'Grizu Faciası' Davasının 4. Duruşması Görüldü
Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) maden ocağında 17 Mayıs 2010 tarihinde meydana gelen ve 30 madencinin hayatını kaybettiği grizu patlamasıyla ilgili 29 sanığın yargılanmasına devam edildi.
TTK Karadon Müessese Müdürlüğü maden ocağının eksi 540 kodunda Yapı-Tek firmasınca yürütülen galeri açma işi sırasında meydana gelen grizu patlamasında 28 işçi ve 2 mühendisinin ölmesi, 11 kişinin yaralanmasıyla ilgili Zonguldak 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın duruşmasında, tutuksuz yargılanan 29 sanık, mağdur aileler ve avukatları hazır bulundu.
Davada önceki duruşmalarda savunması alınamayan 3 sanık hakim karşısına çıkarılırken, tanık sıfatıyla 4 kişi dinlendi. Aynı davada 18 kişi müştekisıfatıyla dinlenirken, şikayetçi olup olmadığı ve davaya katılıp katılmak istenmediği soruldu
Sanıklardan Vedat Bükücü, avukatının mazeret dilekçesi vererek davaya katılmaması üzerine, savunmasını avukat huzurunda vereceğini belirtti. Sanıklardan Türkiye Taşkömürü Kurumu Eski İş Güvenliği ve Eğitim Şubesi Müdürü Yusuf Kılıç, plan ölçek krokisi ve Karadon Müessesi -540 katı 1 Nolu Kuyu akrosaj lağımları ölçek örneği 11 sayfadan oluşan yazılı savunmasını mahkemeye sundu.
Sözlü olarak yazılı savunmasını özetleyen Kılıç, kazadan 5 ay öncesinde görevinden ayrıldığı İş Güvenliği ve Eğitim Şubesi Müdürlüğü'nü layıkıyla yerine getirdiğini söyleyerek, kazada kendisi ile ilgili kusur bulunmadığını savundu. İçerisinde maden mühendislerinin de bulunduğu yeni bir bilirkişi kurulunun oluşturulmasını isteyen Kılıç, 'Bilirkişi raporları, ocağı göremeden verilmiş, eksik ve hatalıdır. O itibarla içinde Maden Mühendisi de olan bir bilirkişi kurulundan yeniden rapor aldırılmasını vekusurum olmadığından beraatıma karar verilmesini talep ederim ' dedi. Yapı Tek firması elektrik bilirkişi heyetine ocakta kendisinin eşlik ettiğini belirten Yapı Tek Firması Elektro Mekanik servisi çalışanlarından Köksal Bayraktar ise, 17 sayfalık yazılı savunmasını mahkemeye sundu. Kendi servislerinden 9 kişinin yargılanmasına rağmen TTK'nın aynı servisinden yargılanan olmadığını anlatan Bayraktar, ODTÜ'nün bilirkişi raporu ile Zonguldak İş Mahkemesi tarafından alınan bilirkişi raporlarında aynı kişilerin de bulunmasına rağmen farklı ve çelişkili olduğunu savundu.Bayraktar, 'Elektrik bilirkişisi olarak görev yapan Cengiz Evren, -540 kotunun elektrik enerjisinin kesilip kesilmediğinin bilinemediğini belirtmiş. ZKÜ tarafından hazırlanan bilirkişi raporunu imzalamamıştır. Elektrikçi bilirkişi Cengiz Evren'in duruşmaya çağrılarak dinlenilmesini istiyorum. Adaletin tecellisi için Cengiz Evren'in mutlaka çağrılıp, bu yönde bilgisine başvurulmalıdır. Zira bilgisine başvurulmadan hazırlamış olduğu rapora istinaden bundan sonra düzenlenecek bilirkişi raporlarının da sağlıklıolması mümkün değildir ' diye konuştu
