bankalar ve diğer kurumların daha az borçlanma yoluna gitmesine rağmen, Türkiye 'nin bankacılık sektörünün çok güçlü olduğunu ve ülkenin gurur kaynağı olduğunu söyledi. Türkiye 'nin, dünyanın radarında olduğunu anlatan Serra Akçaoğlu, bankacılıktan diğer alanlara kadar Türkiye 'de yatırım yapmak isteyen birçok firmanın bulunduğunu dile getirdi.
Deniz Bank Genel Müdürü Hakan Ateş de dünyada geçen kriz döneminde en büyük kredileri açanların merkez bankaları olduğunu belirterek, kriz döneminde dünyanın önemli merkez bankalarının 5,5 trilyon dolarlık para bastığını söyledi.
Ak Bank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil de Türiye 'nin AB ülkelerinden farklı durumda olduğuna vurgu yaparak, “Bu, hepimiz için bir şanstır. Önümüzde ülkenin ve bankacılığın bir büyüme potansiyeli var. Bu bizim için bir şanstır ama bunu dengeli bir şekilde yapmak lazım. Ayrıca, Türkiye 'nin büyümesi için uzun vadeli kredileri ihtiyaç var.” dedi.
Bank Asya Genel Müdürü Abdullah Çelik ise katılım bankalarınının finans sektörü içindeki yerini ele aldı. Katılım bankacılığının, Türkiye 'de 1980 'li yıllarda görülmeye başladığını hatırlatan Abdullah Çelik, “1996 yılında da Bank Asya kuruldu. Katılım bankaları, finansal sisteme etkisi konusunda ise faiz hassasiyeti olan kesimin tasarruflarını sistem içine çekmesi açısından önemli. Biz bütün firmaların tasarruflarını kabul ediyoruz. Faiz hassasiyeti olan kişiler bizi biraz daha fazla tercih ediyor. Bu birikimlerin bankacılık sektörüne kazandırılması açısından önemli bir rolü var.” şeklinde konuştu.
Bunun dışında katılım bankaları olarak altın ve yastık altı kaynakları sisteme çekme anlamında belli bir potansiyele ulaştıklarını anlatan Abdullah Çelik, Sektörün yüzde 25 'i altın hesapları katılım bankalarında. Bank Asya olarak şuanda 1 milyar TL 'yi aştık. Biz yeni ürünleri de bu alanda kullanıyoruz. Halen kişilerin ziynet eşyalarını bankada toplayıp bunları altın hesabına dönüştürüyoruz.” dedi.
Katılım bankalarının, ayrıca, kayıt dışı çalışmayı da önleme rolleri olduğunu anlatan Bank Asya Genel Müdürü Abdullah Çelik, “Biz ancak reel bir malı finanse ediyoruz. Ancak bir mal olacak ki onu finanse edelim. Biz biraz kredilendirdiğimiz bütün işlemler için bir fatura çıkıyor ortaya. Müşteriler içinde alım satım işlemleri olduğu için fiyat değişmiyor.” şeklinde konuştu.
Hükümet ve diğer kurumların katılım bankalarını biraz görmezden geldiğini anlatan Bank Asya Genel Müdürü Çelik, “Katılım bankaları dikkate alınarak İstanbul bir faizsiz bankalar merkezi yapılabilir.” şeklinde sözlerini tamamladı.
“İSTANBUL 'UN FİNANS MERKEZİ OLMASI ZOR”
Yapı Kredi Genel Müdürü Faik Açıkalın, 'İstanbul finans merkezi olabilir mi?' şeklindeki soruya, “İstanbul 'un finans merkezi olması zordur ama İstanbul 'a yakışan bir projedir. Hükümetin çok ciddi bir vizyonu ve desteği ile başladı. Bir finans merkezine sahip olmak Türkiye için çok da ciddi bir prestij projesidir. Burada büyük rakiplerle yarışan İstanbul 'un, altyapı ve üst yapı olarak buna hazır olması gerekmektedir.” dedi.
Açıkalın, önümüzdeki dönemde kredi kartlarında müşterinin lehine olayların gelişebileceğini sözlerine ekledi.
“TÜRKİYE DÜNYANIN RADARINDA”
Citibank Genel Müdürü Serra Akçaoğlu ise dünyada bankalar ve diğer kurumların daha az borçlanma yoluna gitmesine rağmen, Türkiye 'nin bankacılık sektörünün çok güçlü olduğunu ve ülkenin gurur kaynağı olduğunu söyledi. Türkiye 'nin, dünyanın radarında olduğunu anlatan Serra Akçaoğlu, bankacılıktan diğer alanlara kadar Türkiye 'de yatırım yapmak isteyen birçok firmanın bulunduğunu dile getirdi.
Deniz Bank Genel Müdürü Hakan Ateş de dünyada geçen kriz döneminde en büyük kredileri açanların merkez bankaları olduğunu belirterek, kriz döneminde dünyanın önemli merkez bankalarının 5,5 trilyon dolarlık para bastığını söyledi.
Ak Bank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil de Türiye 'nin AB ülkelerinden farklı durumda olduğuna vurgu yaparak, “Bu, hepimiz için bir şanstır. Önümüzde ülkenin ve bankacılığın bir büyüme potansiyeli var. Bu bizim için bir şanstır ama bunu dengeli bir şekilde yapmak lazım. Ayrıca, Türkiye 'nin büyümesi için uzun vadeli kredileri ihtiyaç var.” dedi.
Bank Asya Genel Müdürü Abdullah Çelik ise katılım bankalarınının finans sektörü içindeki yerini ele aldı. Katılım bankacılığının, Türkiye 'de 1980 'li yıllarda görülmeye başladığını hatırlatan Abdullah Çelik, “1996 yılında da Bank Asya kuruldu. Katılım bankaları, finansal sisteme etkisi konusunda ise faiz hassasiyeti olan kesimin tasarruflarını sistem içine çekmesi açısından önemli. Biz bütün firmaların tasarruflarını kabul ediyoruz. Faiz hassasiyeti olan kişiler bizi biraz daha fazla tercih ediyor. Bu birikimlerin bankacılık sektörüne kazandırılması açısından önemli bir rolü var.” şeklinde konuştu.
Bunun dışında katılım bankaları olarak altın ve yastık altı kaynakları sisteme çekme anlamında belli bir potansiyele ulaştıklarını anlatan Abdullah Çelik, Sektörün yüzde 25 'i altın hesapları katılım bankalarında. Bank Asya olarak şuanda 1 milyar TL 'yi aştık. Biz yeni ürünleri de bu alanda kullanıyoruz. Halen kişilerin ziynet eşyalarını bankada toplayıp bunları altın hesabına dönüştürüyoruz.” dedi.
Katılım bankalarının, ayrıca, kayıt dışı çalışmayı da önleme rolleri olduğunu anlatan Bank Asya Genel Müdürü Abdullah Çelik, “Biz ancak reel bir malı finanse ediyoruz. Ancak bir mal olacak ki onu finanse edelim. Biz biraz kredilendirdiğimiz bütün işlemler için bir fatura çıkıyor ortaya. Müşteriler içinde alım satım işlemleri olduğu için fiyat değişmiyor.” şeklinde konuştu.
Hükümet ve diğer kurumların katılım bankalarını biraz görmezden geldiğini anlatan Bank Asya Genel Müdürü Çelik, “Katılım bankaları dikkate alınarak İstanbul bir faizsiz bankalar merkezi yapılabilir.” şeklinde sözlerini tamamladı.