Egemen Bağış: Rum Kesimi’nin Başkanlığı 23 Nisan'a Benzer
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Avrupa Birliği Dönem Başkanlığı’nın Kıbrıs Rum kesimine geçmesinin Türkiye’yi etkilemeyeceğini söyledi.
Türkiye 'nin Güney Kıbrıs Rum yönetimini tanımadığını hatırlatan Bakan Bağış, Kıbrıs 'ta çözüm yaşanmadan Rum kesiminin adanın yarısını temsilen dönem başkanı olması halinde muhatap olarak kabul etmeyeceklerini söyledi. Rum kesiminin dönem başkanı olacak olmasını 23 Nisan 'da çocukların bir günlüğüne yönetici koltuğunu oturtulmasına benzetti.
Reform İzlemi Gurubu 'nun 25. Toplantısı İstanbul 'da düzenlendi. Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış 'ın ev sahipliğini yaptığı toplantıya; İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Adaleti Bakanı Sadullah Ergin katıldı.
Toplantının sonunda bakanlar ortak basın toplantısı düzenledi. Toplantıda basın mensuplarının sorularını cevaplayan Bakan Bağış, Güney Kıbrıs Rum kesiminin AB dönem başkanı olması halinde müzakerelerin kesileceği yönündeki açıklamaların hatırlatılması üzerine, “Hükümetimizin Kıbrıs konusundaki politikası 'çözüm, çözüm, çözüm ' odaklı bir politikadır. Sayın Başbakanımızın 2003 Ocak 'ında BM 'nin o günkü Genel Sekreteri Kofi Annan 'a İsviçre 'nin Davos kasabasında verdiği bir söz vardı. Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Rum yönetiminden ve Yunanistan 'dan bir adım önde olacaktır. Şu anda bir değil bin adım öndeyiz. Karşı tarafa da farkı kapama imkanı tanımak gerektiğine inanıyoruz.” dedi.
Ada'daki iki liderin kendi toplumlarına kabul ettirecekleri siyasi eşitliğe dayalı bir çözüm ortaya koyması halinde Kıbrıs 'ın dönem başkanlığını memnuniyetle kabul edeceklerini belirten Bağış sözlerini şöyle sürdürdü: “1 Temmuz öncesi 2 kurucu devletin ortaya koyacağı bir şemsiye devletin oluşması söz konusu olursa, biz Kıbrıs 'ın dönem başkanlığını memnuniyetle karşılar o dönem başkanıyla birçok faslın açılmasını da gerçekleştiririz. Ama öyle bir çözüm ortaya çıkmaz Güney Kıbrıs Rum yönetimi adanın yarısını temsilen AB dönem başkanı sıfatıyla karşımıza gelmeye çalışırsa da bizi muhatap olarak göremez. Biz tanımadığımız bir devlete başkaları 'başkan ' diyor diye devlet muamelesi yapmayız.”
Kıbrıs Rum kesiminin tek başına üstleneceği dönem başkanlığını 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı 'nda çocukların devlet kademelerinde bir günlüğüne koltuğa oturmasına benzeten Bağış, “Onlar ne kadar yetkileri varsa o dönem başkanının da o kadar olur. Ama sizin de söylediğiniz gibi biz o dönem başkanlığından da komisyonla, üye ülkelerle ve Avrupa Parlamentosu 'yla, Avrupa Birliği 'nin üye ülkeleriyle ilişkilerimizi aynen devam ettiririz. Zaten aday ülkelerin dönem başkanlığı ile muhatap olmasını gerektiren iki hal vardır. Birisi fasıl açıp kapama. Biz son 3 dönem başkanlığından da fasıl açıp kapamadık. Bunu değişiklik olarak görmüyoruz. 'Önemli olan zihinleri açmaktır ' diyoruz. Meclisteki reform çalışmalarımız her zamankinden hızlı bir şekilde devam ediyor. İkincisi de ortaklık konseyi toplantısıdır. Onu Fransız, Belçika dönem başkanlığında da yapmadık. Rum yönetiminin dönem başkanlığında 6 aylık dönemde de gerçekleştirmemekte Türkiye hiçbir şey kaybetmez. Türkiye 'nin AB süreci 52 yıllık bir süreçtir. Müzakere tarihi alma kiçin bile 45 yıl beklemiş bir milletir. Bu 6 ayın sabrını da kimse şüpheyle karşılamasın biz sabırlı bir milletiz.”