SENSÖR ARIZASI İDDİALARI
Duruşmada, arızalı olduğu ileri sürülen sensör ile ilgili TTK Elektronik Mekanik Şube Müdürlüğü'nde elektronik tesisler ve transfer servisinde elektrikçi uzman usta olarak görev yapan Mustafa Güneş dinlendi. Facianın olduğu gün sensörün arızalı olduğunu fakat kendisi ile birlikte 2 kişinin sensörün yapılması için görevlendirildiğini anlatan Güneş, 'Olay tarihinde şefimiz olan Şerafettin Akay, -540 kotundaki CH55 metan sensöründe arıza olduğunu bildirmesi üzerine iş güvenliğinde çalışan Tarık Solmaz kikendisi kalibreci olarak çalışır. Ve benim kurduğum cihazı test eder. Tertip olduk, -540 koduna indik. Arızalı olduğu belirtilen sensör, ikinci lağımda ağaç malzemelerin içinde idi. Sensöru bulunduğu yerden çıkardık. Yanımızda sağlam sensör getirdiğimiz için metan sensörü ve displayi yukarıya taktık. Tarık arkadaşım test etti. Sensörün yanına giderken de zaten kabloları kontrol ederek ve tarama yaparak gitmiştik. Hatta orda çalışanlara 'makineniz çalışıyor mu' diye seslendik. Çalışmadığını söylediğinde iseelektriği, bizim kestiğimizi söyledik. Daha sonra Tarık arkadaşım, gaz izleme servisindeki görevli arkadaşı aradı. Yeni takılan sensörün gösterdiği ile gaz izleme istasyonundan tespit edilen göstergelerin aynı olması ve sensörün çalışması üzerine oradan ayrıldık. Kaza anında orada değildik ' dedi. Akay, salondaki azı sanıkların, sanık ve müşteki avukatlarının da sorularına cevap verdi
FACİA YENİDEN HATIRLANDI
TTK Kaza Kurtarma Başmühendisi olarak görev yapan Muammer İnan da tanık olarak dinlendi. Tanık İnan'ın anlattıkları, salonda bulunan mağdur ailelerin yakınlarına acıyı yeniden yaşattı. Olayın hemen ardından gerekli mercilere ifadelerini verdiğini belirten İnan, okunan ifadesinin kendisine ait olduğunu söyledi. İnan, 'Biz olayın nasıl olduğunu değil, olay anında ocakta kalanlara yardım etme amacıyla çalışırız. Bunları bir an önce dışarı çıkarmaktır amacımız ' diye konuştu. Sanık Muharrem Kiraz'ın avukatının sorunu üzerine İnan, faciada ölen 28 madencinin cesedinin bulunduğu yerleri ve durumlarını tüm detayları ile anlatmaya başladı. Salonda ailelerin ağlama ve yas seslerinin yükselmesi üzerine ise Mahkeme Heyeti Başkanı Ahmet Gürbüz, önce aileleri sessiz olmaları konusunda uyarırken, İnan'ı da sorulara genel hatlarıyla cevap verilmesini istedi. İnan, 'Tertiplerin nasıl olduğunu bilmiyordum ama görebildiğim kadarı, ancak Eski Kuyu Bağlantısı 2'de herkes, bence olmasıgereken yerdeydi. Patlama ana hatta, -540 kotunda, ortada olmuştur. Cesetlerin genel durumu itibari ile bazı bazılarında darbe etkisi, bazılarında şok dalgası etkisi ile dağılma, bazılarında herhangi bir etki görülmediğinden oksijensizlik sonucu, bir kısmında ise yanma ve şok emareleri vardı ' dedi. İnan, soru üzerine cesetlerde gaz maskesi, göçük olan yerde beton keson olmadığını söyledi.
Daha sonra salona çağrılan VE TTK Arama ve Kurtarma ekibinde görevli tanıklardan Cüney Yamudi ise, aradan geçen 22 ay nedeniyle nereden başlayacağını bilmediğini söyleyerek, daha önce verdiği ifadeleri hatırlattı. Yamudi, okunan polis ifadesinin kendisine ait olduğunu belirterek, ekleyeceği bir şey olmadığını ifade etti. Sanık Yusuf Kılıç'ın sorusu üzerine İnan, 'Aralarındaki iki kişiden birisi posta makinesinin arkasında yere yığılmış vaziyette. Önündeki de hafif arına yatık vaziyetteydi. Genel olarakhatırlamıyorum. Şok etkisiyle bir dağılma var gibiydi. Arın istikametindekilerde bariz bir yanma belirtisi hatırlamıyorum ' diye konuştu. İnan, 'Bacağı kopmuş kimse var mıydı? ' diye soru üzerine ise şu cevabı verdi: 'O arında toplam 4 kişi vardı. İkisi ileri de, ikisi gerideydi. Üzerlerinde iş kıyafetleri vardı. Görüntü itibari ile herhangi bir parçalanma hatırlamıyorum. Üzerlerinde giysileri vardı. Giysilerinin içindeki durumlarını bilemiyorum. '
PEDAGOG EŞLİĞİNDE İFADE VERDİ
Faciada ölen Maden Mühendisi Ramazan Yavuz'un 18 yaşından küçük olan Merve Gülyavuz, Zonguldak Aile Mahkemesi'nde pedagog olarak görev yapan uzman bilirkişi eşliğinde huzura çıkarıldı. Mahkeme heyetinin uzman pedagogdan, Gülyavuz'un dış görünüşü itibarı ile ifade vermesine engel bir hali olup olmadığı soruldu. Bu esnada Merve Gülyavuz, gözyaşlarına hakim olamadı. Pedagog Derviş Bahar, 'Dış görünüş itibari ile ifade vermeye engel hali yok. Ancak ağladığı için duygusal olarak, ifade vermeye hazır mıdırbilemiyorum ' dedi. Pedagog'un cevabı üzerine ise mahkeme heyeti Merve Gülyavuz'a dönüp, konuşmak isteyip istemediği soruldu. Konuşmak istediğini söyleyen Gülyavuz, bir şey sormak istediğini söyleyerek avukatlara döndü. Gülyavuz, ölen ağabeyinin nişanlı olduğunu kanıtlamaya çalıştıklarını söyledi. Konuşmasını sürdüren Gülyavuz, mahkeme heyetinin uyarısı üzerine, 'Ağabeyim de sizler gibi maden mühendisiydi. Ben her akşam halen kendisini bekliyorum. Ancak siz onu benden aldınız. Suçluların en ağır şekilde cezalandırılmalarını ve tutuklanmalarını istiyorum ' dedi. Sanıklar, savunmalarında, üzerlerine atılı bulunan suçları kabul etmeyerek, daha önce cumhuriyet savcılığınca hazırlatılan iki bilirkişi raporunun birbiriyle çelişkili olduğunu iddia edip, yeni bilirkişi rapor istediklerini belirtti. Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğü'ne vekaleten duruşmaya katılan avukat da, davaya müdahil olmak istedi. İddia makamı ise sanıkların tutuksuz yargılanmasını, sanıkların yurt dışına çıkışını engelleyen adli kontrol kararı verilmesini talep etti
DİĞER İŞ VE MADEN KAZALARI ÖRNEK GÖSTERİLDİ
Müşteki avukatlarından Ünal Demirtaş ise, Bursa ve Balıkesir'de meydana gelen grizu kazaları ile Adana'nın Kozun ilçesinde baraj kapağı patlaması, İstanbul'u Esenler ilçesinde yangın sonucu meydana gelen iş kazalarını hatırlatarak, sürecin daha hızlı ilerlemesini istedi. Avukat Demirtaş, 'Ülkemizde birçok bu şekilde maden ve iş kazası olayları yaşanmaktadır. Benzer nitelikteki olaylarda şüpheliler tutuklanmış ve tutuklu yargılama yapılmıştır. Bu somut olayda ise tutuklu yargılama yapılmadığı gibi aynızamanlarda meydana gelen olaylara ilişkin davalar hemen açılıp, sonuçlanmıştır. Bu dosyada ise aradan 2 yıl geçmesine rağmen henüz yargılamaya başlanabilmiştir ' diyerek, tutuklama kararı verilmesini istedi
ADLİYE ÇIKIŞINDA AİLELERDEN TEPKİ
Yaklaşık 2.5 saat süren duruşmada, sanıkların tutuklu yargılanması ve adli kontrolünü gerektiren talepler reddedilirken, eksik evrakın tamamlanması ve bazı tanıkların dinlenilmesi amacıyla duruşma ertelendi
Gülyavuz, 'O an anlatılmaz ki, onların çocukları ne hissediyorsa ben de onları hissettim. Onların babası, ağabeyleri öldüğünde ne hissettilerse ben onu hissetim. Hepsinin kardeşleri çeksin aynı acıyı. Suçlular tutuklanmalı ' şeklinde tepkisini dile getirdi.