Reform İzlemi Gurubu 'nun 25. Toplantısı İstanbul 'da düzenlendi. Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış 'ın ev sahipliğini yaptığı toplantıya; İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Adaleti Bakanı Sadullah Ergin katıldı.
Toplantının sonunda bakanlar ortak basın toplantısı düzenledi. Toplantıda basın mensuplarının sorularını cevaplayan Bakan Bağış, Güney Kıbrıs Rum kesiminin AB dönem başkanı olması halinde müzakerelerin kesileceği yönündeki açıklamaların hatırlatılması üzerine, “Hükümetimizin Kıbrıs konusundaki politikası 'çözüm, çözüm, çözüm ' odaklı bir politikadır. Sayın Başbakanımızın 2003 Ocak 'ında BM 'nin o günkü Genel Sekreteri Kofi Annan 'a İsviçre 'nin Davos kasabasında verdiği bir söz vardı. Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Rum yönetiminden ve Yunanistan 'dan bir adım önde olacaktır. Şu anda bir değil bin adım öndeyiz. Karşı tarafa da farkı kapama imkanı tanımak gerektiğine inanıyoruz.” dedi.
Ada'daki iki liderin kendi toplumlarına kabul ettirecekleri siyasi eşitliğe dayalı bir çözüm ortaya koyması halinde Kıbrıs 'ın dönem başkanlığını memnuniyetle kabul edeceklerini belirten Bağış sözlerini şöyle sürdürdü: “1 Temmuz öncesi 2 kurucu devletin ortaya koyacağı bir şemsiye devletin oluşması söz konusu olursa, biz Kıbrıs 'ın dönem başkanlığını memnuniyetle karşılar o dönem başkanıyla birçok faslın açılmasını da gerçekleştiririz. Ama öyle bir çözüm ortaya çıkmaz Güney Kıbrıs Rum yönetimi adanın yarısını temsilen AB dönem başkanı sıfatıyla karşımıza gelmeye çalışırsa da bizi muhatap olarak göremez. Biz tanımadığımız bir devlete başkaları 'başkan ' diyor diye devlet muamelesi yapmayız.”
Kıbrıs Rum kesiminin tek başına üstleneceği dönem başkanlığını 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı 'nda çocukların devlet kademelerinde bir günlüğüne koltuğa oturmasına benzeten Bağış, “Onlar ne kadar yetkileri varsa o dönem başkanının da o kadar olur. Ama sizin de söylediğiniz gibi biz o dönem başkanlığından da komisyonla, üye ülkelerle ve Avrupa Parlamentosu 'yla, Avrupa Birliği 'nin üye ülkeleriyle ilişkilerimizi aynen devam ettiririz. Zaten aday ülkelerin dönem başkanlığı ile muhatap olmasını gerektiren iki hal vardır. Birisi fasıl açıp kapama. Biz son 3 dönem başkanlığından da fasıl açıp kapamadık. Bunu değişiklik olarak görmüyoruz. 'Önemli olan zihinleri açmaktır ' diyoruz. Meclisteki reform çalışmalarımız her zamankinden hızlı bir şekilde devam ediyor. İkincisi de ortaklık konseyi toplantısıdır. Onu Fransız, Belçika dönem başkanlığında da yapmadık. Rum yönetiminin dönem başkanlığında 6 aylık dönemde de gerçekleştirmemekte Türkiye hiçbir şey kaybetmez. Türkiye 'nin AB süreci 52 yıllık bir süreçtir. Müzakere tarihi alma kiçin bile 45 yıl beklemiş bir milletir. Bu 6 ayın sabrını da kimse şüpheyle karşılamasın biz sabırlı bir milletiz.”