Kaynak: İHA
Davada önceki duruşmalarda savunması alınamayan 3 sanık hakim karşısına çıkarılırken, tanık sıfatıyla 4 kişi dinlendi. Aynı davada 18 kişi müştekisıfatıyla dinlenirken, şikayetçi olup olmadığı ve davaya katılıp katılmak istenmediği soruldu
Sanıklardan Vedat Bükücü, avukatının mazeret dilekçesi vererek davaya katılmaması üzerine, savunmasını avukat huzurunda vereceğini belirtti. Sanıklardan Türkiye Taşkömürü Kurumu Eski İş Güvenliği ve Eğitim Şubesi Müdürü Yusuf Kılıç, plan ölçek krokisi ve Karadon Müessesi -540 katı 1 Nolu Kuyu akrosaj lağımları ölçek örneği 11 sayfadan oluşan yazılı savunmasını mahkemeye sundu.
Sözlü olarak yazılı savunmasını özetleyen Kılıç, kazadan 5 ay öncesinde görevinden ayrıldığı İş Güvenliği ve Eğitim Şubesi Müdürlüğü'nü layıkıyla yerine getirdiğini söyleyerek, kazada kendisi ile ilgili kusur bulunmadığını savundu. İçerisinde maden mühendislerinin de bulunduğu yeni bir bilirkişi kurulunun oluşturulmasını isteyen Kılıç, 'Bilirkişi raporları, ocağı göremeden verilmiş, eksik ve hatalıdır. O itibarla içinde Maden Mühendisi de olan bir bilirkişi kurulundan yeniden rapor aldırılmasını vekusurum olmadığından beraatıma karar verilmesini talep ederim ' dedi. Yapı Tek firması elektrik bilirkişi heyetine ocakta kendisinin eşlik ettiğini belirten Yapı Tek Firması Elektro Mekanik servisi çalışanlarından Köksal Bayraktar ise, 17 sayfalık yazılı savunmasını mahkemeye sundu. Kendi servislerinden 9 kişinin yargılanmasına rağmen TTK'nın aynı servisinden yargılanan olmadığını anlatan Bayraktar, ODTÜ'nün bilirkişi raporu ile Zonguldak İş Mahkemesi tarafından alınan bilirkişi raporlarında aynı kişilerin de bulunmasına rağmen farklı ve çelişkili olduğunu savundu.Bayraktar, 'Elektrik bilirkişisi olarak görev yapan Cengiz Evren, -540 kotunun elektrik enerjisinin kesilip kesilmediğinin bilinemediğini belirtmiş. ZKÜ tarafından hazırlanan bilirkişi raporunu imzalamamıştır. Elektrikçi bilirkişi Cengiz Evren'in duruşmaya çağrılarak dinlenilmesini istiyorum. Adaletin tecellisi için Cengiz Evren'in mutlaka çağrılıp, bu yönde bilgisine başvurulmalıdır. Zira bilgisine başvurulmadan hazırlamış olduğu rapora istinaden bundan sonra düzenlenecek bilirkişi raporlarının da sağlıklıolması mümkün değildir ' diye konuştu
SENSÖR ARIZASI İDDİALARI
Duruşmada, arızalı olduğu ileri sürülen sensör ile ilgili TTK Elektronik Mekanik Şube Müdürlüğü'nde elektronik tesisler ve transfer servisinde elektrikçi uzman usta olarak görev yapan Mustafa Güneş dinlendi. Facianın olduğu gün sensörün arızalı olduğunu fakat kendisi ile birlikte 2 kişinin sensörün yapılması için görevlendirildiğini anlatan Güneş, 'Olay tarihinde şefimiz olan Şerafettin Akay, -540 kotundaki CH55 metan sensöründe arıza olduğunu bildirmesi üzerine iş güvenliğinde çalışan Tarık Solmaz kikendisi kalibreci olarak çalışır. Ve benim kurduğum cihazı test eder. Tertip olduk, -540 koduna indik. Arızalı olduğu belirtilen sensör, ikinci lağımda ağaç malzemelerin içinde idi. Sensöru bulunduğu yerden çıkardık. Yanımızda sağlam sensör getirdiğimiz için metan sensörü ve displayi yukarıya taktık. Tarık arkadaşım test etti. Sensörün yanına giderken de zaten kabloları kontrol ederek ve tarama yaparak gitmiştik. Hatta orda çalışanlara 'makineniz çalışıyor mu' diye seslendik. Çalışmadığını söylediğinde iseelektriği, bizim kestiğimizi söyledik. Daha sonra Tarık arkadaşım, gaz izleme servisindeki görevli arkadaşı aradı. Yeni takılan sensörün gösterdiği ile gaz izleme istasyonundan tespit edilen göstergelerin aynı olması ve sensörün çalışması üzerine oradan ayrıldık. Kaza anında orada değildik ' dedi. Akay, salondaki azı sanıkların, sanık ve müşteki avukatlarının da sorularına cevap verdi
FACİA YENİDEN HATIRLANDI
TTK Kaza Kurtarma Başmühendisi olarak görev yapan Muammer İnan da tanık olarak dinlendi. Tanık İnan'ın anlattıkları, salonda bulunan mağdur ailelerin yakınlarına acıyı yeniden yaşattı. Olayın hemen ardından gerekli mercilere ifadelerini verdiğini belirten İnan, okunan ifadesinin kendisine ait olduğunu söyledi. İnan, 'Biz olayın nasıl olduğunu değil, olay anında ocakta kalanlara yardım etme amacıyla çalışırız. Bunları bir an önce dışarı çıkarmaktır amacımız ' diye konuştu. Sanık Muharrem Kiraz'ın avukatının sorunu üzerine İnan, faciada ölen 28 madencinin cesedinin bulunduğu yerleri ve durumlarını tüm detayları ile anlatmaya başladı. Salonda ailelerin ağlama ve yas seslerinin yükselmesi üzerine ise Mahkeme Heyeti Başkanı Ahmet Gürbüz, önce aileleri sessiz olmaları konusunda uyarırken, İnan'ı da sorulara genel hatlarıyla cevap verilmesini istedi. İnan, 'Tertiplerin nasıl olduğunu bilmiyordum ama görebildiğim kadarı, ancak Eski Kuyu Bağlantısı 2'de herkes, bence olmasıgereken yerdeydi. Patlama ana hatta, -540 kotunda, ortada olmuştur. Cesetlerin genel durumu itibari ile bazı bazılarında darbe etkisi, bazılarında şok dalgası etkisi ile dağılma, bazılarında herhangi bir etki görülmediğinden oksijensizlik sonucu, bir kısmında ise yanma ve şok emareleri vardı ' dedi. İnan, soru üzerine cesetlerde gaz maskesi, göçük olan yerde beton keson olmadığını söyledi.
Daha sonra salona çağrılan VE TTK Arama ve Kurtarma ekibinde görevli tanıklardan Cüney Yamudi ise, aradan geçen 22 ay nedeniyle nereden başlayacağını bilmediğini söyleyerek, daha önce verdiği ifadeleri hatırlattı. Yamudi, okunan polis ifadesinin kendisine ait olduğunu belirterek, ekleyeceği bir şey olmadığını ifade etti. Sanık Yusuf Kılıç'ın sorusu üzerine İnan, 'Aralarındaki iki kişiden birisi posta makinesinin arkasında yere yığılmış vaziyette. Önündeki de hafif arına yatık vaziyetteydi. Genel olarakhatırlamıyorum. Şok etkisiyle bir dağılma var gibiydi. Arın istikametindekilerde bariz bir yanma belirtisi hatırlamıyorum ' diye konuştu. İnan, 'Bacağı kopmuş kimse var mıydı? ' diye soru üzerine ise şu cevabı verdi: 'O arında toplam 4 kişi vardı. İkisi ileri de, ikisi gerideydi. Üzerlerinde iş kıyafetleri vardı. Görüntü itibari ile herhangi bir parçalanma hatırlamıyorum. Üzerlerinde giysileri vardı. Giysilerinin içindeki durumlarını bilemiyorum. '
PEDAGOG EŞLİĞİNDE İFADE VERDİ
Faciada ölen Maden Mühendisi Ramazan Yavuz'un 18 yaşından küçük olan Merve Gülyavuz, Zonguldak Aile Mahkemesi'nde pedagog olarak görev yapan uzman bilirkişi eşliğinde huzura çıkarıldı. Mahkeme heyetinin uzman pedagogdan, Gülyavuz'un dış görünüşü itibarı ile ifade vermesine engel bir hali olup olmadığı soruldu. Bu esnada Merve Gülyavuz, gözyaşlarına hakim olamadı. Pedagog Derviş Bahar, 'Dış görünüş itibari ile ifade vermeye engel hali yok. Ancak ağladığı için duygusal olarak, ifade vermeye hazır mıdırbilemiyorum ' dedi. Pedagog'un cevabı üzerine ise mahkeme heyeti Merve Gülyavuz'a dönüp, konuşmak isteyip istemediği soruldu. Konuşmak istediğini söyleyen Gülyavuz, bir şey sormak istediğini söyleyerek avukatlara döndü. Gülyavuz, ölen ağabeyinin nişanlı olduğunu kanıtlamaya çalıştıklarını söyledi. Konuşmasını sürdüren Gülyavuz, mahkeme heyetinin uyarısı üzerine, 'Ağabeyim de sizler gibi maden mühendisiydi. Ben her akşam halen kendisini bekliyorum. Ancak siz onu benden aldınız. Suçluların en ağır şekilde cezalandırılmalarını ve tutuklanmalarını istiyorum ' dedi. Sanıklar, savunmalarında, üzerlerine atılı bulunan suçları kabul etmeyerek, daha önce cumhuriyet savcılığınca hazırlatılan iki bilirkişi raporunun birbiriyle çelişkili olduğunu iddia edip, yeni bilirkişi rapor istediklerini belirtti. Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğü'ne vekaleten duruşmaya katılan avukat da, davaya müdahil olmak istedi. İddia makamı ise sanıkların tutuksuz yargılanmasını, sanıkların yurt dışına çıkışını engelleyen adli kontrol kararı verilmesini talep etti
DİĞER İŞ VE MADEN KAZALARI ÖRNEK GÖSTERİLDİ
Müşteki avukatlarından Ünal Demirtaş ise, Bursa ve Balıkesir'de meydana gelen grizu kazaları ile Adana'nın Kozun ilçesinde baraj kapağı patlaması, İstanbul'u Esenler ilçesinde yangın sonucu meydana gelen iş kazalarını hatırlatarak, sürecin daha hızlı ilerlemesini istedi. Avukat Demirtaş, 'Ülkemizde birçok bu şekilde maden ve iş kazası olayları yaşanmaktadır. Benzer nitelikteki olaylarda şüpheliler tutuklanmış ve tutuklu yargılama yapılmıştır. Bu somut olayda ise tutuklu yargılama yapılmadığı gibi aynızamanlarda meydana gelen olaylara ilişkin davalar hemen açılıp, sonuçlanmıştır. Bu dosyada ise aradan 2 yıl geçmesine rağmen henüz yargılamaya başlanabilmiştir ' diyerek, tutuklama kararı verilmesini istedi
ADLİYE ÇIKIŞINDA AİLELERDEN TEPKİ
Yaklaşık 2.5 saat süren duruşmada, sanıkların tutuklu yargılanması ve adli kontrolünü gerektiren talepler reddedilirken, eksik evrakın tamamlanması ve bazı tanıkların dinlenilmesi amacıyla duruşma ertelendi
Gülyavuz, 'O an anlatılmaz ki, onların çocukları ne hissediyorsa ben de onları hissettim. Onların babası, ağabeyleri öldüğünde ne hissettilerse ben onu hissetim. Hepsinin kardeşleri çeksin aynı acıyı. Suçlular tutuklanmalı ' şeklinde tepkisini dile getirdi.